İçeriğe atla

Déjà vu

Déjà vu (daha önceden görmek) (Fransızca telaffuz: [deʒa vy] [deja vü]), yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık veya görülen bir yeri daha önceden görmüş olma duygusu. Anı daha önceden yaşamışlık hâlidir. Fransızca; déjà (daha önceden) ve voir (görmek) kelimelerinden oluşmaktadır.

Nedenleri

Beynin, yorgunluk hissi veya başka nedenlerden dolayı bir görüntü, ses, vb. herhangi bir girdiyi, giriş anı sırasında algılayamamasından kaynaklanabilir. Beyin bu girdiyi algıladığında kişi bu olayı daha önce yaşadığı hissine kapılabilir.

Ayrıca, beynin sağ lobu ile sol lobunun milisaniyeden daha küçük bir zaman farkı ile çalışmasından da kaynaklanabilir. Bir taraf diğer taraftan önce algıladığı için, geç algılayan taraf bu olayın daha önce yaşanmış olduğu yanılsamasına kapılır. Bu durum sinir aksonlarındaki küçük bir sapmadan kaynaklanır. Yoğun miktarda alkol alımının ertesi sabahı (akşamdan kalma iken) gerçekleşme ihtimali yüksektir.[]

Araştırmalara göre insanların %50'den fazlası hayatlarında en az bir kere déjà vu durumunu yaşamıştır. İnsanların çoğu bir süre sonra, en son ne zaman déjà vu yaşadığını unutur.

Ancak bazı kişilerde bu olaylar onlara çok sıra dışı olduğundan dolayı yaşadıkları déjà vu'leri unutmayabilirler.

İlgili terimler

Déjà entendu

Déjà entendu ([deja antandü]): Bir şeyi daha önce işittiğini sanmak.[1]

Deja fait

Déjà fait ([deja fe]): Bir şeyi daha önce de yaptığını sanmak.[1]

Déjà pensé

Déjà pensé ([deja panse]): Bir şeyi daha önce de düşünmüş olduğunu sanmak.[1]

Jamais vu

Bildiği ve gördüğü bir şeyi veya kimseyi hiç görmemiş olduğunu sanmak.[1] Déjà vu'nün zıddıdır. Bu durumda insanlar tanıdığı bir çevrede yabancılık çekebilirler. Déjà vu'ye benzer nedenlerle ortaya çıkar.

Kaynakça

  1. ^ a b c d "Psikiyatri" (PDF). istanbultip.istanbul.edu.tr. 2009. s. 27. 16 Haziran 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Eylül 2016. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Asunción</span> Paraguayın başkenti

Asunción, Paraguay'ın başkentidir. Aynı zamanda en büyük limanı ve endüstri ile kültürel yönden de en önemli kentidir.

<span class="mw-page-title-main">Platon</span> Antik Yunan filozofu

Platon veya Eflatun, Antik Yunan filozofu ve bilgesi.

<span class="mw-page-title-main">Algı</span> Duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi

Algı, psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamına gelir. Algı, duyu organlarının fiziksel uyarılmasıyla oluşan sinir sistemindeki sinyallerden oluşur. Örneğin, görme gözün retinasına düşen ışıkla, işitme kulağa gelen ses ile oluşur. Algı bu sinyallerin sadece pasif bir şekilde alınması değildir. Öğrenme, dikkat, hafıza ve beklenti ile şekillenebilir. Algı, bu "yukarıdan aşağıya etkileri" kapsadığı gibi duyusal girdinin "aşağıdan yukarıya" işlenmesini de içerir. "Aşağıdan yukarıya işlemler", basitçe, düşük seviye bilgi kullanılarak daha yüksek seviyede bilginin oluşturulmasıdır. Yukarıdan aşağıya işlemler ile kastedilen, kişinin kavram ve beklentilerinin algıyı etkilemesidir. Algılama, sinir sisteminin kompleks işlemlerine dayanır, ancak bilinçsel farkındalığın dışında gerçekleştiği için çoğu zaman kişilere zahmetsizce gerçekleşir gibi gelir.

<span class="mw-page-title-main">Hikâye</span> gerçek ya da tasarlanmış olayları ilgiyi çekecek bir biçimde anlatan, genellikle beş on sayfadan oluşan düzyazı türü

Hikâye ya da öykü, gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa, düzyazı şeklindeki anlatıdır. Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatım türlerinden ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Beyin kanaması</span> Beyni besleyen damarlardan bir veya birkaçının hastalık veya darbe sonucu zedelenip kanaması

Beyin kanaması, beyni besleyen damarlardan bir veya birkaçından dışarı kan sızması sonucu, kanla beslenen bölgenin çalışamaz duruma gelmesidir. Bu durum aniden oluşabilmektedir ve genellikle yüksek tansiyon hastalarında görülebilmektedir. Beyin kanaması sonucu hastada felç, inme meydana gelebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Abdülhey Çoban</span> Kurtlar Vadisi serisinin kurgusal karakteri

Abdülhey Çoban, Kurtlar Vadisi serisinde Kenan Çoban tarafından canlandırılmış kurgusal karakter.

Jamais vu, Dejavu'nün zıddıdır. Fransızca hiç görmedim anlamına gelir. Yaşanan bir durumun, tamamen yabancı geldiği, sanki hiç yaşanmamış gibi hissedildiği bir bellek yanılmasıdır. Kişi kendini anlık olarak daha önce bulunduğu mekânlarda hiç bulunmamış, daha önce konuştuğu insanlarla hiç konuşmamış gibi hisseder. Genellikle amnezinin belli tiplerinde ya da epileptik durumlarda gözlenir.

Fringe, J. J. Abrams, Alex Kurtzman ve Roberto Orci tarafından kurgulanan Amerikan bilimkurgu dizisi. Dizide Kamu Güvenlik Teşkilatı denetimi altındaki FBI'ın bir kolu olan ve Boston, Massachusetts merkezli Fringe Bölümü anlatılmaktadır. Fringe takımı korkunç ve tüm dünyayı etkileyebilecek açıklanamayan olayları açıklamak için alışılmamış bilimsel yöntemlerden ve FBI soruşturma yöntemlerinden yararlanmaktadır. Dizinin yapımında, "Lost", "The X-Files", "Altered States" ve "The Twilight Zone" dizilerinden ilham alınmıştır.

<i>Berlin Üzerindeki Gökyüzü</i> 1987 Almanya Fransa ortak yapımı şiirsel fantastik film

Berlin Üzerindeki Gökyüzü, 1987 Almanya Fransa ortak yapımı şiirsel fantastik filmdir. Özgün adı Der Himmel über Berlin olan film ABD'de Wings of Desire adıyla gösterilmişti. Film Türkiye'de Nisan 1989'da 8. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında gösterildi. 2006 yılında ise filmin Türkçe seslendirilmiş videoları DVD ve VCD formatlarında Arzunun Kanatları adıyla Türkiye'de piyasaya verildi.

<span class="mw-page-title-main">Serebral korteks</span> kafada bir bölüm

Serebral korteks veya beyin korteksi, insan ve diğer memeli beyinlerindeki serebrumun sinir dokusundan oluşan dış tabakasıdır. Beynin diğer kısımlarının çoğunun beyaz renkte olmasını sağlayan yalıtımın kortekste bulunmamasından dolayı rengi gridir. Korteks serebrum ve serebellumun dış kısımlarını örter ve kalınlığı 1,5-5,0 mm arasında değişir. Korteksin serebrumu örten kısımı serebral korteks olarak adlandırılmaktadır.

Hayali anı sendromu veya sahte anı sendromu, aslında hiçbir zaman var olmamış olmasına rağmen gerçek mekan ve gerçek kişilerle zihinde yaratılan bir hikâyeleme senaryosu sonrası oluşan bir fantezi-düş türü olan psikolojik kurmacadır.

Yazgı paradoksu, bilimkurguda tema olarak sıkça kullanılan bir zaman yolculuğu paradoksudur. Zamansal nedensellik döngüsü senaryosuna göre önceden yaşanan 1. olay, daha sonra yaşanacak 2. olayın nedenidir ve zaman yolculuğu dolayısıyla, 2. olay aynı zamanda 1. olayın nedenidir. Zaman yolcusu, zamanda geçmişe yolculuk yapmasını “yazan” ya da “önceden tayin eden” olaylar döngüsüne yakalandığında paradoks başlar. Bu durumda, 2. olay yolcunun zamanda geçmişe gitmesi olayı haline gelir ve 1. olay ise, zaman yolcusunun geçmişte yaptığı ve kendisini geçmişe yolculuk yapması için etkileyen bir olaya dönüşür. Paradoksa göre geçmişe yolculuk eden kişilerin, herhangi bir durumu değiştirme ihtimali yoktur. Sevdiği birine araba çarpmasını engellemeye çalışan birini örnek alırsak, bu kişi kaza olmadan olay yerine yetişmek için arabayla giderken, tam da kurtarmak için geri döndüğü insana çarpar ve gelecekteki kendisinin, geçmişe gitmesine sebep olacak ölüme neden olur.

Bir anının kaynağının yanlış bir şekilde başka bir deneyime atfedilmesi olan kaynak izleme hatası bir çeşit bellek hatasıdır. Örneğin, bireyler henüz yaşanmış bir olayı bir arkadaşlarından öğrenirler, daha sonra bu olayı yerel haberlerde de duydukları zaman, bu olayın kaynağının anısı haberlerden öğrenilmiş gibi yanlış bir kaynağa dayandırılabilir. Bu kaynak izleme hatası, uzun süreli belleğe sınırlı miktarda kaynak bilgisinin kodlanması veya kaynak izlemede kullanılan karar süreçlerinin karışması nedeniyle, normal algısal ve yansıtıcı süreçler kesintiye uğradığında ortaya çıkmaktadır. Depresyon, yüksek stres seviyesi ve beynin sorumlu bölgelerinde meydana gelen hasarlar, bu mekanizmalarda; kesintiye, karışıklığa ve dolayısıyla kaynak izleme hatalarına neden olan faktörlere örnek olarak verilebilir.

Çocukluk amnezisi aynı zamanda bebeklik amnezisi yani unutkanlık olarak da bilinir. Yetişkinlerin 2-4 yaşına kadar olan dönemde olaysal belleklerinde bulunan belirli anılarının zamanını, mekânını, yaşadığı duyguyu ve kimle, nasıl, nerede olduğunu hatırlayamamalarıdır. Bunun yanı sıra 10 yaşından önceki süreçte de olması gerekenden daha az anıya sahip olmaları beklenir. Aynı zamanda bilişsel benlik gelişiminin de kodlama ve ilk anıların saklanması üzerinde etkisi olduğu düşünülür. Araştırmalara göre çocuklar 1 yaşından önce oluşan anılarını hatırlayabilir fakat büyüdükçe ve yaşlanmaya başladıkça bu anıların hatırlanma oranı azalmaya başlar. Çocukluk amnezisi psikologlar tarafından farklı şekillerde tanımlanmıştır. Bazılarına göre ilk anıların hatırlanmaya başlandığı 2-8 yaş aralığında oluşan anıları kodlama, saklama ve geri alma sırasında oluşan değişikliklerin çocukluk amnezisi için çok önemli olduğu düşünülür. Bu bellek yitiminin nedenleri konusunda başlıca üç teori ortaya atılmıştır. Psikanalistler bunun bastırmadan kaynaklandığını ileri sürerken; bilişsel psikologlar dilin gelişmesiyle birlikte bellek kodlamada ortaya çıkan değişikliklerin bu ilk anıların bellek izlerini canlandırmayı imkânsız kıldığını; nöro-psikologlar ise uzun süreli bellek için gerekli sinir mekanizmalarının bu ilk yıllarda işlevsel anlamda yeterince olgunlaşmamış olabileceğini savunmaktadır. Çocukluk amnezisi özellikle sahte anı durumlarında ve beynin erken yaşlardaki gelişimi açısından dikkate alınmalıdır. Çocukluk amnezisi için önerilen açıklamalar Freud’un delillerle desteklenmeyen ve genellikle güvenilmeyen travma teorisi, nörolojik gelişim, bilişsel benlik gelişimi, duygu gelişimi ve dil gelişimidir.

Retrograd amnezi (RA), bir hastalık ya da yaralanma öncesi yaşanan olayların ve öğrenilen bilgilerin hafızadan silinmesidir. Retrograd amnezi Ribot Kanunu ile bağlantılı görülmektedir. Buna göre hastaların travmaya yakın olayları hafızadan silmeleri eski anılara oranla daha muhtemeldir.

<span class="mw-page-title-main">Superior sagittal sinus</span> beyin toplardamarlarından biri

Superior sagittal sinüs beynin orta kısmında, falks serebrinin üst kısmında, duranın iki yaprağı arasında kalan, median fissür boyunca uzanan en büyük toplar damarlardan biridir. Beyin yüzeyinden aldığı venöz kanın ve beyin omurilik sıvısının sistemik dolaşıma geçmesini sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Beyin asimetrisi</span> Beynin asimetrik olması

İnsan nöroanatomisinde, beyin asimetrisi en az iki farklı şekilde görülebilir:

Henry Gustav Molaison, yaygın adıyla H.M., epilepsisinin tedavisi için beyninin iki yarımküresinden medial temporal lobektomi geçiren; bu operasyonla ön hipokampüslerinin üçte ikisi, parahipokampal korteksleri, entorhinal korteksleri, piriform korteksleri ve amigdalaları alınan Amerikalı hasta. Ameliyatın, Molaison'un epilepsisini kontrol altına almakta kısmi bir başarısı olsa da, hastaya yeni bellek edinme yetisini kaybettirmesi gibi büyük bir yan etkisi vardı.

<span class="mw-page-title-main">Ters Piramit</span>

Ters piramit, haber yazımında kullanılan en eski ve en temel tekniklerden birisidir. Günümüzde yazılan haberlerin büyük bir kısmı ters piramit tekniği kullanılarak oluşturulur. Teknik temel olarak haber değeri en fazla olan bilgilerin haberin giriş kısımlarında okuyuculara sunulması ve paragraf ilerledikçe bilgilerin önemliden daha az önemliye doğru azalarak sıralanmasına dayanır. Bu teknik aracılığıyla hem okuyucuların dikkati artırılır hem de zamanı olmayan okuyucuların haberin sadece giriş kısmını okuyarak bilgi sahibi olması hedeflenir. Piramit tekniğinin kullanılması okuyucunun tekrar metni okumasını engellerken aynı zamanda haberden bazı bilgilerin çıkartılmasını (kesilmesini) veya yeni bilgilerin eklenmesini kolaylaştırır.

Beynin evrimi sürecinde etkili olan ilkelerle ilgili belirsizlikler günümüzde hala çözülememiştir. Beyin-vücut oranı allometrik olarak ölçeklenir. Küçük vücutlu memeliler vücutlarına kıyasla nispeten büyük beyinlere sahipken, büyük memeliler daha küçük beyin-vücut oranlarına sahiptir. Primatların beyin ağırlıklarının vücut ağırlıklarına oranları, primat türünün beyin gücünü yönelik fikir verebilmektedir. İnsanlarda bu oran diğer primat türlerine göre çok daha yüksektir, bu da insanların beyin kitle indeksinin diğer primatlara göre daha yüksek olduğunu gösterir.