Düceyil Muharebesi
Düceyil Muharebesi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Moğol Süvarileri | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Abbâsî Halifeliği |
| ||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Mücahidüddin Aybeg | Baycu Noyan Buka-Timur | ||||||
Güçler | |||||||
20,000[1] | 20,000 | ||||||
Kayıplar | |||||||
Hemen hemen tüm ordu imha edildi. | Bilinmiyor. |
Düceyil Muharebesi Mengü Han'ın Şam ve Mısır genel valisi tayin ettiği Hülagû Han'ın komutanı Baycu Noyan ile Abbâsî Halifeliği arasında yapılan ilk ve son meydan muharebesidir.
Arka Plan
1251 yılında Büyük Han seçilen Mengü Han, yapılan kurultayda kardeşi Hülagû'yü Şam ve Mısır genel valisi tayin etmiş, Moğol İmparatorluğu'nun sınırlarını daha da genişletmeyi amaçlamıştır. Hülagû Han kurmuş olduğu muazzam büyüklükteki (yaklaşık 120.000) ordusuyla Horasan, İran ve Irak üzerine yürüyerek bundan önce bölgede yapılan daha çok çapul ve ganimet elde etme amaçlı saldırıları daha çok kuvvetlendirerek tam bir hakimiyet sağlamayı başarmıştır. Mazenderan bölgesindeki Haşhaşiler'e karşı savaşarak bu tarikatı tarih sahnesinden silmiştir. Ordusunun Müslüman topraklarında savaşması nedeniyle, Haçlılar, Gürcüler ve Ermeniler'e elçiler göndermiş ve ordusuna asker takviyesinde bulunarak Hristiyan ittifakı oluşturmuştur.
Yolu üzerinde bulunan Hilafet topraklarını önce savaşmadan elçiler vasıtasıyla kendine bağlamak isteyen Hülagû Han, Abbâsî Halife Mustasım Billah'a elçi göndererek Moğol İmparatorluğu'na bağlı vasallık teklifinde bulunmuştur. Veziri İbnü'l Alkami'nin kendisine yapmış olduğu baskılar nedeniyle bu isteği reddetmiş olan Halife, yaklaşmakta olan Moğol tehlikesine karşı Müslüman topraklarındaki hükümdarlara Cihat çağrısında bulunmuş ve başkent Bağdat'ta hazırlıklara başlamıştır.
İlerleyiş
27 Mart 1257 yılında genel anlamda Bağdat üzerine sefere çıkan Hülagû, kuşatma sırasında Bağdat için gelebilecek ordu veya birliklerin önünü kesmek adına ordusunu 3 kol'a bölmüştür. Sol kanadın komutasını Ketboğa'ya vererek Bağdat'ı güney yönünden kuşatmasını emretmiştir. Merkezi kendi komutasına alan Hülagû, sağ kanadın komutasını da Baycu Noyan'a bırakmıştır. Bu kol Erbil üzerinden Musul'a yürüyecek ve Bağdat'ı batı yönünden kuşatmaya alacaktır. Baycu aldığı emirle hemen harekete geçerek önce Erbil'e ulaşmış, daha sonra da Dicle Nehri'ni Musul yakınlarından nehir üzerine kayıklardan kurulu özel bir köprü vasıtasıyla karşı tarafa geçmiştir.[2] Bu köprü Baycu oraya varmadan önce Musul Atabey'i Bedreddin Lülü tarafından kurulmuş ve Moğol ordusunun zaman kaybetmeden hareket etmesi sağlanmıştır. Baycu Noyan güneye inmeye devam ederek Tıkrit'e varmış ve burada, Hülagû'nün Hamedan'dan göndermiş olduğu takviye birliklerle kuvvetlenmiştir.
Muharebe
Kuzeyden yaklaşmakta olan Moğol kuvvetlerini durdurmak adına Halife Mustasım Billah, devletin mali işler sorumlusu Devatdar-ı Sağir Mücahidüddin Aybeg komutası altında 20.000 kişilik Kürt askerlerden[3] oluşan bir kuvveti savaşa göndermiştir. Bağdat'ın kuzeybatısındaki Enbar mevkiinde iki ordu karşılaşmıştır.
Buka Timur komutasında[2] ilerleyen bir öncü kol Abbâsî ordularıyla karşılaşmış ve ani bir vur-kaç taktiğiyle geri çekilmeye başlamıştır. Mücahidüddin Aybeg bu geri çekilmeyi Moğol ordularının yenilgiye uğraması olarak sanmış ve düşman askerlerini takip etme emri vermiştir. Düceyil'e kadar geri çekilen Moğol ordusu, burada Baycu Noyan'ın kurmuş olduğu pusuyla Abbâsî ordularına şiddetli bir saldırıya başlamıştır. Gün batımına kadar süren çarpışmalarda iki tarafta birbirlerine üstünlük sağlayamayınca, ertesi gün devam etmek için oldukları yerde kamp kurmuşlardır.
Moğollar gece olunca savaştıkları alanda bulunan Düceyil Nehri üzerine kurulmuş olan bentleri yıkarak, Hilafet ordusunun arkasındaki ovayı sular altında bırakmışlardır.[2] Ertesi gün ani bir saldırıya geçen Moğol ordusu, Abbâsî ordularını bozguna uğratmıştır. Askerlerin birçoğu öldürülmüş, kaçanlar ise suda boğularak can vermiştir.
Sonuçları
Küçük bir kuvvetle canını kurtarmayı başaran Mücahidüddin Aybeg, yol boyunca sadırıya uğrayarak Bağdat'a büyük zorluklarla ulaşmıştır.[4] Başkente dönen Devatdar yaklaşmakta olan tehlikeye karşı alınan tedbirleri yetersiz görmüş ve surların tahkim edilmesini hızlandırmaya çalışmıştır. Bu galibiyetle birlikte ilerleyişini sürdüren Moğol kuvvetleri, Bağdat'ın batı surlarını kuşatmaya alarak, şehre gelebilecek yardımcı kuvvetlerin önünü kesmiştir.