İçeriğe atla

Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye

Cemiyeti-i İlmiye-i Osmaniye
Kuruluş1861 (162 yıl önce) (1861)
Kapanış1867 (157 yıl önce) (1867)
TürDernek
AmaçFen bilimleri alanında halk eğitimi
Resmî dillerTürkçe

Cemiyeti-i İlmiye-i Osmaniye, Avrupa'da gelişen modern bilimleri genç aydınlara tanıtmak üzere Tanzimat döneminde İstanbul'da Osmanlı devlet adamlarının kişisel gayretleriyle kurulmuş bir dernektir.

Batı kültürünü tanıyan ve lisan bilen devlet adamlarından oluşan cemiyet 1861-1867 arasında faaliyet gösterdi. En önemli işlevi, Türkiye'de Osmanlı döneminde çıkarılmış ilk Türkçe bilim dergisi olan Mecmua-i Fünun'u yayımlamak idi. Eminönü'deki Cemiyet merkezinde ayrıca bir kütüphane ve kıraathane (okuma evi) açılmış, ücretsiz dersler verilmiştir. Cemiyetin faaliyetlerine Mehmed Tahir Münif Efendi öncülük etmiştir.

Arka plan

Osmanlı İmparatorluğu'nda medrese dışında bir yüksekokul açılması fikri Sultan Abdülmecid zamanında planlanmış ve Darülfünun adıyla kurulacak bu yüksekokul için Sultanahmet ile Ayasofya arasında üç katlı bir bina yapımı başlamış; ders kitaplarının seçilmesi ve hazırlanması için Encümen-i Daniş adlı danışma meclisi oluşturulmuştu. Faaliyetleri dil ve tarih alanında sınırlı kalan Encümen-i Daniş'in kuruluşundan on yıl sonra devrin aydınları, fen bilimlerini halka tanıtmak üzere bir cemiyet kurdular.

Tarihçe ve faaliyetler

Pertersburg sefiri Halil Bey'in 11 Nisan 1861 tarihli bir dilekçe ile sadârete başvurulması üzerine 24 Mayıs 1861'de çıkan bir padişah emri ile derneğin çalışmalarına izin verildi.[1] Cemiyet başvurusunda faaliyetlerine izin verilmesinin yanı sıra toplantıları için uygun bir yer ile kitap telif ve tercüme eden üyelerine mükâfat verilmesini istemiş, bu isteklerinden ilki karşılanmış, diğerleri ertelenmişti.[2]

Cemiyetin 41 kurucu üyesi vardı.[3] Üyelerinden her birinin bir doğu dilini (Türkçe, Arapça veya Farsçayı) ve başka bir yabancı dili (Fransızca, İngilizce, Almanca, İtalyanca veya Yunancayı) mükemmel bilmesi şart koşulmuştu. Tüzüğünde cemiyetin on beş kişilik bir komisyon tarafından yönetileceği, bir başkan, bir başkan yardımcısı ve iki Türkçe kâtibi bulunacağı belirtilmişti. Üyeler ayda yirmi kuruş aidat verecekti. Faaliyetlerin, üye aidatları ve mecmuanın abone ve satış gelirleri ile sürdürülmesi hedeflenmekteydi.[3] Cuma günleri toplanacak olan cemiyet, her yıl 15 Mayıs'ta yıllık olağan genel kurul yapacaktı.[2] Derneğin ilk başkanı Halil Bey, dernek birinci başkan yardımcısı Ticaret Mahkemesi Reisi Münif Efendi idi.[4]

Cemiyetin kuruluşundan kısa bir süre sonra kuruculardan Cemil Paşa'nın Paris'e, Halil Bey'in Petersburg'a, Kabuli Paşa'nın Suriye'ye, Ahmet Vefik Efendi, Cevdet Efendi ve Suphi Bey'lerin ise imparatorluğun içindeki başka görevlere atanmaları Cemiyetin gelişimini olumsuz etkiledi.[5] Ancak Cemiyet, çalışmalarını Sadrazam Keçecizade Fuad Paşa'nın himayesinde ve Münif Efendi'nin yönetiminde sürdürdü.

Mecmua-i Fünun


Cemiyet, faaliyetlerine aylık Mecmua-i Fünun'un ilk sayısını yayımlanması ile başladı. Her Arabî ayın son günü çıkan derginin ilk sayısı Haziran 1862'de yayınlandı ve Ocak 1865'te yayınlanan 33. sayıya kadar yayınını düzenli olarak sürdürdü. Derginin ilk sayısında cemiyetin 35 maddelik nizamnamesi ve 15 maddelik tüzüğü yayımlandı. Tüzükte derneğin amacı orijinal eserler ve çevirilerin yayımlanması, halka açık bilimsel konferansların düzenlenmesi ve genel olarak Osmanlı Devleti'nde bilgi ve bilimin bütün kaynaklar kullanılarak yaygınlaştırılması şeklinde ifade edilmişti.[5] Cemiyetin Mecmua-i Fünun adlı aylık bir dergi yayımlamayı üstlendiği; dergide bilim, sanat, ticaret ve endüstri ile ilgili yazıların yer alacağı, günlük dinî ve politik sorunların sorunları ele alan hiçbir makalenin, dergiye girmeyeceği belirtiliyordu.[5]

Başlangıçta çalışmalarına değişik geçici mekanlarda devam eden cemiyet, Mecmua-i Fünun'un 5. sayısından itibaren dergiyi Eminönü Çiçek Pazarı'nda kendilerine devlet tarafından tahsis edilen birkaç odalı okul binasında kurdukları matbaada basmıştır.[7] Kolera salgını ve mali sıkıntılar yüzünden 3. cilt 3. sene sonunda yayınına ara veren dergi, devlet tarafından cemiyete yardım yapılması üzerine Mayıs 1866'da yeniden yayımlanmaya başladı. Ancak Haziran 1867'de yazarların meşguliyeti nedeniyle derginin yayımına son verildi.

Kütüphane

1862'de cemiyet merkezinde kurulan kütüphane, geleneksel vakıf kütüphanesi dışında kurulan ve bir geçiş dönemini simgeleyen ilk kütüphanedir.[8] Tüzüğünde bir kütüphane kuracağı belirtilen cemiyet, Mayıs 1862'de kütüphane için on maddelik özel bir nizamname yayımlamıştı. Bu nizamname Türkiye'de modern kütüphaneciliğin başlangıcı kabul edilmektedir.[9] Oluşturulan kütüphanenin hitap ettiği kesim, cemiyet üyeleri idi. Dermesinde büyük bölümü bağışlar ile gelmiş olan fen bilimleri ağırlıklı eserler bulunmaktaydı. Kitap sayısı 1864'te binin üzerine çıkan kütüphane, 1865 yılındaki büyük kolera salgını gerekçesiyle dergiyle birlikte kapatıldı.[2]

Kıraathane

Çiçekpazarı'ndaki cemiyet merkezinde bir kıraathane açılması cemiyetin temel faaliyetlerinden birisi idi. Kıraathanenin Salı günleri dışında her gün öğleden sonra saat 3'den gece 11'e kadar açık kalmasına karar verilmişti. Üyelikle yararlanılan kıraathanede çeşitli dillerde süreli yayınlar mevcuttu.[2]

Ücretsiz dersler ve konferanslar

Cemiyet, Eminönü Çiçek Pazarı'ndaki Taşmektep binasında öğrencilere ve meraklılarına Fransızca, İngilizce, Rum dillerinde ve hukuk, ekonomi, politika konularında ücretsiz dersler de verdi.[4] Dersler, dönemin ünlü devlet adamları tarafından konferans şeklinde verildi. Hekimbaşı Salih Efendi, Ahmed Vefik Paşa, Cenanizade Kadri Bey, Kara Todori Paşa, Edhem Paşa ders veren devlet adamlarından idi.

Cemiyet, 1846'dan beri inşası süren Darülfünûn'un boş odalarında çeşitli bilimsel konferanslar da düzenlendi. İlk konferans 13 Ocak 1863 günü Derviş Paşa tarafından verildi. Derviş Paşa'nın izleyiciler önünde yaptığı elektrik deneyleri, Münif Paşa'nın "Eski Türk Harflerinin Islahı" konulu konfaransı ilgi uyandırdı.[2] Münif Paşa'nın konferansında sunduğu, harflerin ıslahına ilişkin önerileri ile açtığı yol, Türkiye'de harf inkılabına kadar uzandı.[2] halka açık bir kütüphane ve okuma salonu mahiyetinde bir kıraathane oluşturuldu.

Kapanması

Kişisel gayretlerle kurulan ve yürütülmeye çalışılan cemiyet, üyelerin işlerinden artan zamanlara bağlı kalan cemiyet, 5 yıl faaliyet gösterdikten sonra kapandı.[2]

Ayrıca bakınız

  • Cemiyet-i Tıbbiye-i Şahane

Kaynakça

  1. ^ İhsanoğlu, Ekmeleddin (1993). "Cem'iyett-i İlmiyye-i Osmâniyye". TDV İslam Ansiklopedisi. 14 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2022. 
  2. ^ a b c d e f g Gümüşsoy, Emine (2007). "Tanzimattan Sonra Halk Eğitimi için Kurulan İki Cemiyet: Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye ve Cemiyet- i Tedrisiye-i İslamiye". Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 14 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2022. 
  3. ^ a b Dölen, Emre. "Bilimsel ve Mesleki Cemiyetler". Büyük İstanbul Tarihi. 5 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2022. 
  4. ^ a b İhsanoğlu, Ekmeleddin (1994). "Cemiyet-i İlmiye-i Osmaniye'nin Kuruluşu ve Faaliyetleri". Türk Tarih Kurumu. 16 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2022. 
  5. ^ a b c Şahinbaş Erginöz, Gaye (2008). "Aylık Türkçe Bilim Dergisi "Mecmua-i Fünun"". Osmanlı Bilimi Araştırmaları X-1. 26 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ Toprak, Zafer. "Türkiye'de Fikir Dergiciliğinin Yüz Yılı". 14 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2022. 
  7. ^ Işıl, Yeşim (1986). "Bir aydınlanma hareketi olarak Mecmua-i Fünun". İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yüksek lisans tezi. 29 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2022. 
  8. ^ Anameriç, Hakan (2012). "Tanzimat'tan Mütareke Dönemine Kadar Kütüphanelere Yönelik Çalışmalar (1839-1922)" (PDF). Erdem Atatürk Kültür Merkezi Dergisi. 24 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Mart 2022. 
  9. ^ Tak, Ekrem (8 Temmuz 2020). "Hâfız-ı Kütübden Kütüphaneciye: Osmanlıdan Günümüze Bir Mesleğin Gelişimi". Bilgi ve Belge Araştırmaları. 0 (13). doi:10.26650/bba.2020.13.04. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ahmed Cevdet Paşa</span> Osmanlı devlet adamı

Ahmed Cevdet Paşa veya Lofçalı Ahmed Cevdet Paşa, Osmanlı Devleti'nde on dokuzuncu asırda yetişen Türk devlet ve ilim adamı, tarihçi, hukukçu, şair.

<span class="mw-page-title-main">Türk Kızılay</span> Türk yardım kuruluşu

Türk Kızılay ya da resmî adıyla Türkiye Kızılay Derneği, Türkiye'deki en büyük insani yardım kuruluşudur ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketinin bir parçasıdır. Türk Kızılay, kâr amacı gütmeyen (NGO), yardım ve hizmetleri karşılıksız olarak sağlayan ve kamu yararına çalışan bir gönüllü sosyal hizmet kuruluşudur. Personelinin bir kısmı gönüllü olarak, bir kısmı ise maaşlı olarak çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Heyet-i Temsiliye</span> Türk Kurtuluş Savaşı’nın, TBMM öncesi yürütme organı

Heyet-i Temsiliye, Mondros Mütarekesi’nden sonra Anadolu topraklarının İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesi üzerine başlayan ulusal direniş sırasında, ulusal bir meclisin (TBMM) kuruluşuna dek Millî Mücadelenin yürütme organı olarak görev yapmış kuruldur.

<span class="mw-page-title-main">Darüşşafaka</span> İstanbulda okul

Darüşşafaka, İstanbul'da kuruluşu 1863 yılına dayanan parasız, yatılı, karma öğretim kurumudur.

<span class="mw-page-title-main">Meclis-i Mebûsan 3. dönem mebusları listesi</span>

Meclis-i Mebûsan 3. dönem mebusları listesi, 1908 Osmanlı genel seçimleri ile Meclis-i Mebûsan'a seçilen mebusların tam listesidir. 17 Aralık 1908 - 18 Ocak 1912 tarihleri arasında görev yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Bursalı Mehmed Tahir Bey</span> Türk yazar ve asker (1861- 1925)

Bursalı Mehmed Tahir Bey, Türk yazar, araştırmacı, asker.

<span class="mw-page-title-main">Münif Paşa</span>

Mehmed Tahir Münif Paşa veya kısaca Münif Paşa (1830-1910), Osmanlı devlet adamı.

Darülfünun, Arapça dar ve fünun (fenler) sözcüklerinden türetilmiş, "üniversite" anlamında kullanılan bir sözcüktür. Aynı zamanda 1900 yılında Avrupa üniversiteleri tarzında kurulan Darülfünun-ı Şahane veya İstanbul Darülfünununu ifade eder. Bu kurum 1933 reformuyla İstanbul Üniversitesi'ne dönüştürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Musa Kazım Efendi</span>

Musa Kazım Efendi (1858–1920), Osmanlı Devleti'nin son yıllarında 4 kez şeyhülislamlık görevini üstlenmiş din adamı. Kendisi Nakşibendi'ydi. Ayrıca İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesiydi.

<span class="mw-page-title-main">Maârif-i Umûmiye Nezâreti</span> Osmanlının son dönemlerinde eğitim işlerinden sorumlu bakanlık

Maarif Nazırlığı ya da Maarif Nezareti son dönem Osmanlı Hükümetleri'nde eğitim işlerinden sorumlu olan nazırlıktır.

Nafia Nazırlığı ya da Nafia Nezareti Osmanlı Devleti'nde Bayındırlık Bakanlığı'na verilen isimdir.

Mecmua-i Fünûn, 19. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul'da yayımlanan aylık Türkçe bilim dergisi.

Türk Derneği, II. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’da kurulmuş bir dernektir. Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk milliyetçi kuruluş olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Hoca Tahsin Efendi</span>

Hoca Tahsin Efendi veya Hoca Hasan Tahsin, son dönem Osmanlı astronomi bilgini ve düşünür.

Kırımlı Aziz Bey, Aziz Kırimi, Türk doktor.

<span class="mw-page-title-main">Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi</span> Ankara Üniversitesine bağlı fakülte

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Ankara Üniversitesi Cebeci Yerleşkesi'nde eğitim ve öğretim veren, Ankara Üniversitesine bağlı bir fakültedir. Osmanlı Devleti döneminde sivil yönetici sınıfını yetiştirme amacıyla açılmış ve Türkiye'de siyaset bilimi ve iktisadın birçok alanında yükseköğrenim sağlayan ilk kurumdur.

Ahmed Arif Hikmet Bey Efendi 1846 - 1854 doneminde Osmanlı Şeyhülislamı.

Osmanlı İmparatorluğu'nda feminizm genel olarak II. Meşrutiyet sonrasındaki göreceli özgürlük ortamında ivme kazandı. Daha öncesinde ise dinsel ve geleneksel nedenlerden dolayı kısıtlı olan kadın yaşamı Tanzimat ile değişime uğramıştı. Tanzimat döneminde yetişen eğitimli kadınlar sonraki kuşaklarda Osmanlı'da hak arayışlarına girdi. II. Meşrutiyet döneminde ise örgütlü hareket edilmeye başlandı ve çeşitli kadın cemiyetleri kurulup kadın dergileri çıkarıldı. 19. Yüzyılda Avrupa feminizmi oy hakkını savunup bu konuda mücadele verirken Osmanlı kadını daha fazla özgürlük, iş olanağı, eğitim ve sosyal yaşam mücadelesi veriyordu. Özellikle Kadınlar Dünyası adlı dergi ile Osmanlı Müdafaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti feminizm bağlamında Osmanlı'da uç noktalardaydı. Ülkeye geç gelen milliyetçilik anlayışı doğrultusunda da bazı kadınlar eski Türklerde var olan kadın-erkek eşitliğini verdikleri mücadelede dile getiriyordu.

<span class="mw-page-title-main">Mehmet Hulusi Bey</span>

Mehmet Hulusi Bey Türk bürokrat, yüksek mühendis ve Fenerbahçe'nin 9. başkanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de basın</span> Türk basınına genel bakış

Türkçe olarak ilk gazete II. Mahmut'un emriyle 1 Kasım 1831'de kurulan Takvîm-i Vekâyi'dir ve bu adım, Osmanlı'de baskı makinesinin kurulmasından uzun bir süre sonraya denk gelmektedir. Takvîm-i Vekâyi, yayın hayatı boyunca birkaç kez kapatılmış ve 1922 itibarıyla meclis tarafından Resmî Ceride ve daha sonra Resmî Gazete adıyla yayımlanmıştır. İngiliz diplomat ve gazeteci William Churchill tarafından 1840 yılında yayın hayatına başlayan ve 1866'da kapanan Cerîde-i Havâdis, ikinci Türkçe gazetedir. 1860 yılında Osmanlı devlet adamı ve gazeteci Agâh Efendi tarafından hazırlanan Tercümân-ı Ahvâl, basılan ilk özel gazetedir. Yazarları arasında İbrahim Şinâsî ve Ahmed Vefik Paşa da yer almıştır. Sonraki yıllarda ise kurucusu Şinasî olan Tasvîr-i Efkâr yayımlanmış fakat 1866'da kapanmıştır.