İçeriğe atla

Cornelius Castoriadis

Cornelius Castoriadis
Tam adıCornelius Castoriadis
Doğumu11 Mart 1922(1922-03-11)
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölümü26 Aralık 1997 (75 yaşında)
Paris, Fransa
BölgesiBatı felsefesi
OkuluMarksizm, Liberal sosyalizm
İlgi alanlarıLiberal sosyalizm, politika felsefesi, psikoloji, psikanaliz, Ekonomi, Estetik
Önemli fikirleriOtonomi
Etkiledikleri

Cornelius Castoriadis (Yunanca: Κορνήλιος Καστοριάδης Kornelios Kastoriadis, 11 Mart 1922(1922-03-11), İstanbul - 26 Aralık 1997, Paris), Yunan asıllı Fransız filozof ve psikanalizci, hukukçu, aktivist ve özgürlükçü sosyalist.

Yaşam öyküsü

Ailesi Temmuz 1922'de Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi nedeniyle Atina'ya göçtü. 13 yaşından itibaren Marksizm ile ve sosyalist düşünceyle tanışan Castoriadis, hukuk,felsefe ve ekonomi okudu. 1935 yılında Savitri Devi Castoriadis'in Fransızca öğretmeniydi. Aynı dönemde, Kato Patisia'daki Atina 8. Lisesi'ne gitti ve 1937'de mezun oldu.

Siyasete ilk aktif katılımı, Metaksas Rejimi sırasında Yunanistan Genç Komünistler Birliği'nin bir bölümü olan Atina Komünist Gençliği'ne (Κομμουνιστική Νεολαία Αθήνας, Kommounistiki Neolaia Athinas) katıldığında gerçekleşti. 1941'de Yunanistan Komünist Partisi'ne (KKE) katıldı, ancak bir yıl sonra aktif bir Troçkist olmak için ayrıldı.

II. Dünya Savaşı sırasında, Mikis Theodorakis ile beraber faşizme karşı Yunan Direnişi hareketine katıldı. Burada da Troçkist uluslararası fraksiyonu içinde yer aldı. 1945'ten sonra Fransa’ya gitti. Orada Claude Lefort ve Jean-François Lyotard ile birlikte "Ya Sosyalizm Ya Barbarlık" dergisini ve grubunu kurdu.

Bu grup, sosyalizmin Troçkizm yorumununun ayrımlanmasına damgasını vurdu. Troçkist Fransız Partisi bu grubun etkisiyle meydana geldi. Daha sonra, Ya Sosyalizm Ya Barbarlık çevresi Troçkizmden uzaklaşmaya başladı, anarşizme yönelim gösterdi ve Marksist düşüncenin ve onun ardıllarının en sert eleştirilerinden birini şekillendirdi. 1953'te Doğu Berlin'deki Alman İşçi Ayaklanmaları ve 1956 Macaristan İsyanı'nın mukabil devrimci eylemlerle desteklenmediği görüldü; bütün bunlar Costariadis'in düşünsel değişimini destekledi.

Castoriadis, 13 yaşında tanışmış olduğu Marksizmin işlemediğine tanık oldu. Bu noktadan itibaren bağımsız bir entelektüel tasarıya yönelim gösterdi.

Castoriadis her zaman devrimci kalmakta ısrar etti ve söz konusu eleştirilerini de bu bağlamda ortaya koydu. Sergilenen sosyalizm pratiğini bu anlamda kabul edilmez buldu. Giderek kendine özgü boyutları olacak şekilde anarşizm yönünde gelişen fikirler oluşturdu. Tabiata, İnsana ve Hayata Dair başlığıyla yazılarının derlendiğinde kitabında, "Marksist olmak ile devrimci olmak arasında tercih yapmak zorunda kaldığında devrimi tercih ettiği"ni söyler.

Yüksek lisansını yapmak için geldiği Fransa'da kalıcı kalmayı tercih etti. 1980'de Nanterre Üniversitesi'nden Devlet doktorası unvanını aldı. Fransadayken tanıştığı Panayotis Kanellopulos, Konstantinos Tsatsos, Constantine Andreou ve Emmanuel Kriaras(1906-2014) gibi isimlerden etkilenerek Yeni Kantçılık teoreminden etkilendi. Ayrıca bu süreçte psikanalize yöneldi ve uzun yıllar analizci olarak etkinlik gösterdi. Eşi ile beraber Jacques Lacan'ın fikirleri üzerine çalıştılar. 1980'lerden itibaren, Fransa'da araştırma görevlisi olarak dersler verdi.

1992'de yazar olarak liberteryen sosyalist dergi Society and Nature'a katıldı; Dergide ayrıca Murray Bookchin ve Noam Chomsky gibi yazarlar da yer aldı.

26 Aralık 1997'de kalp ameliyatı sırasında vefat etti.

Düşünür olarak Castoriadis

Sosyolog Edgar Morin, Castoriadis'in eserlerinin, tam olarak ansiklopedik olan olağanüstü genişliği ve dikkate değer sürekliliğiyle hatırlanacağını, çünkü sanat ve bilimlerde aksi takdirde bölümlere ayrılmış bilgi döngüsünü tam bir daireye getiren bir paideia veya eğitim sunduğunu ileri sürmüştür.

Bir röportajında (bkz. Linkler) temel itkisinin her zaman "içkin eleştiri" olduğunu söyler. Bu bakımdan Marksizmin kendisi için görünen sorunları, onu eleştirel bir hesaplaşmaya yöneltti. Çalışmalarının çoğunluğunda bu hesaplaşma girişimi görülür.

En radikal ve kuramsal olarak boyutlu marksizm ve sosyalizm eleştirilerinden birisi Castoriadis tarafından ortaya konuldu. Temel eleştirisi Marksizmin başlangıçtaki yaratıcı ilkesinden, tarihi yapanın insan olduğu ilkesinden uzaklaştığı yönündedir. Castoriadis, imgelem, imgesel imlem, imgesel kuruluş, yaderklik, kurumlandırma gibi terimleri felsefi olarak değerlendirir ve kullanır.

Epistemoloji ve ontoloji

Öncelikle Castoriadis, düşünce ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi " imge" kavramıyla değerlendirir. Varlık, düşüncede ele alınan varlıktır; bu bakımdan Castoriadis'in epistemoloji-içi bir ontolojik yaklaşım geleneğine dahil olduğu bilinmektedir. Bunun dışında Castoriadis, düşünce-varlık ilişkisini tersine cevirir; varlık'ın fiziksel varoluşla değil, imgesel varoluşta ele alınmasını önerir. Örneğin:

"Neden, işe, varlık’ın tamlığına ilişkin paradigma kerteleri olarak bir düşü, bir şiiri, bir senfoniyi ortaya koyarak ve fiziksel dünyayı Varlık’ın eksikli bir kipi biçiminde ele alarak başlamıyoruz?" (Dünyaya insana ve tabiata dair, sayfa:10) diye sorar.

Yansıma teorisi ve buna dayanan doğruluk iddiaları da Castoriadis'e göre uygun değildir. Şunu sorar;

"Bir malzemeye hangi kategorinin tekabül edeceği nasıl bilinebilir?".(Marksizm Ve Devrimci Kuram'dan, sayfa.27)

Bu kesin olarak bilinemeyeceği için her zaman mutlak bir kararsızlığa mecbur olduğumuzu söyler Castoriadis.

Castoriadis ayrıca teori konusunda da ayrı bir yol izler. Ona göre tek bir dogru teori iddiası temelsizdir. Tarih boyunca düşünce tarihi Platon'dan Marks'a kadar bu ortak yanılgıyı devam ettirir. Oysa Castoriadis'e göre;

"Tek bir doğru teori düşüncesi, siyasal olarak korkunç bir fikir olan ortodoksluğun babasıdır. Ortodoksi, ortodoks muhafızlara ihtiyaç duyar, yani bir Kiliseye ya da Parti Makinasına.(Marksizmin Bunalımı ve Siyasetin Bunalımı, sayfa:88)

Toplum bir kurumdur

Toplumsal ve doğasal varlıkların ontolojik ayrımından yola çıkan bir epistemoloji ile hareket eder. Doğanın varlığı ile toplumun varlığı iki ayrı ontolojiyi gösterir.Burada çifte ontoloji görüşü ortaya çıkar. Öte yandan Castoriadis, toplumu da "toplumdaki toplumsallık" ve toplumdaki doğasallık" olarak ikiye ayırır. Toplumsal alan bir imgesel kuruluş süreci olarak mevcuda gelmiştir. Doğa dışsal bir varlığa sahiptir, ancak toplumun gercekliği bir imgesel kuruluş ya da kurumlandırma pratiğinin ürünüdür. Maddi doğa, toplumsal varlık'ın anlaşılmasında kendi başına açıklayıcı değildir. Toplum, kendi kendini kurumlaştıran ve kurumlaştırılan bir toplumdur. Toplum bir kurumdur ve kurumlandırandır, yani kurumlandırılmış bir kurum olarak insanları kurar ve böylelikle kendi sürekliliğini sağlar.

Tarih ise bir yaratım tarihidir, yani insanların pratiklerinin, yapıp etmelerinin, praksisin bir sonucudur, ama bundan da öte aynı zamanda bu praksis hakkındaki söylemlerinin de bir sonucudur. Özne, tarihin yaratıcısıdır ve aynı zamanda o tarihin içinde imleyendir. Tarihin bilgisi ile nesnesi bu bakımdan kategorik olarak birbirinden ayrılamaz.

Castoriadis'in çalışması, hem bilgi yönünde hem de tarihin degerlendirilmesi yönünde, pozitivizm karşıtı bir yönelim gösterir. Şöyle belirtir:

"İnsanlık beslenmeye aç olmuştur ve halen de açtır, ama giyinmeye de, sonra geçen yılkinden farklı giysilerle giyinmeye de açtır; [...] kutsallığa da, dervişliğe de, sefalete de, gizemciliğe de, akılsal bilmeye de, aşka da, kardeşliğe de, ama aynı zamanda kendi cesetlerine de, şenliklere de, tragedyalara da açlık duymuştur. [...] İnsanlığın kendisine tüm bu açlıkları, yeterince yemek yiyemediği ve düzüşemediğinden dolayı uydurduğunu söylemek için gerçekten de ciddi düzeyde avanak olmak gerekir." (Marksizm ve Devrimci Kuram, sayfa.240)

İmgesel imlemler

İmgesel imlem kavramı kurumlandırma, yaderklik gibi kavramları gibi Castoriadis'in özgül bir kavramlaştırmasıdır. O bu kavramla, kendi kendinde temellenen kavramları belirtmektedir. Bu kavrama örnek olarak Tanrı kavramı gösterilir. Tanrı bir imgesel imlemdir, çünkü Tanrı ne gerçektir ne de akılsal bir üründür, imgesel ya da hayali bir imlem olarak söz konusudur. Bu nitelikteki imgesel imlemler toplumun yapılanışının temelini oluşturur.

"Biz topluluk olarak kimiz? Birilerimiz diğerlerimiz için nedir? Nerede ve neyin içindeyiz? Ne istiyoruz, ne arzuluyoruz? Neyimiz eksik? Toplum bir ‘kimlik’ tanımlamak zorundadır; eklemlenmesi; dünya o dünya ve onun içerdiği nesnelerle olan ilişkileri, ihtiyaçları ve arzuları. Bu 'sorular'ın yanıtı olmadan, bu ‘tanımlar’ olmadan, insanların dünyası yoktur, toplum yoktur ve kültür yoktur –çünkü her şey farklılaşmamış kaos olarak kalır." (Marksizm ve Devrimci Kuram'dan, sayfa:261)

Bu yazıda yararlanılan kaynaklar ve Türkçedeki bazı çalışmaları

  • Dünyaya İnsana ve Topluma Dair, çeviren; Hülya Tufan, İletişim Yayınları.
  • Marksizm ver Devrimci Kuram I, ceviren;Hülya Tufan, İletişim Yayınları.
  • Körfez Savaşının Ötesindeki Gerçekler, Çev.: Ahmet İnsel, Birikim 22.
  • Marksizmin Bunalımı ve Siyasetin Bunalımı, Çev.: Ertuğrul Başer, Birikim 84.

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ Cornelius Castoriadis, World in Fragments. Writings on Politics, Society, Psychoanalysis, and the Imagination, 273-310.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Komünizm</span> Bütün malların ortaklaşa kullanıldığı ve özel mülkiyetin olmadığı toplum sistemini hedefleyen ideoloji

Komünizm ; üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir. Sadece üretim araçlarının ortak kullanımına dayanan sosyalizm ile tam olarak aynı anlama gelmemesine rağmen hatalı bir biçimde eş anlamlı olarak da kullanılabilmektedir. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır. Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduğu komünist toplum gerçektir. Komünizmin temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir. Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması fikri karşıt görüşlüler tarafından "ütopya" olarak görülür ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağı iddia edilir. Paris Komünü, komünist sistem yaşayabilmiş ilk topluluktur. Bunun dışında Mahnovist hareket öncülüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında yaklaşık dört yıl süren anarko-komünist hareketle şekillenen toprakların kolektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünist topluluklar da kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Bilgi</span> İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü

Bilgi, genellikle geçerliliği veya doğruluğu varsayılacak şekilde mümkün olan en yüksek kesinlik derecesi ile karakterize edilen, kişiler veya gruplar için mevcut olan bir dizi gerçek. Bilginin tanımı kullanıldığı alana ve bakış açılarına göre değişiklik göstermektedir. Epistemolojide subje ile obje arasındaki ilişkiden doğan her türlü ürüne denir. Bilginin doğası, kökenleri ve boyutları ile ilgilenen dala epistemoloji adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm</span> Alman filozof Marxın düşüncelerine dayanan devrimci sosyalist akım

Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.

Leninizm veya Lenincilik, Marksizm üzerine kurulmuş siyâsî ve iktisâdî bir teoridir.

<span class="mw-page-title-main">Louis Althusser</span> Fransız filozof (1918-1990)

Louis Pierre Althusser, Fransız marksist filozof.

<span class="mw-page-title-main">Frankfurt Okulu</span>

Frankfurt okulu, Almanya'da 1923 yılında kurulan ve sosyoloji, siyaset bilimi, psikanaliz, tarih, estetik, felsefe, müzikoloji gibi farklı disiplinlerden insanları bir araya getiren Toplumsal Araştırma Enstitüsü'nün bir düşünce akımı olarak ifade edilmesidir. Okulun genel yaklaşım biçimi eleştirel teori olarak adlandırılmaktadır.

Tanrı'nın varlığıyla ilgili argümanlar filozoflar, teologlar ve diğer düşünürler tarafından öne sürülmüştür. Felsefi terminolojide, Tanrı'nın varlığı problemi, tanrı ontolojisinin bilgi kuramı ile ilgilidir. Bilgi kuramı, epistemoloji, bilgiye olan yaklaşımı, doğru bilgiye nasıl ulaşılacağını inceler. Ontolojiyse, varlık/yokluk konuları üzerindeki argümanlardan oluşur. Yani, tanrı ontolojisinin bilgi kuramı, Tanrı'nın var olup olmadığı konusunda nasıl akıl yürüteceğimiz üzerinedir.

<span class="mw-page-title-main">Tarihsel materyalizm</span>

Tarihsel materyalizm, Marx ve Engels tarafından ortaya konulan diyalektik materyalizmin doğadan topluma doğru geliştirilerek tarihsel süreçlerin anlaşılmasında ve açıklanmasında kullanılmasıyla formüle edilen yöntemsel yapı. Diyalektik materyalizmde olduğu gibi tarihsel materyalizmi de bir felsefe dizgesi olarak anlayıp açıklamanın yanı sıra, bir bilim yöntemi dahası bir bilimsel kuram olarak değerlendiren düşünceler de vardır. Bu görüşler, Marksizm içindeki eğilimlere göre çeşitli ayrımlar gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Plotinos</span> Filozof

Plotinos, Neoplatonizmin kurucusu antik filozof. Plotinos hakkındaki bilgilerimizin çoğu, kendisi de filozof olan Porfirios'un Plotinos'un baş eseri Enneadlar'a yazdığı önsözden gelmektedir. Plotinos'un mistik felsefesi Yahudi, Hristiyan, gnostik ve Müslüman filozoflara ve mistiklere yüzyıllar boyunca esin kaynağı olmaya devam etmiştir.

Troçkizm, Marksizm'in Troçki'nin bakış açısıyla yorumlanmasıdır. Aynı zamanda 1917 Ekim Devrimi'nden sonra ortaya çıkmış bir ayrımı ifade eder. Sovyetler Birliği'nde "sol muhalefet" olarak örgütlenmiş, Troçki'nin kurduğu 4. Enternasyonal'le başlayarak günümüze kadar gelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Georg Lukács</span> Macar siyasetçi, filozof ve edebiyat eleştirmeni (1885-1971)

Georg Lukács, Batı Marksizminin ünlü isimlerinden Macar Marksist filozof ve edebiyat bilimcisidir. Marksizmi Hegelci anlamda yeniden değerlendirmiş ve geliştirmiştir. Ernst Bloch, Antonio Gramsci, Karl Korsch ile birlikte Lukacs, 20. yüzyılın ilk yarısında, Marksist felsefe ve Marksist teorinin yeniden oluşturulmasında en önemli isimlerden biri olmuştur.

Paradigma Helenceden gelir) Türk Dil Kurumu sözlüğündeki anlam karşılığı; "Değerler dizisi" olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Stalinizm</span> Marksist-Leninist ideolojinin teori ve pratiği

Stalinizm veya Stalincilik, Marksist-Leninist ideolojinin 1928-1953 yılları arasında Sovyetler Birliği’ni yöneten Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri Josef Stalin’in uyguladığı siyasi sistemde kullanılan teori ve pratiğine verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Feminist eleştiri</span>

Feminist eleştiri’nin etkileşimli ya da çelişkili farklı okulları ve akımları söz konusudur. Marksist feminizm, radikal feminizm, psikanalitik feminizm, postyapısalcı feminizm söz konusu olduğundan, feminist eleştiri çok genel bir başlık olarak bütün bu eleştiri geleneklerini içermektedir demek gerekir. Özellikle 1960'lardan sonra Fransa, Amerika ve İngiltere'de ortaya çıkan ve güçlenen yeni kuramsal akımlarla ve disiplinlerle feminist hareket de toplumsal ve siyasal bir savaşım olarak canlanma gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyalist revizyonizm</span> Sosyalist revizyonizm, Marksist hareketin içinde revizyonizm sözcüğü, önemli Marksist öncüllerin çeşitli fikirlerinin, ilkelerinin ve teorilerinin revizyondan geçmesi gerektiğine inanan bir düşünce tarzıdır.

Sosyalist revizyonizm, Marksist hareketin içinde revizyonizm sözcüğü, önemli Marksist öncüllerin çeşitli fikirlerinin, ilkelerinin ve teorilerinin genellikle burjuvazi sınıfı ile birlik olma benzeri değişiklikler içeren bir revizyondan geçmesi gerektiğine inanan bir düşünce tarzıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sol komünizm</span> Siyasi fikir

Komünist sol olarak da bilinen sol komünizm, Komünist Enternasyonal'in sol kanadını teşkil eden ve Komünist Enternasyonal'den 1920'lerden ayrılmış akımlardan gelen siyasi geleneğin ismidir. Komünist Enternasyonal'in dünyanın pek çok yerindeki partilerinde, oportünizme karşı, devrimci görüşleri savunan sol kanatlar gelişmiş olsa da, bu akımlar en net biçimde Almanya-Hollanda komünist solu ve İtalyan komünist solu tarafından ifade edilmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Tek ülkede sosyalizm</span>

Tek ülkede sosyalizm, 1924 yılında Josef Stalin tarafından ortaya konulan, ertesi yıl Nikolay Buharin tarafından geliştirilen ve son olarak Stalin tarafından devlet politikası olarak benimsenen bir kuramdır.

Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Felsefe, felsefe biçimleri, tanımları veya düşünce akımlarını listeler.

Teori ve Politika, Marksizm içinde özgün bir akımı temsil iddiasında olan kolektifin 1996 yılından beri kesintisiz olarak yayımladığı mevsimlik dergi. Editörlüğünü Metin Kayaoğlu yürütmektedir.