
Sıtma, hastalık yapıcı bir grup parazit olan plazmodiumların, dişi anofel sivrisinekleriyle insanlara bulaşmasıyla yayılan ateşli bir hastalıktır.

Heinrich Hermann Robert Koch, Alman hekim. Antraks basili (1877), tüberküloz basili (1882) ve kolera basili'nin (1883) keşfi ve Koch postülatlarını geliştirmesiyle ünlenmiştir.

Sarıhumma Grip benzeri bir tablodan, ağır karaciğer hastalığı ve kanamalı ateşe kadar geniş bir hastalık tablosuna yol açan akut viral bir hastalıktır.
Carlos Manuel Puebla, Kübalı şarkıcı, gitarist, ozan ve besteci. Eski Trova hareketinin bolerolar ve milliyetçi şarkılar üzerine uzmanlaşmış bir üyesiydi.
Tevfik Salim Sağlam, Ali Tevfik Salim, Türk bilim insanı, askeri hekim.

Hastalık yapıcı mikrop teorisi, birçok hastalık için şu anda kabul edilen bilimsel teoridir. Patojen veya "mikrop" olarak bilinen mikroorganizmaların hastalığa neden olabileceğini belirtir. Büyütülmeden görülemeyecek kadar küçük olan bu organizmalar insanları, diğer hayvanları ve diğer canlı konakları istila eder. Konakları içinde büyümeleri ve çoğalmaları hastalığa neden olabilir. "Mikrop" sadece bir bakteriyi değil, protistler veya mantarlar gibi herhangi bir mikroorganizma türünü ve hatta virüsler, prionlar veya viroidler gibi hastalığa neden olabilen canlı olmayan patojenleri ifade eder. Patojenlerin neden olduğu hastalıklara bulaşıcı hastalıklar denir. Bir patojen bir hastalığın temel nedeni olsa bile, çevresel ve kalıtsal faktörler genellikle hastalığın şiddetini ve potansiyel bir konakçı bireyin patojene maruz kaldığında enfekte olup olmayacağını etkiler. Patojenler, hem insanlarda hem de hayvanlarda bir bireyden diğerine geçebilen hastalık taşıyıcı ajanlardır. Bulaşıcı hastalıklara patojen mikroorganizmalar ve parazitler gibi biyolojik ajanlar neden olmaktadır.

Dang humması veya deng humması (İngilizce: dengue fever), dang virüsü kaynaklı bir enfeksiyondur. Sivrisinekler dang virüsünü bulaştırır. İnsanların kemikleri kırılır gibi şiddetli ağrı çekmesine neden olduğu için, Dang humması “kırık kemik humması” olarak da bilinir. Dang hummasının semptomlarından bazıları şunlardır: baş ağrısı, kızamık görünüşlü cilt kızarıklıkları ve kaslarda ve eklemlerde ağrı. Dang humması, az sayıda insanda hayatı risk haline gelebilir. Bunlardan ilki hemorajik ateş olup kan damarlarında kanama ve sızıntının yanı sıra trombositlerde düşük seviyede kan görülmesine neden olur. İkincisi dang şoku sendromudur ve tehlikeli derecede düşük tansiyona neden olur.
Carlos Franqui, Kübalı yazar, şair, gazeteci, devrimci ve siyasetçi. Küba Devrimi sırasında Fidel Castro önderliğindeki 26 Temmuz Hareketi üyesi olmuştur. Devrimden sonra Revolución gazetesinin yayın sorumlusu olmuştur. Rejimle ayrılığa düşüp ülkeden ayrılmış ve 1968 yılı itibarıyla Castro rejimine karşı aktif muhalefete katılmıştır.

Bakteriyolojihane-i Şahane, 1893 yılında Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane ile aynı bahçe içerisinde ayrı bir binada kurulmuştur. Kuruluş öncesinde o dönemde Osmanlı İmparatorluğu'nda etkili olan kolera salgınının etkisi büyüktür. Cemiyet-i Tıbbiye-i Şahane'nin oluşturduğu komisyon sonrası bir bakteriyoloji kurumu açılması düşünülmüş Paris Pasteur Enstitüsü'nden yardım istenmiş ve Dr. Chantemesse İstanbul'a gelerek bunun bir gereklilik olduğunu II. Abdülhamid'e bildirmiştir. Kurumun başına yine Pasteur Enstitüsü'nde 6 ay boyunca preparatör olarak çalışmış olan Dr. Nicolle getirilmiştir.

Biyoloji ve tıpta bulaş, bir bulaşıcı hastalığın enfekte konakçıdan, doğal konaklardan, vektörlerden veya portörlerden başka canlılara geçmesine denir. Hastalık bulaştıran canlı bazı durumlarda hasta olmayabilir.

1793 Philadelphia sarıhumma salgını sonucu 1 Ağustos ve 9 Kasım tarihleri arasında 5.000 veya daha fazla insanın öldüğü resmi olarak belgelenmiştir. Ölenlerin büyük çoğunluğu sarıhumma sebebiyle öldü, salgının 50.000 kişiye bulaşması salgını ABD tarihinin en ciddi salgınlarından biri yapmaktadır. Eylül ayının bitimiyle beraber, 20.000 insan şehirden kaçtı. Ekim ayında ölüm oranı zirve yapsa da don olayı sivrisinekleri öldürdü ve Kasım ayında salgına son verdi. Doktorlar çeşitli tedaviler denediler, ancak ne ateşin sebebi, ne de hastalığın sivrisinekler aracılığıyla bulaştığı bilinmiyordu.

Enriqueta Favez İsviçreli doktor ve cerrah. Doktorluk faaliyetini Napolyon Savaşları sırasında İspanya'da ve daha sonra Küba'da yaptı. Kadın olmasına rağmen, bir crossdresser olarak dört yıl Küba'da çalıştı. Kadın olduğunun ortaya çıkması üzerine yargılandı, dört yıl ceza aldı. Serbest bırakıldıktan sonra İspanyol yetkililer tarafından New Orleans'a gönderildi ve hayatının kalan kısmında yoksullara sağlık hizmeti veren bir kurumda hemşirelik yaptı. Küba'da doktor olarak çalışan ilk kadın kabul edilir.

1853 Kopenhag kolera salgını, Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da gerçekleşen şiddetli kolera salgınıdır. 1853 yılındaki 3. kolera salgının parçasıdır. 4.800 kişi salgın nedeniyle ölmüştür.

2009 Bolivya dang humması salgını, 2009 yılının başlarında Bolivya'yı vuran ve Şubat ayına kadar ulusal bir acil duruma yükselen bir dang humması salgını yedi. BBC, olayı ülke tarihindeki en kötü dang humması salgını olarak nitelendirdi. En az 18 kişi öldü ve 31.000 kişiye sivrisinek yoluyla bulaşan arbovirüs bulaştı.

İkinci kolera salgını (1826-1837), ayrıca Asya kolera salgını olarak da bilinir, Hindistan'dan Batı Asya üzerinden Avrupa, Büyük Britanya ve Amerika'ya, ayrıca doğuya Çin ve Japonya'ya ulaşan bir kolera salgınıdır. Kolera, 19. yüzyılda diğer tüm salgın hastalıklardan daha hızlı bir şekilde daha fazla ölüme neden olmuştur. Tıp topluluğu o zamanlar kolera'nın yalnızca bir insan hastalığı olduğuna, zaman içinde birçok seyahat aracıyla yayıldığına ve sıcak dışkı bulaşmış nehir suları ve kontamine yiyecekler yoluyla bulaştığına inanıyordu. İkinci salgın sırasında bilim camiasının, kolera nedenleri hakkındaki inançlarında değişiklik görülmüştür.

20 Ocak 2016'da Angola sağlık bakanı, başkent Luanda'nın bir banliyösü olan Viana belediyesine bağlı Angola'da yaşayan Eritre ve Kongo vatandaşları arasında 23 sarıhumma vakası ve 7 ölüm bildirdi. İlk vakalar 5 Aralık 2015'ten itibaren Eritreli ziyaretçilerde rapor edilmiş ve Ocak ayında Senegal Dakar'daki Pasteur WHO referans laboratuvarı tarafından doğrulanmıştır. Salgın, hızla yayılabilen kentsel sarıhumma bulaşma döngüsü olarak sınıflandırıldı. Sarıhumma virüsünün türünün Angola'daki 1971 salgınında tanımlanan bir türle yakından ilişkili olduğuna dair bir ön bulgu, Ağustos 2016'da doğrulandı. ProMED-mail'den moderatörler, daha fazla yayılmayı önlemek için hemen bir aşı kampanyası başlatmanın önemini vurguladılar. CDC, 7 Nisan 2016'da salgını İzleme Seviyesi 2 olarak sınıflandırdı. DSÖ, orta düzeyde halk sağlığı sonuçları olan acil durum müdahale çerçevesinde bunu 2. derece bir olay olarak ilan etti.
2012 yılının sonlarında Sudan'ın Darfur bölgesinde, son yirmi yılda Afrika'yı vuran en büyük sarıhumma salgını meydana geldi. 10 Ocak 2013 tarihinde, Sudan Federal Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2 Eylül 2012'den bu yana, tahmini vaka ölüm oranı %20 olan 171 ölüm dahil 847 şüpheli vaka olduğunu bildirdi. Kasım ayının ortalarında toplu bir aşı kampanyası başlatıldı. Ocak ayı başlarında, Darfur'un beş eyaletinde yeni vaka görülmedi.

Üçüncü kolera salgını (1846–1860), UCLA'daki araştırmacıların 1837 gibi erken bir tarihte başlamış olabileceğine ve 1863'e kadar sürmüş olabileceğine inandıkları, on dokuzuncu yüzyılda Hindistan'da ortaya çıkan ve sınırlarının çok ötesine ulaşan üçüncü büyük kolera salgınıdır. Bu salgın, 19. yüzyıl salgınları arasında en yüksek ölüm oranına sahip olarak kabul edilir.
2006 Hindistan dang humması salgını, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de Eylül ayının başında görülmeye başlayan ve ay sonuna kadar ülkenin diğer eyaletlerine de yayılan bir dang humması salgınıdır. Doğrulanmış vaka sayısının en az 3613 olduğu salgında 50'den fazla kişi ölmüştür.

Adolfo Lutz, Brezilyalı doktor, Brezilya'da tropikal tıp ve tıbbi zoolojinin babası ve bulaşıcı hastalıklarda öncü bir epidemiyolog ve araştırmacıdır.