İçeriğe atla

Cryptosporidiosis

İnsan dışkısından izole edilen Cryptosporidium muris ookist'leri.

Cryptosporidiosis, kısaca Crypto olarak da bilinir. İnsan ve hayvan sindirim kanalında çoğalan protozoonların neden olduğu ve şiddetli ishalle karakterize bir hastalıktır. Hastalık ilk olarak 1907'lerde farelerde belirlenmiş fakat, yaklaşık son 30 yıldır insanlarda da hastalığa neden olduğu belirlenmiştir.

Etken özellikleri ve yayılım

Cryptosporidium spp intrasellüler (hücre içi) extrasitoplazmik bir protozoondur. İnsanları da kapsayan çok sayıda omurgalı türünde gastrointestinal epitelin mikrovillus sınırında yıkıma neden olan apikomplexan parazitlerdir. Klinik tablo enfekte konağın tipine, immun durumuna ve yaşına bağlı olarak çok değişkenlik gösterir.[1] Bazen 20 litreye varabilen kolera benzeri diareye(ishal) neden olup, hayatı tehdit edici bir tablo oluşturabilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ve 5 yaş altı çocuklarda daha sık görülmektedir. AIDS gibi veya immun sistemin baskılandığı başka viral vb enfeksiyon geçiren hastalarda, özellikle CD4 lenfositlerinin 200/ml altına düştüğü koşullarda bu parazitin görülme sıklığı daha da yüksek olup hastalığın seyri kötü olmaktadır.[2][3] Cryptosporidium türleri çevrede oldukça yaygındır ve yalnızca insanlardada değil, çok sayıda hayvan türünde de özellikle buzağılarda enfeksiyona neden olabilmektedir. Bu yüzden insana bulaşma çok değişik yollardan olabilmektedir.[4]

Bazı meslek gruplarındaki bunlar özellikle hayvancılıkla uğraşanlar, veteriner hekimler, laboratuvar personeli, kreş vb personeli; çocuklar ve yaşlılar, endemik bölgelere yolculuk edenlerde, hijyenik koşulların yetersiz olduğu yerlerde yaşayanlarda ve enfekte kişilerle yakın temasta bulunanlarda hastalığa yakalanma yüzdesi yüksektir.[5]

Cryptosporidium cinsi, Apicomplexa filumunda, Coccidiasina alt sınıfında, Eucooccidiida takımı ve Eimeriina alt takımında, Cryptospordiidae ailesinde sınıflandırılmaktadır.[6] Hastalığın ortaya çıktığı konağa, konağın seçiciliğine, enfeksiyon yerine ve parazit morfolojisine göre en az 22 tür bildirilmiş olmasına rağmen pek çok araştırmacı yaklaşık 13 türün varlığını kabul etmektedir.[7]

Yaşam çemberi

Cryptosporidium spp. yaşam döngüsü

Cryptosporidium'un enfektif formu olan ookist'ler, konak tarafından ağız yoluyla alındıktan sonra sindirim kanalında, sindirim enzimleri ve pH'nın da etkisiyle açılır ve sporozoitler açığa çıkar. Bu sporozoitler enterositlere girerek, apikal bir vakuolün içinde, hücre membranı tarafından korunarak gelişir.[8] Sporozoitler, trofozoitlere dönüşür ve daha sonra aseksüel çoğalma (merogoni) ile tip-1 meront'lara dönüşür. Tip-1 merontlardan meydana gelen merozoit'ler, yeni hücrelere girerek aseksüel çoğalma ile ya trofozoitlere dönüşür ve tekrar Tip-1 merontları oluşturur ya da Tip-2 merontlara dönüşerek seksüel çoğalmayı başlatır. Tip-2 merontlardan meydana gelen merozit'ler makro ve mikrogametositlere, bunlar da makro ve mikrogametlere dönüşür.Mikrogamet'in, makrogamet'i döllemesi ile olgunlaşmamış ookist oluşur. Tipik olarak 4-8 μm uzunluğunda ölçülebilen küçük bir ookist ve her bir ookist içerisinde 4 adet sporozoit vardır. Sporokist'ler şekillenmemiştir. Bu ookistlerin yaklaşık % 20'si ince cidarlıdır ve iç otoinfeksiyona neden olurlar.Ekskistasyon ile 4 adet sporozoit serbest kalarak ince bağırsakta enterositlere girmekte ve trofozoitlere dönüşmektedir. Bu ookistlerin yaklaşık %80'i ise dış çevre koşullarına dayanıklı ve bulaşmadan sorumlu olan kalın cidarlı ookistleri oluşturur.[9]

Epidemiyoloji

Parazitin gerek kimyasal, gerek fiziksel inaktivasyona kuvvetle direnç göstermesi, enfeksiyon meydana getirmek için az sayıda ookistin yeterli olması, hızla çoğalma yeteneği ve çok sayıda konağın varlığı, parazitin yayılım ve taşınmasında önemli faktörlerdir.[10]

Hastalığın tanısı ve klinik bulgular

Cryptosporidiosis, sağlıklı kişilerde tipik olarak 9- 15 gün süreyle seyreder, kendini sınırlar ve tam iyileşme ile sonlanır. En önemli bulgusu sulu ishaldir. Kramp benzeri karın ağrıları, iştahsızlık, kilo kaybı, bulantı, kusma, subfebril ateş eşlik edebilir.[11] Çocuklarda ve yetişkinlerde klinik görünüm benzer, ancak çocuklukta uzun süre seyreden cryptosporidiosis, büyüme ve gelişme üzerinde kalıcı etkiler bırakabilir.[12] İmmun sistemi zayıf/baskılanmış konaklarda ise enfeksiyon, çoğunlukla kronik ve ağır seyreder. Bazı hastalarda 2 aydan uzun süren ishal, şiddetli dehidratasyon, kilo kaybı ve malnutrisyon görülebilir. Uzun süreli yatakta tedavi gerekebilir ve ölümlere neden olabilir.[13] Klinik olarak belirgin cryptosporidiosis olgularında, genelde dışkı ile çok sayıda ookist atıldığından direkt yayma ve boyamalar tanı için yeterlidir. Bunun için Modifiye Formol Etil Asetat (Ritchie yöntemi) metodu ile dışkı örnekleri çoklaştırıldıktan sonra, Kinyoun Acid Fast boyama yöntemi ile boyanarak etkenler mikroskopta incelenir.[14] Kesin teşhis için immunohistokimyasal yöntemlerden de yararlanılabilir.

Tedavi

Tedavide; Paramomisin, Nitozoxanide, Lasolasid sodyum, Halofuginon ve son zamanlarda makrolid grubu antibiyotikler denenmektedir. Ancak bilinen spesifik bir tedavisi yoktur.[3]

Dipnotlar

  1. ^ Egyed Z, Sréter T, Széll Z, Vargab I. Characterization of Cryptosporidium spp.—recent developments and future needs. Vet Parasitol 2003; 13:103-114.
  2. ^ Dirim D, Turgay N, Alkan M Z. Bir Cryptosporidiosis olgusunun Kinyoun Asit-Fast boyası ve Polimeraz Zincir Reaksiyonu ile takibi. Türkiye Parazitoloji Dergisi 2003; 27: 237-239.
  3. ^ a b Xiao L, Fayer R, Ryan U, Upton SJ. Cryptosporidium Taxonomy: Recent Advances and Implications for Public Health. Clin Microbiol Rev 2004; 72–97.
  4. ^ Clark DP. New insights into human cryptosporidiosis. Clin Microbiol Rev 1999; 12:554–563.
  5. ^ Çeliksöz A, Çelik S. Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi’nde gastroenteritli ve malnütrisyonlu hastalarda Cryptosporidium spp. Araştırması. Türkiye Parazitolji Dergisi 2003; 27: 85-88.
  6. ^ O’Donoghue PJ. Cryptosporidium and cryptosporidiosis in man and animals. Int J Parasitol 1995; 25: 139–195.
  7. ^ Morgan-Ryan UM, Fall A, Ward LA, et al. Cryptosporidium hominis n. sp. (Apicomplexa: Cryptosporidiidae) from Homo sapiens. J Eukaryot Microbiol 2002; 49:433– 440.
  8. ^ Chappella CL, Okhuysen PC. Cryptosporidiosis, CurrOpin Infect Dis 2002; 15:523-527
  9. ^ Monis PT, Thompson RCA. Cryptosporidium and Giardia-zoonoses: fact or fiction? Infection, Genetics and Evolution 2003; 3: 233–244.
  10. ^ Dillingham RA, Lima AA, Guerrant RL. Cryptosporidiosis: epidemiology and impact, Microbes and Infection 2002; 4: 1059–1066.
  11. ^ Akyon Y, Erguven S, Arıkan S, Yurdakok K, Gunalp A. Cryptosporidium parvum in a group of Turkısh children. Turk J Ped 1999; 41: 89-96.
  12. ^ Molbak K, Andersen M, Aaby P. Cryptosporidium infection in infancy as a cause of malnutrition: a community study from Guinea-Bissau, west Africa. Am J Clin Nutr 1997; 65:149.
  13. ^ Farthing M. Clinical aspects of human cryptosporidiosis. Contrib Microbiol 2000; 6: 50–74.
  14. ^ Robin G, Fraser D, Orr N, et al. Cryptosporidium infection in Bedoin infants assesed by prospective evalution of anticryptosporidial antibodies and stool examination. Am J Epidemiol 2001;153:194-201.

Kaynakça

  1. Veteriner Protozooloji. Prof. Dr. B. Ali YUKARI
  2. Veterinary Clinical Parasitology. Anne M. ZAJAC, Gary A. Conboy

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sıtma</span> Dişi anofel sivrisinekler yoluyla taşınan, ateşe yol açan, parazitle bulaşan bir hastalık

Sıtma, hastalık yapıcı bir grup parazit olan plazmodiumların, dişi anofel sivrisinekleriyle insanlara bulaşmasıyla yayılan ateşli bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Bağışıklık sistemi</span> canlılarda hastalıklara karşı koruma sağlayan biyolojik savunma sistemi bütünü

Bağışıklık sistemi, bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, canlı vücudunda geniş bir çeşitlilikte, virüslerden parazitik solucanlara, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye kadar tarama yapar ve onları, canlının sağlıklı vücut hücrelerinden ve dokularından ayırt eder. Bağışıklık sistemi, çok benzer özellikteki maddeleri bile birbirinden ayırabilir, örneğin; bir amino asidi farklı olan proteinleri bile birbirinden ayırabilecek özelliğe sahiptir. Bu ayrım, patojenlerin konak canlıdaki savunma sistemine rağmen enfeksiyon yapmaları için yeni yollar bulmalarına, bazı uyumlar sağlamalarına neden olacak kadar karmaşıktır. Bu mücadelede hayatta kalmak için patojenleri tanıyan ve onları etkisizleştiren bazı mekanizmalar gelişmiştir. Doğadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan doku, hücre ve moleküllere karşı savunma sistemlerine sahiptirler. Hatta bakteriler gibi basit tek hücreli canlılarda da onları viral enfeksiyonlara karşı koruyan enzim sistemleri bulunur. Yüksek canlılardaysa çok daha karmaşık bir bağışıklık sistemi vardır. Omurgalılarda bağışıklık sistemi özel işlevlere sahip çok sayıda farklı hücre ve molekül içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">İnce bağırsak</span> Gastrointestinal sistemde yer alan bir organ

İnce bağırsak, sindirim kanalının mide ile kalın bağırsak arasındaki kısmıdır. Beş yaşından büyük insanlarda boyu 5–6 m arasındadır. Üç kısma ayrılır: duodenum, jejunum ve ileum. Mideden gıdalar duodenuma pilor veya pilorik sfinkter diye adlandırılan bir kas ile girerler. Daha sonra ince bağırsak boyunca peristaltizm olarak adlandırılan kas kasılmaları ile hareket eder.

<span class="mw-page-title-main">Candida albicans</span>

Candida albicans, eşeyli çoğalan, diploit, maya tipi bir mantar türü ve insanlarda oral ve vajinal fırsatçı enfeksiyonların etmenidir. Candida cinsine ait 200 tür olmasına karşın Candida enfeksiyonlarının %75'inin sorumlusu C. albicans'tır. Türkçe okunuşu kandida albikanstır.

<span class="mw-page-title-main">Virüs</span> canlı ve ya cansız arası mikroskobik enfeksiyon etkeni

Virüs, sadece canlı hücreleri enfekte edebilen ve böylece replike olabilen mikroskobik enfeksiyon etkenleri. Virüsler; hayvanlardan ve bitkilerden, bakterilerin ve arkelerin de içinde bulunduğu mikroorganizmalara kadar her türlü canlı şekillerine bulaşabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Escherichia coli O157:H7</span> bakteri

Escherichia coli O157:H7 "koli basili" tabir edilen E. coli bakterisinin en zararlı tipi sayılır; bir gıda zehirlenmesi etmeni olup hemorajik kolit denen hastalığa neden olur. Enfeksiyon bağırsak krampları ile başlar, bunu önce sulu ishal, sonra da çoğu zaman kanlı ishal izler. Bazen küçük çocuklarda hemolitik üremik sendrom olarak adlandırılan böbrek yetmezliği meydan gelir. Genelde bu bakteriyi içeren kıyma etin az pişirilerek yenmesi sonucu hasta olunur. Bakteri ayrıca kişiden kişiye dokunma yoluyla, pastörize edilmemiş süt içmekle, bakterinin karıştığı suyla sulanmış sebze veya meyvelerin yenmesiyle, böyle suda yüzmek veya onu içmek yoluyla da bulaşır.

<span class="mw-page-title-main">İshal</span> gevşek veya sıvı bağırsak hareketleri

İshal veya diyare, bir günde en az üç kez gevşek, sıvı veya sulu bağırsak hareketlerinin olması durumudur. Genellikle birkaç gün sürer ve sıvı kaybı nedeniyle dehidrasyona neden olabilir. Dehidrasyon belirtileri genellikle cildin normal gerginliğini kaybetmesi ve sinirli davranışlarla başlar. Bu durum daha şiddetli hale geldikçe idrara çıkmada azalma, cilt renginde kayıp, hızlı kalp atışı ve yanıt vermede azalmaya kadar ilerleyebilir. Sadece anne sütüyle beslenen bebeklerde gevşek ancak sulu olmayan dışkı normaldir.

Bağırsak florası sindirim sisteminde yaşayıp konak organizmanın sindirimiyle ilgili çeşitli yararlı işlevler gören mikroorganizmalardır.

<i>Escherichia</i>

Escherichia, enterobakteriler (Enterobacteriaceae) familyasında bir bakteri cinsidir. Bu cinsin en ünlü üyesi olan E. coli araştırmacılar tarafından çok ayrıntılı olarak incelenmiş bir model organizmadır. Escherichia türleri Gram-negatif, spor oluşturmayan, seçmeli anaerob, çubuk şekillidir. Çoğu sıcak kanlı hayvanın bağırsaklarında yaşar.

<i>Naegleria fowleri</i>

Naegleria fowleri, Naegleria cinsine bağlı bir protist türüdür. Halk arasında "beyin yiyen amip" olarak bilinen Naegleria fowleri, şekil değiştiren bir amipoflagellat ekskavattır. Patojenik olabilen, serbest yaşayan, bakteri yiyen bir mikroorganizmadır ve naegleriasis veya primer amipli meningoensefalit (PAM) adı verilen son derece nadir, ani, şiddetli ve genellikle ölümcül bir beyin enfeksiyonuna neden olur. Bu mikroorganizma tipik olarak göletler, göller, nehirler, kaplıcalar, endüstriyel veya enerji santrallerinden gelen sıcak su deşarjı, jeotermal kuyu suyu, kötü bakımlı veya minimum klorlu yüzme havuzları, su ısıtıcıları, toprak ve musluk suyuna bağlı borular gibi ılık tatlı su kaynaklarında bulunur. Amoeboid ya da geçici kamçılı evrede görülebilir.

<i>Toksoplazma gondii</i>

Toksoplasma gondii, protozoonlardan Sarcocystidae ailesine,Toksoplasma cinsine mensup tipik bir koksidyan parazittir. Ara konak insan, kuş, sığır gibi omurgalı hayvanlardır. İnsan ve diğer bütün memelilerde hücre içi paraziti olarak yaşar. T.gondii'nin asıl rezervuar konağı yaygın olarak kediler ve kedigillerdir.

<i>Leishmania</i>

Leishmania Kinetoplastida takımından Trypanosomatina alttakımı ve Trypanosomatidae ailesindendir.

Virülans, bir mikrobun patojenliği, yani onun hastalığa neden olma yeteneğidir. Patojenlik terimi mutlak anlamda hastalığa neden olma yeteneği için kullanılır, virülans ise bir patojenin ne derecede hastalık yapabileceğini ifade etmek için kullanılır. Virülansın sıfat hali virülandır. Ekolojik bir bakış açısıyla virülans, bir parazitin neden olduğu, konak organizmadaki evrimsel uyum azalmasıdır.

Viral vektör, moleküler biyologlar tarafından hücre içine genetik malzeme ulaştırmak için kullanılan bir araçtır. Bu işlem canlı organizmanın içinde veya hücre kültüründe yapılabilir. Virüsler, enfekte ettikleri hücrelerin içine genomlarını verimli şekilde taşımak için özelleşmiş moleküler mekanizmalar evrimleştirmiştir. Bir virüs tarafından genlerin aktarımı transdüksiyon olarak adlandırılır, bu yolla enfekte olmuş hücrelerin de transdüklenmiş olduğu söylenir. Moleküler biyologlar bu mekanizmayı ilk defa 1970'lerde kontrol altına almayı becermiştir. Paul Berg bakteriyofaj lambda DNA'sı içeren değiştirilmiş bir SV40 virüsü kullanarak kültürlenmiş maymun böbrek hücrelerini enfekte etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Theileriosis</span>

Theileriosis, özellikle sığırlarda konaklanan olan bir kan protozoon'u olan Theileria spp. türlerinin neden olduğu hastalık.Theileria annulata'nın neden olduğu tropikal theileriosis kan ve lenf dokularının enfeksiyöz bir hastalığır. Hyalomma soyuna bağlı kenelerin ara konaklık yaptığı Theileria annulata, sığırlarda ciddi ekonomik kayıplara neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Babesiosis</span>

Babesiosis, Babesioz ya da Piroplazmoz, Babesia cinsine ait türlerin neden olduğu, malaria benzeri bir hastalıktır. Trypanosomos'dan sonra en çok görülen memelilerin önemli kan parazitidir. İnsanlarda da Babesia bovis, Babesia divergens türleri görülmesinden dolayı, Babesiosis zoonoz özellikte bir hastalıktır. Vektör kenenin ise genelde Ixodes keneleri olduğu bildirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Hepatit</span> Karaciğer inflamasyonu

Hepatit, karaciğer hücrelerinde inflamasyon ile karakterize tıbbi durumdur. İsim Yunanca hepar (ἧπαρ); hepat- (ἡπατ-), karaciğer kökünden ve sonek -itis, "inflamasyon" 'dan türemiştir (c. 1727) Karaciğerdeki inflamasyon zamanla kendini sınırlayabilir ya da fibrozis ve siroza ilerleyebilir.

<i>Klebsiella pneumoniae</i>

Klebsiella pneumoniae Gram negatif, kendiliğinden hareketi olmayan, kapsüllü, fermantasyon yapabilen bir bakteri türüdür.

Mycoplasma incognitus, çeşitli hastalıkları tetikleyen hastalık yapıcı bir etmen olmasının yanı sıra Mycoplasma cinsinden olan insanlarda istilacı bir bakteri türüdür. Bu hastalıklardan bazıları AIDS, Kronik Yorgunluk Sendromu, Tip 1 Diyabet, Parkinson Hastalığı ve Romatoid Artrittir. M. incognitus'un, mikoplazmadan çıkarılan Visna virüsü ile birlikte Brucella bakterisinin mutasyona uğramış bir formu olduğu düşünülmektedir. M. incognitus, immünomodülatör bir etkendir, yani bağışıklık sisteminin antikor üretme yeteneğini azaltarak bağışıklık yanıtını zayıflatabilir. Bu mikoplazma türü oldukça bulaşıcıdır; ter ve kan gibi vücut sıvıları yoluyla kişiden kişiye geçebilir. M. incognitus bir mikoplazma olduğundan, bir hücre duvarına sahip değildir, bu da penisilin veya hücre duvarını hedefleyen diğer antibiyotikler gibi birçok farklı antibiyotiğe doğal olarak bağışık olduğu anlamına gelir. Bununla birlikte, bu yeni mikoplazmanın daha sonraları farklı olmasına karşın, Mycoplasma fermentans formuna yakın olduğu belirlenmiştir.

<i>Plasmodium malariae</i>

Plasmodium malariae, insanlarda sıtma hastalığına neden olan parazitik bir protozoondur. Plasmodium falciparum, plasmodium vivax gibi mikroorganizmaların da içinde bulunduğu, insanlar gibi diğer birçok canlıyı da patojen olarak enfekte edebilen plasmodium cinsinin bir üyesidir. Dünyanın her tarafında gözlenebilen bu parazit plasmodium flaciparum ve plasmodium vivax kadar tehlikeli bir tür olmadığından iyi huylu (benign) sıtma paraziti de denmektedir. Diğer plasmodium tiplerinden üç günde bir yükselen ateş beliritisi ile ayrılır. Plasmodium flaciparum ve plasmodium vivax'ta iki günde bir yükselen ateş gözlenir.