İçeriğe atla

Canlı hayvan yemek

Sannakci, küçük parçalara ayrılmış ve kolları hala kıvranırken servis edilen canlı ahtapottur.
Sannakcinin yapılması ve yenmesini gösteren youtube videosu 3 Haziran 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Canlı hayvan yemek, insanların hala canlı olan hayvanları yemesidir. Birçok Doğu Asya yemek kültüründe geleneksel bir uygulamadır. Hayvanlar şoke etme değeri için de canlı olarak yenebilir. Canlı hayvanları veya canlı hayvanların parçalarını yemek, hayvanları koruma kanunlarına göre belirli yargı alanlarında yasa dışı olabilir. İnsanların canlı hayvanları yemelerine ilişkin dini yasaklar çeşitli dünya dinlerinde de mevcuttur.

Özellikle Uzak Doğu ülkelerinde (Japonya, Çin, Tayvan, Kore, Vietnam vd.) ahtapot, ıstakoz, karides, balık gibi çeşitli deniz canlılarının yanı sıra, kurbağaların, yılanların, farelerin diri diri yendiği olmaktadır.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Âlem (biyoloji)</span> taksonomik sıralama

Âlem, taksonomide organizmaların bilimsel sınıflandırmasında kullanılan en üst sınıflandırma taksonudur.

<span class="mw-page-title-main">Hayvan</span> çok hücreli ökaryotik organizmalar alemi

Hayvan, canlılar dünyasının ökaryotlar (Eukaryota) üst âlemindeki hayvanlar (Animalia) âleminde sınıflanan canlıların ortak adıdır. Arapça "canlı varlık" anlamındaki ḥayevān sözcüğünden Türkçeye geçmiş olan "hayvan" sözcüğü, günlük kullanımda esasen insan dışı, nefes alan ve hareket eden canlıları ifade etmek için kullanılsa da, biyolojik bağlamda insanı da içerir. Anadolu ağızlarında hayvan anlamında bav, bobos, böçü, çer, çokgal, dölük, evcimen, evlük, karaböcü, karaltı, medek, tereke, töm gibi sözcükler kullanılmaktadır. Hayvan sözcüğünün eş anlamlısı döngül sözcüğüdür. Hayvanlar âleminin bilimsel ve Latince adı olan "Animalia" terimi ise yine Latince olan ve "yaşayan" ya da "ruh" anlamına gelen animadan türetilmiş animal sözcüğünün çoğuludur. Hayvanlar âlemini tanımlayan bir başka Yunanca bilimsel terim de metazoa'dır (μετάζωα).

<span class="mw-page-title-main">Fizyoloji</span> Organizmaların veya canlı sistemlerin işlevlerine ilişkin bilim

Fizyoloji (işlevbilim), canlıların mekanik, fiziksel ve biyokimyasal fonksiyonlarını ve sistemlerinin işleyişini inceleyen bilim dalıdır. Fizyolojiyle ilgilenen bilim insanlarına fizyolog denir. Fizyoloji alanında en büyük ödül Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'dür.

<span class="mw-page-title-main">Carl Linnaeus</span> İsveçli botanikçi, hekim ve zoolog (1707-1778)

Carl Linnaeus, İsveçli biyolog, hekim ve fizikçidir.

<span class="mw-page-title-main">Jean-Baptiste Lamarck</span> Fransız doğa bilimci (1744 – 1829)

Jean-Baptiste Lamarck, Fransız doğa bilimci, biyolog, akademisyen ve asker. Evrim konusunda yaptığı kapsamlı çalışmalarla bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Bruselloz</span>

Bruselloz, Malta humması veya Akdeniz humması, da denilen Brucella spp. bakterileri yüzünden ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Avcılık</span> Vahşi hayvanları aramak, takip etmek ve öldürmek

Avcılık, başlangıçta insanların karınlarını doyurmasına yönelik olan bir faaliyet. İlk insanlar ovalarda dolaşırken toplayabildikleri bitkiler ve kovalayıp yakalayabildikleri küçük hayvanlarla beslenmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Tembel hayvan</span> Ağaçta yaşayan, yavaşlığıyla dikkat çeken memeliler grubu

Tembel hayvan veya miskin, Orta ve Güney Amerika'da yaşayan Megalonychidae ve Bradypodidae familyalarına ait 6 türü kapsayan orta büyüklükteki memelilerdir.

<span class="mw-page-title-main">Hayvanat bahçesi</span> genellikle her tür hayvanın doğal şartlarda beslendiği, korunduğu, sergilendiği büyük bahçe

Hayvanat bahçeleri, farklı coğrafyalara ait hayvanların, doğal veya yapay engellerle sınırlandırılmış alanlarda kent insanlarıyla buluşturulduğu mekanlardır.

<span class="mw-page-title-main">Hepçil</span> hem et hem de otla beslenen canlılar

Hepçil, Hepobur ya da Omnivor, hem et hem de otla beslenen canlılar. İnsan, karga, domuz, ayı, maymun, fare hepçil canlılara örnektir.

<span class="mw-page-title-main">Pestisit</span> Haşereleri yok etmek için kullanılan madde

Pestisit, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır. Pestisit, kimyasal bir madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, antimikrobik, dezenfektan ya da herhangi bir araç olabilir. Zararlı organizmalar, insanların besin kaynaklarına, mal varlıklarına zarar veren, hastalık yayan böcekler, bitki patojenleri, yabani otlar, yumuşakçalar, kuşlar, memeliler, balıklar, solucanlar ve mikroplar olabilir. Her ne kadar pestisitlerin kullanılmasının bazı yararları olsa da insanlar ve diğer hayvanlar için potansiyel toksisiteleri nedeniyle bazı sorunlar da yaratabilir. Çoğu pestisit, pestleri öldürerek iş görür. Sistemik bir pestisit, bitki tarafından emildikten sonra iletim demetleriyle taşınır.

<span class="mw-page-title-main">Protozoa</span> tek hücreli ökaryotik organizmalar takımı

Protozoa ya da tek hücreliler, genellikle mikroskobik, bir hücreli ve ökaryotik canlıları içeren bir Protista alt âlemidir.

<span class="mw-page-title-main">Omurgasızlar</span> bir omurgası olmayan hayvanlara verilen genel bir ad

Omurgasızlar, omurgası olmayan hayvanlara verilen genel bir addır. Omurgasız olarak adlandırılan canlıların yapılarında hiçbir iç iskelet bulunmaz. Bazı omurgasız hayvanların vücudunu destekleyen bir dış iskelet bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Evcil hayvanlar</span> İnsanlarla birlikte yaşayan ve insanlar tarafından evcilleştirilen hayvanlardır

Evcil hayvanlar.

<span class="mw-page-title-main">Eskişehir Hayvanat Bahçesi</span>

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Hayvanat Bahçesi Eskişehir'de merkez Tepebaşı ilçesinde bulunan Sazova Bilim Kültür ve Sanat Parkı içinde yer alan bir hayvanat bahçesidir.

Necis, İslam dinine göre pis sayılan nesne anlamına gelir. İslama göre necis sayılan nesnelerin yenilip içilmesi -bazı istisnalar dışında- haramdır. Necis olduğu yönünde ittifak olan şeyler şunlardır: meyte ; kan, irin ve canlı iken koparılan parça; domuz eti; sarhoş edici içkiler; insanın idrarı, dışkısı, mezisi, vedîsi ve kusmuğu; etinin yenmesi helal olmayan hayvanların idrarı ve dışkısı. Necis olduğu yönünde ihtilaf olan şeyler ise şunlardır: eti yenen hayvanların idrar ve dışkısı; eti yenmeyen bazı hayvanların idrar ve dışkıları; canlı hayvanlar; meytenin derisi ve içine kan nüfuz etmeyen boynuz ve tüy gibi katı parçaları; su hayvanları ve akıcı kanı olmayan kara hayvanlarının ölüsü ve bunlardan çıkan kan ve pislik; eti yenmeyen hayvanların sütleri ve dinî usule göre boğazlandıklarında derileri; ölü insanın cesedi; meni; kan ve irin dışında yaradan çıkan sarı su vb. akıntılar; ağız ve burundan akan maddeler ve ter.

Antik zamanlardan günümüze kadar hayvanlar dinlerde aktif rol almışlardır. Çeşitli dinlerde ve mitolojilerde tanrı seviyesinde görülmüş, bazen tanrıları temsilen kullanılmış bazen de tanrıların elçileri olarak görülmüştür. Lakin İslam ve diğer semavi dinler hayvanları din içinde çok kullanmaz. İslam yayıldığı coğrafya gereği Ortadoğu'ya özel bazı varlıkları dini hikâyelerde anmıştır. Bunlardan en çok bilineni Muhammed ve Ebubekir'in müşriklerden kaçmak için sığındığı Sevr Dağı çevresinde bulunan bir mağaraya saklanmaları ve mağaranın girişinin bir örümcek tarafından ağ ile gizlenmesi hikâyesidir. Başka bir hikâye ise Nuh ile ilgili olan hikâyedir. İnanışa göre Nuh tufan sırasında gemisine her ırktan iki cinsiyete ait canlılar almış ve tufandan sonra bu canlılar üreyerek soyunu devam etmiştir. İslam neredeyse tüm İbrahimî dinler gibi insanları hayvanların sahibi olarak kabul eder. Kur'an'da ise hayvan kelimesi bazen hakaret olarak kullanılır. Lakin Allah Kur'an'da hayvanlara merhameti de emretmiştir. Muhammed'in kedisi Müezza bu konu üzerinde fikir vermek için kullanılabilir. Kaynaklara göre bir gün kedi Muhammed'in kıyafeti üstünde uykuya dalmış, Muhammed ise onu uyandırmamak için kıyafetindeki kumaşı kesmiştir. Bu yüzden kedi beslemek İslam inancına göre sünnettir. Muhammed'in kedi sevgisine atıfta bulunan bir başka hikâye ise Uhud Savaşı sırasında gerçekleşir. Muhammed ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca durdurmuştur. Ayrıca kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi dikmiş, orduyu o kedinin etrafından dolaştırmıştır. Savaş sonunda ise nöbetçiden kediyi geri istemiş ve ismini Müezza koyup sahiplenmiştir. İddialara göre Müezza siyah ve beyaz renklerinde bir Habeş kedisidir. Müezza isminin geçtiği son hikâye ise kedilerin temizliği ile ilgilidir. Muhammed, kedisi Müezza içtikten sonra kapta kalan su ile abdest alacakken Sahabe-i Kiram Ebu Nuaym "Ya Resul o sudan kedi içti" deyince, Muhammed "Onlar en temiz ağıza sahiptirler." demiş ve abdest almıştır. Ayrıca Muhammed'in Umeyr adını verdiği kuşu ölen Zeyd adlı bir çocuğa taziye ziyaretine gittiği de söylenir. Deve ayrıca coğrafya gereği İslam kaynaklarında geçer, Muhammed ile ilgili hikâyelerin bazılarında deve geçer. Bunlardan biri Muhammed'in torunlarının deve isteğidir. Muhammed parası olmadığı için deve alamamış ama çocukları sırtına almıştır. Bu konuyla ilgili son hikâye ise Abdullah bin Ömer'in deve istediği hikâyedir. Bir gün Abdullah, babası ve Muhammed'in bulunduğu bir kafilede deveye biniyordu. Abdullah hafif olduğu için hızlı gidiyor ve sık sık kafilenin başına geçiyordu, babası ise bu duruma oldukça kızıyordu. Bunun üzerine Muhammed deveyi satın almak istedi, Abdullah'ın babası ise ücretsiz olarak vermek istedi, Muhammed ısrarcı oldu ve deveyi satın aldı. Deveyi aldıktan sonra ise deveyi çocuğa verdi. Ayrıca istediği kadar hızlı gidebileceğini söyledi.

Wilhelm Dietler, Alman filozof ve ilk hayvan hakları yazarlarındandı.

<span class="mw-page-title-main">Laurids Smith</span>

Laurids Smith Danimarkalı bir din adamı, filozof ve erken dönem hayvan hakları yazarıdır. Smith, İskandinavya'nın hayvanlara insani muamelenin bilinen ilk savunucusudur.

21. yüzyıldaki hayvan refahı ve hayvan hakları tartışmaları antik döneme kadar uzanmaktadır.