Büyük patlama, evrenin en eski 13,8 milyar yıl önce tekillik noktası denilen bir noktadan itibaren genişlediğini varsayan evrenin evrimi kuramı ve geniş şekilde kabul gören kozmolojik modeldir. İlk kez 1920'li yıllarda Rus kozmolog ve matematikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı fizikçi papaz Georges Lemaître tarafından ortaya atılan bu teori, çeşitli kanıtlarla desteklendiğinden bilim insanları arasında, özellikle fizikçiler arasında geniş ölçüde kabul görmüştür.
Olbers Paradoksu, Alman hekim ve astronom Heinrich Olbers'in 1823 yılında kaleme aldığı makalesinde öne sürülen tezdir. Olbers, bu makalesinde sonsuz statik bir evrende her çizgisel bakış doğrultusunun eninde sonunda bir yıldızın yüzeyinde sonlanacağını çıkarsamaktadır. O halde sonsuz statik bir evren varsayımıyla gece gökyüzüne bakan herhangi bir gözlemci, gökyüzündeki her noktayı bir yıldız kadar parlak görmek zorundadır ama gerçekte böyle değildir. Olbers bu paradoksal durumun, sonsuz statik bir evren varsayımından kaynaklandığını, bu varsayımın hatalı bir varsayım olduğunu ileri sürmüştür.
Gözlemlenebilir evren, evrenin ışık ve başka sinyallerin galaksiler ve maddenin, kozmolojik genişlemeden beri Dünya’ya ulaşacak zamanı bulması sonucu, şimdiki zamanda Dünya'dan gözlemlenebilen cisim ve maddelerden oluşan bölgesidir. Evrenin izotropik olduğu varsayılırsa, gözlemlenebilir evrenin sınırı, her yönde aşağı yukarı aynıdır. Dolayısıyla, gözlemlenebilir evren, gözlemcisini merkeze alan, küresel bir hacme sahiptir. Evrendeki her nokta kendi gözlemlenebilir evrenine sahiptir ve bu evren Dünya merkezli olanla çakışıyor olabilir de, olmayabilir de.
Kuasar, kütlesi milyonlarca ila on milyarlarca güneş kütlesi arasında değişen, bir gaz diski ile çevrili bir süper kütleli kara delik tarafından desteklenen son derece parlak bir aktif galaksi çekirdeğidir (AGN). Kara deliğe doğru düşen diskteki gaz sürtünme nedeniyle ısınır ve elektromanyetik radyasyon şeklinde enerji açığa çıkarır. Kuasarların ışıma enerjisi muazzamdır; en güçlü kuasarlar, Samanyolu gibi bir galaksiden binlerce kat daha fazla parlaklığa sahiptir.
Gökbilimde boşluklar (ing. Void), iplikçikler arasındaki boş alanlardır, evrendeki en büyük ölçekli yapılardır ve çok az gökada içerir veya içermezler. Boşluk bölgelerinin kozmolojik evrimi bir bütün olarak evrenin evriminden çok farklıdır: Devasa gökadaların ve gökada kümelerinin oluşumunu engelleyen, eğrisellik teriminin hakim olduğu uzun bir aşama vardır. Bu nedenle, boşlukların en boş bölgeleri bile evrenin ortalama madde yoğunluğunun ~%15'inden fazlasını içermesine rağmen, bir gözlemci için neredeyse tamamen boş görünür. Boşlukların çapı genel olarak 10 ile 150 mega parsek (Mpc) arasındadır ; zengin süperküme yokluğu olarak nitelenen bilhassa büyük boşluklar, süperboşluklar olarak belirtilir. İlk olarak 1978 yılında Kitt Peak Ulusal Gözlemevi'nden Stephen Gregory ve Laird A. Thompson tarafından keşfedilmiştir.
Evrenin genişlemesi, gözlemlenebilir evrenin kütleçekimsel olarak bağlı olmayan herhangi iki parçası arasındaki mesafenin zamanla artmasıdır. Bu, uzay ölçeğinin bizzat değiştiği içsel bir genişlemedir. Evren hiçbir şeyin "içine" genişlemez ve "dışında" var olmak için uzaya ihtiyaç duymaz. Teknik olarak ne uzay ne de uzaydaki cisimler hareket etmez. Bunun yerine ölçek içinde değişen şey metrikdir. Evrenin uzay-zaman metriğinin uzaysal kısmı ölçek içinde arttıkça, cisimler giderek artan hızlarda birbirlerinden uzaklaşır.
Hubble kanunu, fiziksel kozmolojide gözlemlere verilen isimdir: uzayın derinliklerinde gözlenen nesnelerin dünyadan uzak göreceli bir hızda yorumlanabilir bir Doppler kaymasına sahip olduğu bulunur ve dünyanın gerisinde kalan çeşitli galaksilerin bu Doppler kaymasıyla ölçülen hızı yaklaşık birkaç yüz ışık yılı uzaklığındaki galaksiler için uzaklıklarıyla doğru orantılıdır. Bu normal olarak gözlemlenebilir evrenin uzaysal hacminin genişlemesinin doğrudan bir gözlemi olarak yorumlanır.
Sloan Büyük Duvarı, dev bir gökada duvarının oluşturduğu kozmik yapıdır. Keşfi, 20 Ekim 2003'te Princeton Üniversitesi'nden J. Richard Gott III, Mario Jurić ve meslektaşları tarafından Sloan Dijital Gökyüzü Araştırması verilerine dayanılarak duyuruldu.
Sloan Dijital Gökyüzü Araştırması ya da SDSS, New Mexico Apache Point Gözlemevi, Amerika Birleşik Devletleri’nde, 2,5 metre, geniş açılı optik teleskop kullanılarak yapılan çok filtreli görüntüleme ve spektroskopik kızıla kayma araştırmasıdır. Proje adını projeye önemli bir bağış yapan Alfred P. Sloan Kuruluşu’ndan almıştır. 2000 yılında başlayan veri toplama sürecinde nihai görüntüleme verileri 500 milyon civarında cismin fotometrik gözlemi ve 1 milyondan fazla cismin spektrumu ile gökyüzünün %35’ten fazlasını kapsamaktadır. Asıl örnek gezegenin z=0,1’in orta redshift’ine sahiptir; parlak kırmızı galaksiler için z=0,7 olduğu sürece redshift vardır ve z=5 olduğu sürece kuasarlar da vardır; ve z=6’nın ilerisindeki redshiftlerdeki kuasarları gözlemlemek için görüntüleme anketlerde katıldılar. Ocak 2011’de yayınlanan 8. veri sürümü (DR8) SDSS görüntüleme kamerasıyla yapılan gökyüzünün 14.555 kare derecesini kapsayan bütün fotometrik gözlemleri içermektedir. 31 Temmuz 2012 tarihinde yayınlanan 9. veri sürümü Baryon Salınım Spektroskopik Araştırması’ndan (BOSS) gelen 800.000 den fazla yeni spektrum içeren ilk sonuçları kapsamaktadır. Bunların içinde 500.000'den fazla spektrum evrende 7 milyar yıl önce var olan nesnelere aittir. 31 Temmuz 2013 tarihinde halka açıklanan 10. veri sürümü (DR10) önceki sürümlerde yayınlanan tüm verileri ve APO Galaktik Evrim Deneyi (APOGEE) spektrografından gelen, Samanyolu Galaksisi’nin yıldızlarının 57.000'den fazla yüksek çözünürlüklü (kızılötesi) spektrumunu içeren verileri kapsamaktadır. Ayrıca DR10 verileri uzak evrendeki galaksilerin ve kuasarların 670.000'den fazla yeni BOSS spektrumunu içermektedir.
Big Bang kozmolojisinde reiyonizasyon, evrendeki “karanlık dönem”den sonra maddeyi reiyonize eden süreçtir ve büyük faz geçişinden ikincisidir. Baryonik maddelerin çoğunluğu hidrojen formunda olduğundan dolayı, reiyonizasyon genellikle “Hidrojen gazının reiyonizasyonu” olarak anılmaktadır. Evren tarihinde ilksel Helyum da aynı faz değişimine uğrasa da, farklı noktalarda gerçekleşen bu olaya Helyum reiyonizasyonu ismi verilir.
Büyük Çekici, galaksilerarası uzayda yer alan bir kütle çekim bölgesi ve Samanyolu gökadası da dahil olmak üzere yaklaşık 100.000 gökadayı içeren Laniakea Süperkümesi'nin görünürdeki merkezi kütle çekim noktasıdır.
Büyük Duvar, bazen Büyük Duvar CfA2 olarak da adlandırılan çok büyük bir gökada iplikçiğidir. Herkül-Kuzeytacı Büyük Duvarı, Sloan Büyük Duvarı ve Büyük kuasar grubu'ndan sonra gözlemlenebilir evrendeki bilinen en büyük dördüncü üst yapıdır.
Büyük patlama teorisi'nin tarihi, büyük patlamanın gözlemlenmesi ve teorik değerlendirmesinin yapılmasıyla başladı. Kozmolojideki teorik çalışmaların çoğu artık temel Büyük Patlama modeline yapılan iyileştirmeleri içermektedir. Teorinin kendisi aslında Belçikalı Katolik rahip, matematikçi, astronom ve fizik profesörü Georges Lemaître tarafından resmîleştirilmiştir.
Gökada iplikçikleri kozmolojide kütleçekimsel olarak bağlı olan gökada süperkümelerinin duvarlarından oluşan evrendeki bilinen en büyük yapılardır. Bu devasa iplik benzeri oluşumlar, 80 megaparsek h−1'e ulaşabilir ve büyük boşluklar arasındaki sınırları oluşturur.
Herkül-Kuzeytacı Büyük Duvarı veya sadece Büyük Duvar, yaklaşık 10 milyar ışık yılını aşan uzunluğuyla gözlemlenebilir evrende boyut ve kütle olarak bilinen en büyük yapıdır. Bu devasa süper yapı, gama ışını patlamalarının (GRB) veri kümesi haritalamasında görülen ve beklenen ortalama dağılımdan benzer uzaklıktaki GRB'lere göre alışılmadık derecede daha yüksek konsantrasyona sahip olduğu tespit edilen gökyüzünün bir bölgesidir. Kasım 2013'ün başlarında István Horváth, Jon Hakkila ve Zsolt Bagoly liderliğindeki Amerikalı ve Macar gök bilimcilerden oluşan bir ekip tarafından Swift Gama Işını Patlaması Görevi'nden elde edilen veriler ve yer tabanlı teleskoplardan elde edilen diğer veriler analiz edilirken keşfedildi. Daha önce keşfedilen Huge-LQG'nin boyutunu yaklaşık iki kat aşan, evrendeki bilinen en büyük oluşumdur.
ClG J2143-4423 A İplikçiği, adını aldığı ClG J2143-4423 proto-kümesi çevresinde gelişen ve muhtemel şekilde Turna takımyıldızında yer alan bir gökada iplikçiğidir.
Turna Duvarı, evrenin erken zamanlarında oluşan ve adını bulunduğu Turna takımyıldızı'ndan alan bir gökada süper yapısıdır. Kırmızıya kayma verisi ortalama z= 2.38'dir ve yaklaşık olarak 10,8 milyar ışık yılı uzaklıkta yer alır. Duvar, Sloan Seddi ile karşılaştırılabilir boyutta, yaklaşık 300 milyon ışık yılı uzunluğundadır. Ocak Duvarı ve Heykeltıraş Duvarı'na "dik" bir konumdadır.
Büyük kuasar grubu, gözlemlenebilir evrendeki en büyük astronomik yapıları oluşturduğu düşünülen kuasar topluluğudur. LQG'lerin, yakın evrendeki gökada katmanları, duvarları ve iplikçilerinin öncüleri olduğu düşünülmektedir.
Hyperion ön-süperkümesi, evrenin şu anki yaşının %20'sinde görülen ve Samanyolu'nun 5.000 katı kütleye sahip, bilinen en büyük ve en erken dönemdeki ön-süperkümedir. 2018 yılında Şili'deki Very Large Telescope ile gözlenen 10.000 gök cisminin kırmızıya kaymalarının analizi sonucunda keşfedilmiştir.
Bu, şu ana kadar keşfedilen en büyük kozmik yapıların bir listesidir.