İçeriğe atla

Dârâ Şükûh

Dârâ Şükûh, farklı dinlere yönelik ilgisi ve incelemeleriyle tanınmış Hindistan'da hüküm süren Babürlü hanedanı şehzadesi ve mutasavvıfı. Babür sarayındaki ünvanı tam olarak Padişahzade-i-Buzurg Mertebe şeklindedir.[1] Babası Şah Cihan ise kendisine "Şah-i-Bulend Ikbal" ünvanını vermiştir.[2]

Dârâ Şükûh

Hayatı

Muhammed Dârâ Şükûh, 20 Mart 1615’te Ecmîr yakınlarında “Şah Cihan” unvanıyla bilinen Babür hükümdarı Hürrem (ö.1076/1666) ile adına Tac Mahal inşa edilen ve “Mümtaz Mahal” lakabıyla bilinen Ercümend Begüm’ün (ö. 1631) oğlu olarak dünyaya geldi.[3]

Muhammed Dârâ geleneğe uygun olarak İslâmî eğitim gördü; Arapça, Farsça ve Sanskritçe öğrendi. Özellikle nazarî ilimlerle ilgilendi, dinî ve tasavvufî bilgisini takviye etmek için bu sahadaki eserlerin belli başlılarını inceledi.

Dârâ Şükûh, 1633’te teyzesinin torunu Perviz’in kızı Nâdira Begüm ile evlendi. Bu evliliğinden Câni Begüm ve Cihân Zîb adında iki kızı ve Süleymân Şükûh ve Sipihr Şükûh adında iki oğlu dünyaya geldi.

Babası Şah Cihan tarafından devlet işleriyle daha fazla ilgilenmesi için kendisine sağladığı imkanlara rağmen babasının rahatsızlığı sırasında kardeşleriyle ortaya çıkan saltanat mücadelesinde başarılı olamadı ve Agra yakınlarında Samargarh’ta kardeşi Evrengzîb’in kuvvetleri karşısında mağlûp oldu (8 Haziran 1658). Hemen ardından 23 Mart 1659’da Ecmîr yakınlarında ikinci defa başarısızlığa uğradı ve esir alındı. Delhi’ye getirildi ve burada mülhidlikle suçlanarak idam edildi (10 Eylül 1659).[4]

Görüşleri

Büyük babası Ekber Şah tarafından başlatılan Hint ve İslâm düşüncelerini bağdaştırma ve Din-i İlahi hareketinden etkilenen Dârâ Şükûh bu alanda incelemeler yapmış ayrıca bu sırada tasavvuf hakkındaki bilgi ve deneyimini de artırmak amacıyla kendisi gibi tasavvufa eğilim duyan kardeşi Bîbî Cemal ile birlikte Sind’den Lahor’a gelen Mısır asıllı Kādirî tarikatı şeyhi Miyan Mar (Miyânmîr veya Miyânecî olarak da anılır) ile tanıştı ve onun halifesi Molla Şah Bedahşî’nin müridi oldu. Tevrat, Zebûr ve İncil'in yanı sıra Hindu kutsal metinlerinden Upanişadlarla da ilgilendi. İbnü'l-Arabi, Fahreddin-i Irâki ve Molla Câmî gibi mutasavvıfların eserlerini inceleyerek Vahdet-i Vücûda dayalı tasavvuf anlayışını benimsedi ve Vahdet-i Vücûd ile Hint mistisizmi arasında paralellikler kurdu hatta Upanişadların Kur’an’da bahis konusu edilen “Gizli Kitap” (Kitâb-ı Meknûn; bk. Vâkıa 56/78) olduğunu, dolayısıyla da onun özünü teşkil ettiğini öne sürdü. Ancak tüm bu farklı görüşlerine rağmen İslamiyeti hiçbir zaman reddetmeyip onun hak din olduğunu ilan etmişti.[5]

Tarihe ilk ciddi karşılaştırmalı dini çalışmalar olarak geçebilecek eserler hazırlatmış ve Hindistan'ın çeşitli panditleriyle birlikte hazırladığı İki Denizin/Okyanusun Birleşmesi anlamına gelen Farsça Mecma-ül-Bahreyn (Farsça: مجمع البحرین) adlı incelemesinde Sufi ve Vedantik görüşler arasında ortak zemini açığa çıkarmaya çalışmıştır.

Eserleri

  • Sefînetu’l‐Evliyâ: 411 velinin hayatını içeren Dârâ Şükûh'un ilk eseridir.
  • Sekînetu’l‐Evliyâ: Lisânullâh Molla Şah Miyan Mîr’in sohbetlerini ve hayatını iceren bir eserdir.
  • Risâle‐i Hak Numâ ve Tarîkatu’l Hakîkât: Mistik basamakları ve mistik yücelişi anlatan iki küçük risaledir.
  • Hasenâtu’l‐Ârifîn/ Şathiyât: Dârâ Şükûh'un 28 yaşındaki mistik vech halleriyle ilgili bir eseridir.
  • Mükâleme‐i Bâbâ Lâl ve Dârâ Şükûh : Dârâ ile Hindu azizi Bâbâ Lâl arasındaki sohbetleri içermektedir.
  • Upanişadlar/Sırr‐ı Ekber : Bu eser bazı Upanişadlar’ın Sanskritçe’den Farsçaya çevirisini içermektedir.
  • Mecma-ül-Bahreyn : Brahmanizmle İslamiyetin karşılaştırıldığı bir eserdir.[6]

Bibliyografya

  • N. R. Farooqi, “Dârâ Şükûh”, DİA, İstanbul 1993, VIII, s.483
  • Ali İhsan Yitik - Aliye Çınar, Dârâ Şükûh ve Eseri Mecma'-i Bahreyn Üzerine, içinde yer aldığı eser Abdurrahman Küçük'e Armağan, (Ed.) Ahmet Hikmet Eroğlu vd., Ankara: Berikan Yayınevi, 2016, s.529-568
  • Sajjad H. Rizvi, “Dara Shikoh”, Medieval Islamic Civilization an Encyclopedia, edt. Josef W. Meri, Routledge, New York‐London, 2006.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ The Shah Jahan Nama of 'Inayat Khan: An Abridged History of the Mughal Emperor Shah Jahan, Compiled by His Royal Librarian : the Nineteenth-century Manuscript Translation of A.R. Fuller (British Library, Add. 30,777), s.4
  2. ^ "Aurangzeb and Dara Shikoh's Fight". 13 Temmuz 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Mart 2024. 
  3. ^ N. R. Farooqi, “Dârâ Şükûh”, DİA, İstanbul 1993, VIII, s.483; Sajjad H. Rizvi, “Dara Shikoh”, Medieval Islamic Civilization an Encyclopedi, edt. Josef W. Meri, Routledge, New York‐London, 2006, s. 194
  4. ^ N. R. Farooqi, “Dârâ Şükûh”, DİA, İstanbul 1993, VIII, s.483-484
  5. ^ N. R. Farooqi, “Dârâ Şükûh”, DİA, İstanbul 1993, VIII, s.484
  6. ^ Ali İhsan Yitik - Aliye Çınar, Dârâ Şükûh ve Eseri Mecma'-i Bahreyn Üzerine, içinde yer aldığı eser Abdurrahman Küçük'e Armağan, (Ed.) Ahmet Hikmet Eroğlu vd., Ankara: Berikan Yayınevi, 2016, s.533-534

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Tasavvuf</span> İslamın içsel, mistik boyutu

Tasavvuf veya Sûfîzm ya da Sûfîlik, İslam'ın iç veya mistik yüzü olarak tarif edilir. Ayrıca Sufizmin batıda yükseltilen içeriğinin "Budizm ve Taoizm gibi içeriksiz güzel yaşama tarzı" olarak yorumlanması da vardır.

<span class="mw-page-title-main">Muhyiddin İbnü'l-Arabî</span> Endülüslü İslam düşünürü, sufi ve filozof (1165–1240)

Muhyiddin İbnü'l-Arabî ya da tam adıyla Muhyiddîn Muhammed bin Ali bin Muhammed el-Arabî el-Hâtimî et-Tâî, ünlü İslâm düşünürü, mutasavvıf, yazar ve şair. Şeyhü'l Ekber unvanı ile de bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Perennial felsefe</span> Daimicilik, tüm insanlar için geçerli ve daimi olan gerçeğin ilkelerinin varlığını savunur

Perennial Felsefe ya da perennializm (daimicilik), evrensel hakikat ilkelerinin insanlık tarihi boyunca tüm kültürlerde ve ruhsal geleneklerde ortak olarak mevcut olduğuna ilişkin felsefi düşünüş.

<span class="mw-page-title-main">Abdülkâdir Geylânî</span> Alim, mutasavvıf

Muhyiddin Ebû Muhammed Abdülkādir b. Ebî Sâlih Mûsâ Zengîdost el-Geylânî ya da daha bilinen adıyla Abdülkādir Geylânî, Büyük Selçuklu Devleti döneminde, günümüz İran'ının Hazar Denizi kıyısındaki Gilan Eyaleti'nde doğan âlim ve mutasavvıf olan Kadiriye tarikatının kurucusu ve İslam filozofu. Türbesi Bağdat'tadır.

<span class="mw-page-title-main">Gazzâlî</span> Fars İslam bilgini ve polimat (y. 1058–1111)

Gazzâlî, yaygın adıyla Îmam-ı Gazzâlî, Ortaçağ Avrupası'nda Latinize edilmiş haliyle Algazelus ya da Algazel, İranlı, Sünni İslam âlimi, mutasavvıfı, müderrisidir. İslam düşünce tarihindeki en önemli ve en etkili fakih, müftü, filozof, teolog, mantıkçı ve mistiklerden birisi olarak kabul edilmektedir. XI. yüzyıl'ın müceddidi olarak nitelendirilmektedir. Gazzali'nin çalışmaları çağdaşları tarafından büyük bir önem ve övgüyle karşılanmış ve "İslam'ın delili" anlamına gelen Hüccetülislam unvanını almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Safevîler</span> 1501–1736 arasında İranda varlığını sürdürmüş devlet

Safevî İmparatorluğu, Safevîler veya Safevî Devleti, 1501 ve 1736 yılları arasında varlığını sürdürmüş, sıkça modern İran tarihinin başlangıcı olarak kabul edilen, İran tarihindeki en önemli hanedanlıklardan biri olan Türk kökenli Safevi Hanedanı tarafından yönetilmiş devlet. Bugünkü İran, Azerbaycan, Ermenistan, Irak, Afganistan, Türkmenistan ve Türkiye'nin doğu kesiminde varlığını sürdürmüş, Şiî Onikiciliği resmî mezhep olarak kabul etmiş ve İran'ın varisi olduğu Safevî Hanedanı'nın devletidir.

<span class="mw-page-title-main">Eşrefoğlu Rûmî</span>

Eşrefoğlu Abdullah Rûmî, Türk şair, mutasavvıf. Eşref-i Rûmî veya Eşrefoğlu Rûmî olarak anılır.

Sufi metafiziği başlıca vahdet (birlik) düşüncesi etrafında gelişmiştir. Öyle ki varlık bir "Mutlak Varlık" ve O'nun aynada yansımalarından oluşan görüntülerden ibarettir. Bu anlayışı açıklayan iki farklı ifade biçimi kullanılır; Vahdet-i vücud ve vahdet-i şuhut. Bazı İslami reformcular bu iki deyim arasındaki farklılığın sadece semantik ve deyimle ilgili olduğunu, özünde bir farklılık içermediğini söylerler. Sufi metafiziğinde diğer dikkat çeken konular hulul, teşkik ve maksut birliği gibi konulardır. Allah ile evren arasındaki ilişkinin tarzı sufiler arasında olduğu gibi, sufi olmayan müslümanlar arasında da tartışılagelmekte olan bir konudur.

<span class="mw-page-title-main">Babürlüler</span> Bir zamanlar Hindistan alt kıtasının büyük kısımlarına uzananan hanedan imparatorluğu

Babürlüler veya Babür İmparatorluğu, günümüzdeki Hindistan ve çevresi üzerinde kurulmuş ve hüküm sürmüş Türk-Moğol kökenli devlet. Çağatay Türkü bir şef ve Timurlu Hanedanı'ndan olan Babür Şah tarafından 1526 yılında kurulan ve 17. yüzyılın sonu ile 18. yüzyılın başında imparatorluğun gücünün zirvesinde olduğu dönemde, Hindistan'ın büyük bölümüne hakim olan imparatorluğun nüfusunun o tarihlerde 3,2 milyon kilometre karelik bir bölge üzerinde 110 milyon ila 150 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Babür İmparatorluğu'nun hakimiyet alanı, en geniş olduğu dönemde bugünkü Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Afganistan'ı kapsamaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Cihangir</span> Babür İmparatorluğunun 4. Hükümdarı (1569-1627)

Cihangir veya tam adıyla Ebü'l-Muzaffer Nûreddîn Muhammed Cihângîr b. Ekber,, Babür İmparatorluğu'nun 4. Hükümdârı (1605-1627).

<span class="mw-page-title-main">Karakoyunlular</span> 1380-1469 yılları arasında bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi, Güney Kafkasya, Azerbaycan ve Kuzey Irak topraklarında egemenlik sürmüş Oğuz Türklerinin kurduğu bir devlet

Karakoyunlular ya da Karakoyunlu Devleti, başkenti Tebriz olan ve 1380-1469 yılları arasında bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi, Güney Kafkasya, Azerbaycan ve Kuzey Irak topraklarında egemenlik sürmüş Oğuz Türklerinin kurmuş olduğu bir devlettir.

<span class="mw-page-title-main">Safiyüddin Erdebilî</span> Safevî Hanedanına ismini veren kişi

Şeyh Safiyüddin İshak Erdebilî, Safevi Tarikatı'nın kurucusu olan mutasavvıf ve şair.

<span class="mw-page-title-main">Ali Şîr Nevaî</span> 15. yüzyıl Özbek şairi şiirleri

Nizamüddin Ali Şîr Nevaî veya yaygın adıyla Ali Şîr Nevaî, 15. yüzyıl Türk şairi.

<span class="mw-page-title-main">Nasîrüddin Tûsî</span> Fars astronom ve polimat (1201–1274)

Nasîrüddin Tûsî, Horasan Selçuklu Devletine mensup olan ve edebiyat dili gerekçesiyle Farsça eserli bir Türk bilim insanı ve Şii İslam'ın Batınî/Tasavvuf filozofu. Söz konusu dönem, Moğol istilası sebebiyle Bağdat'ta, bir yandan karanlık bir dönem, bir yandan da önemli düşünce okullarının kurulduğu ve İslam bilim kurumlarının açıldığı bir dönem oldu. Nasîrüddin Tûsî de bu dönemde yetişmiş İslam dünyasının tanınmış bir bilgesi olmuştur. Azerbaycanlı halk bilimci Memmedhüseyn Tehmasib'a göre efsanevi bir kişilik olan Nasreddin Hoca gerçekte Tûsî'dir.

<span class="mw-page-title-main">Bursalı Mehmed Tahir Bey</span> Türk yazar ve asker (1861- 1925)

Bursalı Mehmed Tahir Bey, Türk yazar, araştırmacı, asker.

<span class="mw-page-title-main">Delhi Sultanlığı</span> Türk-Hint devleti

Delhi Sultanlığı ya da Sultanat-ı Hint, 1206-1526 yılları arasında Hindistan'da hüküm sürmüş olan sultanlıktır.

<span class="mw-page-title-main">Babür</span> Babür İmparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarı

Babür ve Bebür veya tam adıyla Zahîreddîn Muhammed Bâbur Türk lider, Babür İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı. Soyu, baba tarafından Timur anne tarafından Cengiz Han'a dayanan Babür Şah, 1519'dan itibaren Hindistan'a düzenlediği seferler sonunda bütün Kuzey Hindistan'ı kontrol altına alıp 1526'da Delhi Sultanlığı'na son vererek günümüzdeki Afganistan, Pakistan ve Hindistan'ın kuzeyini kapsayan topraklar üzerinde Babür İmparatorluğu'nu kurdu.

<span class="mw-page-title-main">Azerbaycan edebiyatı</span>

Azerbaycan edebiyatı Azerbaycan dilinde yazılan edebiyatı veya Azerbaycanlı yazarların, şairlerin veya Azerbaycanlı muhacirlerin yazdığı edebiyatı ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Miyan Mir</span>

Miyân Mîr Muhammed b. Sâin Data b. Kādî Kalender Fârûkī Lâhûrî, Müslüman mutasavvıftır. Lahor'da yaşamıştır. Halife Ömer bin Hattab'ın soyundandır. Kadirîlik yoluna mensuptur. Babür imparatoru Şah-ı Cihan'ın en büyük oğlu olan Dara Şikoh'un ruhani eğitmeni olarak tanınmıştır. Kadilik'te Miyan Hail kolunun kurucusu kabul edilir. Küçük kız kardeşi Bibi Cemal Hatun öğrencisidir ve kendi çapında önemli bir sufi kabul edilir.

Sadık Bey Sadıki, Safevi dönemi ressamı, şairi, biyografi yazarı, askeri ve minyatürcüsü olmuştur. 1533 yılında Tebriz'de doğdu, Kazvin'e yerleşmeden önce birkaç yılını gezgin bir derviş olarak geçirdi ve burada Şah sarayında çeşitli görevlerde bulundu. Nihayetinde 1596'da Şah kütüphanesindeki görevinden azledildi ve 1610'da İsfahan'da ölmeden önce son yıllarını kendi yazılarına odaklanarak geçirdi.