İçeriğe atla

Cemel Muharebesi

Cemel Muharebesi
İlk Fitne
Tarih8 Aralık 656
Bölge
SebepOsman'ın katillerinin cezalandırılması konusundaki anlaşmazlık
Sonuç Ali'nin ordusu kazandı.
Taraflar
Râşidîn Halifeliği Aişe ve yandaşları
Emeviler
Komutanlar ve liderler
Ali bin Ebu Talib
Mâlik el-Eşter
Hasan bin Ali
Aişe Bint Ebu Bekir
Talha bin Ubeydullah  (ölü)
Zübeyr bin Avvam  (ölü)
Güçler
~20,000[1] ~30,000[1]
Kayıplar
~5,000[2][3] ~13,000[2][3]

Cemel Muharebesi, Cemel Vakası, Basra Savaşı ya da Deve Olayı 8 Aralık 656 tarihinde, Halife Ali bin Ebu Talib ile İslam Peygamberi Muhammed'in dul eşi Aişe'nin taraftarları arasında, Basra'da gerçekleşen muharebe. Müslümanlar arasındaki ilk iç savaştır. Cemel Savaşı, Ali'nin zaferiyle sonuçlandı. Aişe'nin müttefiklerinden Talha bin Ubeydullah ve Zübeyr bin Avvam öldürüldü. Aişe, Ali tarafından Medine'ye gönderildi. Savaşta her iki taraftan yaklaşık yirmi bin kişi hayatını kaybetti.[4]

"Cemel" kelimesi Arapçada جَمَل ‎ "deve" anlamına gelir. Cemel Vakası, Aişe'nin devesi etrafında gerçekleştiği için bu isimle anılmıştır.

Savaş öncesi siyasî ve psikolojik ortam

Osman'ın halifelik dönemi

Muhammed'in ölümünden sonra sırasıyla Ebu Bekir, Ömer ve Osman İslâm Devleti'nin başına geçtiler. Bu üç halifenin de hilafeti Şia tarafından kabul edilmez.

Bâzı kaynaklara göre Ümeyyeoğullarından (Emeviler) Osman halife seçildiğinde, Ali ona biat etti.[5] Bâzı İslâm âlimlerine göre Ali, Osman'a hiçbir zaman biat etmemiştir.

Osman’ın halife seçilmesine Muaviye’nin babası Ebu Süfyan, çok sevinmişti. Haşimoğulları ilk iki halifeye sürdürdükleri yumuşak tutumu halifeliğinin ilk altı yılında Osman’a karşı da gösterdiler. Bu dönemde yapılan fetih hareketlerine katıldılar. Ebubekir zamanında kitap hâline getirilen Kur’an nüshalarının çoğaltılması ve bu nüsha dışındaki diğer nüshaların imha edilmesi konusunda Ali, Osman’ı destekledi.[6]

Osman Dönemi’nin sonu

Osman’ın hilâfetinin ikinci altı yılında takip ettiği siyaset, valiliklere akrabalarını tayin ettiği ve onlara aşırı düşkün olduğu iddiaları, Ali taraftarlarının halifeye karşı tavır takınmasına sebep oldu. Bu dönemde Ali ile Osman arasında görüş ayrılıkları yaşandı.

656 yılında Mısır, Basra ve Kûfe’den gelen ve Osman'ın hilâfetini kabul etmeyen isyancılar, Medine yakınında “Zi-Huşub" mevkiinde toplandılar. Şehre girip girmeme konusunda Medinelilerin fikrini almak üzere elçi gönderdiler. Medineliler, isyancıların şehre girişine taraftar olmalarına rağmen Ali, isyancıların şehre gelmemelerini söyledi.

Mervan'ın mektubu ve Osman'ın öldürülmesi

Osman, isyancılara arabulucu olarak Ali'yi gönderdi. Durumun düzeltileceğini ve fesadın ortadan kaldırılacağına dair Ali, onlara halife adına söz vermiş ve isyancılar Mısır'a gitmek üzere yola çıkmış, fakat yolda rastladıkları bir adamın üzerinde bir mektup bulmuşlardı. Bu mektupta Mısır'dan Medine'ye gelen isyancıların öldürülmesi isteniyordu. Bunun üzerine isyancılar Medine'ye geri dönerek mektubu ve içeriğini Ali'ye anlattılar. Ali, Halife Osman'a bu mektuptan bahsetti, o da böyle bir mektuptan haberi olmadığını söyledi. Sonuçta bu mektubu Osman'ın kuzeni ve damadı Mervan'ın yazdığı anlaşıldı.

Bunun üzerine Ali, arabuluculuğa devam etmek istemediğini söyleyerek evine çekildi. Bu sırada isyancılar, Osman'ın evinin yakınlarına gelerek Osman'a ya halifelikten ayrılmasını ya da kendilerine komplo hazırlayan Mervan'ın kendilerine teslim edilmesini istediler. Halife'nin her iki teklifi de kabul etmemesi üzerine evini kuşattılar.

Osman, evinin kuşatılmasından Ali'yi, Talha'yı, Zübeyr'i ve Aişe'yi haberdar etti. Ali, isyancıların bizzat yanına gelerek onlara çıkıştı, yaptıkları bu hareketin kâfirlere bile yakışmadığını söyleyerek halifeye su gönderdi. Buna ilave olarak oğulları Hasan ile Hüseyin'i ve kölelerini halifeyi korumaları için gönderdi. Bu tedbirler etkisini gösterdi ve isyancılar kapıdan girerek Halife'yi öldüremediler, ancak komşu evlerin damlarından atlayarak Osman'ın evine girip onu öldürmeyi başardılar.

Ali’nin hilâfeti

Osman bin Affan'ın öldürülmesinden sonra Müslümanların çoğu Ali'nin hilâfetini kabul etmişti ancak Kufeliler ve Basralılar bu durumdan memnun değildi.[7] Hatta halife adaylarından Zübeyr bin Avvam ve Talha bin Ubeydullah da Ali'ye biat etmiş, fakat daha sonra onlar da öldürülen halifenin öcünü almak için Aişe'ye katılıp Ali'ye isyan etmişlerdir. İsyan etmelerinin bir başka sebepleri ise yıllardan beri Zübeyr'le, Talha'nın Kûfe ve Basra'ya vali olmak istemeleriydi. Ali ise onların bu isteğine cevap vermeyince hac bahanesiyle Mekke'ye giderek Aişe'ye katıldılar. Ali başa geçince bir önceki halife Osman bin Affan'ın akrabaları olan Ümeyye Oğulları'nı devlet işlerinden uzaklaştırmaya başladı. Çünkü Ümeyye oğulları, üçüncü halife Osman bin Affan'ın yakın akrabalarıydı ve İslâm Devleti'nde mevkî olarak önemli yerlerde bulunuyorlardı. Bunlar Müslümanların beytülmalından istedikleri kadar para alıp harcayabiliyorlardı. Zaten üçüncü halife Osman bin Affan'ın öldürülmesine sebeplerden biri de buydu. Mesela Suriye eyalet valisi Muaviye bin Ebu Süfyan, yıllardan beri Suriye'de Müslümanların malını sömürüyor, bu işine rağmen birkaç defa halife Osman'a şikayet geldiyse de Muaviye, yine de yaptığını yapıyordu. Bir başka örnek, Kûfe Valisi Velîd bin Ukbe içkili hâldeyken birkaç defa namaz kıldırmıştı. Yeni halife seçilen Ali, bunları göze alarak Ümeyye Oğulları'nı devlet idaresinden uzaklaştırmakla meşguldü ki Mekke'de Aişe'nin kıyam haberini aldı. Aişe, 30.000 kişilik kuvvetle Basra'ya yola çıktı, çünkü Basra'da eski halife Osman bin Affan'ın taraftarları vardı. Bunun üzerine halife Ali, Basra Valisi İbn-i Huneyfe'ye mektup yazarak isyancılarla şahsen görüşmesini ve savaşın başlamasını önlemesini söyledi. Fakat Basralılar ihanet ederek İbn-i Huneyfe'yi Aişe'ye teslim etiler. Ali, 10.000 kişilik Mâlik–El Eşter komutasında bir ordu göndererek ardınca da kendisinin Medine'den ek kuvvetle geleceğini söyledi. İki gün sonra Halife Ali, kendisinin komuta ettiği 10.000 kişilik ek kuvvetle Mâlik–El Eşter'e katıldı. Böylece Ali, 20.000 kişilik ordusu ile Aişe'nin karşısına çıktı.

Halife Osman’ın öldürülmesi ve yerine Ali’nin halife seçilmesi ile birlikte Emevî-Hâşimî mücadelesi yeniden başladı. Şam Valisi Muaviye, öldürülen akrabası Halife Osman’ın kanını Ali’den talep ederek onun ölümünden Ali’yi mes'ul tuttu.[6]

Ali’den hoşnut olmayanlar

Muaviye, Ali halife seçildiğinde ilk iş olarak Osman zamanında tayin edilmiş olan valileri görevden aldı ve böylece valileri değiştirmede acele etmemesi kendisine tavsiye edilmiş olmasına rağmen bunu dikkate almamış oldu.[5]

Görevden alınan ve çoğu Emevi sülalesinden olan valiler, yeni halifeye tepkilerini gösterdiler. Bunun üzerine Şam Valisi Muaviye isyan bayrağını açtı. Öldürülen halifenin kanlı gömleğini Şam halkını galeyana getirmek için camide teşhir etti.[] Mısır Valisi Amr bin As görevinden ayrılarak Muaviye’nin yanına Şam’a gitti.[6]

Muaviye Cemel Savaşı’na fiilen katılmadı, ancak savaştan önce Ali’ye karşı ayaklanmaları için Talha ve Zübeyr’e mektuplar yazmıştı.[6]

Aişe, 627 yılında Gerdanlık Olayı olarak da bilinen İfk Olayı gerçekleşmişti. Bu olay Aişe’nin İslâm Peygamberi ve kocası Muhammed’i bir sefer dönüşünde Müslüman bir askerle aldattığı iddiasıdır. Olaylar Muhammed’in Aişe’nin masumiyetini destekleyen âyetleri halka bildirmesi ve iddiaları yayan münafıkların kırbaçlanması ile sonuçlandı. Bu olay esnasında Ali’nin tavrı sebebiyle Aişe ve Ali’nin arasının açıldığı düşünülür.[6]

Aişe, Osman’a karşı isyan başlayınca hac için Mekke’ye gitmişti. Katilleri yakalamakta yavaş davrandığı gerekçesiyle Ali’ye karşı tavır aldı. Talha ve Zübeyr’i de yanına aldı ve birlikte Ali’nin hilâfetinden memnun olmayanların çoğunlukta olduğunu düşündükleri Basra şehrine gittiler.[5]

Aişe, Osman’ın öldürülmesinden önce Osman için “O kitabın hükmünü çiğnemiştir” derken Osman’ın öldürülüp yerine Ali’nin seçildiğini duyunca “Mazlum olarak öldürülmüştür" dedi.[6]

Savaşa hazırlık

Talha ve Zübeyr ise Osman hayatta iken onu eleştirmişler ve aleyhinde bulunmuşlar, başlangıçta Ali’ye biat etmişler, fakat umdukları valilik taleplerine olumlu cevap alamayınca ona karşı tavır almışlardı.[]

Basra Valisi Abdullah ile Talha ve Zübeyr’in Mekke’ye gidip hac dolayısıyla burada bulunan Aişe’ye katılmaları ve Osman’ın kanını talep etmek üzere bir araya gelmeleri, Emevi Oğulları için bulunmaz bir fırsattı.

Bu arada Ali, kendisine ilk tepki Muaviye’den geldiğinden ona karşı savaş hazırlığı yapıyordu. Fakat Aişe ve diğerlerinin Basra’ya gittiklerini haber alınca onların Basra’ya girmelerine engel olmak için hemen harekete geçti. Fakat geç kalmış ve Basralılar, Aişe’nin yanında yer almışlardı.[5]

Ali, Nehcü'l-Belağa’nın 172. hutbesinde bu noktaya değinerek şöyle buyurmaktadır: “Çıkıp Resulullah’ın hürmetini oraya buraya sürüklediler; bir halayığı satın alıp götürür gibi onu alıp Basra'ya götürdüler. O ikisi kendi kadınlarını ise evde sakladılar. Resulullah’ın haremindeki zevcesini kendileri ve başkaları için meydana çıkardılar, isteyerek ve zorlama olmaksızın bana biat etmiş bir ordu ile yollara düşürdüler. Basra’daki valime, Müslümanların beytülmâlinin koruyucularına ve diğer ahâliye saldırdılar; bir kısmını işkenceyle, bir kısmını da hileyle öldürdüler."[8]

Savaş

7 Kasım 656'da meydana gelen Cemel Savaşı'nda Aişe'nin ordusunun mağlubiyeti, bu savaşa katılan Ümeyye Oğulları kanadının da mağlubiyeti oldu. Talha bin Ubeydullah ve Zübeyr bin Avvam, bu savaşta öldürüldü.[6] Ali, savaşı kaybeden Aişe'ye zarar vermedi, ancak Medine'ye sürgün etti.[5]

Savaşın sonuçları ve önemi

Cemel Vakası, İslâm Devleti'nde yaşanan ilk iç savaştır ve İslâm âleminin ikiye bölünmesinde kilometre taşı olan olaylardan birisidir.

Kaynakça

  1. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 23 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ocak 2017. 
  2. ^ a b Jibouri, Yasin T. Kerbalā and Beyond. Bloomington, IN: Authorhouse, 2011. Print. ISBN 1467026131 Pgs. 30
  3. ^ a b Muraj al-Thahab Vol. 5, Pg. 177
  4. ^ William Muir, The Caliphate: Its Rise, Decline and Fall from Original Sources. Chapter XXXV: "Battle of the Camel". London: 1891. sf 261.
  5. ^ a b c d e Karaköse, Hasan. Ortaçağ Tarihi ve Uygarlığı, Ankara, Nobel Yayın Dağım, 2002
  6. ^ a b c d e f g Sarıçam, İbrahim. Emevi-Haşimi İlişkileri, Ankara, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1997
  7. ^ Üçok, Bahriye (1968). İslâm tarihi - Emevîler - Abbasîler. İlahiyat Fakültesi Yayınları. s. 16. 11 Temmuz 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Temmuz 2024. 
  8. ^ Nehcü’l Belağa, s. 178; http://tr.wikishia.net/view/Cemel_Savaşı 13 Mayıs 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

7. yüzyıl, 601'den 700'e kadar sürmüş olan yüzyıldır.

<span class="mw-page-title-main">Ali</span> İslam Devletinin dördüncü halifesi ve Şiilerin birinci imamı

Ali bin Ebu Talib, İslam Devleti'nin 656-661 yılları arasındaki halifesi. İslam peygamberi Muhammed'in damadı ve amcası Ebu Talib'in oğlu olan Ali, Muhammed'in İslam'a davetini kabul eden ilk erkek kişidir. Sünni İslam'a göre Ali, dört halifenin sonuncusu, Şii İslam'a göre ise imamların ilki ve Muhammed'in hak vârisidir. Şii ve Sünni İslam arasındaki farklılaşmanın ana nedeni Muhammed'in gerçek vârisinin kim olduğu konusundaki görüş farklılığından ileri gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">I. Muâviye</span> İslam Devletinin Aliden sonraki halifesi ve Emevi Hanedanının kurucusu

Muaviye bin Ebu Süfyan, İslam Devleti'nin Hasan'dan sonraki halifesi ve Emevi Hanedanı'nın kurucusudur.

İlk Müslümanlar, İslam'ı ilk kabul eden sahabelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kufe</span> Güney Irakta Halife Ömerin emriyle Sa‘d b. Ebû Vakkas tarafından kurulan şehir

Kûfe, Irak'ın Necef ilinde (muhafaza) bir şehir.

<span class="mw-page-title-main">Kerbelâ Olayı</span> Hüseyin bin Ali ile Emevî halifesi Yezidin orduları arasında Kerbelâda gerçekleşen çatışma (680)

Kerbelâ Olayı veya Kerbelâ Savaşı ya da Kerbelâ katliamı, 10 Ekim 680'de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbelâ şehrinde, Muhammed'in torunu Hüseyin bin Ali'ye bağlı küçük bir birlik ile Emevi halifesi I. Yezid'in ordusu arasında cereyan etmiştir. Hüseyin ve kafilesindeki herkes öldürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Abdurrahman bin Avf</span> sahabe

Abdurrahman bin Avf, İslam peygamberi Muhammed'in sahabelerinden birisiydi. Sünni kaynaklara göre cennetle müjdelenen on sahabiden biri olması ile tanınmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İlk Fitne</span> Müslüman halkların bölünmesine sebep olan savaş

İlk Fitne, Halife Osman'ın evinde öldürülmesi ile başlayan ve Muaviye'nin İslam Devleti'nin başına geçmesi ile sonuçlanan iç savaş dönemine İslam tarihinde verilen isim.

<span class="mw-page-title-main">Aişe</span> Muhammedin eşi, Ebu Bekirin kızı

Aişe bint Ebu Bekir, İslam peygamberi Muhammed'in üçüncü ve en genç karısı ve birinci İslam halifesi Ebû Bekir'in kızıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hüseyin</span> Alinin oğlu, Şianın 3. imamı, sahabe

Hüseyin bin Ali bin Ebu Talib, İslâm peygamberi Muhammed'in torunudur. Dördüncü Hâlife olan Ali bin Ebu Talib'in oğludur. Annesi, Muhammed'in kızı Fatıma Zehra’dır. On İki İmâmlar'ın üçüncüsü olan Hüseyin bin Ali, İslam Devleti’nin bir Emevî saltanatına dönüşmemesi için mücadele vermiş ve Emevîler tarafından öldürülmüştür. Soyundan gelenler Hüseynî ya da Seyyid olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Talha bin Ubeydullah</span> sahabe

Talhâ bin Ubeydullah, cennetle müjdelenen on sahabiden biri.

<span class="mw-page-title-main">Zübeyr bin Avvâm</span> Muhammedin halası Safiyyenin oğlu, sahabe

Zübeyr bin Avvam ya da Zübeyr bin el-Avvam (Arapça:الزبير بن العوام, İslâm peygamberi Muhammed bin Abdullah'ın halası Safiyye'nin oğludur. Cennetle müjdelenen on sahabiden birisidir. Muhammed'in eşi Hatice'nin kardeşinin oğludur.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Fitne</span> Emevi Dönemi Müslüman iç savaşı (680-692)

İkinci Fitne veya Erken İslam Tarihinde İkinci İç Savaş, Emevi hakimiyetinin başlarında I. Muaviye’in ölümüyle birlikte baş gösteren siyasi / askeri çatışmalardan oluşan karışıklık dönemi. Dönemin tarihi üzerinde tarihçiler arasında ittifak sağlanmamışsa da, en çok kabul gören görüş, İkinci Fitne’nin 680-692 yılları arasında olduğudur.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah bin Zübeyr</span> sahabe

Abdullah bin Zübeyr, İkinci Emevi halifesi Yezid'e biat etmeyerek isyan başlatan ve Mekke'de karşı halifeliğini ilan ederek 692'deki öldürülüşüne kadar Emevilerle mücadele eden tabiin.

<span class="mw-page-title-main">I. Mervân</span> Emevilerin dördüncü halifesi (623-685)

I. Mervan, Emevîlerin dördüncü halifesi. Emeviler halifeliğine 684'te II. Muaviye'nin halifelikten feragat etmesinden sonra geçmiştir. I. Mervan'ın halife olmasıyla Emeviler hanedanın iktidar gücü Ebu Süfyan kolundan "Hakam bin Vail" koluna geçmiştir; Ebu Süfyan ve Hakam bin Vail, Emevîlerin ismini aldığı Ümeyye'nın torunlarıdır. Hakam da Osman bin Affan'ın birinci derece kuzenidir. Dokuz ay süren halifeliği, önce diğer Emevilere karşı iç savaşla geçmiş ve bunda başarı sağlamıştır. Sonra Hicaz'da isyan etmiş ve kendi halifeliğini ilan etmiş olan Abdullah bin Zübeyr'i halife kabul etmiş olan güney Suriye ve Mısır'ı eline geçirmiştir. Fakat Mervan 685'te öldüğünde Abdullah bin Zübeyr hâlâ Irak ve Hicaz'da halife olarak kabul edilmekteydi.

<span class="mw-page-title-main">Osman</span> İslam Devletinin üçüncü halifesi, sahabe

Osman bin Affan, Hulefâ-yi Râşidîn'den üçüncüsü, İslam peygamberi Muhammed'in cennetle müjdelenmiş sahâbelerinden birisidir. 644 yılından 656'daki öldürülmesine kadar, 12 yıl boyunca halifelik yapmıştır; Hulefâ-yi Râşidîn'den en uzun süre halifelik yapan odur. Şiâ'da halifeliği kabul edilmeyen sahâbedendir; zira Şîa inancına göre hüküm sürmesi gereken ilk halife Ali'dir. Sünni inanca göre Ali ve Osman arasında ayrım yapılmaz. Ümeyyeoğullarından (Emeviler) olan Osman'ın künyesi İslam peygamberi Muhammed'in kızı Rukiyye'den olan oğluna nispetle Ebu Abdullah'tır. Bunun dışında Ebu Leyla olarak anıldığı da olurdu.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed bin Ebû Bekir</span> Müslüman general, Ebu Bekirin oğlu, Mısır Valisi

Muhammed bin Ebu Bekir, Ebu Bekir'in oğlu, Mısır valisi.

Bu sayfada 650'li yıllarda Râşidîn Halifeliği'nde yaşanan olaylar yer almaktadır.

Büsr bin Ebu Ertat, Emeviler'in Suriye valisi (640'lar–661) ve ilk Emevi halifesi olan I. Muaviye'nin hizmetinde olan önemli bir Arap komutanıydı. Suriye ve Kuzey Afrika'daki erken dönem Müslüman fetihlerinin gazisi olan Büsr, İlk Fitne sırasında Halife Ali'ye karşı Muaviye'nin ateşli bir taraftarı oldu. Ali'nin Arabistan'daki destekçilerine karşı büyük çaplı bir yıldırma harekâtlari yürüttü, Medine, Mekke ve Taif'in Muaviye'nin halifeliğine tabi olmasını sağladı ve Yemen sakinlerine karşı cezalandırıcı önlemler aldı. Ali'nin kuzeni, Yemen valisi Ubeydullah bin Abbas'ın iki küçük oğlunu idam etmeyi ve Hemdan'daki Müslüman kabilesinden kadınları esir almayı içeren Arabistan'daki eylemleri, geleneksel Müslüman kaynaklar, özellikle Şii Müslüman yazarlar tarafından benzeri görülmemiş vahşetler olarak kınandı.