İçeriğe atla

Cennet

Cennet, dinî kozmoloji veya transandental felsefede gök, yedi gök, uçmak, behişt gibi adlarla da anılan ilah, melek, cin, aziz, yeniden dirilmiş atalar gibi varlıkların yaşadığı, köken aldığı veya hüküm sürdüğüne inanılan yer. Bazı dinî inanışlara göre cennet yaratıkları yeryüzüne inebilir (reenkarnasyon) ve yerde yaşayanlar ölümlerinden sonra, bazı özel durumlarda yaşamakta oldukları hayat devam ederken cennete gidebilirler.

Dante ve Beatrice cennetleri izliyorlar; Gustave Doré'nin İlahi Komedya çiziminden alıntı.

Cennet kavramına inanan kişiler genellikle cennetin insanların bir kısmı veya hepsi için Ahirette bulunan nihai bir varış noktası olduğunu düşünürler. Ayrıca cennet kavramına sahip inançların çoğunluğunda cennet iyi insanların ulaştığı bir Ahiret mekânıdır.

Etimoloji

Cennet sözcüğü Arapça kökenlidir (Arapçaجنّة). Her dinin cennet kavramına verdiği özel isimler olabilir. Cennet sözcüğü dinî anlamda kullanılabileceği gibi, Türkçede mecaz veya sıfat olarak da kullanılmaktadır. TDK tanımına göre cennet, "Dinî inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt"tir. Ayrıca mecazi şekilde sıfat olarak, çok güzel, huzur veren gibi anlamlarda kullanılır.[1] Cennet sözcüğünün dışında yine "cennet" anlamında olan Farsça kökenli behişt ve Soğdca kökenli uçmağ da Türkçede kullanılmaktadır. Yine de en yaygın olanı cennet sözcüğüdür.

Eden; Tevrat'taki Eden kelimesinin de kökeni olduğu düşünülen Akad kökenli "edinnu" düzlük anlamına gelir. Eden aynı zamanda güney Arabistan'da bir yer adıdır.[2] Kelime Kur'an'ın farklı surelerinde "adn cennetleri" şeklinde kullanılmıştır, ancak Kur'an'da bu kelime Kitâb-ı Mukaddes'ten farklı olarak eskatolojik anlamda geçmektedir.[3]

Mitoloji

Sümer mitolojisinde birçok tasvirlerinin Yahudilik ve İslam'ın cennet anlayışına kaynaklık ettiği düşünülen cennet ve cehennem motifleri bulunur.[4]

Yahudilikte cennet / Eden

Pierre Mortier, tarafından M. Pierre Daniel Huet tarafından Kutsal tarihin anlaşılması için yapılan açıklamalara dayanılarak yapılan göksel cennetin haritası, 1700

“Ve tanrı doğuda, Aden’de bir bahçe yaptı; ve yarattığı Âdem’i oraya koydu. Ve Rab, görünüşü güzel ve yenilmesi iyi olan her ağacı ve bahçenin ortasında hayat ağacını ve iyilik ve kötülüğü bilme ağacını yerden bitirdi.

Ve bahçeyi sulamak için Aden’den bir ırmak çıktı; ve oradan bölündü ve dört kol oldu. Birinin adı Pişon’dur; kendisinde altın olan bütün Havila diyarını kuşatır; ve bu diyarın altını iyidir; orada ak günnük ve akik taşı vardır; Ve ikinci ırmağın adı Gihon’dur; bütün Kuş ili'ni kuşatan odur. Ve üçüncü ırmağın adı Dicle’dir; Aşur’un önünden akan odur. Ve dördüncü ırmak Fırat’tır.” (Tekvin 2:8-14)

Sözü edilen ırmaklardan Fırat ve Dicle biliniyor. Bu ifadeye göre diğer iki ırmağın, Pişon ve Gihon'un adları yabancı olsa da, Aden'deki “cennet bahçesi”nin soyut ya da hayali bir ülke olmayıp dünya üzerindeki bir coğrafi bölge oluşu kesindir. Buna göre Gihon'un Nil, Pişon’un da İndüs olabileceği sonucuna varılabilir.[5]

Alman Lucas tarafından 16. yüzyılda resmedilen Aden bahçesi

Hristiyanlıkta cennet

Hristiyanlıkta cennet Tanrı'yla beraber olma durumudur. Hristiyanlar Tanrı tarafından her gün değiştirilerek yenilendiklerine, kıyamet günü geldiğinde yeni bedenlere sahip olarak (Âdem'in günah işlemeden önceki hâli gibi ) yeni yaratılan dünyada Tanrı'yla birlikte olacaklarına inanırlar. Yeni Ahit'te bu durum aşağıdaki ayetlerle belirtilmiştir:

"Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gökle yeryüzü ortadan kalkmıştı. Deniz de yoktu artık. Kutsal kentin, yeni Yeruşalim'in gökten, Tanrı'nın yanından indiğini gördüm. Güveyi için hazırlanmış süslü bir gelin gibiydi. Tahttan yükselen gür bir sesin şöyle dediğini işittim: “İşte, Tanrı'nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O'nun halkı olacaklar, Tanrı'nın kendisi de onların arasında bulunacak. Onların gözlerinden bütün yaşları silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de ıstırap olacak. Çünkü önceki düzen ortadan kalktı.” Tahtta oturan, “İşte her şeyi yeniliyorum” dedi. Sonra, “Yaz!” diye ekledi, “Çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir.”" (Vahiy 21: 1-5)

Bu zaman insanlar Tanrı'nın Oğulları ve Tanrı'nın Kızları olarak yaşayacaktır. Kötülük olmayacaktır, ışık olacaktır ve burada insanlar Tanrı'yla dolacaktır.

İslam'da cennet

Cennet İslam'da, İslam dinine inananların ebedî olarak kalacaklarına inandıkları bir Ahiret mekânıdır. Allah tarafından ayrıcalıklı yaratılmamış kişiler, sevaplarına göre doğrudan Cennete gidebildiği gibi, Cehennemde bir müddet bekleyip sonra Cennete girebilirler; veyahut sonsuza dek cehennemde kalabilirler. Peygamber, veli ve şehitler gibi Allah'ın çok sevdiği kulları ise sırat köprüsünü bile görmeden doğrudan cennete uçarak gidebilirler.

Genel bir görünüm olarak cennetin erkek ve kadın zevklerine hitap ettiği düşünülür. Cennette kişiye özel köşkler, saraylar, bal ve şerbet şelaleleri, çeşitli ürün veren türlü türlü ağaçlar, yaylalar, hayal bile edilemeyen güzellikte gölgelikler ve cennete girmeyi hak edenlerin her türlü arzularına cevap veren huriler ve gılmanlar bulunur. Cennetekilerin birçoğu, çoğu zaman onları yoktan var eden Allah'ı temâşa edeceklerdir (seyredeceklerdir).

Cennette deveye binen huriler. 15. yüzyıl İran el yazması

Cennetteki hayat sonsuzdur ve orada birçok mükâfat verilecektir. İnanca göre kafir, müşrik ve münafık kişiler cennete giremez, ebedî olarak cehennemde kalırlar. Müslüman olup günah işleyenlerin ise, Allah günahlarını affetmezse, bir süre cehennemde günahlarının cezasını çekeceklerine, daha sonra da cennete gireceklerine inanılır.[6]

Sad Suresinde şöyle anlatılır:

Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için elbette güzel bir dönüş yeri, kapıları kendilerine açılmış olarak ""Adn Cennetleri"" vardır. Onlar orada koltuklara yaslanmış olarak pek çok meyve ve içecek ister. Yanlarında gözlerini kendilerinden ayırmayan yaşıt eşler vardır. (38:50-53)

Cennet, Bakara Suresinde şöyle anlatılır:

İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, “Bu (tıpkı) daha önce bize verilen rızık!” diyecekler. Hâlbuki bu rızık onlara benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedî kalacaklardır. (2:25)

Nebe' Suresinde şöyle anlatılır:

Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri yeni çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır. (78:31-34)

Hac Suresinde şöyle anlatılır:

Şüphesiz, Allah iman edip salih ameller işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altından bileziklerle, incilerle süsleneceklerdir. Oradaki giysileri ise ipektir. (22:23)

Gaşiye Suresinde şöyle anlatılır:

Orada yüksek tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra yastıklar, serilmiş gösterişli yaygılar vardır. (88:13-16)

Eleştiriler

İslam'da İsmailiyye'nin Bâtınîlik mezhebinden korkulan Haşhaşîler örgütünün başı ve yöneticisi olan Hasan Sabbah, fedailerini sahte bir cennetle kandırıyordu.[7][8][9][10] Oysaki bu cennet Alamut Kalesi'nin arkasındaydı. Bu olaylardan sonra fedailer heveslerini tutamadıkları için cennete ulaşmak amacıyla intihar bile etmişlerdi. İntiharlar fazlalaşınca Hasan Sabbah, Fedailerin sadece görev sırasında ölmesi gerektiğini söyleyen bir ferman bile yayınladı. Yorumcular, insanın (Özellikle fakir grubun) Cennet vadiyle kolayca kandırılabildiklerini savunurlar. Temel olarak cennetin geçici ve sonsuz olamayacak kadar Dünyasal olduğunu söyleyen insanlarda vardır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ http://tdk.org.tr/tdksozluk/sozbul.ASP?KELIME=Cennet&GeriDon=0&EskiSoz= [] TDK Güncel Türkçe Sözlük - Cennet
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 24 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Ekim 2016. 
  3. ^ THE FOREIGN VOCABULARY OF THE QURAN By ARTHUB JEFFEBY, Ph. D. Professor of Semitic Languages School of Oriental Studies Cairo 1938
  4. ^ [1] Arif tekin, Sümerlerden İslam’a Kutsal Kitaplar ve Dinler
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Mart 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2012. 
  6. ^ "Müslümanlar Cehenneme girecek mi?". 2 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ekim 2016. 
  7. ^ "Sahte Cennet ile kandırılan tarihin ilk suikast timi: Haşhaşiler ve Hasan Sabbah". Siyaset Cafe. 29 Eylül 2020. 30 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2021. 
  8. ^ Kanal, Ulusal. "- Hasan Sabbah müritlerini nasıl cennete gönderiyordu?". www.ulusal.com.tr/. 16 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2021. 
  9. ^ "23 Maddede Cennet Vadeden Haşhaşiler ve Kurucuları Hasan Sabbah | ListeList.com". ListeList. 14 Aralık 2014. 7 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2021. 
  10. ^ "HASAN SABBÂH - TDV İslâm Ansiklopedisi". TDV İslam Ansiklopedisi. 22 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Ahiret veya ahret, İslâm termonolojisinde ölümden sonra gidilecek yere verilen bir isim. Ahiret, Kur'an'ın İslâmî eskatolojinin önemli bir parçası olan Ahiret Hesaplaşması ile ilgili bölümlerinde defalarca bahsedilmektedir. Geleneksel olarak, Müslümanların altı temel inanç esaslarından biridir.

Ru'yetullah, İslam dini terimi. Allah'ın âhirette gözlerle görülmesini tanımlar. Kelâm ilmindeki tartışma konularından birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Âdem</span> dinî inanışlara göre dünya üzerindeki ilk insan

Âdem, İbrahimî dinlere göre Tanrı tarafından yaratılan ilk insandır. Bunun yanı sıra Âdem, tüm insanlığın ve onların yaratıcılarıyla olan ilişkilerinin bir sembolü olarak da görülebilir. Âdem ayrıca erkek, kadın ve cinsellik rollerinin dini ahlakını temel almak için kullanılır.

Kelâm ya da İlm-i Kelâm ; İslâm dininin akāid konularını irdeleyen ve tarihî olarak bu çerçevede gelişen dinî-felsefî teorilerle ilgilenen ilim dalı. Bu anlamda kelâm, imanla ilgili konu ve sorulara izâh ve ispat getirme amacıyla geliştirilen teolojik felsefenin adıdır.

<span class="mw-page-title-main">Cehennem</span> çoğu dini inanca göre günahların cezasının çekileceği yer

Cehennem, çeşitli inançlarda ölüm sonrası ceza çekilen ateşli bir yer olarak gösterilir. Cehennemde kalma süresi inanca göre değişiklik gösterebilir. Cehennemde günah borcu ödeninceye kadar kalınıp sonra tekrar cennete gidilebilir. Ancak, cehennem bazıları için sonsuza dek ateşte yanmak anlamına gelir. Cehennem görevlilerine İslam inancında zebani adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da cehennem</span>

Cehennem, çoğu dinde olduğu gibi İslam dininde de, ahiretteki azap yeridir. İnsanlar dünyadaki hareketlerine ve inançlarına göre cennete veya cehenneme giderler. İslam inancına göre, kâfirler, müşrikler ve münafıklar ölümden sonra, "derece derece olan cehennemde" sonsuza dek kalacak ve azap göreceklerdir. Belirtilen şudur ki, İslam inancına aykırı hareket etmiş Müslüman kimseler de günahları ölçüsünde cehennemde kalacak ve cezalandırılacaklardır. İslam dinindeki farklı itikat (inanç) mezheplerinin bu konuda farklı fikirleri ve çeşitli ayrışmaları olsa da, İslam'daki genel görüş budur.

Araf, bazı din ve inançların ahiret kavramlarında yer alan, kötüler ve iyilerin sınıfına sokulamayan, inançlı günahkarların veya günah ve sevapları eşit olanların gideceği geçici arınma yeri, nihai ahiret mekanları arasında olduğuna inanılan yer, çoğunlukla dağ. Sözcük olarak, Arapça "kum tepesi" anlamındaki "urf"un çoğul halidir.

İblis, Tanrı'ya isyan ettiğine inanılan ruhani bir yaratıktır. İbrahimî dinlere göre, o birincil kötü varlıktır. İslam mitolojisinde, kötü cinler İblisten önce de var olmuştur, ancak İblis ilk şeytandır. Böylece kötülüğün sembolü haline gelmiştir. Bu sebeple genellikle ya şeytanların lideri ya da dinlerdeki şeytanların ilki olarak tasvir edilir.

<span class="mw-page-title-main">Haşhaşîler</span> Nizârî–İsmaili koluna mensup dinî ve siyasi tarikat

Haşhâşîler (Arapça: حشیشیة Haşîşiyye ya da Arapça: حشاشون Haşşaşun), Sabbâhîler ya da Suikastçılar (İngilizce: Assassins), Şî'a mezhebinin İsmâîliyye koluna mensup din adamı Hasan bin Sabbah tarafından 1090 yılının Eylül ayında Alamut Kalesi'ni (Elemût) zapt ettiğinde kurulmuş olan dinî tarikat ve siyasî örgüt.

Büyük günah işleyenin durumu, İslam ilimlerinden biri olan kelâmın tartışmalı ve önemli konularından biridir. Kısacası büyük günah işlemiş bir kişinin dini anlamda durumu, yeri ve ahiretteki durumunu konu alır. Farklı itikadi mezhepler bu konuda farklı görüşlere sahiptir.

İslâm'da iman, İslam dininin esaslarına inanmaktır. İslam'a göre kişinin kurtuluşa erebilmesi için iman etmesi şarttır. İnanç konusunda ise, farklı mezheplerin farklı görüşleri bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Büruc Suresi</span> Kuranın 85. suresi

Bürûc Suresi, Kur'an'ın 85. suresidir. Sure, 22 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Nazi'at Suresi</span> Kuranın 79. suresi

Nâzi'åt Sûresi, Kur'an'ın 79. suresidir. Sure 46 ayetten oluşur.

İslâm'da Melek, Allah tarafından parlak bir kökenden yaratılan göksel varlıklar olduğuna inanılır. Her ne kadar ilmiye meleklerin kesin doğası konusunda hemfikir olmasalar da, onların ince bedenlere sahip özerk varlıklar oldukları konusunda hemfikirdirler.

Kurban, İslami bir terim olarak Arapçadan Farsçaya, oradan da Türkçeye geçmiş bir sözcük olup her türlü adağa kurban dense de İslamda özellikle Kurban Bayramı'nda Allah adına kurban kesme ibadetini tanımlar.

<i>Gençlik Rehberi</i>

Gençlik Rehberi (Osmanlıca: گنچلك رهبرى, Said Nursî'nin eseri. Risale-i Nur koleksiyonunun müstakil kitaplarında geçen gençlik, iman ve ahiret konulu kitapçıklardan derlenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Aden Bahçesi</span>

Aden Bahçesi, Kitâb-ı Mukaddes'te Adem ile Havva'nın yaşadığı cennet bahçesidir. Eden'in Orta Doğu'da bir yerde olduğu düşünülmektedir.

Kıyamet günü, hesap günü ya da mahşer günü ; dünyanın sonunun geleceğine ve tüm insanların mahşerde toplanarak hesap vereceğine inanılan zaman. "Dünya merkezli evren" anlayışında dünyanın sonu, evrenin de sonu olarak algılanmıştır. Kıyametin zamanı ile ilgili çok sayıda inanç, öngörü ve kehanet bulunmaktadır. Zerdüştlük, Hristiyanlık ve İslam gibi dinlerde ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağına, hayattayken yaptıkları iyilik ve kötülükler için hesap vereceklerine ve haklarında hüküm verileceğine, bunun sonucunda iyilerin cennete, kötülerin ise cezalarını çekmek üzere cehenneme gideceğine inanılır. Apokalypse terimi ile eş anlamlı olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Miraçname</span>

Miraçname ya da Mîrâcnâme, Muhammed'in peygamberliğinin dokuzuncu senesinde meydana gelen miraçı anlatan manzumelerdir. Daha çok Türkler ve İranlılar tarafından kaleme alınmıştır ve mûsikî formu olarak işlenmesi Türklere aittir.

<span class="mw-page-title-main">Semûm</span>

Semûm anılan bir tür ateştir. Genellikle kötü ruhlarla ilişkilendirilir. İslam'da cehennemdeki özel bir ateş türüdür. Şeytanlar bu ateşten yaratılmıştır. Bu fikir aynı zamanda Yahudilik ve Maniheizm gibi daha sonraki inançlarda da kullanıldı.