Tımar, en genel kapsamında devlete sağlanan tanımlanmış bir hizmet karşılığında ücret olarak toprak tahsis edilmesidir. Farsça bir kökten gelir, bu dildeki anlamı acı, ızdırap, sadakat ve bakımdır. Pek çok tarihçi bir kurum olarak Orta Çağ İslam toplumlarında, ikta adı altında uygulandığı görüşündedir. Ancak Jak Yakar, Hitit İmparatorluğu toprak düzeninde hizmet karşılığı toprak tahsisinden bahsetmektedir.

Feodalizm ya da derebeylik, başta Ortaçağ Avrupası olmak üzere tarihin birçok evresinde rastlanan toplumsal, siyasal ve ekonomik bir örgütleniş biçimidir. Feodalizm kelimesi, Latince feodum (tımar) ile taşınabilir değerli mal anlamına gelen Latin kökenli bir kelimeden türetilmiştir.
Celâlî isyanları, 16. ve 17. yüzyıllarda, Osmanlı yönetimindeki Anadolu'da Yavuz Sultan Selim döneminde başlayan ve Sultan I.Ahmet dönemine kadar devam eden zaman zarfında devlete karşı ekonomik, sosyal, askerî ve siyasi nedenlerle çıkarılan ayaklanmalara verilen addır.

Anadolu Beylikleri, Anadolu Türkmenlerinin 1071'deki Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu’da kurdukları devletlerdir. Savaşın hemen ardından, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kurulan devletlere Birinci Dönem Anadolu Beylikleri denir. Anadolu'nun batı ucunda İznik'i başkent edinen, sonradan da Haçlı Seferleri nedeniyle başkentini Konya'ya taşıyarak Orta Anadolu merkezli olarak devam eden Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflaması ve yıkılmasından sonra kurulan devletler ise İkinci Dönem Anadolu Beylikleri olarak ifade edilir.

Anadolu Eyaleti veya Anadolu Beylerbeyliği, 1393 yılında kurulan Osmanlı Devleti eyaleti. 16. yüzyılda nüfusu 5.455.000 olup bunun 5.410.000'i Müslüman, 45.000'i gayrimüslimdir ve yüzölçümü 223.114 km² kadardır.

Devşirme, Osmanlı Devleti'nin fethettiği topraklardan -özellikle Balkanlar- Hristiyan genç ve yetenekli çocukların toplanması, sıkı bir eğitimden geçirilerek üstün bir asker veya bürokrat oluşturulması sistemidir. Sistem Balkanlarda 'kan vergisi' olarak adlandırılmış, Balkan devletlerinin tarih kitaplarında 'Osmanlı Köleliği' tabiri kullanılmıştır. İlk olarak 1438'de yazılı kayıtlarda bahsedilmiştir, ancak muhtemelen daha önce başlamıştır. Sultana sadık bir asker ve memur grubu yaratmıştır. Sistem, 1400'lerden 1600'lere kadar tüm sadrazamları yetiştirmiştir. Bu sistem ile yetiştirilip bürokrat olan devşirmeler arasında Rum Mehmed Paşa, Veli Mahmud Paşa, Yunus Paşa, Rüstem Paşa, Sokollu Mehmed Paşa, Kuyucu Murat Paşa ve Pargalı İbrahim Paşa gibi kişiler vardır. Osmanlı imparatorluğunun eyalet valilerinin ve askeri komutanlarının çoğunu da yetiştirmiştir. Devşirmeler bazen ailelerine yardım etmek için pozisyonlarını kullanmışlardır. Balkanların imarında devşirmelerin de etkileri olmuştur.
İltizam, Osmanlı devlet gelirlerinin bir bölümünün belli bir bedel karşılığında devlet tarafından kişilere devredilerek toplanması yöntemi.

Acemi Ocağı ya da Acemi Oğlanlar Ocağı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Enderûn için öğrencileri ve başta piyade kısmı olmak üzere Kapıkulu'nun ihtiyaç duyduğu askerleri yetiştirmek için kurulan ocaktır.

Şövalye Orta Çağ Avrupa'sında seçkin ve profesyonel bir süvari sınıfı. Şövalyelik günümüzde, bazı ülkelerde önemli bir hizmet nedeniyle verilen bir unvana dönüşmüştür ve geleneksel olarak devam ettirilmektedir. Avrupa dillerinin çoğunda şövalye için kullanılan chevalier, caballero, cavaliere ve Ritter gibi sözcüklerse genel olarak atlar ve binicilik ile ilişkilidir.

Klasik Osmanlı Ordusu, Osmanlı ordusunun 1451'de II. Mehmed'in yapılandırmasından başlayıp 1826 Vaka-i Hayriye biten kısmına verilen isimdir. Dönemin ordusu, 1606 sonrasında yenilmeye başlamış ve 17. ve 18. yy itibarıyla geçirdiği reformlar ardından 1826 yılında lağvedilmiştir. Bu dönemde birçok ocaklardan birisi olan Yeniçeri ocağı olarak adlandırılan ve devşirmelerden kurulan ocağın ordu ve siyasette büyük yeri ve etkisi vardır.

Osmanlı Devleti Gerileme Dönemi, Osmanlı tarihinde Karlofça Antlaşması'ndan (1699) başlayarak, Yaş Antlaşmasına kadar (1792) geçen süreye denir.

Sipahi, Osmanlı ordusunun ağır süvari sınıfı askeri. Tımar sahibi olan tımarlı sipahiler ve Kapıkulu Ocağı'na bağlı kapıkulu sipahileri olmak üzere ikiye ayrılır. "

İsveç İmparatorluğu, 17. yüzyılda ve 18. yüzyılın başlarında Baltıklar ile İskandinavya bölgesinde hüküm sürmüş bölgesel bir güçtür. 1711' de Büyük Kuzey Savaşı'nda topraklarını kaybetmesiyle son bulmuştur
İkta, özel mülkiyette olmayıp hükümdarın mülkü olan topraklara ait vergilerin veya daha genel anlamda gelirlerin, asker veya sivil erkâna, devlete hizmetlerinin karşılığı olarak, yani maaşlarına karşılık verilmesi olarak tanımlanır. Erken İslam hukukçuları açısından, eqṭāʿ, qaṭāye olarak bilinen hibelerin bir gelişmiş biçimidir.
Kapıkulu, Osmanlı Devleti'nin sürekli ordusunu oluşturan ve doğrudan padişaha bağlı olan yaya, atlı ve teknik sınıftan asker ocaklarına ve bu sisteme verilen addır. Kapıkulu ocaklarının kurulmasından önceki dönemde Osmanlı Devleti'nin askerî gücünü yayalar ve müsellemler oluşturuyordu.

Varat Eyaleti veya Varat Beylerbeyliği, 1661 yılında IV. Mehmed zamanında kurulan Osmanlı İmparatorluğu eyaleti.

Osmanlı toplumu, Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde yaşamış halkların bütününü ifade eder. Toplum, Müslüman ve Müslüman olmayan (gayrimüslim) milletlerden oluşuyordu. Gayrimüslimler, "cizye" vergisi ödemek dışında toplumdan bir ayrıma tâbi değildi. Müslüman toplumun yaşantısı şeriat ile şekillenirken, farklı milletlerin din ve örflerine göre mahalli yaşam tarzlarını koruma imkânı da vardı. Toplumu "yönetenler" ve "yönetilenler" olarak, art zamanlı şekilde, iki sınıfa ayırmak mümkündür. Sınıflar arası geçiş yasak değildir, ancak sınırlı tutulmuştur.

1432-1436 Arnavutluk İsyanı, 1432-1436 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı Arnavutlar tarafından gerçekleştirilen bir isyandır.

Pronoia geç dönem Doğu Roma İmparatorluğu'ndaki birey ve kurumlara devlet gelirleri tahsis edilmesini sağlayan bir sistemdi. 11. yüzyıldan başlayarak 15. yüzyılda imparatorluk feth edilene kadar devam eden sistem, aynı dönemdeki Avrupa feodalizminden farklıydı.
Âyanlık, uzun bir süre informel olarak 18. Asır ve Tanzimat dönemine kadar Osmanlı’da etkili bir müessese idi. Bu kişiler taşranın kodamanları, eski idareciler veyahut bir şekilde sivrilmiş sözü geçip saygı gören insanlardı. Âyanlar bir süre sonra sisteme eklemlendiler. İçlerinden en öne çıkanları eski idarecilerdi.