İçeriğe atla

Carol Hanisch

Carol Hanisch
Doğum1942 (81-82 yaşında)
Iowa ABD
MilliyetABDli
Mezun olduğu okul(lar)Drake Üniversitesi
MeslekRadikal feminist
Tanınma nedeniNew York Radikal Kadınları kurucularından
Önemli eser(ler)Kişisel olan politiktir (1969)

Carol Hanisch (d. 1942 Iowa ABD), Amerikalı radikal feminist. New York Radikal Kadınları ve Redstockings'in önemli bir üyesiydi. En çok tanınıp popülerleşen sözü, 1970 tarihli bir makalesinin de adı olan Kişisel olan politiktir ifadesidir. Bununla birlikte Hanisch, 2006 yılında güncellendiği makalesinde, yeni bir giriş kaleme aldı, bu adı kendisinin vermediğini ve makalesi içinde de hiç kullanmadığını açıklayarak ifadenin sorumluluğunu almadığını yazdı. Bunun yerine, başlığın daha sonraki baskılarda ikinci yıldan itibaren Notes editörleri Shulie Firestone ve Anne Koedt tarafından yapıldığını açıklamıştır.[1]

Hanish ayrıca, 1968 Amerika Güzeli protestosunu tasarladı ve Miss Amerika Yarışmasında balkona kadın kurtuluş pankartı asıp yarışmayı aksatan dört kadından biriydi.

Hayatı

İlk yılları

Hanisch, ABD'nin Iowa eyaleti kırsalındaki küçük bir çiftlikte doğdu ve büyüdü.

Freedom Summer [en] raporlarından esinlenerek 1965'te Mississippi'deki Delta Bakanlığına katılmak için ayrılmadan önce Des Moines'te tel hizmetleri muhabiri olarak çalıştı. Orada, Güney Konferansı Eğitim Fonu'nun (SCEF:Southern Conference Education Fund) kurucu ortakları olan Anne Braden ve SCEF New York ofisini yönetmek için onu işe alan kocası Carl Braden ile tanıştı.[2]

Feminist aktivizm ve yazın dünyası

1968'in başlarında Hanisch, New York Radikal Kadınlarının haftalık toplantıları için SCEF ofislerini güvence altına almıştı ve grup 1970'lerin başında dağılıncaya kadar onların merkezi olarak kaldı.[2]

Hanish ayrıca, 1968 Amerika Güzeli protestosunu tasarladı ve Miss Amerika Yarışmasında balkona kadın kurtuluş pankartı asıp yarışmayı aksatan dört kadından biriydi.[3]

1970 yılında en ünlü makalesi olan 'Kişisel olan politiktir' "Notes from the Second Year: Women's Liberation" adlı bir feminizm dergisinde yayınlandı. Hanisch, daha sonraki baskılarda, makalenin adının Notes editörleri Shulie Firestone ve Anne Koedt tarafından ertesi yıldan itibaren verildiğini belirtmiştir. Makalede, bu ifadenin aslında hiç kullanılmadığını belirtiyor, onun yerine şöyle diyordu: Bu gruplarda keşfettiğimiz ilk şeylerden biri, kişisel sorunların politik sorunlar olduğudur. Şu anda kişisel çözüm yok. Kolektif bir çözüm için yalnızca kolektif eylem yapılabilir.[1] Hanisch'e göre, örneğin heteroseksüel bir kadın hamile kalıp anne olduğunda bebeğine zorunlu olarak kendisi bakmaktadır. Ancak bu ve bunun gibi cinsel konuların dahi, kişisel değil sosyal olarak çözümlenmesi gerekir.[4] Makale, Hanisch'in katılacağı bir dizi 'terapi grubuna' yanıt olarak yazılmıştır. Ana argümanı, bu grupların 'apolitik' olarak görülmemesi gerektiği, bunun yerine kadınların yaşamları ve ataerkillik altındaki mücadeleleri hakkında konuştukları herhangi bir durumun son derece siyasi bir eylem olduğu hakkındadır.

Hanisch'in 'Kişisel olan politiktir' makalesinin başlığı, 1970'li yıllara damgasını vuran ikinci dalga feminist hareketin temel sloganlarından biri olmuştur. O zamana kadar yalnız siyasal haklar üzerinden savunulan kadın-erkek eşitliği arayışı, artık hayatın her alanına yayılmış ve sorgulanmayan bir eylem ya da değer kalmayana kadar devam edilmiştir. Bu yıllardan itibaren, daha önce "özel" ve "doğal" olarak görülmekte olan annelik, üreme doğum gibi konular, feminist aktivistlerin, filozofların, antropologların ve diğer bilim aalnlarında faaliyet gösteren bilim insanlarının ilgisini çekmeye başlamıştır. Üremenin her türden siyasal söylem ve güç ilişkileriyle ilişkili olan, her zaman uğruna mücadele verilen ve sürekli olarak tartışılan bir alan durumuna gelmiştir.[5] Bu yeni ortamdan etkilenler arasında, Kate Millet'in cinselliğin de politik nitelik taşıyan bir sınıflama olduğu tezi,[6] hatta daha sonra kadın ve erkek rol ve kategorilerinin bile geçerliliğini kaybettiği iddiasındaki Judith Butler gibi postyapısalcı felsefecilerin ürettiği postmodern teoriler de ortaya atılmaya başlandı.[7]

Hanisch'in ün kazandığı bu makale Hanife Aliefendioğlu tarafından genişletilerek Türkçeye de çevrilmiştir.[8]

"Meeting Ground" un üçüncü versiyonu olan Meeting Ground'un Kathy Scarbrough ile birlikte kurucu ortağıdır ve hâlen editörlüğünü yapmaya devam etmektedir. 1977'de yaptıkları amaç beyanı, kendilerini "kadın kurtuluş hareketi ve işçi erkek ve kadınların genel radikal hareketi için teori, strateji ve taktikler hakkında fikirlerin ortaya konulacağı sürekli var olacak bir yer" olarak tanımlamışlardır.[9]

1996'da Hanisch, sosyal araştırmalar yapmak için kurulmuş Yeni Okul [en]'daki "Çin'in Büyük Proleter Kültür Devrimi'nin" 30. Yıldönümü Sempozyumunda bir konuşma yaptı. Konuşmanın başlığı "Çin Kültür Devrimi'nin Kadınların Kurtuluş Hareketi Üzerindeki Etkisi" idi. Hanisch, William H. Hinton'un Fanshen adlı kitabına ve Mao Zedong'un 1960'ların yükselen kadın kurtuluş hareketini etkilediği için çalışmalarına referans veriyordu. Hem Siyah Özgürleşme (Black Liberation) teorisine hem de Maoist teoriye ve özellikle de Amerikan radikal feminizmindeki bilinç yükseltme grupları fikrini geliştirmeye yardımcı olduğu için Maoist "konuşma sertliği" ve "özeleştiri" kavramlarından alıntılar yapmıştır.[10][11][12]

2013 yılında Hanisch, Scarbrough, Ti-Grace Atkinson ve Kathie Sarachild ile birlikte "Yedi ülkeden 48 radikal feministin açık bir bildirisi" olarak tanımladıkları "Yasak Söylem: 'Cinsiyetin Feminist Eleştirisinin Susturulması" (Forbidden Discourse: The Silencing of Feminist Criticism of 'Gender') eylemini başlattılar.[13] Ağustos 2014'te The New Yorker'da Michelle Goldberg, "şu anda moda olan cinsiyet kavramına meydan okumaya cesaret eden bireyler ve kuruluşlar üzerindeki bazıları fiziksel olan tehdit ve saldırılara karşı alarma geçtiklerini" ifade ettiklerini açıkladı.[14]

Kaynakça

  1. ^ a b Hanisch, Carol (Ocak 2006). "The Personal Is Political" (PDF) (İngilizce). Notes from the Second Year: Women's Liberation. 18 Nisan 2018 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 
  2. ^ a b Brownmiller, Susan (23 Ekim 2013). In Our Time: Memoir of a Revolution (İngilizce). Random House Publishing Group. ss. 20-21. Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 
  3. ^ Buchanan, Paul D. (25 Temmuz 2011). Radical Feminists: A Guide to an American Subculture (İngilizce). ABC-CLIO. s. 124. ISBN 978-1-59884-357-6. 2 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 
  4. ^ Lindemann, Hilde (2019). An Invitation to Feminist Ethics. Oxford Üniversitesi Yayınları. s. 19. ISBN 978-0-19005-931-6. Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 
  5. ^ Aksoy Sugiyama, Ceren (Haziran 2014). "Üremeye Dair Yaygın Söylemler: Ortadoğu Bağlamında Türkiye'yi Yeniden Değerlendirmek" (PDF). Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi. Ankara Üniversitesi (28). ISSN 0378-2891. 1 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 
  6. ^ Millet, Kate (1987). Cinsel Politika. Seçkin Selvi tarafından çevrildi. İstanbul: Payel Yayınevi. 
  7. ^ Butler, Judith (1987). "Performative Acts and Gender Constitution: An Essay in Phenomenology and Feminist Theory". Theatre Journal (İngilizce). 40 (4): 519-531. 
  8. ^ Hanisch, Carol; Aliefendioğlu, Hanife (2013). Kişisel olan politiktir: Radikal feminizm üzerine. Erişkin, A. Nazar; Duranay, Halil tarafından çevrildi. Kült Neşriyat. ISBN 978-6-05867-174-4. Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 
  9. ^ Hanisch, Carol (Ocak 1977). "Ocak 1977 amaç beyanına ait internet sayfası" (İngilizce). Meeting Ground online. 11 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 
  10. ^ "Impact of the Chinese Cultural Revolution of the Women's Liberation Movement" (İngilizce). Carolhanisch.org. 13 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 
  11. ^ "William Hinton and the Women of Long Bow" (İngilizce). Carolhanisch.org. 19 Ocak 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 
  12. ^ Lovell, Julia (14 Mart 2019). Maoism: A Global History (İngilizce). Londra: Random House. ISBN 978-1-44815-631-3. Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 
  13. ^ "Forbidden Discourse: The Silencing of Feminist Criticism of 'Gender'" (PDF) (İngilizce). Meeting Ground online. 12 Ağustos 2013. 27 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 20 Eylül 2013'te daha fazla imza ile tekrar yayınlandı 
  14. ^ Goldberg, Michelle (4 Ağustos 2014). "What Is a Woman? The dispute between radical feminism and transgenderism" (İngilizce). The New Yorker. 13 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2021. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Maskülizm esas olarak erkeklerin deneyimleri üzerine kurulmuş toplumsal teori ve politik bir hareket tarzıdır. Maskülizmin çoğu sözcüsü bir yandan toplumsal ilişkilerin eleştirisini yaparken bir yandan da toplumsal cinsiyet (gender) eşitsizlik ve erkeklerin hakları ve sorunları gibi konular üzerine yoğunlaşmaktadırlar. Maskülizmi savunan kişiye "maskülist" denir. Tarihte bu adlandırmaya uygun görüşleri (maskülizmi) ilk kez ortaya koyan kişi sosyalist bir teorisyen olan Ernest Belfort Bax idi. Bununla birlikte zaman içinde maskülist çevrelere muhafazakâr kesimler de dahil olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Feminizm</span> İdeoloji

Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.

İslami feminizm, modern düşün hayatında yer bulmaya başlayan melez ideolojilerin bir örneği. İslami paradigma içinde dile getirilen feminist söylem ve uygulamalar bütününe verilen adlandırma. Modern İnsan Hakları bildirgelerinde tüm insanların eşit olduğu söylenirken, İslam dünyasında, gündelik yaşamda geleneksel inanışlar ve dini inanca dayalı, konjonktür ile uyuşmayan kadın-erkek ayrımı ve erkeklerin üstünlüğü söylemine karşı, kadınların eşitliği ve/veya üstünlüğünü savunan bir düşünce sistemiyle İslam düşüncesini harmanlamaya itmiştir.

Erkek düşmanlığı erkeklerden nefret etme, aşağılama ve her türlü önyargıyı içeren bir cinsiyet ayrımcılığıdır. Sosyal dışlama, cinsiyetçilik, kin, kadın merkezcilik (gynocentrism), alay, erkeklerin aşağılanması, erkeklere şiddet uygulanması ve erkeklerin cinselleştirilmesi gibi çeşitli yollarla gerçekleştirilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Anarko-feminizm</span>

19. yüzyılda ilk kez ortaya çıkan ve isimlendirilen Anarko-feminizm veya Anarka-feminizm, anarşizm ile feminizmi bir araya getirir ve ataerkilliği hiyerarşinin ve dolayısıyla da toplumun temel problemlerinden biri olarak değerlendirir. Anarko-feministler ataerkillik ve maşizm ile savaşın sınıf çatışmalarının ve devlete yönelik anarşist mücadelenin bütünleyici bir parçası olduğuna inanırlar. Özünde, bu felsefe anarşist mücadeleyi feminist mücadelenin gerekli bir bileşeni olarak görür. Feminizmi de anarşist felsefenin gerekli bir bileşeni olarak görür. L. Susan Brown, "Anarşizm, tüm güç ilişkilerine karşı çıkan bir siyaset felsefesi olduğundan, doğası gereği feministtir" iddiasında bulunur.

Sosyalist feminizm, 1960'lı yılların sonu ve 1970'li yılların başında sözü edilmeye başlanan feminizm hareketidir. Barbara Ehrenreich’in 1976 yılında WIN dergisindeki makalesinde söylediği üzere sosyalist feminizm terimi, “olduğu şey olması için çok kısa bir tanımlamadır, bununla birlikte, gerçekten sosyalist, enternasyonalist, ırkçılık ve heteroseksizm karşıtı feminizm”dir. sosyalist feministlere göre aile, üretimin ve dağıtımın yapıldığı yer, yani mücadelenin merkezidir. Sosyalist feminizm, kapitalizmi kadının ezilmişliğinin temel kaynağı olarak kabul eder, tarihsel kapitalizm bağlamı içine konulmadıkça, cinsiyetçiliğin kadın hayatları üzerindeki etkinlik biçiminin anlaşılamayacağını savunur.

Ayrılıkçı feminizm kadın ve erkek arasındaki cinsel farklılıkların giderilemeyeceği inancına bağlı olarak heteroseksüel ilişkileri desteklemeyen bir feminizm türüdür. Ayrılıkçı feministler, genellikle, erkeklerin feminist harekete katkı yapamayacağına ve iyi niyetli erkeklerin dahi ataerkilliğin dinamiklerini birebir kopya ettiklerine inanırlar. Ayrılıkçı feministler, enerjilerini kullanmayı ve diğer kadınlarla olan bağlarını kuvvetlendirmeyi ataerkil çerçevenin dışından dolaşarak gerçekleştirmeye çalışırlar. Bu durum, çok tipik olarak politik ve sosyal hedefleri elde etmek için yalnızca kadınlarla çalışmayı, sadece kadınları içeren yaşam alanları ve aileler oluşturmayı, çalışma yaşamında ise erkekler için/erkeklerle birlikte çalışmamayı ve erkek çalışan tutulmamasını içerir.

Lavender Menace, bir takım lezbiyen radikal feministten oluşan, New York şehrindeki 1 Mayıs 1970 tarihinde düzenlenen Second Congress to Unite Women ile feminist hareketin daha geniş platformundan lezbiyenler ile lezbiyen konularının hariç tutulmalarını protesto etmek amacı ile kurulan enformel bir grup idi. Üyelerinin arasında Karla Jay, Martha Shelley, Rita Mae Brown, Lois Hart, Barbara Love, Ellen Shumsky ile Michela Griffo var idi; üyelerin çoğu Gay Liberation Front (GLF) veya National Organization for Women (NOW) üyeleri idi.

Feminist etik, geleneksel etik teorilerinin, çoğunlukla erkek egemenliğinde olduğu için, kadının ahlaki deneyimine az değer verildiği inancına dayanan bir etik yaklaşımdır ve bu nedenle etiği dönüştürmek için bütüncül bir feminist yaklaşımla yeniden şekillendirmeyi seçer.

Feminist tarih, tarihin, kadın bakış açısından yeniden okunması anlamına gelir. Feminist hareketin kökenlerini ve evrimini özetleyen feminizmin tarihi ile aynı şey değildir. Ayrıca, kadınların tarihsel olaylardaki rolüne odaklanan kadın tarihinden farklıdır. Feminist tarihin amacı, geçmişte kadın seslerinin ve seçimlerinin önemini iyileştirmek ve göstermek için kadın yazarların, sanatçıların, filozofların vb. yeniden keşfedilmesiyle tarihin kadın bakış açısını araştırmak ve aydınlatmaktır.

Postgenderizm ya da Post Cinsiyetçilik, toplumsal cinsiyetin kültürel, psikolojik ve sosyal olarak aşınmasından doğan

Kişisel olan politiktir ya da özel olan politiktir, 1960'lı yılların sonlarından itibaren öğrenci aktivizmi ve İkinci dalga feminizmin ortak bir sloganıdır. Bireyin kişisel deneyimlerinin daha büyük siyasi, sosyal ve toplumsal yapılarla olan çatışmasıyla ilişkilidir. 1960 ve 1970'li yılların feminist hareketi bağlamında aile değerlerine ve çekirdek aileye bir karşıtlık manasına geliyordu. Söylem ikinci dalga feminizm, radikal feminizm, kadın çalışmaları ve genel anlamda feminizmin tanımlayıcı karakteri olarak görüldü. 1970'te Carol Hanisch'in "The Personal is Political" başlıklı 1969 tarihli yazısıyla popüler hale geldi.

<span class="mw-page-title-main">Silvia Federici</span> İtalyan-Amerikalı öğretmen

Silvia Federici, Marksist feminist, radikal feminist ve anarşist gelenekten gelen felsefeci, kuramcı ve akademisyendir. New York'taki Hofstra Üniversitesi'nde sosyal bilimler profesörü olarak görev yapmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Feminist sanat</span>

Feminist sanat, 1960'ların sonu ve 1970'lerin feminist hareketiyle ilişkili bir sanat kategorisidir. Feminist sanat, kadınların yaşamları boyunca deneyimledikleri toplumsal ve politik farklılıkları vurgular. Bu sanat biçiminden umut edilen kazanım, eşitliğe veya özgürlüğe yol açma umuduyla dünyaya olumlu ve anlayışlı bir değişiklik getirmektir. Kullanılan medya, resim gibi geleneksel sanat biçimlerinden performans sanatı, kavramsal sanat, vücut sanatı, zanaatçılık, video, film ve lif sanatı gibi daha alışılmışın dışında yöntemlere kadar uzanmaktadır. Feminist sanat, yeni medyanın ve yeni bir bakış açısının dahil edilmesi yoluyla sanatın tanımını genişletmeye yönelik yenilikçi bir itici güç olarak hizmet etti.

Rosemarie "Rosie" Tong, Amerikalı bir feminist filozoftur. 1998'de Feminist Düşünce: Daha Kapsamlı Bir Giriş, feminist teorinin belli başlı geleneklerine genel bir bakış kitabının yazarı, Charlotte North Carolina Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde sağlık bakımı etiği alanında fahri seçkin profesördür.

Feminizm tarihi, kadınlara eşit hakların sağlanmasını amaçlayan hareketlerin ve ideolojilerin kronolojik veya tematik anlatılarını içerir. Dünyanın dört bir yanındaki feministlerin sebepleri, hedefleri ve niyetleri ; zamana, kültüre ve ülkeye bağlı olarak değişmiş olsa da çoğu Batılı feminist tarihçi, kadın haklarını elde etmek için çalışan tüm hareketlerin, feminizm terimini kendilerine uygulamamış olsalar bile feminist hareket olarak değerlendirilmeleri gerektiğini iddia ediyorlar. Diğer bazı tarihçiler "feminist" terimini modern feminist hareket ve onun devamıyla sınırlandırır ve daha önceki hareketleri tanımlamak için "protofeminist" etiketini kullanır.

<span class="mw-page-title-main">Feminist hareketler ve ideolojiler</span>

Yıllar boyunca çeşitli feminist ideoloji hareketleri gelişti. Hedefler, stratejiler ve bağlılıklar bakımından farklılık gösterirler. Sıklıkla örtüşürler ve bazı feministler kendilerini feminist düşüncenin çeşitli dallarıyla özdeşleştirirler.

<span class="mw-page-title-main">Kadın kurtuluş hareketi</span> Radikal feminist düşüncenin kolu

Kadın kurtuluş hareketi (WLM), 1960'ların sonlarında ortaya çıkan ve 1980'lere kadar özellikle Batı dünyasının sanayileşmiş ülkelerinde devam eden, dünya çapında büyük bir değişim yaratan, kadınların ve feminist entelektüalizmin siyasi bir hizalanmasıydı.

Bilinç yükseltme, 1960'ların sonlarında ABD'li feministler tarafından popüler hale getirilen bir aktivizm biçimidir.

Ruj feminizmi geleneksel feminist fikirlerle birlikte, kadınların cinsel cazibesi de dahil olmak üzere geleneksel kadınlık kavramlarını benimsemeyi amaçlayan bir feminizm çeşididir. Konsept Üçüncü dalga feminizm, Üçüncü dalga feminizmde, kadınların hem kadınsı hem de feminist olamayacaklarını hissettikleri önceki hareketlerin yarattığı ideallere karşı yanıt olarak ortaya çıkmıştır.