İçeriğe atla

Düzensiz göç

2019 ABD - Meksika sınırı

Düzensiz göç, insanların bir ülkeden başka bir ülkeye yasal olmayacak şekilde girişleri, çıkışları, çıkmaya teşebbüs etmeleri ile yasal bir şekilde giriş yapmalarına karşın yasal kalış hakkını ihlal etmeleri (vize, vize muafiyeti ve ikamet izni ihlali) ve çalışma izinleri bulunmamasına rağmen çalışmaları sonucunda ilgili ülkenin göç yasalarına muhalefet etmeleri durumudur. Düzensiz göç tanımını daha da genişletirsek suça karışan ve kamu düzeni, kamu güvenliği ve kamu sağlığını tehdit eden kişiler de bu tanıma eklenebilir.

Düzensiz göçmenler, transit veya ev sahibi ülkede hukuki statüden yoksun kimselerdir; gözaltına alınma ve sınır dışı edilme veya başka yaptırımlara maruz kalma riskine ve çeşitli kısıtlamalara tabi olurlar.[1]

Tanımlar

Yasa dışı göç ve düzensiz göç ayrımı

Düzensiz göç kavramı için açık veya genel kabul gören bir tanım yoktur. Eğer göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti söz konusu değilse; gönderen, transit ve kabul eden ülkelerin düzenleyici kurallarının dışında gerçekleşen göç hareketliliklerini, "yasa dışı göç" olarak değil, "düzensiz göç" olarak adlandırmak daha yaygındır.[2] Ayrıca bazı araştırmacılar bir insanın değil ancak bir eylemin yasadışı olabileceğini belirterek insanların yasalar önündeki tanınırlığının ve haklarının yok sayıldığı gerekçesiyle "yasa dışı göçmen" ifadesini reddederler;[3] "düzensiz göçmen" veya "kayıt dışı göçmen", "belgesiz göçmen" gibi ifadeler kullanılır.

Mültecilik ve düzensiz göç ayrımı

Türkçede mülteci, kaçak göçmen ve sığınmacı terimleri sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır; ancak farklı durumları ifade ederler.[3] Mültecilik, "dini, tabiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri nedeniyle zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da bahsedilen korku sebebiyle yararlanmak istemeyen" kişilerin durumudur. 1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme uyarınca devletler, mülteciler için "geri göndermeme" ilkesini uygulamak zorundadır. Sığınmacı, mültecilik başvurusu yapmış, henüz başvurusu soruşturma aşamasında olan kişilerin durumunu ifade eder. Düzensiz göçmenlik, kişinin mültecilik başvurusunun reddedildikten sonra ülkede kalmayı sürdürmesinden veya başka nedenlerden kaynaklanıyor olabilir.

Mekik göç, transit göç ve sığınmacı göç

Hedef ülkeye ulaşma, geri dönme ya da hedef ülkeye yönelik göç sırasında transit ülke kullanma açısından düzensiz göçler üç başlık altında değerlendirilir: İnsanların bulundukları yerden başka bir ülkeye belirli bir süre için göç ederek, daha sonra kendi topraklarına geri dönmesi ile gerçekleşen göçler, mekik göç olarak adlandırılır. Bavul ticareti için veya ev hizmetlerinden çalışmak için eski Doğu Bloku ülkelerinden Türkiye'ye belli bir süre için gelip geri dönülmesi mekik göç örneğidir. Hedef ülkeye ulaşmadan önce kısa bir süre için başka bir ülkede kalınması ile meydana gelen göçler transit göç olarak adlandırılır. Afgan bir göçmenin Avrupa'ya göç ederken bir süre Türkiye 'de kalması transit göç örneğidir. Hedef ülkede kalmak üzere gerçekleşen düzensiz göçler, sığınmacı göç olarak adlandırılır.

Devletlerin düzensiz göçe yönelik politikaları

Sınırlardaki güvenlik önlemleri

Devletler, topraklarında izinsiz olarak kalan ve çalışan insanların varlığını, genellikle egemenlik haklarının çiğnenmesi olarak değerlendirmekte ve bir 'tehdit', 'risk' ve 'suç' olarak ifade edilen bu durumla baş etmek için sınır güvenliğini artırma yoluna gitmektedir. Sınırlardaki güvenlik önlemlerini artırma politikası, düzensiz göç açısından yüksek 'risk' taşıdığı düşünülen sınırlara duvar örme, elektrikli tel çekme gibi uygulamalara kadar gidebilir.[3]

Geri kabul anlaşmaları

Devletler, ülke içindeki düzensiz göçmenleri geldikleri yere (kendi ülkelerine veya transit ülkeye) geri göndermek amacıyla kaynak ülke(ler) ile anlaşmalar yapar söz konusu geri kabulün hangi şartlar ve kurallar çerçevesinde gerçekleşeceğinin belirlerler. Örneğin AB ve Türkiye ve arasında 2013 yılının Aralık ayında bir Geri Kabul Anlaşması imzalamıştır.[4] Türkiye bu anlaşmayla, AB ülkelerine Türkiye topraklarından yasadışı yollarla geçen düzensiz göçmenleri geri kabul edeceğini taahhüt etmiştir.

Yasallaştırmalar

Göçmenlerin bir ülkede, o ülkede devlet tarafından konulmuş göç kurallarına göre yasadışı kalmaları ve/veya çalışmalarını yasal statüye geçirmek için bazı devletler tarafından af programları düzenlenmektedir. Bu tür programlar, özellikle Güney Avrupa ülkelerinde sıklıkla kullanılır.[3] Bu tür programlar, kuralları net bir şekilde belirlenir ve göçmenlerin bilgilendirilmesi sağlanırsa hak ve özgürlüklerinin bulundukları ülkenin devleti tarafından tanınmasında etkili olur.

Düzensiz göçmenlerin yaşamı

Dünyanın farklı yerlerinde düzensiz göçmenlerin gündelik yaşamlarının anlaşılmasına yönelik çalışmalar, göçmenlerin sağlık, eğitim, ikamet etme hakkı, aile hayatı, adil çalışma koşullarına erişim, asgari geçim, adil yargılanma, keyfi tutuklanmama ve gözaltı ve tutuklulukta vatandaşlarla eşit muamele görme hakkı gibi haklara erişimlerinin yetersiz ve kusurlu olduğunu gösterir. Göçmenler, gittikleri ülkelerde vasıflarının çok altında işlerde çalışmakta; devletin sunduğu eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetlerinden yararlanamamakta; "kaçak" ve yasa dışı olmaları ve sınır dışı edilme endişelerinden ötürü resmî kurumlardan yardım talep edememekte ve bu nedenle çeşitli sömürü mekanizmaları karşısında savunmasız durumda kalmaktadır.[3]

Kaynakça

  1. ^ Briggs, V. M. (2009). "The State of U.S. Immigration Policy: The Quandary of Economic Methodology and the Relevance of Economic Research to Know". Journal of Law, Economics and Policy. 5 (1). ss. 177-193. 21 Aralık 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 January 2019. 
  2. ^ "Göç Terimleri Sözlüğü" (PDF). Uluslararası Göç Örgütü. 2017. 17 Nisan 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  3. ^ a b c d e Şenses Özcan, Nazlı (15 Ocak 2015). "Düzensiz Göç Üzerine Bir İnceleme: Küresel Dinamikler, Ulus Devletler, Göçmenler". 26 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  4. ^ "Geri Kabul Anlaşması". AB Türkiye Delegasyonu sitesi. 27 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Temmuz 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Uluslararası Göç Örgütü (İngilizce: International Organization for Migration - IOM) acil durumlarda yardım, mültecilerin yeni bir ülkeye yerleştirilmesi, gönüllü geri dönüşlere yardım, göçmen sağlığı, para gönderme ve yasal göç seçeneklerinin desteklenmesi gibi alanlarda faaliyet gösteren uluslararası bir örgüttür. Merkezi İsviçre’nin Cenevre şehrinde bulunan ve hükûmetler arası bir kuruluş olan IOM, toplam 173 üye devletten oluşmaktadır. 1951 yılında Intergovernmental Committee for European Migration (ICEM) adıyla II. Dünya Savaşı'ndan etkilenerek göç eden insanlara yardım etmek amacıyla kurulan örgüt daha sonra isim değiştirerek bugünkü halini aldı. Örgütün resmi dilleri İngilizce, Fransızca ve İspanyolcadır. Genel sekreterliğini 2018 yılında beri Portekizli bir avukat, sosyalist parti üyesi ve 1995-1997 yılları arasında Savunma Bakanı olarak hizmet etmiş António Vitorino yapmaktadır. IOM, 2016 yılının Aralık ayında tam olarak Birleşmiş Milletler çatısı altına girmiştir. Birleşmiş Milletler Göç Ajansı ismi ile de anılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Mülteci</span> Yerinden edilmiş kişi

Mülteci, dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu ve endişesi taşıyan, bu sebeple ülkesinden ayrılan/ayrılmak zorunda bırakılan ve korkusu nedeniyle geri dönemeyen veya dönmek istemeyen, iltica ettiği ülke tarafından endişeleri haklı bulunan kişi.

<span class="mw-page-title-main">Göçmenlik</span>

Göçmen (muhacir), bir ülkeden başka bir ülkeye yerleşmek amacıyla göç eden kişidir. Hukuki olarak göçmen veya göçmenler, en az iki ülkeyi ilgilendirmektedir. Biri bırakılan ülkedir, öteki yerleşilen ülkedir. Bırakılan ülke için göç bir dışa göç (emigration), yerleşilen ülke içinse bir iç göç (immigration) olayıdır. İçe göçene immigrant, dışa göçene emigrant denir.

<span class="mw-page-title-main">Güvenlik Güçleri ve Adalet Alanında İş Birliği</span>

Güvenlik Güçleri ve Adalet Alanında İş Birliği ya da Adalet ve İçişleri Avrupa Birliği'nin, üç sütun adını verdiği görev alanlarının üçüncüsüdür. Bu sütun büyük ölçüde yasaların uygulanması ve ırkçılığa karşı yürütülen işlemler ile ilgilenir. Daha çok hükûmetlerarası ilişkiler ile ilgilendiğinden bu sütuna Avrupa Komisyonu'ndan, Avrupa Parlamentosu'ndan ve Avrupa Adalet Divanı'ndan gerçekleştirilen müdahale en alt düzeyedir. Avrupa tutuklama emri ve polis güçlerinin denetimi de bu sütunun görev ve sorumluluk alanına girer. Avrupa Birliği içinde birbirlerinden bağımsız işleyen üç ayrı güvenlik birimi vardır: Eurojust, Europol ve Cepol'dür.

<span class="mw-page-title-main">İnsan göçleri</span>

Göç, dini, iktisadi, siyasi, sosyal ve diğer sebeplerden dolayı insan topluluklarının hayatlarının tamamını veya bir bölümünü geçirmek üzere bir iskân ünitesinden, bir başkasına yerleşmek suretiyle yaptıkları coğrafi yer değiştirme hareketidir. Kişisel nedenlerle yer değiştirmeye ve bu esnada nakledilen eşyaların hepsine de göç denmektedir. Ayrıca kuşların, balıkların ve bazı hayvan türlerinin, belli mevsimlerde dünyanın çeşitli yerlerine gitmeleri de göç adıyla anılır.

<span class="mw-page-title-main">Yeni Zelanda'nın vize politikası</span>

Vizeden muaf ülkelerden birinin vatandaşı olmadıkça Yeni Zelanda'ya girmek isteyen bir yabancı uyruklu vatandaşın vize alması gerekmektedir.

İnsan kaçakçılığı ya da göçmen kaçakçılığı, Türkiye Cumhuriyeti'nde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 79'uncu maddesine göre "doğrudan, doğruya veya dolaylı olarak maddi menfaat elde etmek maksadıyla, yasal olmayan yollardan bir yabancının ülkeye sokulmasına veya ülkede kalmasına imkân sağlanması ile birlikte Türk vatandaşlarının ya da yabancıların yurt dışına çıkmasına imkân sağlanması" şekillerinde gerçekleşen bir suçtur. Amerika Birleşik Devletleri yasalarına göre ise "bir veya daha fazla ülkenin yasalarını ihlal ederek, uluslararası sınırlardan kişinin gizlice, sahte belgeler kullanarak aldatma yolu ile yasa dışı şekilde ülkeye girişi ya da bu girişimin kolaylaştırılması, ulaşımın sağlanması, taşınmaya teşebbüs edilmesi" durumlarında gerçekleşen bir suçtur.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa sığınmacı krizi</span>

Avrupa sığınmacı krizi, çok sayıda göçmen ve sığınmacının Avrupa Birliği ülkelerinden sığınma talep etmek amacıyla Akdeniz ve Balkanlar üzerinden Avrupa'ya ulaşmaya çalışmasıyla 2015'te başlayan kriz. Bu kişiler Orta Doğu, Afrika, Güney Asya ve Batı Balkanlar'dan gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları</span> 2030 için Birleşmiş Milletlerin 17 küresel hedefi

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA), Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından 2030 sonuna kadar ulaşılması amaçlanan hedefleri içeren bir evrensel eylem çağrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'ye göçler</span>

Türkiye'ye göçler üç başlık altında incelenebilir.

<span class="mw-page-title-main">Guatemala-Meksika sınırı</span> Kuzey ve Batı Guatemala ile Meksika arasındaki 871 km uzunluğundaki sınır

Guatemala–Meksika sınırı, Guatemala ve Meksika arasındaki uluslararası sınırdır. Sınır kapıları ve yakın yerleşim alanlarında çitler olmasına rağmen, sürekli bir sınır duvarı yoktur. Kuzey ve Batı Guatemala ve Meksika arasındaki sınır, 871 km uzunluğundadır. Sınır boyunca Usumacinta Nehri, Salinas Nehri ve Suchiate Nehri uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'deki Suriyeliler</span> Sığınmacı topluluğu

Türkiye'deki Suriyeliler, Türkiye'de yaşayan Suriye kökenli kişileri ifade eder. Eylül 2024 itibarıyla Türkiye'de "geçici koruma" statüsündeki Suriyeli sayısı resmi rakamlara göre yaklaşık 3 milyon 100 bin kişi olup bu durum Türkiye'yi dünyada en çok mülteciye ev sahipliği yapan ikinci ülke yapmaktadır. Uzun yıllar birinci sırada olan Türkiye, Taliban'ın Afganistan'da iktidara gelişi sonrası İran'a olan göçler sonucu ikinci sıraya gerilemiştir. Geçici koruma altındaki Suriyelilere ek olarak, oturma izni ile Türkiye'de yaşayan Suriye uyruklu sayısı yaklaşık 76 bin olup, Türk vatandaşlığı almış Suriyeli sayısı ise Ağustos 2024 itibarıyla 104 bin 144'ü çocuk olmak üzere 238 bin 768 kişidir.

Küresel göç, bir bireyin yaşadığı devletten farklı bir devlete göç etmesi anlamına gelen uluslararası göç, küreselleşmenin bir sonucu olarak özellikle ekonomik açıdan daha az gelişmiş olan, şiddetin ve savaşların yaşandığı ülkelerden gelişmiş Batı ülkelerine doğru gerçekleşir.

Türkiye'deki Afganlar, Afgan diasporasının bir parçası olan Afganistan'da doğmuş ya da atası olan ve Türkiye'de yaşayan kimselerdir.

<span class="mw-page-title-main">Ekolojik mültecilik</span> Yerel çevrelerindeki değişiklikler nedeniyle yaşadıkları bölgeyi terk etmek zorunda kalmak

Ekolojik mültecilik, ani veya uzun vadeli çevre­sel değişikler sonucunda yaşamları veya yaşam koşulları kötü bir şe­kilde etkilenen; bunun neticesinde daimi yerleşimlerini bir süreliğine veya sürekli olarak terk etmek zo­runda kalan veya bırakılan; aynı ülke içerisinde veya başka bir ülke­ye göç etmek tercihinde bulunan ya da zorunda kalan kişiler veya grupların göç hareketini tanımlayan bir kavramdır. Ayrıca, ekolojik mültecilik hakkında son dönemlerde yapılan çalışmalar incelendiğinde karşımıza ekolojik mültecilik kavramı yerine çevresel mülteci, iklim mültecisi/göçü, iklim değişikliği mültecisi, çevresel olarak yerinden edilmiş kişi, afet mültecisi ve eko-mülteci gibi kavramlar da çıkmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Göçmen karşıtlığı</span> Bir grup insanın yerlisi olmadıkları başka bir ülkeye veya bölgeye yapılan göçe muhalefet

Göçmen karşıtlığı, bir ülkenin vatandaşı başka bir ülkeden göç ile ülkesine gelen sığınmacı veya mülteciyi reddetmesi, onu kabul etmemesi durumu olarak ifade edilir.

<span class="mw-page-title-main">2021-2022 Belarus-Avrupa Birliği sınır krizi</span>

2021-2022 Belarus-Avrupa Birliği sınır krizi, başta Irak ve Afrika'dan olmak üzere on binlerce göçmenin Belarus sınırları üzerinden Litvanya, Letonya ve Polonya'ya akın etmesinden oluşan bir göçmen krizidir. Kriz, 2020 Belarus devlet başkanlığı seçimi, 2020-21 Belarus protestoları, Ryanair'in 4978 sefer sayılı uçuşu olayı ve Krystsina Tsimanouskaya'nın zorla ülkesine geri gönderilme girişiminin ardından Belarus-Avrupa Birliği ilişkilerindeki bozulmayı ciddi şekilde tetikledi.

Mülteci hukuku, devletlerin mültecilere karşı sahip olduğu hak ve görevlerle ilgilenen uluslararası hukukun dalıdır. Mülteci hukuku ile uluslararası insan hakları hukuku veya insancıl hukuk arasındaki ilişki konusunda uluslararası hukuk uzmanları arasında görüş ayrılıkları vardır.

Türkiye göçmen krizi

Bazen Türkiye mülteci krizi olarak da anılan Türkiye göçmen krizi, 2010'larda Türkiye'ye çok sayıda insanın geldiği bir dönemdi. Türkiye, 2014'ten 2019'a kadar her yıl herhangi bir ülke veya bölgede en fazla sayıda kayıtlı mülteci alan ülke ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne (BMMYK) göre dünyanın en büyük mülteci nüfusuna sahip ülkesidir. Çoğunluk, Haziran 2020 itibarıyla 3.591.892 olan Suriye İç Savaşı nedeniyle gelen mültecileridir. 2018'de BMMYK, Türkiye'nin tüm "kayıtlı Suriyeli mültecilerin" %63,4'üne ev sahipliği yaptığını bildirdi.

Geri Kabul Anlaşması, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 16 Aralık 2013 tarihinde Ankara'da imzalanan bir anlaşmadır.