İçeriğe atla

Cehennem

Gei-Ben Hinnom, Lat; Gehenna (Hinnom'un oğlunun Vadisi), Kudüs-İsrail 2007 görünümü ile

Cehennem, çeşitli inançlarda ölüm sonrası ceza çekilen ateşli bir yer olarak gösterilir. Cehennemde kalma süresi inanca göre değişiklik gösterebilir. Cehennemde günah borcu ödeninceye kadar kalınıp sonra tekrar cennete gidilebilir. Ancak, cehennem bazıları için sonsuza dek ateşte yanmak anlamına gelir. Cehennem görevlilerine İslam inancında zebani adı verilir.

Eski Ahit'te Kudüs'te Hinnom'un Oğlunun vadisi (Gehinnom veya Gei-ben-Hinnom) çocuk kurbanlarının (yakılarak) gerçekleştirildiği lanetli bir vadiydi. İncillerde İsa Ondan "kurtçukların ölmediği ve ateşin sönmediği yer" olarak bahsetti. (Markus 9:48) 2. yy. da yazılan Ezra'nın apokrif kitabında Gehinnom aşkın (transendental, manevi) cezalandırma yeri olarak ortaya çıktı. 500'lerde yazılan Babil Talmudunda bu değişim tamamlandı.[1] Kur'anda da cehennem azabından sıklıkla bahsedilir.

Etimoloji

İbranice, גי הנם (ge hinnom, “Hinnom Vadisi”) Yunanca, γέεννα (geenna); Latince, gehenna

Ge Hinnom: Hinnom Vadisi

Kelimenin İbranice 'Ge ben hinnom' (Hinnom'un oğlu vadisi) terkibinden zamanla ‘ben'in düşmesi ile elde edildiği düşünülmektedir.

Ge: Vadi
Ben: Oğlu
Hinnom: Hinnom

Gehinnom, Kudüs'ün güney batısında Kenanilerin Molek adı veya unvanını alan tanrısı Baal'e çocukların yakılarak kurban edildiği vadinin adıdır. (Yeremya 32:30-35)[2] Molek adı yalnızca M-L-K sessiz harflerinden oluşur ve sesli harfler yalnızca okunuşta söylenir. Bu nedenle bu tanrı Molok (İngilizce: Moloch) olarak da adlandırılır. Molek, Arapçadaki söyleniş şekliyle Malik'tir.

Molek'e sunu, (1897 Bible Pictures and What They Teach Us, Charles Foster)

Vadinin adı başlangıçta 'Ge Ben Hinnom' iken, sonraları Yunan egemenliği zamanında Yunanca söyleniş şekliyle geenna ve Latince, gehenna olmuştur.

Yeremya 7: 30-31
‘Yahudaoğulları gözümde kötü olanı yaptılar’, Yehova’nın sözü. ‘Adımı taşıyan evi kirletmek üzere oraya iğrenç putlarını koydular. Oğullarını ve kızlarını ateşte yakmak üzere Hinnomoğlu Vadisindeki Tofet’te yüksek yerler* yaptılar. Ben böyle bir şey emretmedim, yüreğimden bile geçirmedim.’
Yeremya 32: 30-35
‘Çünkü İsrailoğulları ve Yahudaoğulları gençliklerinden beri yalnızca gözümde kötü olanı yapan kimselerdir. İsrailoğulları elleriyle yaptıkları putlarla da Beni öfkelendiriyor.’ Yehova’nın sözü. ‘Çünkü bu şehir, kurulduğu günden bugüne dek, onu gözümün önünden kaldırayım diye Bende sadece kızgınlık ve öfke yarattı. İsrailoğullarının ve Yahudaoğullarının, kendilerinin, krallarının, yöneticilerinin, kâhinlerinin, peygamberlerinin, Yahuda adamlarının, Yeruşalim’de oturanların Beni öfkelendirmek için yaptıkları bütün kötülükler buna neden oldu. Bana durmadan yüzlerini değil, sırtlarını döndüler. Eğitildikleri halde, erkenden harekete geçip onları eğittiğim halde, hiçbiri verdiğim terbiyeye kulak asmadı. Adımla anılan evi kirletmek için iğrenç şeylerini getirip içine koydular. Üstelik oğullarını ve kızlarını Molek’e kurban olarak ateşte yakmak* için Hinnomoğlu Vadisinde Baal’e yüksek yerler yaptılar. Ben böyle bir şey emretmedim; Yahuda’yı günaha sokmak amacıyla bu iğrenç şeyi yaptırmayı yüreğimden bile geçirmedim.’
2. Krallar 23: 10
Kral [Yoşiya], kimse oğlunu veya kızını Molek için ateşte yakmasın diye Hinnomoğulları Vadisindeki Tofet’i tapınma için kullanılamaz duruma getirdi.

İsa'nın yaşadığı zamanlarda, çocukların bu vadide Molek'e kurban edilmesi uygulaması çoktan sona ermişti. Bu dönemde Hinnom Vadisi sadece çöplerin dökülerek yakıldığı bir çöplük olarak kullanılıyordu. Ayrıca, hayvan leşleri ile, bir mezara gömülmeye değer görülmeyen bazı suçlular, infaz edildikten sonra bu vadideki çöplüğe atılıyorlardı. Birisinin canlı olarak buraya atılması söz konusu değildi. Hinnom Vadisi, içinde ateş olan bir yer olmaya bir süre daha devam etti. Ancak bundan amaç, sadece biriken çöplerin kükürt atılarak yakılıp ortadan kaldırılmasıydı.[3]

Tevrat'a göre çocukların kurban edildikleri Tanrı'nın adı Molek idi. Bu tanrı isminin de cehennem bekçisi Malik olarak değişim geçirdiği düşünülmektedir.[4]

Farklı mitoloji ve kültürlerde

Orta Çağ'dan kalma bir cehennem tasviri (Landsbergli Herrad'ın Hortus deliciarum'undan, yaklaşık 1180)

Çoğunlukla bu korkunç karanlık, gezinen ruhlarla dolu bir çukurdur (Yunan ve Roma). Orada dinsizler, ifritler tarafından yargılanır (Pers), sonsuz ızdıraba çarptırılmış kötüler (Musevilik) ve hak dininden olmayanlar bulunur (İslamiyet).

Kötüleri iyilerden ya da canlıları ölülerden ayıran bir yer kavramına birçok dinde rastlanır. Eski çağların ve ilkel toplulukların dinlerinde ölen kişinin ruhunun gideceği yer, karanlık ve soğuk yeraltı dünyası (örneğin Norveç mitolojisinde Niflheimr ya da Hel), yer altında karanlık bir dünya ya da uzak bir ada (örneğin Eski Yunan'da Hades), yer altında insanların ruhlarının cezalandırıldığı derin bir uçurum (örneğin Eski Yunan'da Tartaros), yerin altında hem iyi hem kötü ruhların gölgeler biçiminde sürekli bir susuzluk içinde yaşadığı karanlık bölge (örneğin Eski İsrail dininde Şeol), ölenlerin ruhlarının yerleştiği göksel bir yer (Pueblo Yerlileri, ölümden sonra insanların bulut olup yağmur getirdiklerine inanırlar) ya da ruhun sonunda yok olup gideceği bulutsu bir varoluş (örneğin Kuzey Amerika'da yaşayan avcı Yerli kabilelerinde) biçiminde düşünülmüştür. Cehennemi tanrısal cezaya uğrayanların kıyamet gününden sonra gideceği yer olarak gören anlayış; peygamberler aracılığıyla yayılan Zerdüşt dini, Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık gibi dinlere özgüdür.

Yahudilikte cehennem

Jewish Encyclopedia Musevi inancını şu şekilde açıklar: Dünyanın sonu geldiğinde insanların ruhunun üç çeşidi olacak:

"Bunlardan, doğrular hemen sonsuz yaşama yazılacaklar,
Kötüler cehennem için yazılacaklar; fakat,
İyi ve kötü tarafı terazide dengede olanlar önce cehenneme gidecekler. Bunlar cehennemde temizlendikten sonra oradan çıkarılacaklardır."

İsa'nın yaşadığı dönemde Museviler, birisi öldüğünde ruhunun Gehenna'da işkence çektiğine inanıyorlardı. Buna karşın Encyclopedia Judaica ise şunları söylemektedir: "Kutsal Yazılarda ölüm sonrasında Gehenna'yla ilgili düşüncelerin hiçbir dayanağı yoktur."

  • Gehennem, Hinnom Vadisi: Yeremya 19:6 Bundan ötürü buranın artık Tofet ya da Ben-Hinnom Vadisi değil, Kıyım Vadisi diye anılacağı günler geliyor, diyor RAB.
  • Şeol: Yaratılış 37:35, 42:38, 44:29, 44:31

Hristiyanlıkta cehennem

Son Yargı, Cehennem, yaklaşık 1431, Fra Angelico'nun eseri
"Cehennemden Bir Canavar". 19 yüzyıldan kalma el yazması bir Rus luboku

Hristiyanlığın cehennem öğretisinin kökleri Yeni Ahit'te yatmaktadır. Cehennem Yunanca Tartaros veya Hades kelimeleriyle tanımlanır.

  • Katolik inancına göre cehennem: Tanrı tarafından oraya atılanların sonsuz bir keder içinde bulunduğu yer.
  • Protestan inancına göre cehennem: Kötülerin gelecekte cezalandırıldığı bir yer.

Katolik kilisesi, Protestan kiliselerinin çoğu (Baptistler, Episkopalyanlar vs.) ve bazı Yunan Ortodoks kiliselerine göre cehennem, diriliş ve son hüküm gününden sonra yargılanan günahkarların sonsuza değin Tanrı'dan ayrı kalacağı nihai durak yeridir.

Ancak çeşitli Liberal Protestanlık, Anglikan, Katolik ve bazı Ortodoks kiliselerine mensup olan liberal Hristiyanlar mensubu oldukları mezheplerin "resmi" öğretileriyle çelişmiş olsa da tüm insanların kurtulacakları bir evrensel kurtuluşa (evrensel uzlaşmacılık) inanmaktadırlar.

Bir Hristiyan filozofu ve mistiği olan Emmanuel Swedenborg'a göre cehennem ve cennet insanların seçimleridir. Cehennem ebedidir çünkü oradaki insanlar cehennemi sevdikleri için orada kalacaklardır. Tanrı da her ne kadar insanları sevse de onları zorla, kendi iradelerinin haricinde cennete sokmayacaktır.

Yok oluşa inanan (yok oluşçuluk) Hristiyanlar ise, ruhun ölümlü oluşuna inanmakta ve ebedi yaşam dışında kalan ruhların cehennemde yok olacaklarını kabul etmektedirler.

  • Yehova'nın Şahitleri'ne göre ruh kişiden bağımsız ayrı bir varlık değil, sadece kişinin yaşam kuvvetine verilen addır. İnsan ölünce yok olur ve yeniden yaşaması Tanrı'nın onu diriltmesine bağlıdır. Ölüler diyarı ya da mezar (İbranice Şeol; Yunanca Septuaginta Hades) sözcükleri diriltilecek kişilerin durumunu; cehennem (İbranice Ge-Hinnom; Yunanca Septuaginta Gehenna) ise diriltilmeyeceklerin durumunu anlatan ifadeler olarak görülür. Bu yüzden, cehennem cezasına çarptırılmak, bu yargıyı alanların bir daha kesinlikle var olmayacakları şekilde yaşamlarını yitirmeleri ve sonsuza dek yok olmaları demektir.[5]

Hristiyanlıkta cehennem için kullanılan bazı sözcükler şunlardır: Hell (İngilizce), Hölle (Almanca), Fegefeuer (Almanca: Silip süpüren ateş), Inferno (Latince). Cehennem inancı yüzyıllardır Hristiyanlıkta ateşli bir yer olarak kabul görmüştür. Günümüzde ise bazı Hristiyanlık çevrelerinde, bu inancın Kitâb-ı Mukaddes'te dayanak bulmadığına ilişkin farklı yorumlar da vardır.

Yeni Ahitte Gehenna ve Hades sözcüklerinin geçtiği bazı yerler:

  • Gehenna - Cehennem - Hinnom Vadisi: Matta 5:22,29,30; 10:28, 18:09; 23:15,33; Markos 9:43,45,47 Luka 12:05; Yak 3:6
  • Hades: Matta 11:23; 16:18; Luka 10:15; Elçilerin İşleri 2:27,31; 1.Kor. 15:55

Kitâb-ı Mukaddes'te cehennem ve mezar için kullanılan sözcükler çevirilere göre farklılıklar gösterir. Bazı çeviriler Şeol, Hades ve Tartaros sözcüklerini de cehennem olarak çevirirler. Cehennem anlayışındaki farklılıkların bir nedeni de, bu tür farklı çevirilerdir. Bu sözcüklerin karşılıkları:

  • Ge-Hinnom (İbranice): Cehennem
  • Gehenna (Yunanca Septuaginta): Cehennem
  • Şeol (İbranice): Mezar
  • Hades (Yunanca Septuaginta): Mezar
  • Tartaros (Yunanca Septuaginta) Hapis benzeri alçaltılmış bir durum. Günah işlemiş melekler için kullanılan bir ifade.
2. Petrus 2: 4
Çünkü şu kesindir ki, Tanrı günah işlemiş melekleri cezadan esirgemeyip Tartaros’a* [* Hapishaneye benzer alçaltılmış durum] atarak, hüküm gününü beklemek üzere zifiri karanlık çukurlarda bırakmıştır.

İslam'da cehennem

Muhammed, Miraç olayında yer verilen hadislere göre[6][7] Burak ve Cebrail'le birlikte cehennemi ziyaret eder ve "utanmaz kadınların" saçlarını yabancılara gösterdikleri için ebediyen cezalandırıldıklarını görür. (İran minyatürü, 15. yüzyıl)

Cehennem; İslam dininde, ahiretteki bir azap yeridir. İnsanlar dünyadaki hareketlerine ve inançlarına göre cennete veya cehenneme giderler. İslam inancında kafir (inanç esaslarından bir veya daha fazlasına inkâr eden veya hiç Müslüman olmamış), müşrik (Allah'ın birliğine inanmayan) ve münafık (Müslüman gibi görünüp İslam'a inanmayan) olan kişiler öldükten sonra, ahirette, sonsuza kadar cehennemde kalacak ve azap göreceklerdir.

Cehennemin kara delikler olduğunu düşünen İslam araştırmacıları vardır.[8][9]

Cehennemin süresi

İslam dininin kutsal kitabı olan Kur'an'a göre Allah müşrikleri (Allah'a ortak koşanları) cehennemde sonsuza kadar tutacaktır. Günah işlemiş ancak imanlı olan kişiler ise İslam inancına göre cehennemde bir müddet kalacaklardır. Günahkar Müslümanlar ve İslam dinine inanmayanlar (kâfirler) için azabın sonsuzluğu konusunda İslam bilginlerinin görüşleri birbirlerinden farklıdır. Ehl-i Sünnet ve bazı Şia gruplarına göre cehenneme giren müminler eninde sonunda oradan çıkacaktır. Bazı Eşari alimleri ise Ehl-i Sünnet dışındaki mezhep liderlerinin ebedi azap göreceğini iddia etmişlerdir. Hariciler, Mutezile ve bunların görüşüne uyan bazı Şia mensuplarına göre kendi mezheplerinden büyük günah işleyen müminlerle muhalif mezheplere mensup olanların tamamı için azap ebedidir. İslam'a inanmayan ve İslam'da kâfir olarak nitelendirilen kişilere uygulanacak azabın ebediliği de aynı şekilde tartışmalıdır. Bu görüşler şu şekilde sınıflandırılabilir:

  • Ehl-i Sünnet'in çoğunluğu ile Mutezile, Şia ve Haricilerin benimsediği bir görüşe göre ahirette kâfirlere uygulanacak cehennem azabı ebedidir.
  • Sufilerin önemli isimlerinden Muhyiddin Arabi'ye göre kâfirler cehennemde ebediyen kalacaklar ancak Allah'ın rahmetinin büyüklüğü sebebiyle bir süre sonra elem hissetmeyecekler, artık onlara maddi azap uygulanmayacak fakat bir tür unutulma veya terk edilme halini yaşayacaklardır. Bir ayette ise "O kâfirlere de ki: 'Yenileceksiniz ve cehenneme sürükleneceksiniz. Orası ne kötü bir yataktır.'" (3/Âl-i İmran 12) denir.

Cehennem azâbının kâfirler için dahi olsa bir gün sona ereceğini kabul eden İslam bilginlerinin görüşüne göre, kâfirlerin cehennemden çıkmayacaklarını ve azaplarının hafifletilmeyeceğini bildiren ayetler, cehennemin yok olmayacağını değil, cehennem var oldukça azabın devam edeceğini göstermektedir. Cehennem yok olunca azâbın devam etmesi ise mümkün değildir. Ayrıca azâbı konu edinen ayetlerdeki azâbın Allah'ın dilemesine bağlı kılınarak kayıtlandırılmış olduğu bu sebeple de ilahi irade ile kayıtlı olunca devam süresinin de kayıtlı olmasının tabii olduğu bildirilmiştir.

  • Azâbın ebedi olmadığını benimseyen alimlerden İbn Kayyım ve Musa Bigiyef cehennemin eninde sonunda yok olacağını ve kâfirlerin de cennete gireceğini kabul ederler.

Cehennemin bekçisi Mâlik

Mâlik İbranice "m-l-k" kökünden gelir.[10] Melek, malik, mülk, malik'ül mülk, memlük gibi kelimelerin köken aldığı "m-l-k"nin İsraillilerin komşuları olan Ammonluların tanrısı Molek (İngilizce: molech, moloch)’in isminden türetildiği düşünülür. Bu ilişki cehennem bekçisi Mâlik açısından düşünüldüğünde daha açıktır.[4] Buna göre Molek'e çocukların kurban olarak sunulduğu Hinnom Vadisi (Uzun şekli: Ge ben Hinnom, kısa şekli: Ge Hinnom) cehenneme, Molek ise Malik'e dönüşmüştür.

Cehennem bekçisine şöyle feryad ederler: "Mâlik! Ne olur, tükendik artık! Rabbin canımızı alsın, bitirsin işimizi!" O da: "Ölüp kurtulmak yok, ebedî kalacaksınız burada!" der.—Zuhruf 77

Budizmde cehennem

Burmalı Budistlerce yapılmış bir cehennem tasviri

Buda'nın vaazlarını içeren Majjhima Nikaya'nın "Devaduta Sutta" diye adlandırılan 130. bölümünde Buda, cehennemi ayrıntılı şekilde anlatır. Budizmde kendi alt düzeyleri de olan beş (bazen altı) yeniden doğuş alemi olduğuna inanılır. Bu alemlerden cehennem alemi veya Naraka yeniden doğuşun en alt düzeydeki alemidir. Cehennem aleminin de en alt ve kötü düzeyi Avīci veya "sonsuz acı"dır. Buda'nın kendisini öldürmeye çalışan ve manastır düzeninde ayrılık çıkaran müridi Devadatta'nın Avici Cehenneminde yeniden doğduğu ifade edilir.

Ancak diğer tüm yenidoğuş veya reenkarnasyon alemleri gibi cehennemde enkarne olmak da kişiyi binlerce yıllık devirler boyunca sürecek bir acıya maruz bıraksa da sürekli bir varoluş durumu değildir. Lotus Sutra'da Buda Devadatta'nın bile eninde sonunda bir Pratyekabuddha olacağını söyleyerek Cehennem alemlerinin geçici olduğunu vurgular. Bu sebeple asıl amaç olumlu ya da olumsuz ruh göçlerinin sonsuz devridaiminden Nirvana'ya erişerek kurtulmaktır.

Hinduizmde cehennem

Hinduların cehennem tasviri

İlk dönem Vedik dininde Cehennem diye bir kavram bulunmamaktadır. Daha sonraki Hindu literatüründe özellikle kanun kitapları ve Puranalar'da Naraka denilen Cehennem benzeri bir alemden söz edilir.

Kanun kitaplarında (smiritis ve dharma-sutraları, Manu yasaları) Naraka günahkarların cezalandırıldığı bir yer olarak geçmektedir. En düşük ruhsal plan veya Naraka-loka ruhların yargılandığı veya bir sonraki yaşamında kendisini etkilecek karma'nın meyvelerini tattığı bir yerdir. Cehennem çeşitli Puranalarda ve diğer Hindu kutsal metinlerinde tasvir edilmektedir. Örneğin Garuda Purana'da Cehennem ile ilgili ayrıntı detaylar verilir ve suçluların çekecekleri cezalar tıpkı günümüz yasalarında olduğu gibi sıralanır.

Zerdüştlükte cehennem

Zerdüşt eskatolojide kötü ruhların Ahura Mazda'nın kötülüğü yok ederek işkence içindeki ruhları kurtarıncaya kadar cehennemde kalacakları kabul edilir.

Kutsal Gathalar'da "Yalanlar Evi"nden söz edilir. Orası kötülüğün, kötü işlerin, kötü sözlerin, kötü Benliğin, kötü düşüncenin ve Yalancıların bulunduğu bir yerdir. Zerdüştlükte Arda Viraf Kitabında cehennem tasvirleri vardır. Arda Viraf Kitabında belirli günahlar için verilecek belirci cezalar sıralanmaktadır. Cehennemle ilgili tasvirlere rastlanacak diğer kitaplar ise Hadhokht Nask, Dadestan-i Denig ve Mainyo-I-Khard kitaplarıdır.

Eleştiriler

Birçok yorum yazarları ve araştırmacılar dinde cehennem ile korkutmanın doğru olmadığını,[11] cehennemin halk ve toplumlar arasında korkulan bir öğe olduğunu söylerler. Önceden beridir aslında din yöneticilerinin bu korkulan öğeyi kullanıp toplumun üzerinde etki bıraktığını savunurlar. Aslında birçok insanın psikolojik olarak cehennem ve şeytan kavramından korktuklarını ve bu sebeple dine bağlı kaldıklarını belirtirler.[12]

Yararlanılan kaynaklar

Konuyla ilgili yayınlar

  • Boston, Thomas. Hell. Diggory Press, ISBN 978-1846857485
  • Gardiner, Eileen. Visions of Heaven and Hell before Dante. New York: Italica Press, 1989. ISBN 0934977143
  • Yusuf Şevki Yavuz, İslam Ansiklopedisi'nin "Azap" maddesi. Cilt 4, s. 302-309.

Dış bağlantılar

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Bernstein, Alan E. (2017). Hell and Its Rivals: Death and Retribution among Christians, Jews, and Muslims in the Early Middle Ages (1 bas.). Cornell University Press. JSTOR 10.7591/j.ctt1qv5q7k. 23 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2021. 
  2. ^ Hayrullah Örs, Musa ve Yahudilik
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". 15 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Nisan 2017. 
  4. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 17 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Temmuz 2012. 
  5. ^ https://www.jw.org/tr/kutsal-kitabin-ogrettikleri/sorular/cehennem-nedir/ 8 Kasım 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Cehennem Nedir? Sonsuza Dek Azap Çekilen Bir Yer midir?
  6. ^ Bihar’ul- Envar, c. 8, s. 309
  7. ^ "Cehennemde çeşitli azaplar gören kadınlarla ilgili hadis sahih midir? » Sorularla İslamiyet". Sorularla İslamiyet. 31 Mayıs 2016. 24 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  8. ^ Ago, A4illusionistin #hell • 4 Years (1 Tem 2017). "Science And Islam : Black Holes And The Hell". Steemit. 25 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  9. ^ "Is Hell Jahannam a Black Hole? - IslamiCity Forum - Islamic Discussion Forum - Page 1". IslamiCity Forum - Islamic Discussion Forum. 25 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Haziran 2021. 
  10. ^ http://www.answering-islam.org/Books/Jeffery/Vocabulary/part23.htm 5 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  11. ^ islam, dinimiz. "Cehennemle korkutmak - Dinimiz İslam". dinimizislam.com. 25 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ağustos 2021. 
  12. ^ "cennet ve cehennem ile korkutmak". uludağsözlük. 13 Ağustos 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ağustos 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Müslüman</span> İslam dinine mensup kimse

Müslüman, İslam dinine mensup kişi demektir. Sünni, Şii ve Mutezili mezhep inancına göre, Allah'a ve Allah'ın birliğine, Muhammed'in Allah'ın peygamberi olduğuna inanan kişilere denir. İslam dininin farklı mezheplerinde Müslüman kavramı üzerine çeşitli farklılıklar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Melek</span> dinler terminolojisindeki doğaüstü figür

Melek, dini bir terim. Melek, birçok dinde inanılan semavi verilen isimdir. Meleklerin görevleri Tanrı'ya hizmet etmektir. Meleklere inancın var olduğu her din ve inançta melek kavramına bakış farklıdır.

Ahiret veya ahret, İslâm termonolojisinde ölümden sonra gidilecek yere verilen bir isim. Ahiret, Kur'an'ın İslâmî eskatolojinin önemli bir parçası olan Ahiret Hesaplaşması ile ilgili bölümlerinde defalarca bahsedilmektedir. Geleneksel olarak, Müslümanların altı temel inanç esaslarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Hades</span> Antik Yunan mitolojisinde yeraltı tanrısı

Hades, Yunan mitolojisinde ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır. Zeus, yeryüzünün hâkimiyetini kardeşleri arasında paylaşırken Zeus'a gökyüzü, Poseidon'a denizler ve Hades'e yeraltı düşer. O artık ölüler ülkesi tanrısıdır; ancak kötü değildir. Yer altının tüm hazineleri Hades'in olduğu için Romalılar onun adını varlıklı yani, Plüton olarak değiştirmiştir. Eşi, Demeter ve Zeus'un kızı Persephone'dir. Hades ve eşi Persephone amansız, insafsız, yürekleri hiçbir yakarış, hiçbir sunu ya da kurbanla yumuşamayan korkunç tanrılar olarak bilinir. Gigantlar arasındaki karşıtı Alcyoneus'dur.

Kelâm ya da İlm-i Kelâm ; İslâm dininin akāid konularını irdeleyen ve tarihî olarak bu çerçevede gelişen dinî-felsefî teorilerle ilgilenen ilim dalı. Bu anlamda kelâm, imanla ilgili konu ve sorulara izâh ve ispat getirme amacıyla geliştirilen teolojik felsefenin adıdır.

Mutezile, İslam dininde bir itikadi mezhep. Mutezile, sözcük olarak "ayrılanlar, uzaklaşanlar, bir tarafa çekilenler" anlamına gelir. Büyük günâh işleyen kimsenin iman ile küfür arası bir aşamada olduğunu söyleyerek Ehl-i Sünnet âlimlerinden Hasan-ı Basrî'nin dersini terk eden Vâsıl bin Atâ ile ona uyanların oluşturduğu mezhep bu adla anılır. Mutezile ise kendini "ehlü'l-adl ve'ttevhîd" diye adlandırır. Mutezile mezhebinden olan kişiye Mutezili denir. Özellikle kader ve kaza konularındaki yorumları ve inançları nedeniyle İslam dinindeki diğer mezheplerden ayrılmışlardır; ama yine de İslam dininin çoğunluğunu oluşturan mezheplerden, Ehl-i Sünnet, Mutezile'yi İslam dışı saymamaktadır. Akılcı bir mezhep olan Mutezile, mantık kurallarıyla çelişir gördüğü âyet ve hadisleri Ehl-i Sünnet'ten farklı biçimde yorumlamış ve bu yorumlarında akla öncelik vermiştir. Sonuç olarak Mutezile mezhebi, gerek akla çok değer vermesi ve özellikle de Abbâsîler döneminde felsefe ile girdiği yakın ilişkiler dolayısıyla barındırdığı felsefi metot ve görüşleri nedeniyle fazlasıyla eleştirilmiştir. Özellikle de nass ile aklın çeliştiğini düşündükleri noktalarda sıklıkla nassı akla uygun gelecek biçimde yorumlamaları diğer mezheplerde büyük tepki uyandırmıştır. Modern zamanlardaki bazı araştırmacı ve İslam tarihçileri de Mutezile mezhebini akla verdiği önem ve yöntemleri bakımından, çeşitli konularda rasyonalist olarak tanımlar. Mutezile mezhebinin kendi içinde barındırdığı beş ana öğesi vardır, bu öğelerin ilki olan ve İslam dininin de ilk öğesi olan tevhidin bu beş ana öğenin temeli olduğunu öne sürerler. Bazı cemaat ve mezhepler bu düşünceye karşı çıkmıştır.

Mürcie, bir İslam dini itikad mezhebi.

<span class="mw-page-title-main">Hristiyanlıkta cehennem</span>

Cehennem sözcüğü İbranicedeki "Ge-Hinnom" sözcüğünden gelir. “Ge” sözcüğünün anlamı “Vadi”dir. "Hinnom" sözcüğü ise isimdir. Buna göre Ge-Hinnom sözcüğünün karşılığı, Ge-Ben-Hinnom'un kısaltılmış şeklidir. Hinnom Vadisi'nin bulunduğu yer coğrafi olarak Kudüs'ün güney ve güney batısıdır.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da cehennem</span>

Cehennem, çoğu dinde olduğu gibi İslam dininde de, ahiretteki azap yeridir. İnsanlar dünyadaki hareketlerine ve inançlarına göre cennete veya cehenneme giderler. İslam inancına göre, kâfirler, müşrikler ve münafıklar ölümden sonra, "derece derece olan cehennemde" sonsuza dek kalacak ve azap göreceklerdir. Belirtilen şudur ki, İslam inancına aykırı hareket etmiş Müslüman kimseler de günahları ölçüsünde cehennemde kalacak ve cezalandırılacaklardır. İslam dinindeki farklı itikat (inanç) mezheplerinin bu konuda farklı fikirleri ve çeşitli ayrışmaları olsa da, İslam'daki genel görüş budur.

<span class="mw-page-title-main">Cennet</span> Dini Mekan

Cennet, dinî kozmoloji veya transandental felsefede gök, yedi gök, uçmak, behişt gibi adlarla da anılan ilah, melek, cin, aziz, yeniden dirilmiş atalar gibi varlıkların yaşadığı, köken aldığı veya hüküm sürdüğüne inanılan yer. Bazı dinî inanışlara göre cennet yaratıkları yeryüzüne inebilir (reenkarnasyon) ve yerde yaşayanlar ölümlerinden sonra, bazı özel durumlarda yaşamakta oldukları hayat devam ederken cennete gidebilirler.

Araf, bazı din ve inançların ahiret kavramlarında yer alan, kötüler ve iyilerin sınıfına sokulamayan, inançlı günahkarların veya günah ve sevapları eşit olanların gideceği geçici arınma yeri, nihai ahiret mekanları arasında olduğuna inanılan yer, çoğunlukla dağ. Sözcük olarak, Arapça "kum tepesi" anlamındaki "urf"un çoğul halidir.

Mesih'te Kardeşler veya Kristadelfiyanlar, Üniteryen Hristiyanlık görüşünü benimseyen bir topluluktur. Restorasyoncu ve binyılcıdır. Hareket, İngiliz asıllı Amerikalı ilahiyatçı John Thomas'ın (1805-1871) tebliğ faaliyetleri ile 19. yüzyılda Birleşik Krallık ve Kuzey Amerika'da gelişmiştir. Amerikan İç Savaşı (1863) zamanında vicdani ve dinî inançlarına aykırı olduğunu ileri sürerek askerlik hizmetini ifa etmeyi reddeden kimse statüsünü alabilmek için bir gruba bağlılığın beyan edilmesi gerekmiştir. O dönem itibarıyla Christadelphian ismi kullanılmıştır. Bu isim John Thomas tarafından Grekçe Mesih (Kristos) ve kardeşler (adelfoi) kelimelerinin birleştirilmesiyle türetilmiş olup "Mesih inancında kardeşler" ya da "Mesih'te kardeşler" anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Parmenides</span> Antik Yunan filozofu

Parmanides, doğa filozoflarından sayılmakla birlikte, Antik Yunan felsefesinde rasyonalizm geleneğinin ilk filozoflarından biridir. Yalnızca düşünür olarak değil yasa koyucu ve devlet adamı olarak da rol oynadığı sanılmaktadır. Parmenides'e göre, evrende değişen hiçbir şey yoktur. Gerçeklik, yani Varlık, mutlak anlamda Bir'dir, kalıcıdır, süreklidir, yaratılmamıştır, yok edilemez; o ezeli ve ebedidir; onda hareket ve değişme yoktur. Heraklitos ile sürekli yaşadığı varlık ve evren hakkındaki tartışmalarıyla da ünlüdür.

<span class="mw-page-title-main">Mâlik</span>

Mâlik, Arapça bir kelime olup "Mülk" kökünden türemiştir ve "bir mülke sahip olan" anlamını taşır. İslam inancında Mâlik cehennemin yöneticisi olan meleğin ismidir. Kur'an'da bu anlamdaki tek kullanımında, günahkârlar Mâlik'e, Allah'ın kendilerini yok etmesini isteyerek seslenirler, ancak orada sürekli kalacakları cevabı ile karşılaşırlar.

<i>Gençlik Rehberi</i>

Gençlik Rehberi (Osmanlıca: گنچلك رهبرى, Said Nursî'nin eseri. Risale-i Nur koleksiyonunun müstakil kitaplarında geçen gençlik, iman ve ahiret konulu kitapçıklardan derlenmiştir.

Kıyamet günü, hesap günü ya da mahşer günü ; dünyanın sonunun geleceğine ve tüm insanların mahşerde toplanarak hesap vereceğine inanılan zaman. "Dünya merkezli evren" anlayışında dünyanın sonu, evrenin de sonu olarak algılanmıştır. Kıyametin zamanı ile ilgili çok sayıda inanç, öngörü ve kehanet bulunmaktadır. Zerdüştlük, Hristiyanlık ve İslam gibi dinlerde ölülerin dirilerek mahşerde toplanacağına, hayattayken yaptıkları iyilik ve kötülükler için hesap vereceklerine ve haklarında hüküm verileceğine, bunun sonucunda iyilerin cennete, kötülerin ise cezalarını çekmek üzere cehenneme gideceğine inanılır. Apokalypse terimi ile eş anlamlı olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Molek</span>

Molek, İsrail'in komşusu Ammonluların, Kenanlıların ve Fenikelilerin tanrısıdır. Bazı modern bilginler Molok'un Baal'in bir unvanı olduğunu öne sürdüler. Hristiyan kaynaklarına göre o bir ateş tanrısıydı.

<span class="mw-page-title-main">Miraçname</span>

Miraçname ya da Mîrâcnâme, Muhammed'in peygamberliğinin dokuzuncu senesinde meydana gelen miraçı anlatan manzumelerdir. Daha çok Türkler ve İranlılar tarafından kaleme alınmıştır ve mûsikî formu olarak işlenmesi Türklere aittir.

Hinnom Vadisi (İbranice: גֵּיא בֶן־הִנֹּם Hinnom Vadisi'nden ilk olarak İbrani Kutsal Kitabı'nda Yehuda ve Benyamin kabileleri arasındaki sınırın bir parçası olarak bahsedilir. Birinci Tapınak döneminin sonlarında, bazı Yahuda krallarının çocuklarını yakarak kurban ettiği Tofet'in yeriydi. Daha sonra, Yeremya tarafından lanetlendi. Sonraki Yahudi Apokaliptizmi haham literatüründe, Gehinnom, kötülerin gideceği yer olarak ilahi ceza ile ilişkilendirildi. Ölülerin meskeni olan daha tarafsız Şeol teriminden farklıdır. İncil'in Kral James Versiyonu, her ikisini de Anglo-Sakson cehennem kelimesiyle tercüme eder.

Siccîn İslami inanışa göre bir hapishane, cehennem'in dibinde, yerin altında veya göre farklı bir yoruma göre, Kuran 83:7'de sözü edilen lanetlenmişlerin veya kötülerin kaydının bir defteri. Siccîn, de kafirlerin ruhlarının kıyamete kadar kalacağı yer olarak kabul edilir. Yeryüzünün altında bir cehennem olduğu fikri, "yedi yerden" (65:12) bahseden Kuran'da, cehennemi yedi bölmeye bölünmüş bir yer altı çukuru olarak tarif ederken kök salmaktadır. Böylece pek çok Müslüman yazar cehennemi, en altta siccin bulunan yeryüzü katmanlarıyla örtüştürmüştür.