İçeriğe atla

Dîn

Dîn (Arapçaدين telaffuz şekliyle Diin, Dīn, Diyn), İslam ile özdeşleşmiş olan fakat Arap Hristiyanlar tarafından da ibadetleri sırasında yaygın olarak kullanılan Arapça bir kelimedir. Bu terim bazen "din" olarak tercüme edilmekle beraber, Kur'an da kullanıldığı üzere hem müttaki Müslümanlar tarafından ilâhî kanunlara uymak maksadıyla takip edilmekte olan yola ya da şeriata, hem de hiçbir şefaatçinin yardımının fayda etmeyeceği bir günde bütün insanlığın kaçınılmaz olarak Allah önünde hesaba çekilerek bu dünyada yaptığı iyilikler karşılığında mükafatlandırılacağı ve işlemiş olduğu kötülükler karşısında da cezalandırılacağı ilâhi hüküme işaret etmektedir.[1]

İslam hat sanatı ile "Allah" yazılımı. (Ayasofya)

Müslümanlıkta Dîn algısı

Kelime olarak Dîn Kur'an'da 79 ayette geçmektedir.[2] Fakat diğer dillerde tam bir karşılığı bulunmayan bir kelime olduğundan bazı yanlış algılamalar söz konusu olabilmektedir. Örneğin, bu terim genellikle diğer dillere Kur'an tercümeleri yapılırken hatalı olarak Din olarak çevrilmektedir. Kur'an'ın ifadesine göre ise Dîn, Allah'a tam teslimiyet hâli olarak tanımlanmaktadır.

Her ne kadar seküler Müslümanların pratik yaşamlarındaki Dîn algıları ve tasvirleri, yaşamın diğer alanlarından ayrılmak suretiyle uygulamaya konulabilen şeyler bağlamında yaygın anlamıyla gündelik yaşantıda kullanılmakta olan din tanımı ile tamamıyla örtüşmekteyse de, hem genel kanı sahibi hem de ıslahat yanlısı olan Müslüman yazarlar "Dîn" kelimesini Kur'an ve hadislerde ifade edildiği gibi tanrının ilâhi amacının himayesi altında sürdürülen kapsamlı bir yaşam tarzı olarak algılamaktadırlar. İlerici olarak tanınan bir Müslüman yazarın da dikkate değer bir şekilde belirttiği gibi, camide sürdürülen yaşam şekliyle alakası bulunmayan İslam bir Dîn olarak hiçbir noksanı bulunmayan bir yaşam tarzıdır.[3]


Bibliyografya

Kaynakça

  1. ^ Kur'an ayetlerinden örnekler 1:4, 2:256, 4:46, 8:72, 9:11, 9:122, 15:35, 22:78 ve benzerleri ayetler.
  2. ^ Gulam Ahmed Pervez, Exposition of the Qur’an, s. 12, Tolu-E-Islam Trust, 1941.
  3. ^ Amina Wadud, Inside the Gender Jihad, s. 92, Oneworld Publications, 2006.

İlgili Araştırma Makaleleri

Allah (Arapça: الله, romanize:

<span class="mw-page-title-main">İslam</span> tek tanrılı İbrahimî bir din

İslam (Arapça: اَلْإِسْلَامُ, romanize:

Cihat, İslami bir terim. Arapça "mücadele" kökünden gelir ve güncel Türkçede çoğunlukla "İslam uğruna savaşma" anlamında kullanılır.

Ru'yetullah, İslam dini terimi. Allah'ın âhirette gözlerle görülmesini tanımlar. Kelâm ilmindeki tartışma konularından birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Ahmedîlik</span> dinî hareket

Ahmedîlik veya resmî olarak Müslüman Ahmediye Cemaati, Mirza Gulâm Ahmed tarafından Hindistan'ın Pencap eyâleti sınırlarında kalan Kadıyan kasabasında kurulan dinî hareket.

<span class="mw-page-title-main">İlahi</span>

İlahi, Allah'ı veya çeşitli kutsal kişi ya da varlıkları övmek amacıyla bestelenen sözlü dinî şarkılar. İlahi kelimesi Arapça kökenli bir kelimedir ve "Ey Tanrım!" anlamına gelmektedir.

Hanif kelimesinin kaynağı ve anlamına dair çeşitli görüşler bulunmakta; Arapça, İbrânîce, Süryânîce veya Habeşçe bir kökten geldiği öne sürülmektedir. Kelimenin kökünü oluşturan “hnf” bütün Sâmî dillerde ortaktır. Kelimenin Ken‘ânîce şekli olan hanpa ve hanapu Tell el-Amarna tabletlerinde ortaya çıkmaktadır. Bu metinlerde kelime “kötülüğe meyilli ve sapkın olmak, iftira etmek” anlamlarındadır. Yeni İbrânîce ve Mişna’da kullanılan Yahudi-Ârâmî (Judeo-Aramaic) dilinde “iki yüzlü olmak”, Süryânîce şekli olan hanfo (hanpa) ise “putperest” anlamına gelmektedir.

İslam peygamberleri, İslâm dininde Âdem ile başlayıp Muhammed ile son bulan ve peygamber oldukları kabul edilen dinî şahsiyetlere denir.

Ensar, Arapçada "yardım edenler, yardımcılar" demektir. Sıfat olarak, "herkesi seven, herkese yardım eden" demektir.

Tevhit ya da tevhid, teizm tarifinin İslâm terminolojisindeki karşılığıdır.

Şeytan ayetleri, Muhammed tarafından önce vahiy olarak açıklanıp sonrasında bu ayetlerin Şeytan isimli varlık tarafından kulağına söylendiği ifade edilerek Kur'an'dan çıkartıldığı belirtilen ayetlerdir. Bu ayetlerle ilgili rivayetler, Taberî, Vâkidî, İbn Sa'd, Ebu Cafer Taberi ve İbni İshak'ın eserlerinde yer almıştır. Şeytan ayetleri kavramı ilk defa İskoç tarihçi William Muir tarafından 1858'de kullanılmıştır.

Rüfailik ya da Rifâiyye, tasavvufi inanışa göre kurucusu ve piri Ahmed er Rüfâi olan İslamîyetin bir tarikatıdır.

<span class="mw-page-title-main">Şura</span> "Danışma" kelimesinin Arapçası

Şura "danışma" için kullanılan Arapça bir kelimedir. Kuran, Müslümanları işlerini birbirleriyle istişare ederek karar vermeye teşvik eder. Şura ilkesi örneğin bir konsey veya referandum şeklini alabilir.

Sadaka, İslam dinine ait bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Huri</span> Cennette erillere verileceği vadedilen dişiler

Huri veya Arapça kullanım şekliyle Hûr, Cennet kadınlarını ve bu kadınların güzelliğini ifade eden bir tabir.

Takiye, İslam dininde bir Müslümanın zor bir durumdan kurtulmak için İslam'ı inkâr ederek Müslüman değilmiş gibi davranmasıdır. Kur'an Nahl suresinde takiye yapmaya izin vermektedir.

İlāh, "tanrı" ile aynı anlama gelen bir Arapça terimdir. Dişil hâli "ilaha"dır ve bu tanrıça ile eşanlamlıdır. Dinsel inanışlarca kutsal görülen ve tapınılan doğaötesi bir varlıktır. İlah kelimesi İslami ritüellerde sıkça kullanılır: ezan, kelime-i şehadet.

İslam inancında imanın şartlarından biri "kitaplara iman"dır. Bu kavram, Allah tarafından bazı peygamberlere kitaplar indirildiğine, bu kitapların içeriklerinin tamamıyle doğru ve gerçek olduğuna inanmak demektir. Kitaplara iman ile ilgili Kur'an'da: "Ey iman edenler, Allah'a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam mânasıyla sapıtmıştır" ifadeleri yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kur'ancılık</span> Kuranı İslamın tek kaynağı kabul eden İslamî düşünce

Kur'ancılık, Kur'aniyyun, Kur'anizm ya da diğer bilinen adıyla Kur'an Müslümanlığı, Kur'an'ı İslam dininin tek ve ana kaynağı olarak kabul eden, hadisleri ve mezhep ayrılığını reddeden düşünce sistemidir.

Kur'an'da insan hakları, ilâhi emirler ve tavsiyeler kapsamında ele alınmış, ayetlerde sıkça yer almıştır. Kur'an, 114 sure, 77.000 kelimeden oluşan kutsal bir kitaptır. 113 suresi besmele ile başlar. Kur'an'da, Müslümanların uyması gereken kuralların sınırlarını çizmiştir. Bu sınırlar içinde Kur'an, insanlara eşit derecede yaklaşır ve insanın belirli haklara, dolayısıyla İnsan haklarına sahip olduğuna işaret eder. Kur'an'da insanlara tanınan haklar, yaşam ve barış içinde yaşama hakkının yanı sıra ekonomik haklara sahip olma, bunları koruma ve koruma altına alma hakkını içerir. Kur'an ayrıca azınlık, kadın hakları ve savaş esirlerine nasıl davranılması gerektiğini belirleyen ölçüte, insanların birbirleri arasındaki etkileşimlerinin düzenlemelerini de içerir. "BM İnsan Hakları Beyannamesi ve Kur'an" ve "İslam 101: Temel İnsan Hakları" makalelerinden alınan her bölüm bir Kur'an ayetlerini içermektedir.