İçeriğe atla

Cevşen

Cevşen, bazı İslam mezhep ve tarikatlarında kaza ve beladan koruduğu inancıyla taşınan dua metni. Genellikle üçgen muhafazalar içinde veya kolye şeklinde taşınır. Cevşen-i Kebir ve Cevşen-i Sagir olarak bilinen, metinleri birbirinden farklı iki duâyı ifade eder. Ancak Cevşen-i Kebir daha meşhurdur ve "Cevşen" sözcüğü ile genellikle Cevşen-i Kebir kastedilir.[1]

Farsça kökenli bir kelime olup, "bir tür zırh, savaş elbisesi" manasına gelmektedir. Terim manası Şii kaynaklarında Ehl-i Beyt'ten Musâ el-Kazım – Cafer es-Sadık – Muhammed el-Bâkır – Zeyn el-Abidîn – Hüseyin bin Ali ve Ali bin Ebu Talib tarikiyle Muhammed’e isnat edilir.[1] Ca’fer es-Sadık’a nisbet edilen Du'â’ü’l-cevşen onun bu rivayeti olmalıdır.

Cevşen'den Ahmed Ziyauddin Gümüşhânevî Efendi, tarikata dair birçok evrâd ve ezkârı derlediği Mecmû'atu'l-ahzâb adlı eserinde bahseder.[1] Bundan sonra özellikle Risale-i Nur cemaati tarafından tek başına kitapçık olarak defalarca basılmıştır. Dua'nın Türkçe tercümelerini de yapan cemaat, sadece metni dikkate almış, kaynağına ve faziletlerine dair rivayetlere temas etmemiştir.[1] Mesela, Ümit Şimşek tarafından yapılan çeviride Said Nursi’nin bizzat tercüme ettiği 57. fasıl örnek alınmıştır.[2][3]

Ahmed Ziyauddin Gümüşhânevî Mecmû'atu'l-Ahzâb adlı eserinde şunları söyler: «Cevşenü'l-Kebir ismindeki duâ Peygamber Efendimize, Uhud Harbi esnasında Cebrail tarafından getirilmiştir. Cebrail Muhammed'e: "Üzerindeki zırhı çıkar ve bu duâyı oku. Bu duâyı üzerinde taşır ve okursan zırhtan daha büyük tesiri vardır." demiştir. Peygamber Efendimiz duânın tesirinin sadece kendine mi mahsus, yoksa ümmete de şamil mi olduğunu sorunca, Cebrail şöyle buyurmuştur: "Ya Resulullah, bu duâ Cenab-ı Allah'ın sana ve ümmetine bir hediyesidir. Bunun sevabını Allah'tan başka kimse takdir edemez."» [4][5]

İçerik

Cevşen-i Kebir'in 100 bölümünün(bab) ve sondaki duanın tamamının tek bir sayfada yer aldığı görsel.

Cevşen-i Kebir duâsı 100 bölümden (bâb) oluşur. Her bâbda Allah'ın Esma-ül Hüsna ve sıfatlarıyla tavsif edildiği 10 parça bulunur. Her bâbın sonunda Allah'ın aczden ve şerikten münezzeh olduğunu ifade eden ve cehennem ateşinden Allah'a sığınılan duâ yer alır;”Sen bütün kusurlardan, aczden ve şerikten mukaddessin. Senden başka ilah yok ki, bize meded etsin. Aman diliyoruz. Bizi azap ateşinden ve cehennemden halas et!”. Duânın geneline bakıldığında Allah'ın isim ve sıfatlarının sıkça tekrarlandığı ve Rabb'e onun isimleriyle yönelindiği görülür. İstiaze, yani ateşten ve azaptan Allah'a sığınma da Cevşen'de önemli yer tutar.[5]

Duanın tamamı Allah'a ait 250 isim ile 750 sıfat ve münâcâtı kapsar. Bütün bu münâcâtların ana gayesi duanın muhtevasından ve her faslın sonunda tekrarlanan “hallisnâ/ecirna mine’n-nar” ifadesinden de anlaşılacağı gibi, dünya âfetlerinden ve ahiret azabından kurtuluş için yalvarmaktır.

Eleştiriler

Bazılarına göre, Cevşen Şii kaynaklar tarafından yazılıp Muhammed’e atfedilen bir dua görünümündedir ve Muhammed'den nakli çok olası görülmemektedir.[6] Duanın Sünni hadis mecmualarında yer almaması, ayrıca şii hadis külliyatının ana kaynağı durumundaki ‘Kütüb-i erbea’da da bulunmaması, sadece dua mecmuaları gibi ikinci derece kitaplarda mevcut olması da bu görüşü desteklemektedir.[7][8]

Cevşen’in faziletleri hakkında uydurma olduğu tahmin edilen birçok hadis bulunmaktadır."[7][9]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c d "Diyanet İslam Ansiklopedisi-Cevşen". 28 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2012. 
  2. ^ Ümit Şimşek, Risale-i Nur Işığında Çevsen Meali, İstanbul 1992
  3. ^ Emirdağ Lahikası, 2006, s. 280, 552
  4. ^ Ahmed Ziyauddin Gümüşhânevî Efendi, Mecmû'atu'l-Ahzâb, İstanbul 1298 R, s. 231-261.
  5. ^ a b "Cevşen-i Kebir duası". 27 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2012. 
  6. ^ "Fetva.net: Cevşen hakkında bilgi verir misiniz? Hükmü nedir?". 8 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2012. 
  7. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 19 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Eylül 2012. 
  8. ^ "Cevsen uzerine". 19 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Nisan 2013. 
  9. ^ "Arşivlenmiş kopya". 21 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Eylül 2012. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Allah (Arapça: الله, romanize:

<span class="mw-page-title-main">İsrafil</span> Kuranda geçen 4 büyük melekten biri

İsrafil, İslam inançlarına göre dört büyük melekten birisidir. İsrâfil'in görevi kıyamet günü Sûr'a üflemektir.

Vehhabîlik ya da Vahhabizm, İslam'a bağlı Sünni-Hanbelî mezhebinin bir altkolu olan ve 18'inci asırda Muhammed bin Abdülvehhâb tarafından başlatılmış fikir akımıdır. Muhammed bin Abdülvehhâb kendi düşüncelerini Kur'an ve Hadislerde olmayan her şeyin reddi, esas İslam'a dönüş olarak tanımlar. Abdülvehhâb'ın etkilendiği İbn Teymiyye ve Ahmed bin Hanbel gibi İslam alimlerinin düşüncelerinin ve şirk olarak görülen şeylere karşı duruşlarının etkisi Vehhabîlik akımında baskındır. Vahhabi(zm) terimi Abdülvehhâb'ın şahsı tarafından kullanılmadı, hatta bazı taraftarları "Selefî" terimini kullanmayı tercih ederek "Vahhabi" kullanımını reddederler. Bunun bir sebebi ise Muhammed bin Abdülvehhâb'ın yeni bir İslam yorumu getirmediği ve esas İslam'ı, Ahmed bin Hanbel'i takip ederek tekrar canlandırdığı düşüncesidir. Vehhabîlik tanımlamasını nadir olarak benimseyen Vehhabîler olsa da, sıklıkla bu mezhepte olmayanlar tarafından onları tanımlama amacıyla kullanılır.

Allah'ın isimleri, İslam toplumunda, Kur'an ve hadislerde Allah'a izâfe edilen fiil veya sıfatlardan türetilmiş veya doğrudan Allah'ı ifade amacıyla kullanılmış olan isimlerdir. Yalnızca Kur'an'da geçen ilahi isimler yüzden fazlayken hadislerde Allah'a atfedilen başka isimler de bulunmaktadır. Geniş anlamıyla esmâü'l-hüsnâ kavramı bu adların hepsini kapsasa da terim anlamıyla daha çok doksan dokuz ismi içerdiği kabul edilir ve buna mukabil Türkçede çoğunlukla Allah'ın 99 ismi şeklinde bilinir.

<span class="mw-page-title-main">İslam'ın beş şartı</span> İslam dininin beş ana ögesi

İslam'ın beş şartı, İslâm Dini'nin Ehl-i Sünnet ve Ca'feriyye mezheplerine göre büyük önem arz eden beş ibadeti. Bu şartlar sırasıyla: Şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak ve hacca gitmektir. Şehâdet etmek dışındaki şartlar itîkâdî yani dininin inanç esaslarına dâir olmayıp, âmeli yani davranışsal, ibâdetsel şartlardır. Çoğu İslam âlimi dini inanç esaslarına dâir kurallar benimsendiğinde kişinin Müslüman kabul edileceğini, davranışsal ve ibâdetsel yönlerin en azından inanan olmak açısından bağlayıcı olmadığını öne sürmüşlerdir. Bazı İslam âlimleri ise imanın yani inancın ancak davranış ve ibadetlerle tamam olacağını bu nedenle şehadet getirip Müslüman olduğunu iddia eden kişinin ibadetlerini yerine getirmemesi halinde Müslüman kabul edilemeyeceğini ileri sürmüşlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Fatıma</span> İslam peygamberi Muhammedin küçük kızı

Fatıma bint Muhammed, Fatımatü'z-zehra, İslam peygamberi Muhammed'in kızı, Ali bin Ebu Talib'in eşi.

Hâlidîlik, İslam'ın Sünnîlik mezhebine bağlı bir tarîkat olan Nakşibendîliğin en yaygın kollarından biridir. Kol, adını Kürt İslam âlimi Halid Bağdadî'den alır. Türkiye'de etkinlik gösteren Nakşibendî şeyhleri genellikle Halidî'dir.

Niyâzî-i Mısrî,, Halvetiye tarikatının Mısriyye kolunun kurucusu olan mutasavvıf ve şair.

İslâm'da iman, İslam dininin esaslarına inanmaktır. İslam'a göre kişinin kurtuluşa erebilmesi için iman etmesi şarttır. İnanç konusunda ise, farklı mezheplerin farklı görüşleri bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sadreddin Konevî</span>

Sadreddin Konevî, Fars sufi. Malatya'da doğmuştur.

İslâm'da Melek, Allah tarafından parlak bir kökenden yaratılan göksel varlıklar olduğuna inanılır. Her ne kadar ilmiye meleklerin kesin doğası konusunda hemfikir olmasalar da, onların ince bedenlere sahip özerk varlıklar oldukları konusunda hemfikirdirler.

<span class="mw-page-title-main">Besmele</span>

Kur'an'da surelerin başında bulunan Besmele, aynı zamanda Neml suresinin 30. ayetinde de geçmektedir. Besmele Tevbe Suresi hariç bütün surelerin başlangıcında yer almaktadır. Genellikle Türkçe olarak "Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla" şeklinde tercüme edilir. Güncel hayatta sıklıkla bazen de Bismillah şeklinde kısaltma olarak kullanılır. İslami inanışta Rahmân ve Rahim Allah’ın Esma-ül hüsnadan sayılan iki adıdır. Birincisi gramer olarak sıfat-ı müşebbehe, ikincisi mübalağa ile ism-i faildir. Sıfat-ı müşebbehe özelliğin devam ve değişmezliğini, ism-i fail ise oluş ve yenilenmeyi ifade eder. Bu bakımdan "Şefkatle merhamet eden Allah'ın adıyla" şeklinde anlaşılır.

<span class="mw-page-title-main">Hüseyin</span> Alinin oğlu, Şianın 3. imamı, sahabe

Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib, İslâm peygamberi Muhammed'in torunudur. Dördüncü Hâlife olan Ali bin Ebu Talib'in oğludur. Annesi, Muhammed'in kızı Fatıma Zehra’dır. On İki İmâmlar'ın üçüncüsü olan Hüseyin bin Ali, İslam Devleti’nin bir Emevî saltanatına dönüşmemesi için mücadele vermiş ve Emevîler tarafından öldürülmüştür. Soyundan gelenler Hüseynî ya da Seyyid olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Tirmizî</span> 9. Yüzyılda yaşamış İslam bilgini

Tirmizi, 9. yüzyılda yaşamış Fars hadis bilgini.

Ebu Nuaym el-Esbahânî (Arapça:أبـو نـعـيـم الأصـبـهـانـي, 10. yüzyılda yaşamış Fars hadis bilgini ve tarihçi. Tam ismi Ebû Nuaym Ahmed bin Abdillâh bin İshâk el-Esbahânî'dir.

Sekeleyn hadisi, Muhammed Peygamber'den mütevatır, Kur'an ve göre nakl olan hadistir. Sekeleyn hadisinin doğruluğu bir Doktora tezinde Darü'l Tekrib-i Mezahib-i islam-i -de ispat edildi.

Kırtas Vak‘ası, Kalem kağıt hadisi veya Perşembe günkü felaket Muhammed'in ömrünün son günlerinde bir şeyler yazdırmasını istediği bir olayı ifade eder. Tarihi kayıtlarda tevatür haddinde yer alan bu hadis, Şii ve Sünni kaynaklarda nakletmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sahife-i Seccadiye</span>

eṣ-Ṣaḥîfetü’l-kâmiletü’s-Seccâdiyye veya Sahife-i Seccadiye, Şiilerin dördüncü imamı, Zeynelâbidîn lakabiyla meşhur olan Ali bin Hüseyin'in dua ve münacatlarını ihtiva eden bir kitaptır. Kitapta 54 dua yer almaktadır. “Al-i Muhammed’in Zebur’u”, “Ehlibeytin İncil’i” gibi isimlerle anılan bu eser, Kuran’dan sonra Nehсü'l Belâga gibi Şiilerin arasında önemli bir yere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Silsiletu’z Zeheb Hadisi</span>

Silsiletu’z Zeheb Hadisi ; şiilerin sekizinci imamı olan Ali er-Rızâ tarafından nakl edilmiş kudsi hadis. Şii inancına göre, şii imamlar bu hadisi atalarından ve sonra İslam peygamberi olan Muhammed tarafından nakl etmişler. Genel olarak bu hadis tevhit ve şartları hakkındadır. Ali er-Rızâ, bu hadisi, Merv’e doğru giderken Nişabur’da beyan etti.

<span class="mw-page-title-main">Vadi's-Selam</span>

Vâdi's-Selâm Irak'ın Necef şehrinde bulunan dünyanın en büyük mezarlığıdır. Hadis kaynaklarda bu mezarlığın faziletiyle ilgili çok sayıda hadis mevcut olduğundan dolayı bu mekan şiilere dini bir öneme sahiptir. Bu mezarlıkta 6 milyon mezar bulunduğu ve 6 kilometrekare alana yayıldığı için dünyanın en büyük mezarlığı olarak kabul edilir.