
Holokost, Yahudi Soykırımı veya HaŞoah, Nazi Almanyası döneminde 1941 ve 1945 yılları arasında, Adolf Hitler ve Heinrich Himmler'in liderliğindeki SS güçleri tarafından işgal edilen sınırlar içerisinde yaklaşık 6 milyon Yahudi'nin sistemli bir şekilde öldürüldükleri soykırımdır.

Selahattin Ülkümen, Türk diplomat. 1943'te Rodos başkonsolosluğu görevine getirilmiştir. Holokost sırasında, Rodos'tan sınır dışı edilmemeleri için adada yaşayan Yahudiler'e Türk vatandaşlığı verip onların hayatlarını kurtarmasıyla tanınır. Bu davranışından ötürü 1989'da Yad Vaşem'de, İsrail tarafından Uluslararası Dürüstler Madalyası ile onurlandırıldı.

Wilhelm Adalbert Hosenfeld SUO, İkinci Dünya Harbi'nde Hauptmann (Yüzbaşı) rütbesine kadar yükselen, asıl mesleği ortaokul öğretmenliği olan bir Alman subaydı. Alman işgali altındaki Polonya'da görev yaptığı süre boyunca Yahudilere sempati duyup, birçok Yahudi'nin Nazi zulmünden korunmasına ve kurtarılmasına yardım etmişti. Bu davranışından ötürü Yad Vaşem'de İsrail tarafından Uluslararası Dürüstler Madalyası ile 2008'de onurlandırıldı.

Uluslararası Dürüstler, İsrail Devleti'nin Naziler tarafından Holokost'a maruz kalan Yahudileri kurtarmak için hayatını riske atan gayri-Yahudilere verdiği onursal sıfattır. Terim, Nuh’un evrensel kanunlarına itaat eden Yahudi olmayan insanları anlatan “dürüst Yahudi olmayan” kavramından gelir.
Bielski partizanları, Nazi Almanyası'nın Yahudilere yönelik kıyımından sağ kalan Yahudilerin onlara ve işbirlikçilerine karşı direnişini örgütleyen partizan bünye. Bielski soyadlı kardeşlerin 1941 yılında Białowieża Ormanı'nda başlattığı bu hareket ile birlikte çoğunluğunu yaşlı ve çocukların oluşturduğu 1,236 Yahudi, başlarını Tuvia Bielski, Alexander Bielski, Asael Bielski ve Aron Bielski'nin çektiği partizan grup tarafından koruma altında kalmıştır. Koruma altında tuttukları Yahudilere Almanların soykırım yapmasını engelleme amacı gütmüşlerdir.

Raoul Wallenberg İsveçli bir mimar, iş insanı, diplomat ve yardımseverdi. İkinci Dünya Savaşı sonlarına doğru, Alman işgali altında bulunan Macaristan'da, Macar faşistleri ve Nazilerden, 100.000'i aşkın Yahudi'nin hayatını kurtarmasından dolayı oldukça saygı ve övgü duyulan biridir. Budapeşte'de, İsveç Özel Elçiliği görevini sürdürürken, Wallenberg, Yahudilere dokunulmazlık sağlayabilen pasaportlar verip, İsveç sınırları olarak sayılan, resmi olarak dokunulmaz binalarda binlerce Yahudinin hayatını kurtardı. 17 Ocak 1945'te Budapeşte'nin Kızıl Ordu tarafından işgali esnasında, Sovyet otoriteler tarafından, casus olduğu şüphesiyle göz altına alındı ve sonra ortadan kayboldu. Daha sonra edinilen bilgilere göre, 17 Temmuz 1947'de Moskova'daki KGB ana üssü ve KGS hapishanesinin bulunduğu Lubyanka binasında öldüğü iddia edildi. Wallenberg'ün KGB Sovyet Hükûmeti tarafından yakalanması, casus olduğu şüpheleri, ölümü ve Amerikan istihbaratıyla olan bağları tamamen sır olarak kaldı ve sürekli farklı spekülasyonlarla dile getirildi

Profesör Vytautas Landsbergis Litvan muhafazakâr bir politikacı ve Avrupa Parlamentosu Üyesi. Sovyetler Birliği'nden bağımsızlık ilan ettikten sonra Litvanya'nın ilk devlet başkanıydı ve Litvanya Parlamentosu Başkanı olarak Seimas'ta görev yaptı. Profesör Landsbergis, Litvanya siyaset arenasında 20 yıldan beri faaliyet gösteren ve Sovyetler Birliği'nin dağılmasına katkıda bulunan önemli bir siyasetçi olan bir entelektüeldir. Mikalojus Konstantinas Čiurlionis biyografisinin yanı sıra siyaset ve müzik üzerine çalışmalar da dahil olmak üzere çeşitli konularda yirmi kitap yazmıştır. Avrupa Vicdan ve Komünizm üzerine Prag Bildirgesinin kurucu üyesi ve Komünizm Hırsızlığı Vakfı Mağdurlarının Uluslararası Danışma Konseyi üyesidir.
Rollkommando Hamann Temmuz-Ekim 1941'de kırsalda Litvanya Yahudilerinin toplu katledilmesini ve en az 60.000 Yahudinin ölüm cezasına çarptırılmasını sağlayan küçük bir mobil birimdi. Bu birim, Temmuz 1942'den Ağustos'a kadar Letonya'da çok sayıda cinayetten sorumluydu. 1941 yılı sonunda Litvanya Yahudilerinin tahrip edilmesi, Kırsal kesimdeki Rollkommando, Ponary katliamındaki Ypatingas bûrileri tarafından ve Kaunas'daki Dokuzuncu Kaledeki Tautinio Darbo Apsaugos Batalionas tarafından. Yaklaşık altı ay içinde tüm Litvanyalı Yahudilerin yaklaşık % 80'i öldürüldü. Geriye kalan birkaç kişi ise işgücü olarak kurtuldu ve özellikle Vilna ve Kaunas gettosu gibi kent gettolarında yoğunlaştı.

İmha kampları, II. Dünya Savaşı dönemindeki Holokost sırasında Nazi Almanyası tarafından milyonlarca Yahudiyi sistematik bir şekilde öldürmek için inşa ettirilmiştir. Polonyalılar, savaştaki Sovyet esirleri ve Çingeneler gibi diğer etnik gruplar da imha kamplarında öldürülmüştür. İmha kamplarındaki kurbanlar en çok gaz odalarında öldürülmüştür. Öldürülmeler ya bu özel amaç için yapılmış kalıcı tesislerde ya da gaz kamyonetlerinde gerçekleşmiştir. Auschwitz-Birkenau ve Majdanek gibi bazı Nazi toplama kampları, 1945 yılında savaşın bitiminden önceki dönemde ikili bir amaca hizmet etmiştir: zehirli gazla imha ve açıktan ölmek üzere olan insanları çok yoğun bir şekilde çalıştırma.

Uluslararası Holokost’u Anma Günü, II. Dünya Savaşı döneminde gerçekleşen Holokost trajedisini anan, uluslararası bir anma günüdür ve Ocak ayının 27’sine denk gelir. Nazi rejimi ve işbirlikçileri tarafından gerçekleştirilen, 6 milyon Yahudi ve diğer 11 milyon insanın hayatına mal olan soykırımı anar.

Bronislovas "Bronius" Paukštys, Litvanya'daki Holokost'tan yaklaşık 120 Yahudi çocuk ve 25 Yahudi yetişkini kurtarmış Litvanyalı bir Katolik rahipti. 1977'de kurtardığı Yahudiler sebebiyle Uluslararası Dürüstler ödülü aldı.
Ona Šimaitė Vilnius Üniversitesi'nde, II. Dünya Savaşı sırasında Vilna Gettosundaki Yahudilere yardım etmek ve onları kurtarmak için pozisyonunu kullanan Litvanyalı bir kütüphaneciydi. Uluslararası Dürüstler arasında yer almaktadır..

Vuk Jeremić, Sırp diplomat, eski Sırbistan Dışişleri Bakanı ve Eylül 2012 ve Eylül 2013 tarihleri arasında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun altmış yedinci oturum Başkanı. Jeremić, Belgrad doğumludur ve karma bir Hristiyan ve Müslüman hanede yetişmiştir. Babası, devlete ait tanınmış bir petrol şirketinin CEO'suydu ve annesi, Holokost sırasında Yahudileri kurtarmaları nedeniyle ölümünden sonra iki üyesi Yad Vashem tarafından Uluslararası Dürüstlerden ilan edilen tanınmış bir partizan aileden geliyordu. 1990'ların başında, henüz gençken, Jeremić ve ailesi, ülkenin komünist hükûmetinin düşmesinden sonra Yugoslavya'dan ayrılmak zorunda kaldılar. Jeremić sırasıyla 1998 ve 2003 yıllarında Cambridge ve Harvard'dan mezun oldu ve 1990'larda demokrasi yanlısı çeşitli öğrenci hareketlerinde aktif olarak yer aldı. 2000'li yılların başlarında, New York Times'ın Sırbistan'ın "en batıya yakın hükümeti" olarak gördüğü Başkan Boris Tadić'in hükûmetine danışman olarak katıldı. Mayıs 2007'de Tadić halen görevdeyken, Jeremić Dışişleri Bakanı olarak atandı. Görev süresi boyunca Sırbistan'ın Kosova'nın tek taraflı ayrılmasına karşı ateşli bir muhalefete öncülük etti, Sırp makamları bir dizi savaş suçu zanlısını tutukladı ve Lahey'deki Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne iade etti ve Sırbistan ile Batı arasındaki ilişkilerde önemli bir iyileşme oldu. Avrupa Birliği 2009'da Sırbistan vatandaşlarına yönelik tüm vize kısıtlamalarını kaldırdı ve 2012'de aday ülke ilan etti.

Aleksander Wacław Ładoś, Polonyalı diplomat, konsolosluk memuru, gazeteci ve politikacı. 1941–1943 yıllarında işgal altında olan Polonya'daki gettolardan Yahudilere yasadışı Latin Amerika pasaportu düzenleyen, soyadıyla anılan “Ładoś Grubu” olarak adlandırılan grubun üyesi ve gayri resmi lideri.

Konstanty Rokicki, Polonya konsolosluk memuru, Riga ve Bern'deki Polonya Cumhuriyeti Konsolos Yardımısı, 1941–1943 yıllarında Yahudileri imha kamplarına gönderilmekten kurtaran sahte Latin Amerika pasaportlarını düzenleyen "Bern grubu", olarak da bilinen Yahudilerin Holokost'tan kurtarılması hareketi olan "Ładoś grubu” üyesi.

Japonya-Litvanya ilişkileri, Japonya ve Litvanya arasındaki ikili dış ilişkilerdir. Japonya'nın Vilnius'ta bir elçiliği var. Litvanya'nın Tokyo'da bir elçiliği var. Japonya, Litvanya dahil Baltık ülkelerinin Sovyet işgalini tanıyan birkaç ülkeden biriydi.
Türkiye, Holokost döneminde Nazi Almanyası ile güçlü diplomatik ilişkilerini sürdürmesine rağmen, 2. Dünya Savaşı sırasında tarafsız kaldı. Savaş sırasında Türkiye, yurt dışında yaşayan 3.000 ila 5.000 Yahudiyi vatandaşlıktan çıkardı; 2.200 ve 2.500 Türk Yahudi, Auschwitz ve Sobibor gibi imha kamplarına sürüldü ve birkaç yüz Nazi toplama kamplarında hapsedildi. Nazi Almanyası tarafsız ülkeleri Yahudi vatandaşlarını geri göndermeye teşvik ettiğinde Türk diplomatlar, Türk vatandaşlıklarını kanıtlasalar bile Yahudileri ülkelerine geri göndermekten kaçınmaları için talimatlar aldı. Türkiye aynı zamanda savaş sırasında Yahudi karşıtı yasaları uygulayan tek tarafsız ülkeydi. Ancak Alman yetkililer, Türkiye'nin açıkça Yahudi karşıtı yasalar uygulamadığını ve Yahudi karşıtı nefret kampanyaları için uygun olmadığını savaş boyunca birçok kez kaydettiler. 1940 ile 1944 yılları arasında, Türkiye üzerinden Filistin Mandası'na yaklaşık 13.000 Yahudi geçti. Rıfat Bali'nin bir araştırmasına göre, savaş sırasında ayrımcı politikalar sonucunda Türkiye tarafından kurtarılandan daha fazla Türk Yahudi zarar gördü. Bunun yanında, İzzet Bahar'a göre dönemin Türk otoritelerinin Yahudilere olan tavrı diğer ülkelerin hükûmetlerinden farklı değildi ve bu yüzden bu sıradışı zamanlarda meydana gelen olumsuz olayların çoğu için Türkiye suçlanmamalıydı.

Litvanya'da Holokost, Nazi işgâli altındaki Litvanya SSC'nde kurulmuş Reichskommissariat Ostland'a bağlı Generalbezirk Litauen alanında yaşayan Litvanya (Litvak) ve Polonya Yahudileri'nin neredeyse tümünün imha edilmesine sebep oldu. Yaklaşık 208.000-210.000 Yahudinin arasında tahminen 190.000-195.000'i, çoğu Haziran ile Aralık 1941 arasında öldürülmek üzere İkinci Dünya Savaşı'nın sonundan önce öldürüldü. Üç senelik Alman işgâli boyunca Litvanya'daki Yahudi nüfusunun %95'inden fazlası katledildi; bu, Holokost'un yer aldığı tüm diğer ülkelerden daha eksiksiz bir yıkımdı. Tarihçiler, bu imha oranını Yahudi olmayan yerel paramiliter oluşumlarının soykırımda Nazilerle kitlesel oranda işbirliklerinde bulunmalarına bağlamıştır, ancak bu işbirliklerinin nedenleri tartışılmaya devam etmektedir. Holokost, Litvanya tarihinde bu kadar kısa bir sürede şimdiye kadarki en büyük can kaybıyla sonuçlandı.

Belarus'taki Yahudilerin tarihi, 8. yüzyılın başlarından itibaren başlar. Yahudiler, modern Belarus topraklarının her yerinde yaşadılar. Yahudiler, 20. yüzyılın ilk yarısında ülkedeki üçüncü en büyük etnik gruptu. 1897'de Belarus'un Yahudi nüfusu 910.900 kişiydi ve toplam nüfusun %14.2'sine eşitti. Polonya-Sovyet Savaşı'nın (1919-1920) ardından, Riga Antlaşması hükümlerine göre Belarus, Doğu Belarus ve Batı Belarus olarak ikiye bölündü ve 350.000-450.000 Yahudinin Polonya tarafında kalmasına sebep oldu.

Maly Trostenets, eski Beyaz Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti olan Beyaz Rusya'da Minsk kenti yakınlarındaki bir köydür. Nazi Almanyası'nın II. Dünya Savaşı sırasında bölgeyi işgali sırasında, köy bir Nazi imha alanı haline geldi.