Selçuklu Hanedanı, Orta Asya kökenli Oğuz Türklerinin bir kolu olan Kınık boyuna mensup bir aile. Dukak'ın soyundan gelen ve Selçuk'un kurduğu Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile bir hanedan halini alan Selçuklular 11. ve 14. yüzyıllar arasında Orta Asya'nın bir bölümünü, Anadolu'yu ve Orta Doğu'yu yönetti.
Altın Orda, Altın Ordu Devleti, Uluğ Ulus veya Kıpçak Hanlığı bir Türk hanlığıdır. Cengiz Han ölmeden önce topraklarını oğulları arasında paylaştırmış ve Seyhun Irmağı ile Balkaş Gölü'nün batısındaki yerleri büyük oğlu Cuci Han'a vermişti. Cuci Han'ın küçük oğlu Batu Han, batıya doğru giriştiği seferlerle bu toprakları genişletti. Cuci'nin toprakları sonradan Batu Han ile ağabeyi Orda Han arasında paylaşıldı. Balkaş ile Aral gölleri arasındaki ve Seyhun Irmağı'nın güneyindeki yerler Orda'ya verildi. Harezm ve yeni alınan topraklarsa Batu'nun yönetimine bırakıldı. Orda'nın yönetimindeki doğu bölgesine Ak Orda, Batu'un yönetimindeki batı bölgesine de Gök Orda adı verildi. Gök Orda sonradan Altın Orda olarak adlandırıldı.
Oğuzlar Türk dillerinin Oğuz kolunu konuşan bir batı Türk halkıydı. 8. yüzyılda Orta Asya'da Oğuz Yabgu Devleti adında bir konfederasyon kurdular. Oğuz ismi, "kabile" anlamına gelen yaygın bir Türkçe kelimedir. Oğuz isminin kaynağı en güvenilir görüşe göre Türkçe 'ok' isminin Z harfiyle çoğulu olan 'okuz' isminden türediği tezidir. Bizans kaynakları Oğuzlara Uzlar der.
Karluklar, 766-1215 yılları arasında, Orta Asya'da varlığını sürdüren Türk boylarıdır. "Karluk" adı Arap kaynaklarında "حارلوق Harluk", Farsça eserlerde "حاللوه Halluh", Çin yıllıklarında ise "Géluólù" biçimlerinde kullanılmıştır. Kadim Türk çağlarında Karluklara "Üç Oğuz" yani "Üçboy" da denilmiştir. Türkçe anlamı "karlık" olan Karlukların Türk soyundan geldiği ve bir Gök-Türk boyu olduğu Çin kaynağında (T'ang-shu) belirtilmiş ve oturduğu saha olarak Altaylar'ın batısındaki Kara-İrtiş ve Tarbagatay havalisi gösterilmiştir. Karluklar burada üç kabileden kurulu bir birlik halinde bulunuyorlardı. Daha İstemi zamanında Türk hakimiyetinin Hazar'ın kuzeyi ve Maveraünnehir'e doğru genişlemesinde şüphesiz büyük rolleri vardır. 630-680 yılları arasında, diğer Türk boyları gibi kendi başlarına buyruk olarak zaman zaman Çin'e karşı geldikleri görülmektedir.
Oğuz Yabguluğu veya Oğuz Yabgu Devleti, Kiev Knezliği tarafından yenilgiye uğratılan Hazar Kağanlığı'nın gücünü kaybetmesiyle Hazarlar'a bağlı olarak Hazar denizi ile Aral gölü arasında ve civarında yaşayan Tengrici Oğuzlar, 950 yıllarında Hazarlar'dan kopuk bağımsız dönem yaşamaya başlamışlardır. Oğuz Yabguluğu 1055 yılına kadar sürmüş ve daha sonra da Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun bir parçası haline gelmiştir.
Selçuk Bey, Büyük Selçuklu Devleti'ne adı verilen kişidir. İsminin Kaşgârî'de geçen özgün şekli Selçuk (سلجك) şeklindedir. İkinci hece sonradan kalınlaşmıştır.
Ahmed Sencer veya Sultan Sencer ya da Muizzeddin Ahmed Sencer, 1097-1118 tarihleri arası Horasan Selçuklu Sultanı, 1118-1157 döneminde Büyük Selçuklu Sultanı.
Seyhun veya Siriderya, Orta Asya'da bir nehirdir. Ceyhun nehri ile birlikte tarihi Maveraünnehir bölgesini oluştururlar.
Çiğil veya Çiyil, 7.yüzyıldan beri Issık gölü etrafında oturan, Çinli tarihçilerin yazdıklarına göre "altı Chu(Çu) boyu"'na ait olan iki boy'dan veya Chumuhun, Chuyue ve Chumi boyları olabilirler, Çiğiller dine aşırı düşkünlükleri ile tanınırlar. İlk gelen bilgilere göre Çiğiller Mani dini, sonraki kaynaklara göre Nestûrî Hristiyanlığın etkisi altında kalmışlardır.
Yağma, Orta Çağ'daki bir Türk boyudur, bu boy günümüz Uygurlar'ın ve Özbekler'in atalarıdır. Bu boy bir kolu olan ve Üç Oğuzlar denilen birlik, Yağma, Karluk ve Çiğil boylarından oluşmuştur. 7. yüzyıldan itibaren Karahanlılar dönemi boyunca Yağma boyu Müslüman Araplar ve Çinliler tarafından kuvvetli ve kudretli siyasi varlıklar olarak Tarım Havzası, Cungarya havzası ve Yedinehir (Yedisu) bölgesinde göze çarpmışlardır.
Kuçar İlçesi,, eskiden Budizm dini yaygın olan şehir, Taklamakan Çölü'nün kuzey kenarından geçen İpek Yolu güzergâhı üzerinde konak yeridir.
Suyab, tarihi İpek Yolunda Kırgızistan başkenti Bişkek'in 60 km kuzeydoğusunda ve Tokmok'ın 6 km güneydoğusunda, Çuy Vadisinde konumlanan tarihi bir şehirdir.
Yüreğir boyu Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biridir. Bu boyların Üçoklar kolundan Oğuz Kağan'ın oğlu Dağ Han'ın soyundan geldikleri kabul edilir.Simgeleri kılıç tır. Orta Çağ dönemine kadar Ortaasya'da Seyhun ve Ceyhun ırmaklarının arasındaki Yüreğir havzasında yaşıyorlardı.
Karaçuk, Divân-ı Lügati't-Türk'te; "قراجق Karaçuk" "Fârap şehrinin adı." ve "Oğuz şehirlerlerinden birinin adıdır." şeklinde tanımlanmıştır. Kaşgarlı Mahmud'un çizdiği harita'da "جبل قراجق Cebel-i Karaçuk dağlarının güneyinde "Bilād al-Guzziyya" yani Oğuz ilinde, isimleri yazılmamış üç tane yan yana işaretlenmiş şehirlerden birisi olduğu varsayılır. Günümüz de Türkmenistan'ın kuzeydoğusunda yer alan Lebap vilayetinde Amuderya Nehri'nin sağ tarafında konumlanan Fârab isminde bir yerleşim yeri bulunur. Ayrıca, günümüz Özbekistan'da Fârab isminde bir başka şehir de bulunur.
Yengi-kend veya Yenkend, en az 10. yüzyıldan beri Oğuz Yabgusunun kışlağı olan şehir.
Karnak, Türk Dili'nin en eski ve değerli sözlüklerinden Divânu Lügati't-Türk'te "قرناق Karnak" "Oğuz şehirlerinden biri”. şeklinde tanımlanmıştır. "Bilād al-Guzziyya" yani Oğuz ilinde bir Oğuz şehridir. O dönemde Siri Derya havzasında nehrin sağ yakasında biraz ileride konumlanmıştır.
Sugnak, Kaşgarlı Mahmud, Divân-ı Lügati't-Türk'te; "سغناق Sugnak" "Oğuz şehirlerinden biri." şeklinde tanımlanladığı "Bilād al-Guzziyya" yani Oğuz ilinde bir Oğuz şehridir. O dönemde Sugnak Siri Derya havzasında nehrin sağ yakasında konumlanmıştır.
Sitgün, Kaşgarlı Mahmud, Divân-ı Lügati't-Türk'te;
Sapran veya Sepren, Kaşgarlı Mahmud, Türk Dili'nin en eski ve değerli sözlüklerinden Divân-ı Lügati't-Türk'te;
Kimek-Kıpçak Konfederasyonu, Obi ve İrtiş nehirleri arasındaki bölgede Kimek ve Kıpçakların oluşturduğu bir Orta Çağ Türk devletidir. 9. yüzyılın sonlarından 13. yüzyılın başlarındaki Moğol istilasına dek hüküm sürmüştür.