İçeriğe atla

Crohn hastalığı

Crohn hastalığı (Latince enterocolitis regionalis), kronik ve iltihabi bir bağırsak hastalığıdır. Ağızdan anüse kadar sindirim sisteminin herhangi bir bölümünde ya da aynı anda birkaç farklı bölümünde aralıklı iltihaplar ile kendini gösterir. Bulaşıcı olduğu kanıtlanamamıştır. Bir diğer kronik iltihabi bağırsak hastalığı olan ülseratif kolit ile beraber bu grubun ana öğelerini oluştururlar. Her yıl 100.000 kişiden 5-7'si bu hastalığa yakalanır. Sıklığı kuzeye gidildikçe artar. Onlu, yirmili yaşlarda ve 45 ile 65 yaşları arasında daha çok görülmektedir. Ancak her yaş grubundan insan bu hastalığa yakalanabilir. Hastalığın 3 belirgin tipi vardir. Bunlar inflamatuar crohn, fistülize crohn ve fibrostenoze crohn'dur. Ülseratif kolit ile benzer özellikler taşıması nedeniyle adı geçen hastalık ile Crohn arasında karar vermeyi güçleştiren vakalarda entermediyer (intermediary, ing/intermadiaire, fr: ara) bağırsak rahatsızlığı ifadesiyle adlandırılan bir ara kategori de yaygındır.

Sebepleri

Şu anda, hastalığın sebepleri, oluşumu ve gelişimi net olarak bilinmemektedir. Genel kanı genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin hastalığı tetiklediği yönündedir. Aynı zamanda bir özbağışıklık hastalığı olarak da sınıflandırılır. Bunun sebebi hastalığın bağışıklık baskılayıcı ilaçlara verdiği olumlu tepkidir.

Diğer olası sebeplerin aşırı temizlik ve sağlık standardlarının bağırsak florası üzerindeki etkisi, psikosomatik faktörler veya hayvanlarda da Johne hastalığına sebep olan mikobakteri türleri ile ilgili olduğuna inanılmaktadır. Kadın ve erkeklerde dağılımı aynıdır. Sigara içenlerin bu hastalığa yakalanma riskleri içmeyenlere göre daha fazladır.

Bu hastalığın genel seyri hastalıktan oluşan şikayetlerin artması (lat. Exacerbatio) ve çoğunlukla belirtilerin tedavisi sonucu oluşan remisyonların birbirini takibi şeklindedir. Zaman aralıkları ve tedaviye cevap hastadan hastaya farklılık göstermektedir.

Belirtileri

İlk belirtiler yorgunluk, halsizlik, uykuya eğilim, karında şişlik ve ağrı, karnın çoğunlukla sağ alt bölgesinde ağrı ve kanlı da olabilen ishaldir. Aynı zamanda sebepsiz ateşlenme, kusma, iştahsızlık ve kilo kaybı görülebilir. Bu belirtilerin biri ve birkaçı hastalık sırasında görülmeyebilir. Aşağıda sayılan olası komplikasyonlar hastalığın başlangıç evresinde görüldükleri takdirde ise, hızlı ve doğru teşhis koymayı zorlaştırabilirler. Hastalığın nerede olduğuna, inflamasyonun ne kadar şiddetli olduğuna ve belirtileri algilama durumuna bağlı olarak semptomlar değişkenlik gösterebilir. En yaygın yerleşim ince bagırsağın sonudur.

Olası komplikasyonları

Hastalığın ilerleyişine ve safhalarına göre aşağıdaki komplikasyonlar ortaya çıkabilir:

  • Eklem ağrıları, artrit
  • Göz iltihapları (üveit)
  • Deri iltihapları (Erythema nodosum, Pyoderma gangraenosum), ağızda apse

Ayrıca

  • Bağırsak tıkanıklığı(Ileus)
  • Fistül: Sıklıkla görülür ve tekrarlayabilir.
  • Apse
  • Bağırsaklarda kanama
  • Toksik megakolon(="Zehir" sebebiyle genişleyen kalın bağırsak): Crohn hastalığında seyrek rastlanırken bir diğer iltihabi bağırsak hastalı olan ülseratif kolitte daha sık gözükür.
  • Karsinom: Bağırsak kanseri riski Crohn hastalarında daha yüksek olmakla birlikte, sık kontroller nedeniyle bunun erken teşhis şansı daha yüksektir.
  • Osteoporoz veya kemik erimesi osteopeni: Bağırsakların işlevlerini tam olarak yerine getirememesiyle ortaya çıkan emilim bozukluğunun (malabsorpsiyon) yanı sıra kortizon tedavisinin yan etkilerinden biridir.
  • Safra kesesi taşları

oluşabilir.

Teşhisi

Hastalığın belirtileri ve hastanın geçmiş şikayetleri ile birlikte teşhiste şu bilgi ve teknikler kullanılabilir:

Crohn hastalığını ülseratif kolitten ayırt etmek oldukça zor, bazı durumlarda imkânsız olabilir. Ülseratif kolit kalın bağırsak ve rektumda ortaya çıkar ve aşağıdan yukarı doğru yayılır. Ülseratif kolitte iltihap sadece bağırsak sümükdokusunda görülür (mukoza ve aşağı mukoza).

Bazı başka hastalıklar da Crohn hastalığı benzeri belirtiler gösterebilir:

Gıda alerjileri ve diğer alerjiler de aşırı durumlarda sindirim sisteminin farklı bölgelerinde kronik iltahaplanmaya sebep olabilir ve Crohn hastalığına benzer belirtilere yol açabilir.

Tedavisi

Bu hastalığı oluşturan sebeplerinin bilinmemesi yüzünden henüz kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Hastalığın atak dönemlerinde belirtilerin ve şikayetlerin en aza indirgenmesi, mümkünse tedavisi; bu başarıldıktan sonra da remisyonun olabildiğince uzatılması şu an için geçerli olan tedavi yöntemidir. Genelde azma döneminde bir tür steroid hormon olan glukokortikoidler ya da başka kortizonlar, salisilazosülfapiridin ya da 5-aminosalisilik asit ile birlikte kullanılır. uzun süreli kortikosteroid kullanımında ağızdan alınacak kalsiyum desteğinin ihmali, ciddi derecede osteoporoza neden olabilir. Remisyonun uzatılması ise Azathioprin gibi bağışıklık baskılayıcı ilaçlarla sağlanır. Azathioprin kullanımı sırasında da folik asit desteği ihmal edilmemelidir. Remicade (infliximab) ve Humira (adalumimab) adli bagisiklik sistemi baskilayici yeni nesil tedaviler ve tamamen yenilikci oldugu dusunulen aferez tedavisi daha az yayginlikta kullanilmaktadir. Bu ilaç ve tedavilerin tumunun istenmeyen yan etkileri olabilecegi goz ardi edilmemeli ve özellikle tedavi başlangicinda hasta, hekim tarafından sık kontrol edilmeyi ihmal etmemelidir.

Bu tedaviler diyet ve stres azaltıcı önlemlerle desteklenebilir. Hastalık için ek olarak psikolojik ya da psikiyatrik destek gerekli olabilmektedir. Bu hastalığın genel seyri, her hastada farklı oluşmaktadır. Bundan dolayıdır ki, genel bir diyet hazırlanamamaktadır. Hastalara verilecek tavsiye genelde "size ne dokunuyorsa onu yemeyin" şeklinde olur. Hastalığın ağır seyrettiği durumlarda iştahsızlığın önüne geçemek amacıyla baharatların dengeli olarak kullanılmasında yarar olabilir. Ancak, genelde yağlı kızartmaların, aşırı kakao ve şekerin, mayalı içecek ve mayalı içkilerin (bira ve şarap) ve hatta kimi örneklerde mayalı yiyeceklerin, çiğ meyve ve pişirilmemiş sebzeler gibi hazmi zor olan yiyeceklerin hastayı rahatsız edebileceğine inanılır. Pişmiş sebzeler ve kompostolar, haşlama yemekler, az yağlı balık ve etler (kızartma olmamak kaydıyla) zararı görülmediği sürece tüketilebilir, bağırsakların düzenli çalışmasını sağlamak amacıyla kontrollü olarak alınan lifli gıdaların faydası gözlenmiştir. Hastalıkta bağırsaklar görevlerini tam olarak yerine getiremediği için, bazı vitamin, yağ ve mineraller vücuda alınamamaktadır. Bu gibi durumlarda multivitamin ve mineral destekleri ya da dengeleyici sıvı besinler (örn. Modulen) kullanılabilir. Hastalıkta - özellikle çocukların hastalanmasında - bir beslenme uzmanın tavsiyesinin alınmasında büyük yarar vardır.

Crohn hastalığı ciddi ve kronik bir hastalık olmakla birlikte tedavi ve kontrol altındaki hastalarının yaşam kaliteleri ve yaşam süre beklentileri hasta olmayanlardan daha az değildir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Alkolizm</span> alkolik olma durumu

Alkolizm, alkollü içkilere kişinin fiziki ve psikolojik sağlığına zarar verecek şekilde olan aşırı tutkunluk. Alkolizm sorunu olan kişiye ise alkolik denir.

Vertigo, halk dilinde, Baş dönmesi vücudun denge sisteminde yaşanan bir sorun nedeniyle ortaya çıkan baş dönmesidir. Belirtileri; baş dönmesi, halsizlik, şiddetli baş ağrısı, midede bulantı ve bayılma durumudur.

<span class="mw-page-title-main">Lösemi</span> kemik iliğinde oluşan kan kanserleri

Lösemi, kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösteren bir kanser türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Bağırsak</span>

Bağırsak, gastrointestinal kanalın mide ile anüs arasındaki kısım. Bağırsaklar, insanlarda ve diğer memelilerde ince bağırsak ve kalın bağırsak olacak şekilde iki ana kısımdan oluşur. Vücudun gıdadan besinlerin çıkarımı ve emiliminden sorumlu kısmı bağırsaktır. Midenin görevi büyük oranda gıda moleküllerinin besinlere parçalamak iken, bağırsak bu besinlerin kana girmesini sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Kortizon</span>

Kortizon, böbrek üstü bezinin kabuk bölgesince kolesterolden salgılanan, iltihaplanma önleyici özellikleri olan kortizol hormonunun yapay üretilmiş halidir.

<span class="mw-page-title-main">Apandisit</span> körbağırsak üzerinde apandisin iltihaplanması

Apandisit, körbağırsak üzerinde apandisin iltihaplanmasıdır. İltihaplı apandisin kesilip çıkarılmasıyla tedavi edilir. Apandisitin belirtileri, lokalize edilemeyen yaygın karın ağrısı, iştahsızlık ve dışkılama dürtüsüdür. Ağrı 6-8 saat sonra karnın sağ alt kadranına geçer ve lokalize edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Bronşektazi</span>

Bronşektazi, bronşların doğuştan ya da sonradan 'geri dönüşsüz' biçimde genişlemesidir. Bronş genişlemesine, çeşitli biçimlerde ve bronş ağacında değişken yaygınlıkta rastlanabilir. Doğumsal olduğu kadar, bronşlara yerleşen enfeksiyon etkenlerinden de kaynaklanabilen geri dönüşümsüz bir bozukluktur. İltihaplanma ilerlediğinde ilk kez iltihaba bağlı yüksek ateş, halsizlik, üşüme gibi belirtilerle enfeksiyon fark edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Ülseratif kolit</span> Kalın bağırsakta ülsere neden olan iltihaplı bağırsak hastalığı

Ülseratif kolit (UK), inflamatuar bağırsak hastalığı (IBH)'nın bir şeklidir. Ülseratif kolit ülserler ve açık yaralar ile seyreden, kalın bağırsakları tutan bir kolittir. Aktif hastalığın ana belirtisi genellikle aşamalı bir başlangıç gösteren ısrarlı kanla karışık diyaredir. IBH sıklıkla sıkıntılı ama daha az önemli olan irritabl bağırsak sendromu (IBS) ile karıştırılır.

<span class="mw-page-title-main">Kolit</span> kolon veya kalın bağırsak iltihabı

Kolit, kalın bağırsağın (kolon) şişmesi veya iltihaplanmasıdır. Kolit akut ve kendi kendini sınırlayan veya uzun süreli olabilir. Genel olarak sindirim hastalıkları kategorisine girer.

<span class="mw-page-title-main">Hastalığı modifiye eden antiromatizmal ilaç</span> birçok otoimmün hastalıkta hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılan ilaçlar

Hastalık modifiye eden antiromatizmal ilaç (DMARD) birçok otoimmün hastalıkta hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılan ilaçlardır. Bu ilaçlar ilk olarak romatoid artrit tedavisi için üretilmişlerdir ama birçok başka hastalıkta da kullanılmaya başlamışlardır, bu hastalıklar arasında Crohn hastalığı, sistemik lupus eritematozus, idyopatik trombositopenik purpura (ITP), myasthenia gravis sayılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kortikosteroid</span>

Kortikosteroid, böbrek üstü bezlerinde salgılanan bir steroid hormon türü ve bu hormonların sentetik analoglarına verilen addır. Glukokortikoid olan kortizon ile hidrokortizon kan şekeri seviyesi ve inflamasyon tepkisinde, mineralokortikoid olan aldosteron ise böbrek borucukları düzeyinde, su ve sodyumun geri emilimini ve potasyumun atılımını kolaylaştırarak su mineral dengesinde rol oynarlar.

Spondiloartropati (SpA), omurgayı tutan bağ dokusu hastalıklarına verilen genel bir addır. Spondiloartropatinin yangıyla beraber görülmesi durumu "spondiloartrit" olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Rektum kanseri</span>

Kalın bağırsağın makata yakın olan bölümüne rektum adı verilir ve bu bölümden kaynaklanan kötü huylu tümörlere rektum kanseri adı verilir. 35 yaştan itibaren sıklığı artmakla birlikte en sık 70 yaştan sonra rastlanır. Batı dünyasında en sık rastlanan üçüncü kanser tipi ve ölüme yol açan kanserler arasında ikinci sıradadır. Çoğunlukla kalın bağırsakta meydana gelen adenom poliplerden ortaya çıkar. Kalın bağırsak kanseri her yaşta görülmesine karşın, hastaların % 90'ından fazlası, kırk yaş ve üzerindedir. Bu yaştan itibaren her on yılda risk yaklaşık iki katına çıkar. Ailesinde kalın bağırsak kanseri veya kalın bağırsak polipi bulunanlar ve ülseratif kolit hastalığı olanlarda risk artar.

Semptomatik tedavi, hastalığı tam olarak tedavi etmeden hastalık belirtilerini ve bulgularını yani etiyolojisini ortadan kaldırmaya yönelik her türlü tıbbi tedavi.

<span class="mw-page-title-main">Bağırsak çürümesi</span>

Mezenterik iskemi ya da bağırsak çürümesi, bağırsakları besleyen damarlardaki kan akımının azalması veya kesilmesinden dolayı bağırsaklarda oluşan tahribat. Toplumda bağırsak ölümü olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Akut lenfoblastik lösemi</span>

Akut lenfoblastik lösemi veya kısa ismi ile Akut lenfoid lösemi, halk arasında 'kan kanseri' olarak bilinen Lösemi'nin hızla gelişen (akut) en bilindik iki türünden biri. Tıpta kısa olarak 'ALL' olarak tanımlanır. Her lösemide olduğu gibi ALL'de de akyuvarlar'ın evriminin önceki aşaması olan Lenfoblast Kemik iliği'de çoğalır ve kana karışır ve bölünme amaçlı bu hücre bölünmüş akyuvar, alyuvar ve trombositleri yok eder ve kişide enfeksiyon, kanama ve halsizlik oluşur. ALL genelde 18 yaşından küçük çocuklarda görülse de büyüklerde görülebilir. Akut Lenfoblastik Lösemi'ye yakalanmış kişilerin ilk şikayetleri; halsizlik, baş dönmesi, kalp çarpıntısı, kolay kanama, ciltte morarmadır. ALL isminden de bilidiği üzere lenf bezlerini bozduğundan lenf bezlerinde şişme, bununla birlikte Karaciğer ve dalak'ta da şişmeler tanı koymak için birkaç şikayettir.

İltihabi inflamatuvar ya da bilinen adıyla bağırsak hastalığı (İBH) veya bağırsak iltihaplanması, bağırsaklarda bir grup enflamatuar koşulların oluştuğu hastalık. Crohn hastalığı ve ülseratif kolit ana iki türüdür. Ülseratif kolit kalın bağırsak ve rektumu etkilerken, Crohn hastalığı bağırsakların yanında ağız, sindirim borusu, mide ve anüsü de etkileyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Karın ağrısı</span> mide ağrıları

Karın ağrısı, ciddi ve ciddi olmayan tıbbi durumlarla ilişkili olabilen bir semptomdur.

Duodenit, duodenum astarınızdaki iltihaplanmanın neden olduğu bir bağırsak hastalığıdır. Bazen mide astarınızda iltihaplanmayla ilişkili olan gastrit ile birlikte olabilir. Bu iki durum bir arada olduğunda gastroduodenit olarak adlandırılırlar.

4-Aminosalisilik asit, aynı zamanda para-aminosalisilik asit (PAS) olarak da bilinir, öncelikle tüberkülozu tedavi etmek için kullanılan bir antibiyotiktir. Spesifik olarak, diğer antitüberküloz ilaçları ile birlikte aktif ilaca dirençli tüberkülozu tedavi etmek için kullanılır. Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı gibi inflamatuar bağırsak hastalığı olan kişilerde sülfasalazin için ikinci basamak ajan olarak da kullanılmıştır. Genellikle ağızdan alınır.