İçeriğe atla

Carolyn Merchant

Carolyn Merchant
Carolyn Merchant 2017 IMG 8486
Doğum12 Temmuz 1936 (88 yaşında)
Rochester, New York
MilliyetAmerikalı
VatandaşlıkABD
EğitimBilim tarihinde M.A. ve Ph.D.
Mezun olduğu okul(lar)University of Wisconsin–Madison
MeslekEkofeminist filozof, bilim tarihçisi, Kaliforniya Üniversitesi (Berkeley)'de Çevre Tarihi, Felsefe ve Etik Emerita Profesörü
Tanınma nedeniThe Death of Nature adlı kitabın yazarı

Carolyn Merchant (d. 1936) Amerikalı ekofeminist filozof ve bilim tarihçisi. Bilim tarihinde Aydınlanma hareketinin yeri ve bu hareket sonucu doğa algısındaki değişiklik konulu fikirleri özellikle ilgi çekmiştir.

Merchant'a göre Aydınlanma öncesinde, doğa zaman zaman vahşileşse de, her şeyin cömert anası olarak algılanmaktaydı. Bununla birlikte zaman içinde bu metafor yerini Bilimsel Devrim'in modeline bıraktı; doğanın tüm sırlarını ifşa etmek için Bilimsel Devrim doğayı parçalayıp inceledi. Bununla birlikte doğanın sırları ortaya döküldükçe, artık daha kontrol edilebilir bir konuma erişmiştir. Nitekim Merchant'a göre zaman içinde bilimin insan zihninin doğal dünyaya dair her şeyi bilebileceği kanaatinin daha da güçlenmesiyle birlikte insanlar Dünya'yı besleyici yaşam taşıyıcısı, yaşam getiricisi olarak görmeyi bıraktılar ve yavaşça onu sadece harcanılacak, tüketilecek bir diğer kaynak olarak görmeye başladılar.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Antropoloji ya da insan bilimi, geçmiş ve günümüz topluluklarında yaşayan insanların çeşitli yönlerini inceleyen bilim dalı. İnsanın kültürel ve fiziki yapısını araştıran antropoloji, insanlık tarihinin en eski dönemlerinin aydınlatılmasına yardımcı olur. Bu bilim, insanı kültürel, toplumsal ve biyolojik çeşitliliği içinde anlamaya; insanlığın başlangıcından beri toplulukların çeşitli koşullara nasıl uyarlandığını, bu uyarlanma biçimlerinin nasıl gelişip değiştiğini, çeşitli küresel olayların nasıl dönüştüğünü görmeye ve göstermeye çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Bilim</span> bilgiyi inşa eden ve organize eden sistematik sistem ve bu sistem tarafından üretilen bilgi kümesi

Bilim veya ilim, nedensellik, merak ve amaç besleyen, olguları ve iddiaları deney, gözlem ve düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen entelektüel ve uygulamalı disiplinler bütünüdür. Kimi kullanımlarda bu tanımın "ilim" için geçerli olmadığının altını çizmek gerekir. Çünkü bilim somut, evrensel olayları kendine konu edinmişken ilim doğaötesi olaylarla da ilgilenebilir fakat somut kanıt sunmaz. Bilimi sınıflandıran bilim felsefecileri bilimi formal bilimler, sosyal bilimler ve doğa bilimleri olmak üzere üçe ayırır. Bilimin diğer tüm dallardan en ayırt edici özelliği, savunmalarını somut kanıtlarla sunmasıdır. Bu sayede bilim, bilinmeyen olguları açıklamamıza ve evreni idrak etmemize güçlü destek olur.

<span class="mw-page-title-main">Komünizm</span> Bütün malların ortaklaşa kullanıldığı ve özel mülkiyetin olmadığı toplum sistemini hedefleyen ideoloji

Komünizm ; üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir. Sadece üretim araçlarının ortak kullanımına dayanan sosyalizm ile tam olarak aynı anlama gelmemesine rağmen hatalı bir biçimde eş anlamlı olarak da kullanılabilmektedir. 20. yüzyılın başından beri dünya siyasetindeki büyük güçlerden biri olarak modern komünizm, genellikle Karl Marx'ın ve Friedrich Engels’in kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu ile birlikte anılır. Buna göre özel mülkiyete dayalı kapitalist toplumun yerine meta üretiminin son bulduğu komünist toplum gerçektir. Komünizmin temelinde yatan sebep, sınıfsız, ortak mülkiyete dayalı bir toplumun kurulması isteğidir. Sınıfsız toplumlarda en genel anlamıyla tüm bireylerin eşit olması fikri karşıt görüşlüler tarafından "ütopya" olarak görülür ve zorla yaşanmaya çalışılırsa kaosa yol açacağı iddia edilir. Paris Komünü, komünist sistem yaşayabilmiş ilk topluluktur. Bunun dışında Mahnovist hareket öncülüğünde Ukrayna ve İspanya iç savaşı sırasında yaklaşık dört yıl süren anarko-komünist hareketle şekillenen toprakların kolektifleştirilmesi esasına dayalı olarak komünist topluluklar da kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Deneycilik</span> bilginin sadece veya öncelikle duyusal deneyimden geldiğini belirten teori

Deneycilik, empirizm veya ampirizm, bilginin duyumlar sayesinde ve deneyimle kazanılabileceğini öne süren görüştür. Deneyci görüşe göre insan zihninde doğuştan bir bilgi yoktur. İnsan zihni, bu nedenle boş bir levha gibidir.

<span class="mw-page-title-main">Johann Wolfgang von Goethe</span> 18. ve 19. yüzyılda yaşamış Alman yazar, siyasetçi, ressam ve doğabilimci

Johann Wolfgang Von Goethe, Alman hezarfen; edebiyatçı, siyasetçi, ressam ve doğabilimcidir. 1776 yılından itibaren, Weimar dukalığının bakanı olarak çeşitli idari ve siyasi görevlerde bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Romantizm</span> sanat akımı

Romantizm veya Coşumculuk, 1800 ve 1850 yılları arasında Avrupa'da edebiyatı, müziği, felsefeyi ve sanatı etkileyen entelektüel bir akımdı. Bir ölçüde Sanayi Devrimi'ne, Aydınlanma Çağı'na aristokratik sosyal ve siyasi düzenine, doğanın bilimsel rasyonalizasyonuna ve klasisizme tepki olarak doğan, doğaya ve duygulara verdiği önemle bilinen bir akımdır. Ortaya çıkışında ise 1789 Fransız İhtilali sonrasındaki toplumsal, siyasal ve düşünsel yapının etkileri vardır.

Ekofeminizm, kadın hareketiyle çevre hareketinin eşitlik ve sömürü tartışmaları etrafında kesişimini içeren bir düşünce ve eylemlerdir. 1968 sonrası gelişen yeni toplumsal hareketlerin iki önemli örneği olan bu ekoller, sonraki süreçte çeşitli eksenlerde birbirine yakınlaşmıştır. Teori ve pratik açısından birlikte ilerleyen bu hareket, çevre ve kadın hayatında erkek egemen düzenin yarattığı normallere karşı köklü değişiklikler yaratmak için çabalamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yeşil anarşizm</span> sanayi devriminden dolayı tarımın önemsizleştiği toplumda tarımı önemli kılan anarşist sistem.

Yeşil Anarşizm, özellikle doğa ile insan arasındaki ilişki üzerine odaklanan anarşist ekol. Bu hareketin temel sorunu, endüstri öncesi toplumu, hatta bazen tarım öncesi toplumu yeniden canlandırmaktır. İnsanları doğal yaşama yabancılaştıran teknoloji ve ilerleme düşüncesiyle ifade edilen endüstri toplumu, bu ekolün eleştirilerinde önemli yer tutar. Felsefesinde Ludditelerin politik eylemlerinin ve Jean-Jacques Rousseau’nun yazılarının etkileri görülür. Fakat bunlardan daha fazla, primitivizm ortaya çıktığında, Frankfurt Okulu’nun Marksistleri Theodor W. Adorno ve Herbert Marcuse’ün düşünceleri ile Marshall Sahlins, Richard Lee, Lewis Mumford Jean Baudrillard ve Gary Snyder gibi antropologların düşünceleri ekolün şekillenmesinde önemli yer tutmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Diyalektik materyalizm</span> Karl Marx ve Friedrich Engelsin eserlerinden türetilen felsefi görüş

Diyalektik Materyalizm, materyalizmin Karl Marx tarafından yorumlanmış biçimi, Marksist felsefenin adlandırılma biçimi ya da Marksizmin felsefi öğretisidir.

Sovyetler Birliği’nde felsefe, resmi olarak Marksist-Leninist düşünce odaklıydı, bu kuramsal olarak nihai felsefi doğru ve nesnellik temeliydi. 1920’ler ve 1930’lar boyunca, Rus düşüncesinin diğer eğilimleri baskılandı. Stalin 1931’de diyalektik materyalizm’i Marksizm Leninizm ile özdeşleştiren bir karar çıkartarak, bütün komünist devletlerde ve Comintern aracılığıyla çoğu Komünist partide geçerli olacak resmi felsefe haline getirdi.. Bolşevik yönetimin başlangıcından itibaren Sovyet felsefesinin resmi amacı, Komünist düşüncelerin kuramsal olarak anlatılmasıydı. Bununla birlikte, 1917 Ekim Devrimi nden sonra, hem felsefi hem siyasi mücadeleler damgasını vurmuş ve artık eskisi gibi dogmatik olunmayıp daha ilerici ve olumlu konular tartışılır hale getirmiştir. Evald Vasilevich Ilyenkov 1960’ların önde gelen filozoflarından biriydi, Leninist Diyalektik ve Positivizmin Metafizikliği (1979) kitabında, 1920’lerin “mekanikçiler ile “diyalektikçiler” tartışmasını yeniden açtı. 1960’lar ve 1970’lerde analitik felsefe ve mantık deneyciliği dahil Batı felsefeleri Sovyet düşüncesi üzerinde iz bırakmaya başladılar. Keza bu durum da SSCB'nin Stalin sonrası yönetiminde komünist idealini ne derece yeteneksiz kullandığının ve emperyalist ülkelerinin felsefelerine gittikçe kayan bir ivme kazandığının göstergesidir.

<span class="mw-page-title-main">Aydınlanma Çağı</span> aydınlanma felsefesinin oluştuğu çağ

Aydınlanma Çağı olarak adlandırılan tarihsel dönem, aydınlanma felsefesinin 18. yüzyılda doğup benimsenmeye başladığı dönemdir. Batı toplumunda 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen, akılcı düşünceyi eski, geleneksel, değişmez kabul edilen varsayımlardan, önyargılardan ve ideolojilerden özgürleştirmeyi ve yeni bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşünsel gelişimi kapsayan dönemi tanımlar. Aynı zamanda Arapça eserlerin Latinceye çevirilmesi, Aydınlanma Çağı'na zemin hazırlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Bilim felsefesi</span>

Bilim felsefesi, epistemoloji, ontoloji, etik ve estetik gibi felsefenin temel alt bölümlerinden birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Fiziki coğrafya</span> coğrafyanın iki önemli alt alanından biri

Fiziki coğrafya coğrafyanın büyük alanlarından biridir. Fiziki coğrafya; insan coğrafyasının alanı olan kültürel çevre aksine, atmosfer, hidrosfer, biyosfer ve jeosfer gibi doğal çevrelerin süreç ve değişimlerini inceleyen doğa bilimi dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">17. yüzyıl felsefesi</span>

17. yüzyıl felsefesi, Rönesans'ın etkisiyle ortaya çıkan gelişmelere dayanarak, Yeni Çağ düşüncesinin temellerini atmak üzere ortaya çıkan felsefe eğilimidir. Rönesansın ortaya koyduğu düşünsel gelişmeleri ve belirsiz kavram içeriklerini kullanan 17. yüzyıl düşünürleri, felsefi formüllerini tam bir sağlamlık ve kesinlik içinde ortaya koyma arayışı içinde olmuşlar ve ortaya koydukları çalışmalarla sistematik felsefeyi yeni bir derinlikle temellendirmişlerdir. Aydınlanma çağı düşüncesinin ilkeleri ve temel kavramları büyük ölçüde 17. yüzyıl felsefesinde hazırlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Doğa bilimleri</span> doğal dünyayı inceleyen bilim dalları

Doğa bilimleri, gözlem ve deneylerden elde edilen ampirik kanıtlara dayalı olarak doğal olayların tanımlanması, anlaşılması ve tahmin edilmesiyle ilgilenen bilim dallarından biridir. Akran değerlendirmesi ve bulguların tekrarlanabilirliği gibi mekanizmalar, bilimsel ilerlemelerin geçerliliğini sağlamaya çalışmak için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Doğa felsefesi</span> doğa ve fiziksel evrenin modern bilimin gelişmesinden önce baskın olan eski felsefi çalışması

Doğa felsefesi fiziğin, yani doğanın ve fiziksel evrenin felsefi çalışmasıdır. Modern bilimin gelişmesinden önce baskın bir alandı.

<span class="mw-page-title-main">Bilim insanı</span> bilimsel çalışmalarla uğraşan kimse

Bilim insanı, bilimci veya bilimadamı-bilimkadını, evrene ilişkin olgulara ve değişkenlere yönelik bilimsel veri elde etme yöntemlerini kullanarak sistematik bir şekilde bilgi elde etmeye çalışan kişidir. Daha sınırlı anlamda ise bilimsel yöntem kullanan bir bireydir. Kişi bilimin bir veya birden fazla alanında uzman olabilir. Bilim insanları; fiziksel, matematiksel ve sosyal alanlar da dâhil olmak üzere bilimin tüm alanlarında araştırmalar yaparlar. Onlar olaylar hakkında soru soran ve bu soruları sistematik olarak cevaplama yoluna giden insanlardır. Doğaları gereği meraklı ve iyi organize insanlardır. Diğer insanların aksine, bilim insanları bir şeyleri gözlemleme yeteneğine ve gözlemlediklerinde bir şeyler görebilme yetisine sahip olurlar.

<span class="mw-page-title-main">Bilim tarihi</span> bilimin ve bilimsel bilginin tarihsel gelişiminin incelenmesi

Bilim tarihi, hem doğa hem de toplumsal bilimler dahil olmak üzere bilimsel bilgi ve bilimin gelişiminin incelenmesidir. 18. yüzyıl ile 20. yüzyıl arası dönemde, öteden beri yanlış bilindiği düşünülen olguların bilimsel gerçeklerle değiştirilmesi yolunu izlemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Bilimde Romantizm</span>

Romantik dönemin Avrupalı bilim insanları, Aydınlanma'nın mekanistil doğa felsefesine karşı olarak, doğayı anlamanın kendini anlamak anlamına da geldiğini ve doğa bilgisinin "zorla elde edilmemesi" gerektiğini söylediler. Aydınlanmacılığın, bilimlerin suistimal edilmesini teşvik ettiğini düşündüler ve bu yüzden bilimsel bilgi elde etmenin başka bir yolunu, sadece insanlığa değil de doğaya da yarar sağlayan bir yolunu aradılar.

Bilimsel komünizm, Marksizm-Leninizm 'in üç ana unsurundan biridir. "proleter sınıfın "(sosyalist sınıfın başka bir deyişle, işçi sınıfı mücadelesi ve sosyalist devrim, "sosyalizm ve komünizmin inşasının arkasındaki yasalar ve bir bütün olarak dünya devrimci süreci hakkında bilimdir. Daha geniş anlamda, bilimsel komünizm, Marksizm-Leninizmden bir bütün olarak söz edebilir; "işçi sınıfının mücadelesine dahil olan radikal çıkarların ve hedeflerin bilimsel ifadesi."