
Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla 12 Temmuz 1932'de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan kurumdur. Türkiye'nin başkenti Ankara'da yer alan kurum, Türk dili üzerine çalışmaların yapılıp yayımlandığı bir merkezdir. Türk Dil Kurumu 1955'ten başlayarak çeşitli dallarda ödüller verdi. Ödüller her yıl 26 Eylül Dil Bayramı'nda Ankara'da yapılan törenle sahiplerine verilirdi. Ödül verilen dallar farklı yönetmeliklere göre zaman zaman değişirdi. 1983'te Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine alındıktan sonra Türk Dil Kurumu ödülleri kaldırıldı. Günümüzde "Türk Diline Hizmet Ödülleri"ni vermektedir.

Lise, başta Avrupa olmak üzere birçok ülkenin eğitim sistemi içinde tanımlanan bir eğitim kurumu kategorisidir. Genellikle bir tür orta dereceli okul olarak kabul edilir. Türk eğitim sistemine göre, sekiz yıllık ilkokul ve ortaokulu bitirmiş olan 14-18 yaşlarındaki öğrencileri, en az dört yıllık bir eğitimle yükseköğretime hazırlayan ortaöğretim kurumudur. Türkiye'de lise eğitimi, 2012-2013 eğitim öğretim döneminden beri zorunludur.
Kelime veya sözcük, tek başına anlamlı, bir ya da birbirine bağlı birden fazla biçimbirimden (morfem) oluşan, ses değeri taşıyan dil birimidir.

Leş kokuşmuş hayvan cesedidir. Genellikle doğa tarafından henüz yok edilmemiş, çürümekte olan hayvan ölülerini tanımlamakta kullanılır. Cesedin çürümesiyle arta kalan maddeden zehir ve kuvvetli bir leş kokusu oluşur. Karkas sözcüğü ise hayvancılıkta iç organları çıkarılmış hayvanlar için kullanılır. İnsan dışındaki hayvanların kadavralarına veteriner hekimlerce uygulanan inceleme işlemine Nekropsi denmektedir.
Papaz, Hristiyan din adamları için kullanılan sözcük. Türkçeye 1300'lü yıllarda Rumca papas sözcüğünden geçmiştir. Türkçede rahip sözcüğü de bazen papaz anlamında kullanılır ancak her rahip bir papaz değildir. Rahip sözcüğü zaman zaman İslam dışındaki dinlerdeki din adamları için de kullanılır. Rahip sözcüğü Arapça kökenlidir. Farsça kökenli peder sözcüğü de Türkçede zaman zaman papaz anlamında kullanılır.
Arife ya da ön gün, herhangi bir dinî bayramdan önceki gün. Arife günü aslen hicrî kâmerî Zilhicce ayının 9. günüdür ve bu gün Kurban Bayramı'ndan önceki, terviye gününden sonraki gündür. Ancak zamanla Ramazan Bayramı için de kullanılmaya başlanmıştır. Bunun yanı sıra herhangi bir şeyden önceki gün anlamında da kullanılır.

Mühimmat; askerî terminolojide savaş için gerekli, demirbaş olmayan tüm yedek parça ve cephaneyi kapsayan bir terim. Cephane ise ateşli silahlardan atılmak üzere hazırlanmış her türlü patlayıcı veya delici malzemedir.
Eş anlamlı, anlamdaş, müteradif veya sinonim; yazılışları farklı olduğu hâlde anlamları aynı veya çok yakın olan sözcükler.

Öksüz, annesi ölmüş, yetim ise babası ölmüş çocuk. Öksüz kelimesi, hem annesi hem babası ölmüş çocuk anlamında da kullanılır. Bu sözcükler, ölmemiş olsalar bile anne ve babasından sürekli olarak koparılmış çocuklar ve hayvan yavruları için de kullanılır. Bu yazıda öksüz kelimesi hem annesini hem de babasını kaybetmiş çocuk anlamında kullanılmıştır.

Oğlan ya da erkek çocuğu, küçük yaştaki erkek. Oğlan sözcüğü bazen genç yetişkin erkekler için de kullanılır.
Nakit, elde tutulan ve ödemelerde anında kullanılabilen para. Nakit kavramı ile daha çok kâğıt ve metal paralar kastedilir. Bir mal veya hizmet teslim alınmadan önce veya teslim alınırken yapılan ödemeye, peşin ödeme denir.

Karı, bir erkeğin evlenmiş olduğu kadının o erkeğe (kocaya) göre alan akrabalık durumu. Türkçede hanım sözcüğü, nadiren de Arapça kökenli zevce sözcüğü aynı anlamda kullanılır.

Üniforma; meslekî, kurumsal ya da sanatsal nedenlerle giyilen tek tip kıyafet. Bazen forma olarak kısaltılır ve özellikle sporcu ve öğrenci üniformalarını tanımlamakta kullanılır.
İsim tamlaması; aralarında anlamca ilgi bulunan, biri diğerini iyelik (sahiplik) yönünden bütünleyen, en az iki farklı isimden meydana gelmiş kelime grubu. İsim tamlamalarında birinci sözcük grubuna tamlayan, ikinci sözcük grubuna tamlanan denir. Aşağıdaki tabloda isim tamlamalarına çeşitli örnekler verilmiştir:

Piyes, temsil ya da oyun; okunmaktan ziyade genellikle sahnelenmek üzere yazılmış, karakterler arasındaki diyaloglardan ve tasvirlerden oluşan tiyatro eseri. Bu eserin sahnelenmiş hâline de aynı adlar verilir. Bernard Shaw gibi bazı drama yazarları eserlerini yazarken, okunması veya sahnelenmesi arasında pek fazla tercih yapmamışlardır; yani okuyucunun da izleyici kadar zevk alabileceği eserler yazmaya gayret etmişlerdir.
Bildirme eki veya bildirme koşacı, Türkçede yükleme kesinlik, belirsizlik, ihtimal gibi anlamlar katan -dir eki. Türkçedeki dört ek-fiilden biridir. Eklendiği kelimedeki ses kurallarına uyarak -dır, -dur, -dür, -tir, -tır, -tur ve -tür hâllerine dönüşebilir:
- cevherdir, elmadır, yüzüktür, gelmiştir, dönüyordur

Antrenman, idman veya egzersiz; herhangi bir alanda istenilen düzeye ulaşmak için gerçekleştirilen sistematik alıştırma. Antrenman ve idman sözcükleri Türkçede genellikle "herhangi bir spor müsabakasına hazırlık yapma" anlamında kullanılır. Egzersiz sözcüğü ise bunun yanı sıra sağlık gibi gerekçelerle yapılan kısa süreli fiziksel alıştırmaları da kapsar. Türkçede akademik konulardaki hazırlık çalışmaları için daha çok alıştırma sözcüğü tercih edilir.
Yalancı eşdeğerler, farklı dillerde yazım veya söyleniş bakımından aynı olan ya da birbirine çok benzeyen; ancak anlamları tamamen veya kısmen farklı olan sözcüklerdir. Örneğin magazin sözcüğü Türkçede başlıca "sosyete haberleri" anlamında kullanılırken İngilizce magazine sözcüğü şarjör ve dergi anlamlarında kullanılır. Benzer şekilde İngilizce asparagus sözcüğü "kuşkonmaz" anlamına gelirken Türkçe asparagas sözcüğü "yalan, uydurma" anlamına gelir.

Evlat, herhangi bir kimsenin dünyaya getirdiği veya bakımını üstlenerek ebeveynlik yaptığı kimse. Türkçeye Arapçadan geçen sözcük Arapçada çoğul anlamda olmakla birlikte Türkçede tekil olarak kullanılır.

Katafalk, üzerine genellikle önemli bir kimsenin naaşının veya tabutunun yerleştirildiği yüksek platform. Çoğunlukla tahtadan inşa edilir. Bazı katafalklar tekerler üzerinde hareket edebilir. Katafalk kelimesi Türkçede "Önünden geçilerek kendisine saygı gösterilmek istenen ölünün tabutunun konulması için yapılmış yüksek yer." anlamına gelir. Türkçeye en uygun uyarlaması “musalla” olabilir.