
Lübnan, resmî adıyla Lübnan Cumhuriyeti, Batı Asya'da Doğu Akdeniz kıyısında bir Arap ve Orta Doğu ülkesidir. Kuzey ve doğuda Suriye, güneyde İsrail batıda Akdeniz ile çevrili olan ülkenin ayrıca Kıbrıs ile deniz sınırı bulunmaktadır. Lübnan, Akdeniz Havzası ile Arap Dünyası'nın kesişiminde yer alması nedeniyle zengin bir tarihe sahiptir ve kendine özgü bir kültürel kimlik geliştirmiştir. Tarihteki Fenike uygarlığının vatanı Lübnan ve kıyılarıdır. Ülke pek çok dine ev sahipliği yapmaktadır. Yüz ölçümü 10.452 km² olan Lübnan en küçük ülkelerden biridir. Nüfusu yaklaşık 6 milyon, başkenti Beyrut, ulusal ve resmî dili Arapçadır. Fasih Arapça'nın yanı sıra günlük hayatta konuşma dili olarak Lübnan Arapçası kullanılmaktadır. Ayrıca Fransızca da resmî olarak tanınır.

Lübnan İç Savaşı, 1975'ten 1990 yılına kadar Lübnan'da yaklaşık olarak 150.000 - 230.000 insanın ölümüne neden olmuştur. Yaklaşık 350.000 kişi yaralanmış bir milyondan fazla insan da ülkesini terk etmiştir. Soğuk Savaş dönemi Lübnan'ı ciddi şekilde etkiledi ve 1958'deki siyasi kriz ancak ABD'nin Beyrut'a çıkarma yapmasıyla sona ermişti. İsrail'in kurulması ve yüzbinlerce Filistinli mültecinin Lübnan'a yerleşmesi dini çatışmaları arttırdı. Silahlı FKÖ gerillalarının ülkeye girişi ciddi siyasi sorunlara sebep oldu. FKÖ'nün gelişi, Filistinli mültecilerin silahlanması farklı gruplar arasındaki sürtüşmeyi hızlandırdı. 1976'da çoğunluğu Müslüman Lübnan Cephesi ve Ulusal Komite arasında çatışmalar başladıktan kısa süre sonra Arap Ligi ve Suriye arabuluculuğa girişti, Filistinli-Lübnanlı çatışması daha çok Güney Lübnan'da yoğunlaştı. FKÖ burayı 1969 yılından beri kontrol ediyordu. Kahire Antlaşması imzalanarak bu bölgeden çekildi. İsrail, Güney Lübnan'ı işgal etti ve Suriye önce Hristiyanlar lehine iç savaşa dahil oldu ve sorun uluslararası bir boyut kazandı. Suriye ve İsrail anlaşmazlığı Lübnan üzerinden devam etti. 1980'lerde taraflar harabeye dönen Beyrut'un onarılması için çaba gösterdi.
1914-1918 Osmanlı Meclis-i Mebusanı, Bâb-ı Âli Baskını sonrası 1914'te tek parti düzeninde seçime gidildi ve V. Meclis-i Mebûsan 87 sandalyenin tamamını İttihat ve Terakki kazandı. Bu Meclis I. Dünya Savaşı boyunca görev yaptı.

Alevi Devleti veya Nusayri Devleti, 1922'ye kadar Alevi Bölgesi olarak adlandırıldı, başlangıcından 1922'de Suriye Federasyonu'na entegrasyonuna kadar yerel olarak baskın olan Arap Alevilerinden oluşan, I. Dünya Savaşı'ndan sonra günümüz Suriye'sinin kıyısında bir Fransız manda bölgesiydi. Milletler Cemiyeti Fransız Mandası 1920'den 1946'ya kadar sürdü.

Fransız Suriye ve Lübnan Mandası (1923-1946), Birinci Dünya Savaşı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun bölünmesi sonrasında Suriye ve Lübnan'la ilgili olarak kurulan bir Milletler Cemiyeti mandası. Manda sisteminin sömürgecilikten farklı olması gerekiyordu, yöneten ülke, sakinleri kendi kendini yönetmeye uygun kabul edilene kadar mütevelli olarak hareket etmeyi amaçladı. Bu noktada, görev süresi sona erecek ve bağımsız bir devlet doğacaktı.

Yusuf Franko Paşa (1855-1933) Osmanlı devlet adamı ve karikatürcü. 1907'den 1912 yılına kadar Cebel-i Lübnan Sancağı mutasarrıfıdır. Suriye, Halep'ten Melkani Rum Katolik'tir. Nasri Franco Paşa'nın oğludur.

Şam Devleti veya Şam Bölgesi,, San Remo Konferansı'ndan sonra, 3 Eylül 1920'de, Fransız general Henri Gouraud tarafından, Kral Faysal'ın kısa süreli monarşisi olan Suriye Arap Krallığı'na son veren, Fransız Suriye ve Lübnan Mandası'nda, mandaya bağlı şekilde kurulan 6 otonom devletten (bölgeden) birisidir.

Cebel el-Dürzi, 1921'den 1936'ya kadar Fransız Suriye ve Lübnan Mandası'nda, Fransız gözetimi altındaki yerel Dürzi nüfusu için bir hükûmet olarak işlev görmek üzere tasarlanmış özerk bir devletti.

Suriye Devleti, Halep Devleti ile Şam Devleti'ni birleştiren 5 Aralık 1924 tarihli kararname - 1 Ocak 1925 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere - ile oluşturulan bir Fransız Manda devletiydi. Halep Devleti, Şam Devleti ve Nusayri Devleti için merkezi bir meclis sağlayarak oluşturulan Suriye Federasyonu'nun (1922-1924) halefiydi. Nusayri Devleti, Suriye Devleti'ne katılmadı.

Lübnan Dağı'nın Büyük Kıtlığı (1915–1918), I. Dünya Savaşı sırasında ortaya çıkan, yaklaşık 200.000 ölümle sonuçlanan kitlesel açlık olayıdır.

Birinci Suriye Cumhuriyeti, resmi adıyla Suriye Cumhuriyeti, Suriye Devleti'nin ardından, Fransız Suriye ve Lübnan Mandası'nın bir parçası olarak 1930'da kuruldu. 1936'da Suriye'ye bağımsızlık vermek ve resmi Fransız yönetimini sona erdirmek için bir bağımsızlık antlaşması yapıldı, ancak Fransız parlamentosu anlaşmayı reddetti. 1940'tan 1941'e kadar Suriye Cumhuriyeti, Vichy Fransa'nın kontrolü altındaydı ve 1941'deki Müttefik işgalinden sonra yavaş yavaş bağımsızlık yolunda ilerledi. Bağımsızlık ilanı 1944'te gerçekleşti, Ekim 1945'te Suriye Cumhuriyeti, Birleşmiş Milletler tarafından de jure olarak tanındı; 17 Nisan 1946'da Fransız birliklerinin çekilmesiyle de facto egemen bir devlet haline geldi. 5 Eylül 1950'de yeni bir anayasanın kabul edilmesiyle İkinci Suriye Cumhuriyeti birincisinin yerini aldı.

Lazkiye Sancağı ya da Lazikiyye Sancağı, Beyrut Vilayeti'nin en kuzeyinde yer alan bir Osmanlı sancağıydı. Sınırları doğuda Suriye Vilayeti içinde yer alan Hama Sancağı, batıda Akdeniz, kuzeyde Halep Vilayeti ve güneyde Trablus Sancağı arasında uzanmaktaydı. Sancağın başkenti Lazkiye şehriydi. 1914 yılında nüfusu 144.447 kişiydi. Sancak; Lazikiyye, Cebele, Markab ve Sahyûn olmak üzere toplam dört kazadan oluşuyordu.

Büyük Lübnan Devleti 1 Eylül 1920'de ilan edilen, Mayıs 1926'da adını Lübnan Cumhuriyeti yapan ve modern Lübnan'ın önceli olan bir devletti.

Suriye'nin modern tarihi, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlıların Suriye üzerindeki kontrolünün Fransız kuvvetleri tarafından sona erdirilmesi İşgal Edilmiş Düşman Toprakları Yönetimi'nin kurulmasıyla başlar. Kısa ömürlü Suriye Arap Krallığı 1920'de ortaya çıktı, ancak kısa bir süre sonra Fransız Mandası halini aldı. Manda, kısa ömürlü özerk Halep Devleti, Şam Devleti, Nusayri Devleti ve Cebel el-Dürzi Devleti'ni kurdu. Özerklikler 1930'da Mandatör Suriye Cumhuriyeti'ne dönüştürüldü. Suriye Cumhuriyeti, Nisan 1946'da bağımsızlığını kazandı. Cumhuriyet, Arap-İsrail Savaşı'na katıldı ve 1950'ler ve 1960'lar boyunca siyasi istikrarsızlık durumunda kaldı.

Sultan el-Atraş,, yaygın olarak bilinen adıyla Sultan Paşa el-Atraş, önde gelen bir Suriye milliyetçisi Arap Dürzi lider ve Suriye Devrimi'nin (1925-27) başkomutanıydı. Fransızlara karşı savaştı. Suriye ve Dürzi tarihinin en etkili isimlerinden biri olarak Cebel el-Dürzi'nin ve genel olarak Suriye'nin kaderinin belirlenmesinde önemli bir rol oynadı.

Ohannes Kuyumcuyan bilinen adıyla Ohannes Paşa, yüksek rütbeli Osmanlı Ermenisi siyasetçi, bürokrat ve diplomat. Osmanlı Hariciye Nazırlığında müsteşarlık ve Şûrâ-yı Devlet'te üye olarak görev yaptı. 1912'den 1915'te istifa edene kadar Osmanlı İmparatorluğuna bağlı Cebel-i Lübnan Sancağı'nın mutasarrıf'lığında bulunan Ohannes Paşa, sancağın son Hristiyan mülki amiridir.

Ladislas Czaykowski, Polonyalı bir kont ve Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Polonya göçmeni Michał Czajkowski'nin oğlu olan Muzaffer Paşa, 1902 ile 1907 yılları arasında 1860'taki sivil kargaşa ve uluslararası müdahaleden sonra uluslararası anlaşmayla Osmanlı uyruklu bir Katolik için ayrılmış bir makam olan Cebel-i Lübnan Sancağı mutasarrıflığı yapmıştır.

Garabet Artin Paşa Davoudian, bir Osmanlı diplomatı ve 1861'den 1868'e kadar Cebel-i Lübnan Sancağı'nın ilk mutasarrıfıdır.

Lübnan Dağı ve Şam 1860 iç çatışması,, 1860-1861'de Osmanlı yönetimi sırasında esas olarak Lübnan Dağı'nda yerel Dürziler ve Hristiyanlar arasında gerçekleşen sivil çatışmadır.

Büyük Suriye İsyanı, 1925 İsyanı veya Büyük Suriye Devrimi, 1925 ile 1927 yılları arasında Suriye Devleti ve Büyük Lübnan genelinde yaşanan genel bir ayaklanmadır. Önde gelen isyancı güçler, Sünni, Dürzi, Alevi ve Hristiyan grupların katıldığı güney Suriye'deki Cebel el-Dürzi Devleti savaşçılarından oluşuyordu. Ortak amaç, I. Dünya Savaşı'nın ardından Türk yönetiminden Fransız yönetimine geçen yeni manda bölgelerindeki Fransız egemenliğine son vermekti.