İçeriğe atla

Cehalet örtüsü

Cehalet örtüsü (İngilizceVeil of ignorance), John Rawls tarafından tanımlanan bir kavram. Büyük ilgi toplayan bu görüş, Rawls'un toplum ve etik felsefesine katkıları arasında önemli yer tutar. Yapay bir araç olan cehalet örtüsü, bireyler arasında adaletin sağlanması için kullanılan bir benzetmedir.

Bu görüşe göre; toplumsal bilincin farkında, birçok disipline hakim olan bireylerden oluşacak olan bir grup insan, bireylere hangi haklar verileceğine karar verecektir. Lakin söz konusu durumdan önce bu insanlar kendi kimliklerinden sıyrılacak, cehalet örtüsüne bürünecek ve hakların dağıtımı yapıldıktan sonra hangi sınıfa ait olacaklarını bilmeyeceklerdir. Ekonomik olarak hangi sınıfa düşeceklerini, cinsiyetlerinin ne olacağını, hangi ırk, hangi din vs. hiçbir şey bilmeyeceklerinden, tarafsız ve eşit davranmak zorundadırlar.

Rawls, ancak bu şekilde bir bakış açısıyla bakarsak tarafsız ve eşit olabileceğimizi, adaletin ancak bu şekilde düşünürsek sağlanabileceğini savunur.

Konuyla ilgili yayınlar

  • Kocaoğlu, Mehmet (2015). John Rawls: Adalet Teorisi ve Temel Kavramları (2. bas.). Ankara: İmaj Yayınevi. s. 47: "Bilgisizlik Peçesi". ISBN 978-605-5339-17-3. OCLC 949362529. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hukuk</span> genellikle devlet otoritesi tarafından desteklenen kurallar ve yönergeler sistemi

Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.

Liberalizm, bireysel özgürlük üzerine kurulan bir siyasi felsefe veya dünya görüşüdür. Bireysel özgürlük ve bireysel haklar düşüncesiyle yola çıkan liberalizm, daha sonraki yıllarda farklı türlere bölündü ve bireylerin eşitlik ilkesinin de önemini vurgulamaya başladı. Klasik liberalizm bireysel özgürlüklerin rolünü vurgularken, sosyal liberalizm özgürlüğe vurgu yaptığı kadar; bireylerin eşitlik hakkı ilkesinin önemine vurgu yapar ve özgürlük ile eşitlik arasında denge kurmayı amaçlar. Liberal görüşü savunanlar geniş bir görüş dizisi benimsemekle birlikte genellikle ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, sivil haklar ve sivil özgürlükler, seküler devlet, liberal demokrasi, ekonomik ve siyasi özgürlük, hukukun üstünlüğü, özel mülkiyet ve piyasa ekonomisi gibi fikirleri destekler.

<span class="mw-page-title-main">Robert Nozick</span> Amerikalı filozof (1938 – 2002)

Robert Nozick, Amerikalı filozof. Nozick Anarşi, Devlet ve Ütopya isimli kitabı ile bilinir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan hakları</span> İnsanlığın evrensel değerleri

İnsan hakları, tüm insanların sadece insan olmakla sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere denir. İnsan hakları; ırk, ulus, etnik köken, dış görünüş, din, dil,ense ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin tüm insanların yararlanabileceği haklardır. Bu hakları kullanmakta herkes eşittir. Diğer yandan insan hakları terimi bir ideali içerir. Bu terimi kullananlar, bu alanda olanı değil, olması gerekeni dile getirirler.

Ütopya; aslında olmayan, tasarlanmış ideal toplum.

<span class="mw-page-title-main">İnsan Hakları Evrensel Bildirisi</span> BM İnsan Hakları Komisyonunca 1948de kabul edilen bildiri

İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun Haziran 1948'de hazırladığı ve birkaç değişiklik yapıldıktan sonra 10 Aralık 1948'de, BM Genel Kurulunun Paris'te yapılan 183. oturumunda kabul edilen 30 maddelik bildiridir.

<span class="mw-page-title-main">Adalet</span> Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması

Adalet, en geniş bağlamda, hem adil olanın sağlanmasını hem de felsefi açıdan neyin adil olduğunun tartışmasını içerir. Adalet kavramı; etik, akılcılık, hukuk, din, eşitlik ve hakkaniyeti de içeren birçok alana, farklı görüşlere ve perspektiflere dayanmaktadır. Sıklıkla adaletin genel tartışması felsefe, dinbilim ve dindeki genel durumu ve hukuk bilimi ve hukukun uygulanması gibi prosedürel adalette bulunan iki farklı alana yoğunlaşır.

<span class="mw-page-title-main">Siyaset felsefesi</span> felsefe ve siyaset bilimi alt disiplini

Siyaset felsefesi, devlet, hükûmet, siyaset, özgürlük, mülkiyet, meşruiyet, haklar, hukuk gibi konular hakkındaki, bu kavramlar nedir, neden ihtiyaç vardır, bir hükûmeti ne meşru kılar, devlet hangi özgürlükleri ve hakları neden korumalıdır, hangi biçimde kurumsallaşmalıdır, kanun nedir, vatandaşın devlete karşı yükümlülükleri nelerdir, bir hükûmet yasal olarak neden ve nasıl görevden çekilmelidir gibi temel sorulara cevap arayan ve bu konuları felsefeden faydalanarak inceleyen sosyal bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hâkim (hukuk)</span> mahkemede duruşmalara bakan ve kararı açıklayan yetkili kişiye verilen isim

Hâkim veya yargıç, adaleti sağlamak üzere bağlı bulunduğu topluluğun hukuk kural ve prensiplerine dayanarak bağımsız ve tarafsız olarak karar veren kimsedir. Bazı hukuk sistemleri tek hâkimli, bazı sistemler ise hâkimler heyetinden oluşan yargılama biçimlerini benimsemiştir. Hâkimler ceza, hukuk, idare veya askeri mahkemelerde görev yapabilirler. Yaptıkları görevden ötürü toplum içerisinde saygınlık sahibi, alanında uzman ve güvenilir kişilerden seçilmeleri gerekir.

<span class="mw-page-title-main">John Rawls</span> Amerikalı filozof (1921 – 2002)

John Bordley Rawls, Amerikalı filozof. Temel eseri A Theory of Justice dır. Bu kitap 20.yüzyılın siyaset felsefesi alanında hazırlanmış en önemli kitap olarak görülmektedir. 1971'de yazdığı bu kitaptan sonra 1993'te Siyasal Liberalizmi yazmıştır. Bu kitap da bir anlamda onun adalet kuramı çalışmasının bir devamı niteliğindedir.

Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Devlet siyasal bir birliktir. Bunun için her şeyden önce devleti kuran bireyler arasında kültürel bir birlik lazımdır. Ancak kültürel birlik devletin yaşaması için yeterli değildir. Tarihte görülen birçok iç savaş, kültürel birliğin devlet kurulmasında yeterli olmadığını göstermektedir. Amerikan İç Savaşı'nın anayasal düzenin kurulmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyması ve savaş kültürü yerine hukuk devlet ilişkisinin kavranması açısından önemi büyüktür.

Sosyal adalet, toplumun bir üyesi olarak kabul edilen bireylerle toplum arasındaki sosyal ilişkilerin ortaklaşa iyinin gerçekleştirilmesi amacıyla düzenlenmesine verilen addır. Asgari ücret kavramını ilk kez kullanan John A. Ryan tarafından tanımlanmıştır. Sosyoloji, felsefe gibi çeşitli bilim dalları da sosyal adalet kavramını kendi dallarında yorumlamışlardır.

Doğal hukuk kuramı, doğal hukuk veya doğa hukuku içeriği doğal olarak var olan, doğal olarak ayarlanmış ve her şeyin üzerinde geçerliliğe sahip bir hukuk olarak tanımlanabilir. Doğal hukuk; insanın akılla erişebileceği, yazılı olmayan hukuk kuralıdır. Bu kuramı destekleyenler arasında Aristoteles ve Thomas Aquinas da yer alır ki, Aquinas'ın tavrı Katolik Kilisesi tarafından da kabul edilmektedir. Doğal hukuk kuramı, gerek etik gerekse hukuk felsefesi açısından büyük önem taşımaktadır ve farklı filozofları farklı yönlerde etkilemiştir.

Birincil mallar, Amerika Birleşik Devletleri'li filozof John Rawls tarafından 1971 yılında yazılmış A Theory of Justice adlı eserde tanımlanan kavramlar. Birincil mallar Rawls tarafından "Her rasyonel insan tarafından istenildiği düşünülen şeylerdir" şeklinde tanımlanmaktadır. Adalet Teorisi'nde tanımlandığı üzere, temel haklar, hürriyetler, bir toplumda bölüşümü olanaklı kılan gelir ve servet birincil malları oluşturur. Rawls'ın adalet dağılımı bu malların bireyler arasında dağılımı koşullarına biçimlenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Eşitlikçilik</span>

Eşitlikçilik veya egaliteryanizm bir ya da tüm canlı varlıklar için belirli kategorilerde eşitlik talebinde bulunan düşünce biçimidir.

Zarar ilkesi, bireylerin eylemlerinin sadece diğer bireylere zarar vermemek için sınırlanması gerektiğini öne sürer. John Stuart Mill, 1859 tarihli "Özgürlük Üzerine" adlı denemesinde ilkeyi şu şekilde açıklamıştır: "Medeni bir toplumun herhangi bir üyesi üzerinde, isteğine karşı doğru bir şekilde uygulanabilecek gücün tek amacı, başkalarına zarar verilmemesini sağlamaktır." Bu ilke, Fransa'nın 1789 tarihli İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nde de şu şekilde ifade edilmiştir: "Özgürlük, başkalarına zarar vermeyen her şeyi yapma özgürlüğünde yatar; bu nedenle her insanın doğal haklarının sınırları, diğer toplum üyelerine aynı hakları sağlayanlar dışında belirlenemez. Bu sınırlar yalnızca yasalarla belirlenebilir." Bu ilke, daha önce Thomas Jefferson'ın 1785 tarihli "Virginia Eyaleti Üzerine Notlar" adlı eserinde de ifade edilmiştir. Jefferson burada, "Hükümetin meşru güçleri, sadece başkalarına zarar veren eylemlere kadar uzanır" şeklinde yazmıştır.

Geoliberteryenizm, liberteryenizm ile georgizmi sentezleyen politik hareket ve ideolojidir.

<span class="mw-page-title-main">İnsan Hakları Günü</span>

İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin kabul edildiği gün olan 10 Aralık 1948'den bu yana her 10 Aralık'ta kutlanan gündür.

Sosyal dışlanma, toplumsal dışlanma ya da sosyal marjinalizasyon, toplum içinde karşılaşılan engeller ve toplumun dışına itilme durumlarını anlatan bir terimdir. Avrupa'da yaygın olan bu terim ilk olarak Fransa'da kullanılmıştır. Eğitim, sosyoloji, psikoloji, siyaset ve ekonomi gibi çeşitli disiplinlerde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Irak'ta LGBT hakları</span>

Irak'ta lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) bireyler yoğun oranda ayrımcılığa uğramaktadır. Açık eşcinsel erkeklerin Irak Silahlı Kuvvetleri'nde askerlik hizmetinde bulunmalarına izin verilmemektedir ve hem hemcins evlilikleri hem de medenî birliktelikler kanunen yasaktır. Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelinde yapılan ayrımcılığı yasaklayan hiçbir yasa yoktur ve LGBT bireyleri sürekli olarak vigilantist şiddete veya namus cinayetlerine maruz kalmaktadır.