İçeriğe atla

Coelodonta antiquitatis

Yünlü Gergedan
Yaşadığı dönem aralığı: 3,6-0,01 myö
Piasenziyen-Nortgripiyen 
PreЄ
J
Yünlü Gergedan iskeleti, Muséum de Toulouse
Biyolojik sınıflandırma Bu sınıflandırmayı düzenle
Âlem:Animalia
Şube:Chordata
Sınıf:Mammalia
Takım:Perissodactyla
Familya:Rhinocerotidae
Oymak:Dicerorhinini
Cins:Coelodonta
Tür: C. antiquitatis
İkili adlandırma
Coelodonta antiquitatis
Bronn, 1831
Dağılımı
Sinonimler
Rhinoceros lenenesis (Pallas)
Rhinoceros antiquitatis (Blumenbach)
Rhinoceros tichorhinus (Fischer von Waldheim)

Yünlü Gergedan (Coelodonta antiquitatis), Pleistosen dönemi boyunca Avrasya'da yaşamış tek toynaklı memeli türü.

Keşif

Yünlü gergedan eski çağlardan beridir bilimsel değil, ama mitolojik bir öğe olarak toplumların dimağlarında yer almıştır. Örneğin 14. Yy’da Avusturya’nın Klagenfurt kentinde bulunan bir kafatası kalıntısı bir ejderha efsanesiyle birleştirilmiş ve halkın folklörüne girmiştir. Çok sonradan bu kafatasının bir yünlü gergedana ait olduğu bilim insanlarınca kanıtlamıştır. Yine 16. Yy’ın sonlarında dahi yünlü gergedan boynuzlarının efsanevi griffon kuşlarının pençesi sanıldığı çeşitli bilginlerce ifade edilmiş olup von Schubert tarafından bu dev efsanevi kuş Gryphus antiquitatis olarak sınıflandırılmıştır.[1] Bilimsel niteliğe sahip en eski yünlü gergedan araştırması ise büyük doğa bilimci Peter Simon Pallas tarafından gerçekleştirilmiştir. Sibirya’ya yaptığı bilimsel gezilerle ünlenen Pallas kalıcı donmuş (permafrost) topraklardan elde edilen gergedan kalıntıları üzerinden tüm pachyderm canlıların kalıntılarının (eskiden fil, gergedan, mamut gibi büyük memelilerin dahil edildiği geniş canlı grubu) büyük bir selle asıl yaşam alanları olan sıcak ve güneyli topraklardan buralara taşınmış olduklarını ileri sürmüştür. Giderek daha fazla pachyderm kalıntısı Sibirya topraklarından derileri ve kılları korunarak çıkarıldığında Pallas başka bir çıkarım daha yapmıştır, buna göre modern pachydermler soğuğa dayanamazlarken, eski pachydermler sert iklimsel şartlara dayanabiliyorlardı.[2] Bir diğer bilimsel çalışma 1799 yılında Alman doğa bilimci Johann Friedrich Blumenbach tarafından Göttingen’de yer alan Georg-August Üniversitesi’nin Royal Academic Museum kurumundaki koleksiyonlara dayanılarak yapılmıştır. Blumenbach bu soyu tükenmiş canlıya Rhinoceros antiquitatis ikili adlandırmasını uygun görmüştür. Daha sonra 1831 yılında Georg Bronn tarafından Coelodonta cins adı üretilmiş ve günümüze değin diğer bilim insanlarınca Coelodonta antiquitatis bilimsel adlandırması kabul görmüştür.[3]

Fiziksel Özellikler

Yünlü gergedanların fiziksel özellikleri farklı zamanlarda bulunmuş karkas kalıntıları üzerinden belirlenmiştir. Kolyma gergedanı olarak bilinen bir dişi gergedan kalıntısı ile yaşayan gergedanların boyutları karşılaştırılmıştır. Yaklaşık olarak 320–360 cm beden uzunluğu, 150 cm omuz yüksekliği ve 2000 kg ağırlığı ile Afrikalı beyaz gergedana oldukça yakın değerlere sahiptir. Kaba Taş Çağı insanlarının mağara duvarlarına betimledikleri av sahnelerinde kısa ve dar kulaklı gergedanlar görülmektedir, mumyalaşmış fosillerden elde edilen verilere göre yaklaşık 18–22 cm arasında bir kulak uzunluğu olan yünlü gergedan, beyaz gergedandan daha ufak kulaklara sahiptir. Yaşayan gergedanlara göre kuyruk boyları (yaklaşık 50 cm) da oldukça kısadır.[4] Yünlü gergedanların boynuzları diğer gergedanlarda olduğu gibi oldukça önemli bir vücut parçasıdır. Bilimsel anlamda ilk olarak 1769’da Pallas tarafından De ossibus Sibiriae fossilibus craniis praesertim rhinocerotum atque buffalorum, observationes adlı doğa bilimi yapıtında incelenmiştir. Yünlü gergedanın nazal boynuzu oldukça kıvrık, uzun ve yanları düzleşmiş bir yapıdadır. Keratin yapılı olup koyu kahverengi bir renge sahiptir.[5] Nazal boynuzların uzunluğu dış kıvrımdan ölçülürse 845 mm, iç kıvrımdan 627 mm uzunluğundadır. İkinci boynuz 150 mm uzunluğa erişebilmektedir. Yine korunmuş bir fosil numuneye göre orta toynağın genişliği 96 mm ve yüksekliği 54.5 mm uzunluğundadır. Sağ ve sol toynaklardaki genişlik ve yükseklik değerleri de sırasıyla 74 mm ve 57.5 mm ile 71 mm ve 53 mm’dir.[4] Yünlü gergedanı yaşayan akrabalarından ayıran en dikkat çekici özelliği de adından da anlaşılacağı gibi yumuşak ve yoğun kıllardır. Sarımtırak ve kızıl kahverengiye çalan bu postun kalınlığı gövde üzerinde 10–15 cm uzunluğa kadar çıkmaktaydı.[6] Yünlü gergedanların kafatası ve çene kemiklerinin katı ve sert yapısı sayesinde çökel tabakalarında fillerin kalıntılarından daha fazla korunmaktadırlar.[7] DNA araştırmalarının sonuçlarına göre yünlü gergedanın yaşayan en yakın akrabası Sumatra gergedanıdır.[8]

Yünlü gergedan

Paleoekoloji

Beslenme ve Habitat

Gennady Boeskorov’un Rus Bilimler Akademisi’nde yaptığı çalışmada Yünlü Gergedanın diyeti hakkında önemli buluntulara değinilmiştir. Çalışmada yünlü gergedanların kalıntılarının yer aldığı çökellerdeki palinolojik verilerden yola çıkarak belli çıkarımlarda bulunulmuştur. Çalı ve otların polenleri hemen hemen bu çökellerdeki polenlerin yüzde 60’ına karşı gelmektedir. Tahıl, kamış, karanfil ve yavşan polenleri de bu jeolojik katmanlarda mevcuttur.[4] Dudak yapısı da beyaz gergedandaki gibi otlayıcı bir beslenme biçimini olanaklı kılmaktadır.[4]

Yünlü gergedanın coğrafi yayılımı

Yine başka çalışmalarda da yünlü gergedanların beslenme alanları tekdüze çayırlardan daha çok çeşitli ve renkli bir bitki varlığına sahipti. Ayrıca Buzul Çağı memelilerinin dışkı ve mide kalıntılarında çiçekli bitkilerin varlığına rastlanmıştır.[9] Yünlü gergedan Avrasya genelindeki en yaygın buzul çağı memelilerinden biridir, bu canlının fosil kalıntıları doğu Sibirya’dan Britanya adalarına dek geniş bir yayılım gösterir. 70˚ kuzey enlemi üstünde kalıntılarına rastlanmamıştır, ayrıca bu yayılım göz önüne alındığında şu ana kadarki en geniş gergedan yayılımı olarak görülmektedir. Kuzey Amerika’da yerleşim gösteremediği bilinmektedir.[8]

Yok oluş

Yakın döneme değin bilimsel görüş hemen tüm Buzul Çağı megafaunasının yok oluşunda olduğu gibi yünlü gergedanın yok oluşunun da sorumlusu olarak insan etkisini göstermekteydi, ancak yapılan son çalışmalar bu devlerin yok oluşunun iklim değişikliği kaynaklı olabileceğini göstermiştir. Son yıllarda artan genetik çalışmaların ışığında yünlü gergedanların sahip olduğu popülasyonun hangi zamanda daraldığı anlaşılabilmektedir, özellikle yakın soydan çiftleşmenin neden olduğu çeşitlilik daralması genlerin yapısından görülebilmiştir. Bu popülasyon daralması ise yaklaşık 14 bin yıl önceye rastlamaktadır. Eski düşüncelere göre insan gruplarının Sibirya’ya ulaşmasıyla yünlü gergedanların soyunun tükendiği varsayılmaktaydı, ancak insan etkisinin 14 bin yıl önce değil de 30 bin yıl önce bölgeye girdiğinin ortaya çıkmasıyla bu görüş çökmüştür. Bunun yerine iklim değişikliği etkeni üzerinde durulmaktadır. Yünlü gergedanların popülasyonlarının daraldığı yıllara denk düşen bir küresel iklim değişikliği de Bølling–Allerød interstadial sıcak dönem periyodudur. Yaklaşık 14700 yıl önce başlayan bu dönem yünlü gergedanların soylarının tükendiği dönemle örtüşmektedir.[10]

Son buluntular

2015 yılında Yakutistan'da bir yünlü gergedan yavrusuna ait iyi korunmuş kalıntılar bulunmuştur. Bu fosil numune Yakutistan Bilimler Akademisi'ne gönderilmiş ve burada önemli bir inceleme sürecinden geçmiştir. İnceleme ekibi tarafından bu yavru gergedana kalıntıları bulan kişiye atfen Sasha adı verilmiştir. Sasha ilk olarak anatomik bazı incelemelerden geçti, öncelikle dişleri incelendi ve yaklaşık yedi aylık olduğu belirlendi; ancak bu noktada bir şey bilim insanlarının ilgisini çekmişti. Öncelikle Sasha yedi aylık olmak için fazla büyüktü, bu kıyaslama için yaşayan Afrikalı gergedan türlerinin yavruları temel alındı, Sasha yedi aylık haliyle neredeyse on sekiz aylık bir Afrikalı kuzeni kadar büyümüştü. Son olarak uzmanlar hala daha Son Buzul Çağı'nın ekolojisi hakkında bilinmeyen çok konu olduğu görüşündedir.[11]

Kaynakça

  1. ^ Editors, Editors. "Coelodonta antiquitatis (Bronn, 1831)". www.gbif.org. Global Biodiversity Information Facility. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  2. ^ Editors, Editors. "Pachyderms". publish.illinois.edu. Illinois Publishing. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ Gehler, Alexander; ve diğerleri. "The type material of The type material of Coelodonta Coelodonta antiquitatis antiquitatis (Blumenbach) (Blumenbach) (Mammalia Mammalia: Perissodactyla Perissodactyla: Rhinocerotidae Rhinocerotidae)" (PDF). www.rhinoresourcecenter.com. rhinoresourcecenter. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  4. ^ a b c d Boeskorov, Gennady. "Some morphological and ecological features of the fossil woolly rhinoceros Coelodonta antiquitatis (Blumenbach 1799)". www.researchgate.com. Researchgate. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  5. ^ Fortelius, Mikael. "The morphology and paleobiological significance of the horns of Coelodonta antiquitatis (Mammalia: Rhinocerotidae)". www.tandfonline.com. tandfonline. 30 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ Editors, Editors. "Chapter 2: The Woolly Rhinoceros". www.hanskrause.de. hanskrause. 19 Mayıs 2003 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ Garutt, Nina Vadymivna. "Woolly Rhinoceros: Morphology,Systematics and Geological Significance" (PDF). www.rhinoresourcecenter.com. rhinoresourcecenter. 7 Aralık 2019 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  8. ^ a b Stuart and Lister, Anthony and Adrian. "Extinction chronology of the woolly rhinoceros Coelodonta antiquitatis in the context of late Quaternary megafaunal extinctions in northern Eurasia" (PDF). www.rhinoresourcecenter.com. rhinoresourcecenter. 21 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  9. ^ Writer, Tia Ghose Staff. "Woolly Mammoths and Rhinos Ate Flowers". www.livescience.com. LiveScience. 9 Şubat 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  10. ^ Fox, Alex. "Climate Change, Not Hunting, May Have Doomed the Woolly Rhinoceros". www.smithsonianmag.com/. smithsonianmag. 15 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  11. ^ Gıbbens, Sarah. "Extinct Woolly Rhino Reconstructed From Mummified Remains". www.natgeo.com. National Geographic. 9 Temmuz 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Dinozor</span> Mezozoik Çağa (kuşlar dahil) hâkim olan sauropsid omurgalılar kladı

Dinozor (Dinosauria), ilk olarak Mezozoyik zamanda ortaya çıkan ve yaşayan tek üyeleri kuşlar olan arkozor sürüngen grubu. Dinozor adı, Richard Owen tarafından Grekçe "korkunç" anlamına gelen deinos ve "kertenkele" anlamına gelen sauros sözcüklerinin birleştirilmesinden oluşur. Dinozorlar, 243 ile 233 milyon yıl önce Geç Triyas döneminde ortaya çıkmış ve 66 milyon yıl önce kuşlar dışındaki tüm türlerinin soyu tükenmiştir. Dinozorlar, sıcakkanlı ve soğukkanlı arası özellikler gösteren mezoterm canlılardı. Mezozoyik'te oldukça başarılı biçimde tüm kıtalara yayılan dinozorlar çok farklı nişleri doldurdu. Yapılan araştırmalarda şimdiye kadar yaklaşık olarak 1.000 kadar kuş olmayan dinozor türünün yaşadığı belgelendi. Bugün dinozorların evrimsel olarak devamı olan kuşların 11.000 kadar türü vardır ki bu, yaşayan memelilerin tür sayısının (~6000) yaklaşık iki katıdır. Dinozorların nasıl yaşadığı, ne kadar çeşitlendiği ve ekosistemdeki yerleri kadar kuş olmayan dinozorların nasıl yok olduğu da bilim camiasını uzun zamandır meşgul etmektedir. Kuş olmayan dinozorları yeryüzünden silen yok oluşun aşamalı mı, yoksa yerbilimsel olarak katastrofik (ani) mi olduğu tartışmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Gergedan</span> Gergedangiller (Rhinocerotidae) familyasına ait tek toynaklılar

Gergedan, Gergedangiller (Rhinocerotidae) familyasından, ağır ve hantal gövdeli, burun kemiğinin üstünde derisine yapışık bir veya iki boynuzu bulunan, kalın derili otçul memelilerin genel adı. Atgiller ve tapir gibi tek toynaklılar (Perissodactyla) takımına dahildir.

<span class="mw-page-title-main">Tek toynaklılar</span> memeli takımı

Tek toynaklılar ya da tek parmaklılar, memeliler (Mammalia) sınıfından otobur hayvanları barındıran bir takımdır. Ayaklarında genelde tek sayıda toynağı bulunan bu takımdaki hayvanlar büyük ve çok büyük hayvanlar olarak nitelenebilir. Çift toynaklılar takımının geviş getiren hayvanlarının aksine tek toynaklılar bitki selülozunu midede değil bağırsaklarda sindirir. Atgiller, gergedanlar ve tapirler mevcut tek toynaklılardır.

<span class="mw-page-title-main">Fosil</span> Geçmiş bir jeolojik çağa ait organizmaların korunmuş kalıntıları veya izleri

Fosil veya taşıl, yer kabuğunun en üst bölümünü oluşturan tortul kayaçların çoğunda, bazen iyi korunmuş, bazen de erozyon ve sedimantasyon sırasında tahrip olmuş, ölü organizma kalıntılarıdır.

<i>Mamut</i> soyu tükenmiş memeli cinsi

Mamut (Mammuthus), filgiller (Elephantidae) familyasının nesli tükenmiş bir cinsi. Son buzul çağında (Pleyistosen) Kuzey Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika'da birçok farklı türleri ile yayılım göstermiştir. 4,5 m boy ve 8 ton ağırlığa kadar varan bu cinsin son üyeleri yaklaşık 4000 yıl önce yaşamıştır.

<i>Siyah gergedan</i> Afrikaya özgü gergedan türü

Siyah gergedan, Afrika kıtasında yaşayan tek toynaklı takımına mensup büyük bir gergedan türüdür. Birçok alttürü bulunmaktadır.

<i>Giganotosaurus</i> dev teropod

Giganotosaurus, Geç Kretase döneminin erken Senomaniyen çağında Güney Amerika'da yaşamış bir teropod dinozor cinsi.

<i>Apatosaurus</i> sauropod dinozor cinsi

Apatosaurus, Geç Jura döneminde Kuzey Amerika'da yaşamış sauropod dinozor cinsi. En tanınmış sauropodlardan biridir. Apatosaurus, ortalama 21–23 metre uzunluğunda ve 16.4–22.4 ton ağırlığındaydı.

<span class="mw-page-title-main">Georges Cuvier</span> Fransız yerbilimci (1769-1832)

Georges Cuvier Fransız bilim insanı ve devlet yöneticisi. Cuvier, neredeyse hiç kimseden yardım almadan, tek başına, bir bilim dalı olan omurgalı paleontolojisini kurmuş ve organizma biyolojisindeki en güçlü araçlardan biri olan karşılaştırmalı yöntemleri geliştirmiştir. Bu nedenle bazı bilim tarihçileri tarafından omurgalı paleontolojisi, karşılaştırmalı anatomi ve jeolojik tarihlendirme bilimlerinin temellerini atmasından ötürü onu "üç bilim dalının kurucusu" olarak nitelendirilmektedir.

<i>Yünlü mamut</i> tüylü mamut

Yünlü mamut veya kıllı mamut, Pleistosen'de Avrasya ile Kuzey Amerika'da yaşamış ve Holosen'de soyu tükenmiş bir mamut türü.

<span class="mw-page-title-main">Kuvaterner yok oluşu</span>

Kuaterner döneminde Pleistosen'den Holosene geçiş sırasında özellikle megafaunal türlerde birçok yok oluş olayı görülmüştür. Ancak, yok olma dalgası Pleistosen'in sonunda durmamış özellikle izole adalarda Holosen yok olmaları olarak devam etmiştir. Paleontologlar tarafından ortaya atılan hipotezlere göre yok olma olaylarının başlıca nedenleri olarak Orta-Geç Pleistosen ve Holosen sırasında dünyanın birçok bölgesine yapılan göçler, doğal iklim değişiklikleri ve insanlar tarafından yapılan avcılık faaliyetleri gösterilmektedir. Avcılığın diğer bir varyantı ise ikinci dereceden avlanmadır ve insan olmayan avcılardan kaynaklanan üstün rekabetten dolaylı gerçekleşen yok olmalar üzerine odaklanılmaktadır. Hastalıkların yayılması da olası bir neden olarak ele alınmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Lena Sütunları</span>

Lena Sütunları, Doğu Sibirya bünyesinde Yakutistan özerk cumhuriyeti'nde Lena Nehri kıyısında yer alan doğal bir oluşumdur. Sütunların yüksekliği 150-300 metre arasında değişmekle beraber, Kambriyen dönemlerinde oluştuğu düşünülmektedir. Lane Sütunları, 2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine alınmıştır.

<i>Palaeoloxodon</i> tarih öncesi filgil

Palaeoloxodon, Pleyistosen boyunca Avrasya ve Afrika'da yaşamış tüm zamanların en büyük kara memelisi olan, hortumlular (Proboscidea) takımına mensup memeli cinsi. İlk olarak 1924 yılında Matsumoto tarafından tanımlandı, ancak cins tanımlanmadı. Bir kısım görüş bu canlının Elephas cinsi bünyesinde olmasını savunurken; çene ve kafatası üzerine yapılan modern çalışmalar sonucu Palaeoloxodon cinsi kurulmuştur.

<i>Paraceratherium</i> bilinen en büyük kara memelisi

Paraceratherium [Aceratherium'a yakın], Oligosen'de Avrasya'da yaşamış büyük bir tek toynaklı memeli cinsi. Paraceratheriidae familyasından bir rhinocerotoiddir, dolayısıyla yaşayan en yakın akrabası gergedanlardır.

<i>Centrosaurus</i> sürüngen cinsi

Centrosaurus, Geç Kretase döneminde Batı Kuzey Amerika'da yaşamış Ceratopsidae ailesine mensup dinozor cinsidir.

<span class="mw-page-title-main">Ejderha Adamı</span> Buzul Çağı insanı

Ejderha Adamı, Orta Pleyistosen dönemine tarihlenen, Harbin, Heilongjiang, Kuzeydoğu Çin'den neredeyse eksiksiz bir kafatasından tanımlanan bir arkaik insan türüdür. Kafatası 1933'te keşfedildi, ancak çalkantılı bir siyasi atmosfer nedeniyle 2018'e kadar bilim insanlarının eline geçemeyecek ve 2021'e kadar isimlendirilmeyecekti. Tanımlayıcılar, modern insanın Neandertallerden çok H. longi ile daha yakın akraba olduğunu düşünüyorlardı.

<span class="mw-page-title-main">Betal Kaya Sığınağı</span>

Betal Kaya Sığınağı, aşağı Pivka Nehri Vadisi'nin güneydoğu kenarında, Postojna'dan Bukovje'ye giden yolun hemen üstündeki bir yamaçta yer alan bir karstik mağara; taş alet kalıntıları, eserler ve çağdaş hayvanların sayısız fosilleşmiş kemikleri ile zengin kültürel tortu katmanlarının bulunduğu bir sit alanıdır. Girişi, Pivka Nehri'nin suları tarafından oyulmuş 174 m (571 ft) uzunluğundaki mağaranın tavanının çökmesiyle oluşmuştur.

<i>Deinocheirus</i>

Deinocheirus Geç Kretase'de bugünkü Moğolistan'da yaşamış ornithomimozor kladından bir teropod dinozor cinsidir. Moğolistan'ın erken Maastrihtiyen yaşlı Nemegt Oluşumu'ndan bilinen bu dinozor cinsi tek bir tür içerir. Bu canlının en dikkat çekici özelliği olağanüstü büyük kollarıdır ve cins adı bu özelliğine atıfta bulunur.

William Buckland 19. yy'da yaşamış İngiliz yer bilimci ve teolog. Dünyanın ilk adlandırılan dinozoru Megalosaurus cinsini tanımlamasıyla bilinir.

<i>Sinotherium</i>

Sinotherium geç Miyosen'den (Tortoniyen-Messiniyen) Erken Pliyosen'e kadar yaşamış bir tek boynuzlu elasmotheriine gergedan cinsidir. Elasmotherium'un atasıydı ve nazal boynuzlu elasmotheriinelerden ön boynuzlu elasmotheriinelere çok önemli bir evrimsel geçişi gösteriyordu. İlk fosilleri Kazakistan'ın Karabulak Oluşumu'nda bulundu, alt çenesi ve dişleri Moğolistan'da bulunmuştur ve batı Çin'deki Liushu Oluşumu'nun üst kesiminden parçalı bir kafatası bilinmektedir. Sinoterium, erken Pliyosen döneminde ilk olarak İran'da bulunan ata cinsi Iranotherium'dan ayrıldı. Bazı uzmanlar Sinotherium ve Iranotherium'u Elasmotherium cinsine koymayı tercih ediyor.