Kyoto Protokolü, küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda mücadeleyi sağlamaya yönelik uluslararası tek çerçeve. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi içinde imzalanmıştır. Bu protokolü imzalayan ülkeler, karbon dioksit ve sera etkisine neden olan diğer beş gazın salımını azaltmaya veya bunu yapamıyorlarsa karbon ticareti yoluyla haklarını arttırmaya söz vermişlerdir. Protokol, ülkelerin atmosfere saldıkları karbon miktarını 1990 yılındaki düzeylere düşürmelerini gerekli kılmaktadır. 1997'de imzalanan protokol, 2005'te yürürlüğe girebilmiştir. Çünkü, protokolün yürürlüğe girebilmesi için, onaylayan ülkelerin 1990'daki emisyonlarının yeryüzündeki toplam emisyonun %55'ini bulması gerekmekteydi ve bu orana ancak 8 yılın sonunda Rusya'nın katılımıyla ulaşılabilmiştir.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 1936'da imzalanan ve Türkiye'ye İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi üzerinde kontrol ve savaş gemilerinin geçişini düzenleme hakkı veren uluslararası sözleşmedir. Sözleşme, Türkiye'ye Boğazlar üzerinde tam kontrol hakkı verir ve barış zamanı sivil gemilerin özgürce geçişini garantiler. Sözleşme, Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelere ait savaş gemilerinin geçişini sınırlar. Sözleşmenin şartları, özellikle Sovyetler Birliği Donanması'na Akdeniz'e erişim hakkı sağlaması yıllar boyunca tartışma konusu olmuştur. 1923'te Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesi'nin yerine geçmiştir. Bu sözleşmeyle birlikte Uluslararası Boğazlar Komisyonu'nun da görevi sonlanmıştır.
Antlaşma, iki ya da daha çok devleti bağlayıcı nitelikteki anlaşmalara denir. Eski dilde antlaşmalara muâhede ya da ahidnâme de denirdi. Lozan muahedesi gibi. Modern diplomaside antlaşma terimi, özel önemi olan uluslararası antlaşmalar için kullanılır. Daha öz önemli antlaşmalara ise, sözleşme (mukavele), tenkihname (düzenleme), protokol, senet, konvansiyon ve anlaşma gibi adlar verilir. Günümüzde antlaşmayla sonuçlanan görüşmeler, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların gözetiminde yürütülmektedir. Antlaşmaların barış, mütareke, ateşkes, tenkihname (düzenleme), dostluk, yardımlaşma, saldırmazlık, ittifak ve konvansiyon (ticaret) resmî, gayriresmî gibi çeşitleri vardır.
Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi ya da CEDAW, 1979'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve taraf devletlere kadınlara karşı ayrımcılığın tüm biçimlerini ortadan kaldırma yükümlülüğü getiren uluslararası bir sözleşmedir.
Cenevre sözleşmeleri ya da Cenevre konvansiyonları, İsviçre'nin Cenevre şehrinde yapılmış dört muahededir. Uluslararası hukukta insan hakları üzerine yapılmış önemli sözleşmelerdendir ve birçok yerde standartları belirler. 1859 yılında Solferino Savaşı'nda yaşanan vahşete şahit olarak etkilenen Jean Henry Dunant'ın çabaları sonucunda oluşmuştur.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 4 Kasım 1950'de İnsan Hakları Bildirisinde bulunan hakları topluca güvence altına almak için Avrupa Konseyi üyelerinin üzerinde anlaştıkları metindir.
Ottawa Antlaşması, 1 Mart 1999 tarihinde yürürlüğe giren, Dünyada büyüyen mayın sorununa karşı; anti-personel mayınlarının kullanılması, stoklanması, üretilmesi ve transferinin yasaklanması ve imhasına dair sözleşme.
Sözleşme ya da Kontrat, iki ya da daha fazla kişi arasında yapılan ve koşullarına uyulması yasayla desteklenmiş olan hukukî işlemlere denir. Tarafların birbirine uygun irade açıklamalarıyla yapılan bir hukuki işlem olan sözleşmenin, genel olarak belirli bir biçimde yapılması zorunlu değildir ama bazı tür sözleşmelerin belirli biçimde yapılması yasalarda öngörülmüştür. Örneğin, taşınmaz malların satış sözleşmesinin resmi biçimde yapılması zorunludur. Sözleşmenin yazılı biçimde yapılması anlaşmazlık durumunda kanıtlamayı kolaylaştırmak için de yararlıdır.
Türk Gümrük Tarife Cetveli, Dünya Gümrük Örgütü bünyesinde uluslararası ticarete konu eşyaların sınıflandırılmasında yeknesaklığı sağlamak amacıyla 01 Ocak 1958 tarihinde yürürlüğe giren ve örgüte üye ülkelerin ulusal tarife cetvellerinin temelini oluşturan Armonize Mal Tanımı ve Kodlama Sistemi´ne uygun olarak 14 Mayıs 1964 tarihinde 474 sayı ile kabul edilen Türk Gümrük Tarife Cetveli Hakkında Kanun´a dayanılarak her yıl Bakanlar kurulu tarafından yenilenerek kabul edilen ulusal, eşya ve ekonomik değer sınıflandırma indeksidir. Armonize Sistem Nomonklatürde Eşya kodları altı haneli rakamlarla gösterilir. Ulusal Tarife Cetvellerinde Eşya kodları on iki haneli rakamlarla gösterilir. Armonize Sistem, Dünya Gümrük Örgütü tarafından yürürlüğe konan sözleşmeye, nomanklatür ise tarife cetvellerinin ilk altı hanesinden oluşan uluslararası indekstir.
KCK, Türkçe tam adı ile Kürdistan Topluluklar Birliği, Abdullah Öcalan'ın teorize ettiği demokratik konfederalizm çerçevesinde kurulan çatı örgüt. KCK bünyesinde Kürdistan'ın sırasıyla Türkiye, Suriye, İran ve Irak sınırları içinde kalan dört parçasını temsil eden demokratik konfederalist siyasi partiler olarak tanımlanan Kürdistan İşçi Partisi (PKK), Demokratik Birlik Partisi (PYD), Kürdistan Özgür Yaşam Partisi (PJAK) ve Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi (PÇDK) bulunur.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler öncülüğünde imzalanan küresel ısınmaya yönelik hükûmetlerarası ilk çevre sözleşmesidir. Sözleşme; insan kaynaklı çevresel kirliliklerin iklim üzerinde tehlikeli etkileri olduğunu kabul ederek atmosferdeki sera gazı oranlarını düşürmeyi ve bu gazların olumsuz etkilerini en aza indirerek belli bir seviyede tutmayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda genel ilkeler, eylem stratejileri ve ülkelerin yükümlülüklerini düzenlemektedir. Sözleşme; hükûmetlerarası düzeyde iklim değişikliğine yönelik ilk çevre mutabakatı olmasıyla önemli olsa da yaptırım gücü zayıftır, taraf ülkeler iyi niyet düzeyinde sözleşmeyi desteklemişlerdir. Bu sözleşme kapsamında 1997 yılında imzalanan Kyoto Protokolü daha somut hedefler içermektedir.
İnsan ticareti, en yaygın şekilde tacirler veya başkaları için cinsel kölelik, zorla çalıştırma ya da cinsel istismar için gerçekleştirilen ticarettir. Bu ticaret aynı zamanda zorla evlilik kapsamında kişilere eş sağlanması amacıyla, organların veya dokuların çıkarılması amacıyla, veya taşıyıcı annelik ya da yumurtaların çıkarılması da dahil olmak üzere bir ülkede/uluslararası alanda yapılabilir. İnsan ticareti baskı yoluyla mağdurun özgür olarak hareketini engellediğinden dolayı kişiye karşı işlenen bir suçtur ve kişilerin istismarı söz konusudur. İnsan ticareti suçunun gerçekleşmesi için mutlaka kişinin bir yerden, başka bir yere hareket ettirilmesine gerek yoktur.
İnsan haklarının bölgesel düzlemde tanınması, korunması ve uygulanmasına ilişkin düzenlenmiş üçüncü belge niteliğinde olan Afrika İnsan ve Halkların Hakları Şartı, 27 Haziran 1981 tarihinde Afrika Birliği Organizasyonu tarafından kabul edilmiş olup, 21 Ekim 1986 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Kadına yönelik şiddet, kadınların cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları fiziksel, cinsel, psikolojik acı veya ıstırap veren ya da verebilecek olan her türlü eylem, uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit edilme, zorlanma veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakılmalarıdır.
İstanbul Sözleşmesi ya da tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir.
Birleşmiş Milletler İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı veya Küçültücü Muamele ve Cezaya Karşı Sözleşme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 10 Aralık 1984 tarihli oturumunda 39/46 sayılı kararla kabul edilmiş ve 26 Haziran 1987 tarihinde yürürlüğe girmiş sözleşmedir. Bu protokol, insan hakları ihlalleri olduktan sonra müdahale etme mantığı üzerine kurulmuştur.
Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme veya 1951 Mülteci Sözleşmesi, çok uluslu bir Birleşmiş Milletler sözleşmesi olup mülteci statüsünü, sığınma hakkı almış şahısların haklarını ve sığınma hakkı veren ülkelerin sorumluluklarını tanımlar. Sözleşme aynı zamanda savaş suçluları gibi mülteci olarak nitelendirilmeyen şahısların statülerini de düzenler. Sözleşme ayrıca kendi altında basılan seyahat belgeleri aracılığıyla vizesiz seyahat imkânı sunar. Mülteci Sözleşmesi Cenevre'de imzalanmış olmasına rağmen, silahlı çatışmaları düzenleyen dört sözleşmenin Cenevre Sözleşmesi olarak bilinmesi nedeniyle, Mülteci Sözleşmesinden Cenevre sözleşmesi olarak bahsetmek yanlış olacaktır.
Kısaca Barselona Sözleşmesi olarak bilinen Akdeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) 1974 yılında kurduğu “Bölgesel Denizler Programı” kapsamında Akdeniz'deki gemilerin, uçakların ve kara taşıtlarının yol açtığı kirlenmeyi önleyerek ve azaltarak Akdeniz'in korunması hedefini içeren sözleşmedir. Bölgesel Denizler Programı, Akdeniz’e kıyısı olan ülkeler ve Avrupa Birliği’nin katılımıyla, Akdeniz Eylem Planı’nın (MAP) 1975 yılında oluşturulmasıyla sonuçlanmıştır. MAP ise daha sonra “Akdeniz’in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi” 1976 yılında Barselona'da kabul edilmesine zemin olmuş, 1978 yılında BS yürürlüğe girmiştir.
1923 Boğazlar Sözleşmesi veya 1923 Lozan Boğazlar Sözleşmesi, İstanbul ve Çanakkale Boğazları'nın statüsünü 1923-1936 yılları arasında düzenleyen sözleşmedir. 143 maddeden oluşan Lozan Antlaşması'nın bölümlerinden birini oluşturur. 1936 yılında Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin imzalanmasıyla birlikte hükmü sona ermiştir.
Uluslararası insan hakları hukuku, insan haklarını sosyal, bölgesel ve yerel düzeylerde geliştirmek için tasarlanmış uluslararası hukuk bütünüdür. Bir uluslararası hukuk biçimi olarak, uluslararası insan hakları hukuku, öncelikle egemen devletler arasında, üzerinde anlaşmaya varan taraflar arasında bağlayıcı yasal etkiye sahip olmayı amaçlayan antlaşmalardan oluşur; ve geleneksel uluslararası hukuk kapsamındadır. Diğer uluslararası insan hakları belgeleri, yasal olarak bağlayıcı olmamakla birlikte, uluslararası insan hakları hukukunun uygulanmasına, anlaşılmasına ve geliştirilmesine katkıda bulunur ve bir siyasi yükümlülük kaynağı olarak kabul edilir.