Edebiyat, yazın veya literatür, dil aracılığıyla; duygu, düşünce, hayal, olay, durum veya herhangi bir olgunun edebî bir tarzda ve etkili bir şekilde yazılı veya sözlü anlatımını gerçekleştiren; malzemesi söz ve ses; muhatabı insan olan bir sanat dalıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın, dil ürünü olmasıdır.
Televizyon veya kısaca TV, bir vericiden elektromanyetik dalga hâlinde yayımlanan görüntü ve seslerin, ekranlı ve hoparlörlü elektronik alıcılar sayesinde yeniden görüntü ve sese çevrilmesini sağlayan haberleşme sistemidir. Aynı zamanda kitle iletişim aracı da olan televizyon, yayımlanan görüntü ve sesleri alıcıya ulaştıran elektronik cihazdır.
Aks-i müfred, bir sözcükteki harflerin sondan başa doğru alınması halinde yine anlamlı bir sözcüğün meydana gelmesini ifade eden edebiyat terimidir.
Biyografi ya da yaşam öyküsü, bir kişinin yaşamını ayrıntılı bir biçimde açıklayan bir edebiyat türüdür. Kişi kendi hayatını anlatıyorsa buna otobiyografi, şairlerin yaşam hikâyesi anlatılıyorsa da buna tezkire denir. Biyografiler eğitim, iş, ilişkiler ve ölüm gibi temel olaylardan daha fazlasını içerir. Bir biyografi, bir konunun yaşam öyküsünü sunar, deneyimle ilgili samimi ayrıntılar da dahil olmak üzere yaşamlarının çeşitli yönlerini vurgular ve öznenin kişiliğinin bir analizini içerir.
Sembolizm ya da simgecilik, en genel anlamıyla farklı anlamlara gelen ya da farklı öğeleri simgeleyen çeşitli sembollerin kullanımıdır. Sembolizme sanatta, özellikle resim, müzik ve edebiyat alanlarında rastlanır.
Sanskrit, Hint-Avrupa dil ailesinin Hint-İran koluna bağlı bir dildir. Sanskrit ve lehçeleri, Antik Hindistan'da lingua franca statüsüne sahip olmuştur. Dil aynı zamanda Hititçe ve Miken Grekçesinden sonra kaydedilmiş en eski Hint-Avrupa dili olmaktadır.
Fince (
Anglosaksonlar, Anglus, Sakson ve Jüt karışımı bir Cermen halkı. 5. yüzyıldan itibaren Romalıların Britannia olarak isimlendirdiği adayı istila etmiş ve 865'teki Viking istilasına kadar adanın tamamını yönetmişlerdir; Viking istilasından Norman istilasına kadar geçen sürede ise bazen adanın bir kısmını, bazen tamamını yönetmiş ve bazen de adanın kontrolünü tamamen Vikinglere kaptırmışlardır. Vikinglerin gelişiyle İngiltere'deki Anglosakson kontrolü önemli ölçüde zayıflamış ve Normanların gelişiyle birlikte tamamen sona ermiştir.
Bir cümlede, bir dizede iki sözcüğün ya da sözcük topluluklarının yerleri değiştirilerek yapılan söz sanatına akis veya aks denir.
Kitap ya da betik, bir kenarından birleştirilerek dışına kapak takılmış, yani ciltlenmiş kâğıt, parşömen, vb. malzemeden üretilmiş üzeri baskılı sayfaların bir araya gelmesiyle oluşan okumalıktır.
Otobiyografi ya da öz yaşam öyküsü, yazarın kendi yaşam öyküsünü anlattığı edebiyat türüdür. Kaynak olarak kişi kendini ve aile büyüklerinden aldığı bilgileri kullanır. Yazarın kendinden söz ederken nesnel olması zor olduğundan otobiyografi yazmak güçtür. Otobiyografilerde yazar kendine ait sanat eserleri, düşünceleri ve yaptığı ya da katkısının olduğu önemli işleri okuyucuya aktarır. Bu yazılı anlatım türü aynı zamanda iyi bir belgeseldir. Bu alanda çalışacaklara ve yazarın yaşadığı dönemin özelliklerine kaynaklık eder.
Romans, özellikle Orta Çağ şövalyelik sistemini anlatışıyla karakterize olmuş bir edebiyat türü. 12. yüzyıl Fransası'nda ortaya çıkmıştır. Benzer tarzda yazılmış öncülü eserler de bazen aynı isimle anılsa da ayrı bir tür olarak romans, Akitanya düşesi Eleanor'un aristokratik çevresinde ortaya çıkmıştır.
Erotik, geniş anlamda herhangi bir edebi veya sanatsal eserdir. Şehvetli, cinsel uyarıcı veya tahrik edicidir, ancak genellikle pornografik olarak kabul edilmez. Erotik sanat, resim, heykel, drama, film veya müzik dahil olmak üzere erotik içeriği tasvir etmek için herhangi bir sanatsal formu kullanabilir. Erotik edebiyat ve erotik fotoğrafçılık popüler türler haline geldi.
Cinnî ya da demon, Hristiyan edebiyatında kötü niyetli doğaüstü varlık taifesidir. Terimin kökeni eski Yunancada tamamen farklı anlamlarda kullanılmış olan daimon sözcüğüdür.
Abdülkadir Pirhasan, Türk roman ve senaryo yazarı, şairdir.
Önbölüm, bir veya birkaç bölüm hâlinde önceden tamamlanmış bir edebiyat eseri veya sinema filminde anlatılan olayların öncesini veya başlangıcını konu eden ama onlardan sonra oluşturulmuş en son bölüm veya bölümlere verilen addır. Oldukça yeni tarihlerde kullanılmaya başlanmış bir sözcük olan önbölüm, İngilizce prequel kelimesinin karşılığı olarak türetilmiştir. Özgün prequel ise iki sözcüğün birleştirilmesiyle türetilmiştir. Bu sözcüklerden ilki öncesi, önceki anlamına gelen bir ön ek olan pre, diğeri de edebiyat ve sinemada devam bölümü anlamına gelen sequel kelimesidir.
Basit sözcük, Türkçede hiçbir yapım eki almamış veya başka bir sözcükle birleşmemiş sözcük. Yalın haldeki basit sözcük aynı zamanda o sözcüğün köküdür.
İstifham, okuyucunun dikkatini çekmek, duygu ve düşünceleri daha etkili kılmak için bu duygu ve düşüncelerin soru biçiminde verilmesidir.
Bildirme eki veya bildirme koşacı, Türkçede yükleme kesinlik, belirsizlik, ihtimal gibi anlamlar katan -dir eki. Türkçedeki dört ek-fiilden biridir. Eklendiği kelimedeki ses kurallarına uyarak -dır, -dur, -dür, -tir, -tır, -tur ve -tür hâllerine dönüşebilir:
- cevherdir, elmadır, yüzüktür, gelmiştir, dönüyordur
Neredeyse her kültürünün edebiyatı gibi Çin edebiyatı, hem geçmişte hem de günümüzde toplumun ve yaşamın yansıması olmanın yanı sıra tek başında bir siyasi meseledir. Mükemmel okuma ve yazma beceri ve belagat sahipleri sıklıkla yüksek seviyede memurluk statüsünü kazanırlardı. Bu durum ayrıca çoğunlukla etkin şekilde Çin felsefesinin gelişiminde katkıda bulunma fırsatını sağlardı. Üstelik bazı krallar şair ya da edebiyatçı olarak başarı elde etmiştir.