Heavy metal, 1960'lı yılların sonlarında 1970'li yılların başlarında İngiltere ve ABD'de gelişen bir rock müzik türüdür. Kökenleri blues rock, psikedelik rock ve acid rock'a dayanan heavy metal grupları; kalın ve ağır bir ses, distortion, uzun gitar soloları ve yüksek ses gibi kendine özgü elementler geliştirmiştir.
Tekno, elektronik dans müziğinin genellikle DJ setlerinde kullanılmak üzere üretilen kendini tekrarlayan, artan ve azalan bir ritme sahip olan bir tarzıdır. Merkez ritim genellikle 4/4 ölçüdedir ve tempo dakikada 120 ile 150 vuruş arasıdır. Sanatçılar davul makinesi, sıralayıcı ve synthesizer gibi elektronik müzik aletlerini ve dijital ses işleme istasyonlarını kullanabilir. Roland'ın 1980'lerde ürettiği TR-808 ve TR-909 gibi davul makineleri sanatçılar tarafından oldukça rağbet görmekteyken aynı zamanda bu enstrümanların yazılım taklitleri de popülerdir.

Rock, 1950'lerde ABD'de "rock and roll" olarak doğan, 1960'larda ve sonrasında farklı tarzlara ayrılarak özellikle İngiltere ve ABD'de gelişen bir müzik türüdür. Kökleri 1940'ların ve 1950'lerin rock and roll'una dayanır. Rock and roll ise blues, rhythm and blues ve country müzikten yoğun biçimde esinlenmiştir. Rock müzik; electric blues ve folk, caz, klasik müzik gibi diğer müzik kaynaklarından da esinlenir.
New wave, müzik alanında pek çok gelişmeyi tanımlamakta kullanılsa da, en yaygın olarak 1970'lerin sonlarında ve 1980'lerin başlarında Batı popüler müziğinde punk rock hareketinden esinlenerek ortaya çıkan müzik akımının adıdır. Bu müzik türü, 1980'ler boyunca popülerliğini sürdürmüş ve 2000'lerde tekrar bunu elde etmiştir. Başlangıçta punk rock'tan esinlenen New Wave; Funk, Disco, Reggae ve Ska türlerinin de bir karışımıdır.

Gotik rock, 1970'lerin sonlarında ortaya çıkmış bir rock türüdür. Gothic rock ve goth rock olarak da adlandırılır. Bu müzik türü aslen İngiliz punk rock ve post-punk akımlarının önderliğinde ortaya çıktı. Gotik rock; karanlık temalar, gothic horror gibi entelektüel, romantizm, varoluşçuluk ve nihilizm akımlarıyla uğraşır. Saygın grupların başında Bauhaus, The Cure, Siouxsie & the Banshees, The Sisters of Mercy ve The Mission gibi isimler gelir. Bu müzik türü gotik kulüpler, gotik moda ve gotik dergileri beraberinde getiren yaygın gotik alt kültürüne yol açmıştır.

Orta Avrupa'nın Almanca konuşulan ülkelerinde yaşayan besteciler Orta Çağ'dan 20. yüzyılın ortalarına dek, Batı Sanatı Müzik Uygarlığının omurgası sayılan zengin ve çeşitli bir müzik üretmişlerdir. Açıkçası, diğer besteciler de önemli ve kendine özgü besteler yapmışlar ve Alman üslubunu etkilemişlerdir. Örneğin İtalya sadece opera alanında değil, enstrümantal sonatlar, konçertolar ve vokal şarkılar alanında da hatırı sayılır bir merkez olmuştur. Fransızlar, bu İtalyan biçimlerinin bazılarını kullanmışlar, bunlara saraya özgü bir şıklık vererek yerel motiflerle süslemişler ve Fransa'ya özgü temaları hemen göze çarpacak biçimde kullanmışlardır. İtalyan ve Hollandalı bestecilerle birlikte Fransız müzisyenler polifonik üslupta, bütündeki melodik parçaların kendiliğinden öne çıkmasının temellerini atmışlardır.

Hardcore punk, 1970'lerin sonunda ortaya çıkan bir punk rock müzik tarzı ve kültürü. Hardcore tarzı genel olarak normal punk rock'tan daha hızlı ve ağırdır. Her ne kadar "hardcore punk" teriminin kökeni belirsiz olsa da Vancouver kökenli D.O.A.'nın 1981'de çıkan albümü Hardcore '81'in terimi popülerleştirdiği düşünülmektedir. Hardcore müzik tarihçisi Steven Blush ayrıca "hardcore" teriminin dönemin punk ve new wave türlerine karşı bir "bıkkınlık" hissi belirttiğini söylemiştir.

Synthesizer farklı türde bir müzik yaratmak ve elektriksel sinyaller üretmek için kullanılan bir müzik aletidir. Üretilen sinyaller bir enstrüman amfisi, hoparlör ya da kulaklık aracılığıyla sese dönüştürülüp duyulur hale gelir. Synthesizer ile var olan çalgı ve doğadaki sesleri yeniden üretmek mümkün olduğu gibi, tamamen özgün yeni sesler yaratmak da mümkündür.
Alternatif rock, 1980'lerde underground ve bağımsız müzik kültürlerinden ortaya çıkan ve 1990'larda geniş bir popülariteye ulaşan bir rock müzik alttürüdür. Bu tarzdaki "alternatif" tanımlaması, türün anaakım rock müzikle arasındaki farklardan ortaya çıkmaktadır; nitekim bu farklar arasında alternatif rock'un benimsediği distorsiyonlu gitar ile aykırı ve/veya transgresif şarkı sözleri bulunmaktadır. Terim orijinalde daha geniş bir yelpazeyi kapsamaktaydı; 1970'lerin sonunda punk rock'ın DIY etiğini benimseyen ve modern alternatif müziği etkileyen sanatçılar da bu sınırlandırmaya girmekteydiler. Kimi zaman "alternatif" sınıflandırması sonunda anaakıma giriş yapan underground rock sanatçıları için, kimi zaman da rock olsa da olmasa da punk rock, new wave ve post-punk gibi tarzlardan ilham alan sanatçılar için kullanılmıştır.
Post-punk, 1970'lerin ortasındaki punk rock'ın popülaritesinin ardından yükselişe geçen bir rock müzik hareketidir. Bu türün her ne kadar kökeni punk rock'a dayansa da bu tür daha içe dönük, karışık ve deneysel bir yapı göstermektedir. Post-punk, bağımsız müziği ve punk rock'ı yaygınlaştırmış, Krautrock'tan synthesizer kullanımı ve tekrar öğelerini alarak alternatif rock'ın doğuşuna zemin hazırlamıştır. Post-punk aynı zamanda Jamaika dub müziğinden ve Amerikan funk'ından etkilenmiş; stüdyo çalışmalarında deneyselliği ön plana çıkarmıştır.
Ska punk, ska ve punk rockın birleşiminden oluşmuş bir müzik türüdür. Ska punk, 1990'larda Amerika Birleşik Devletleri'nde en popüler dönemini yaşadı. Birçok ska punk grubu, önemli ticari başarılar elde etti ve kimisi 2000'lerde ska punk türüne devam etmektedir. Bkz. The toasters, Less Than Jake, Honeyball, Reel Big Fish, Operation Ivy. Ayrıca Pennywise'inde bazı şarkıları Skate Punk tarzındadır.
Endüstriyel müzik, transgresif ve kışkırtıcı temalar üzerinden yola çıkan deneysel bir müzik türüdür. İlk endüstriyel sanatçıları avangart'dan etkilenmiş, eserlerinde ses ve gürültü üzerinde deneyler yapmış ve faşizmle okültizm gibi tartışmalı konuları ele almıştır. Bu müzik türü en başta türe ismini veren Industrial Records'a bağlı performans sanatçıları ve müzisyenleri tanımlamak için kullanırken, türün yeraltı kültüründe yayılması ile çeşitli sanatçıları etkilemiştir.
Post-endüstriyel müzik, 1980'li yılların başında, çeşitli müzik stillerinden alınan elementlerin endüstriyel müzikle karıştırılması sonucu ortaya çıkan müziğe verilen genel bir addır. "Endüstriyel" terimi ilk olarak 1970'lerde Industrial Records sanatçılarını tanımlamak için ortaya çıkmış olmakla birlikte, daha sonraları çeşitli plak şirketleri ve sanatçıları da tanımlamak için kullanılmıştır. Bu kuruluşlar, endüstriyel müziği noise, ambient, folk ve elektronik dans müziği gibi çeşitli müzik türüyle karıştırmaya başlamıştır. Bu müzik kültürü tüm dünyaya yayılmakla birlikte, en önemli örnekleri Avrupa, Kuzey Amerika ve Japonya'dan çıkmış; endüstriyel metal en başarılı türü olmuştur.
Krautrock, Batı Almanya'da 1960'ların sonu 1970'lerin başında psikedelik rock, elektronik müzik ve çeşitli Avangart esinlenmeleri harmanlayan sanatçılar tarafından oluşturulmuş geniş bir deneysel rock türüdür. Bu sanatçılar kendilerini geleneksel Anglo-Amerikan rock müziğinin blues etkilerinden ve şarkı yapısından uzak tuttular, bunun yerine hipnotik ritimler, elektro-akustik müzik teknikleri ve erken synthesizer'lar kullandı. Krautrock etiketi ile ilişkili önemli gruplar arasında Neu!, Can, Faust, Kraftwerk, Cluster, Ash Ra Tempel, Popol Vuh, Amon Düül II, Tangerine Dream, and Harmonia. vardı.

Kendi türünde öncü sayılan Kraftwerk projesi, 1970 yılında Ralf Hütter ve Florian Schneider tarafından Almanya'nın Düsseldorf şehrinde kuruldu ve Schneider'ın 2008 yılında gruptan ayrılmasına kadar bu ikili tarafından yönetildi. Klasik Kraftwerk sesi, harekete geçirici, tekrar eden ritimlerle akılda kalıcı melodilerin genellikle Batı Klasik müziği tarzında uyumuyla elektronik çalgıların katı ve minimalist kullanımını içerir. Şarkılarının genellikle basit sözleri bazen vocoder yardımıyla söylendiği gibi bazen de bilgisayar tarafından oluşturulmuştur. Kraftwerk, elektronik müziği ünlü eden ilk gruplardan bir tanesidir ve bu türün öncüleri sayılırlar. 1970'lerde ve 80'lerin başında Kraftwerk'in kendine özgü sesi devrim niteliğindeydi ve modern müziğin pek çok türünde etkileri olmuştur.

No wave, 1970'lerde New York şehrinde ortaya çıkan bir müzik, bağımsız sinema, video sanatı ve modern sanat akımıdır. "No wave" terimi ise punk kültürü tarafından dönemin popüler New Wave müzik türü ve bu türün ticari öğelerini hicvetmek için ortaya atılmıştır. Bu müzik tarzı özellikle Talking Heads gibi plak şirketleri ile anlaşan new wave gruplarına ve bu tarzdaki gruplar tarafından sıklıkla kullanılan Chuck Berry gitar riff'lerine karşı doğmuştur. Terim, merkezi New York'un sanat jargonuna Diego Cortez'in küratörlüğünü yaptığı 1981 yılındaki "New York/No Wave" performansı ile katılmıştır. Aynı zamanda "no wave"'in Fransız Yeni Dalga öncüsü yönetmen Jean-Luc Godard'dan da esinlendiği düşünülmektedir. Akım her ne kadar kısa sürmüş olsa da, müzik, bağımsız sinema, görsel sanat ve moda dallarını büyük ölçüde etkilemiştir.
Dans-rock post-disko türüne bağlı, pop rock ve post-punk ile daha az R&B etkileri ile etkileşim içinde olan bir müzik türüdür ve ilk olarak 1980'lerin başında çıkmıştır. Devamını punk ve disko türleri getirmiştir.
Anarko punk, anarşizmi destekleyen punk müziğidir. "Anarko punk" terimi bazen sadece 1970'lerin sonunda ve 1980'lerin başlarında Birleşik Krallık'taki orijinal anarko punk hareketinin bir parçası olan gruplara uygulanır. Bazıları ise sözsel açıdan anarşist içeriğe sahip crust punk, hardcore punk ve folk punk grupları için de bu terimi kullanır.
Dark wave veya darkwave, 1970'lerin sonundaki yeni dalga ve post-punk hareketinden ortaya çıkmış bir müzik türüdür. Dark wave kompozisyonları büyük ölçüde küçük anahtar tonaliteye ve içe dönük şarkı sözlerine dayanır ve karanlık, romantik ve kasvetli olarak algılanır, altta bir üzüntü içerir. Ortak özellikler arasında elektro ve akustik gitar, keman ve piyano gibi müzik aletlerinin yanı sıra synthesizer, örnekleyici (sampler) ve davul makinesi gibi elektronik enstrümanların kullanımı yer alır.

Television, New York City'den bir Amerikan rock grubuydu ve en önemlisi 1970'lerde aktifti. Grubun en önde gelen kadrosu Tom Verlaine, Richard Lloyd (gitar), Billy Ficca (davul) ve Fred Smith'ten (bas) oluşuyordu. CBGB'nin erken bir armatürü ve 1970'lerin New York rock sahnesi, grup, eleştirmenler tarafından new wave olarak tanımlanıyor, punk ve alternatif rock'ın gelişiminde etkili kabul ediliyor.