İçeriğe atla

Canavar

Beş başlı bir canavar olarak sunulan polemik bir alegori, 1618

Canavar; mitolojilerde, masallarda ve efsanelerde bahsedilen vahşi hayvan, olağanüstü, yırtıcı canlı. Türk kültüründe Guyuk (Güyük) veya Azman olarak da bahsedilir. Değişik biçimlerde tasvir edilir. Çoğu zaman her tür sıra dışı ve yırtıcı varlığı ifade etmekte kullanılır. Azerbaycan Türkçesinde canavar sözcüğünün yırtıcı hayvan manası daralarak, doğrudan "kurt" anlamını taşır hale gelmiştir.

Etimoloji

Farsça "cān" (dirim, hayat) sözcüğüne yine Farsça "-var/-bar" (sahip olan, mevcut olan) ekinin getirmesiyle oluşmuş "canvar" sözcüğünden ses türemesiyle -belki yakın anlamlı "cānāver" sözcüğünün de etkisiyle- türemiştir. İlk anlamı "canlı, mahlûk"tur. Bu kelime çoğu zaman masallarda geçmektedir.

Benzer ve eşdeğer varlıklar

Guyuk

Guyuk, vahşi yaratık demektir. En yaygın betimlemeye göre karanlıkta çöllerde ve mezarlıklarda ortaya çıkar. Vücudu sarı kırmızı tüyle kaplı, pis kokuludur. Çok iridir. Gündüzleri yeraltına veya mezara girebilir. Güreşte yenilirse çekip gider. Fakat bunların dışında her tür sıra dışı somut varlığı içeren bir anlamı vardır. Yöresel ve yerel canavar motiflerine rastlanır. Örneğin Türkiye'de Van Gölü Canavarı ve Moğolların Gobi Çölü Canavarı gibi. Guyuk sözcüğü "Kıymak" anlamını taşır. Moğolca Güy, koşmak ve kaçmak anlamını içerir.

Azman

Azman, sıra dışı güçleri ve büyüklüğü olan yaratıktır. Büyük ve keskin dişleri olan, büyük gövdeli, iri, büyük ayaklı, keskin ve iri pençeli, derisi sert canlılar bu sınıflama içerisine daha çok girerler. Oğuz Kağan destanındaki Kıyant adlı tek boynuzlu yaratık, Gılgamış destanındaki Humbaba adlı dev öküz, Korkut Ata öykülerindeki, dövüş için yetiştirilmiş Beserekler (Erkek Develer) bu konudaki bazı örneklerdir. Sözcük, azmak fiilinden gelir. Azgınlık anlamı vardır. Ayrıca az kökünde cinsellik çağrışımı da bulunur. Azgınlık dönemi hayvanların çiftleşme mevsimini ifade eder. Azmak sözcüğü aşmak fiili ile de bağlantılıdır ve sınırları geçmek, yapılmaması gerekeni yapmak ve cinsel birleşme anlamları taşır. Eski Moğolca Ad/Ada, Eski Türkçe Ada/Aza sözcükleri tehlike ifade eder.

Kıyand

Kıyand (Kıyant), Oğuz Kağan destanında adı geçen tekboynuzlu canavardır. Gergedan olup olmadığı tartışılan bir varlık olsa da, aslında mitolojik bir hayvandan bahsedilmektedir. Kıyankandan sözcüğü Eski Türkçede gergeden anlamına gelir. Ganda ise Sanskirtçede (Eski Hintçe) yine gergedan manasına gelen bir sözcüktür. Kıyat boyu ile etimolojik bağlantısı vardır.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ejderha</span> efsanevi canavar

Ejderha, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavardır. Tarih öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hakkında hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. Yunancadaki δράκων (drákōn) sözcüğü başlangıçta her türlü büyük yılan için kullanılırdı.

<span class="mw-page-title-main">Oğuz Kağan Destanı</span> Türk destanı

Oğuz Kağan Destanı Türk destanlarından, Hun-Oğuz destanları grubundandır. Oğuz Kağan Destanı'nın dört ayrı yazması vardır. Çağatayca, Farsça ve Uygurca yazmalardaki Oğuz Kağan Destanı; Oğuz boyları, Türk dili, edebiyatı, folkloru, târihi ve kültürü hakkında bilgi verir. Destan Türklerin atası olduğu varsayılan Oğuz Kağan'ın hayatını anlatır.

<span class="mw-page-title-main">Ongun</span>

Ongun, Eski Türklerin Tengricilik inancında, içinde bir ruhu barındıran bir cisme verilen isimdir. Diğer eski inanç sistemlerinde de bulunan totem ile karşılaştırılabilir. Aynı Amerika yerlilerin totemleri gibi, eski Türk boylarının da her birisinin kendine özel bir ongunu vardır. Bu genellikle kendi boylarını koruduğuna inandıkları kutsal bir hayvan türü ya da büyük bir atalarının ruhunu barındırdığına inandıkları bir cisimdir.

<span class="mw-page-title-main">Tekboynuz</span> mitolojik yaratık

Tekboynuz veya Unicorn, mitolojik tek boynuzlu at. Kafasının ortasından düz bir boynuz çıkar. Saf ve masum olduğuna, kanı içildiğinde kişiyi ölümsüz kıldığına, bu nedenle öldürmenin lanet getireceğine inanılan efsanevi bir hayvandır. Latince ismi olan Unicorn; "bir-tek" anlamına gelen uni- ve boynuz anlamına gelen cornus sözcüklerinden türemiştir. Yine bir efsaneye göre, sadece bakire kızların yanına yaklaşır ve bu şekilde yakalanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Oğuz Han</span> Türk ve Altay mitolojisine göre Türklerin atası

Oğuz Kağan ya da Oğuz Han, Türk ve Altay mitolojisinde Oğuz Türklerinin atası. Uğuz Han, Uz Han veya Oğur Han olarak da bilinir. Dedesi Kabi Han, annesi Ay Kağan, babası Kara Han'dır. Oğuz Kağan Destanı'nın baş kahramanıdır. 24 Oğuz Boyu’nun ondan türediğine inanılır. Bazı kaynaklara göre destanda Asya Hun İmparatorluğu'nun hükümdarı Mete Han ile özdeşleştirilmiştir.

Kut; Türk, Moğol ve Altay şamanizminde ve halk inancında kutsal enerji, yaşam gücü. Hut, Kud, Gut da denir. Moğollar Kutag, Hutag derler.

<span class="mw-page-title-main">Baksı</span>

Bahşı, Türkmenlerde destan anlatıcısı, Özbeklerde destancı ve falcı, Kazak ve Kırgızlarda ise büyücü ve duahan manalarında kullanılmaktadır. Türkçe Kişi Adları Sözlüğünde; 1. Bilgin, öğretmen. 2. Saz şairi, âşık. 3. Hekim. olarak tanımlanır.

Alkıma - Türk halk kültüründe hayırdua. Olumlu dilekte bulunma.

<span class="mw-page-title-main">Basaman</span>

Basaman Han - Türk ve Altay mitolojisinde Deniz Tanrısı. Denizlerden sorumludur. Korkusuz bir alp olarak nitelenir. Elinde üç çatallı kargısı vardır. Yanında taşıdığı dokuz kollu tuğu yırtıcı hayvan kuyruklarından oluşturulmuştur.

Büke - Türk ve Altay mitolojilerinde ejderha demektir. Bükü veya Buka olarak da söylenir. Efsanevi yaratık. Yılana benzer dev bir sürüngendir. Çoğu zaman kanatlı olarak betimlenir. Uçabilir. Ağzından ateş saçar, dişlerinden asit akıtır. Derisi zırh gibi pullarla kaplıdır. Tüm Dünya mitolojilerindeki ortak figürlerden birisidir. Dinozorlar çağından kalma bazı yaratıkların ilkel topluluklardaki düşsel anlatımı olarak düşünülebilir. Moğollarda Buka Noyon devlerin babasıdır ve dokuz oğlu vardır. Badraç adı verilen ejderha yedi başlıdır. Çin kültüründe Lu olarak bilinir. Çin etkileri, Türk ve Moğollarda bu varlığa dair toplumsal anlayışı da değişik oranlarda biçimlendirmiştir.

Bulca Han, Türk ve Moğol mitolojisine göre Türklerin ve Moğolların ilk ve ortak atası olan kağan. Abulca (Amulca) Han veya Olca Han olarak da bilinir. İslamiyet'in ve Arapçanın da etkisiyle Ebülce Han şeklinde de söylenmiştir.

Çor - Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe Cin demektir. Çer, Çur, Şor, Şar, Çora, Çura şeklinde de ifade edilir. Moğolcada Çotgor, Çutgur, Çutkur, Çetger, Çetker, Çidkür, Südkür, Sötkör olarak söylenir. Gözle görülemeyen, ateşten yaratılmış varlık.

Mangus - Türk ve Altay mitolojisinde canavar, hortlak, dev, ejderha gibi içeriklerin tamamını kapsar. Türk dillerinde Mangıs, Mongus, Mogus ve Moğol dillerinde Mongas, Mangas olarak yer alır.

Yomak – Türk, Altay ve Moğol halk kültüründe ve halk edebiyatında destan, epik şiir. Yomok, Comok, Comog, Yumah, Nomok, Zomok, Zumah olarak da söylenir. Moğollar Domog derler. İlk anlamı "Öbür dünyaya ait, şaman hikâye ve efsaneleri" olan bu sözcük Kınm Türkçesinde de "hikâye, destan" anlamında korunmuştur.

At; Türk, Moğol ve Altay halk kültüründe, halk inancında ve mitolojilerinde kutlu hayvandır. Yunt veya Yabu ya da Yılkı (Cılkı) olarak söylendiği Türk dilleri de vardır. Moğollar Adu veya Mor (Morın) derler. Toynaklı, dört ayaklı, memeli yük hayvanıdır.

Bayçar - Türk, Altay ve özellikle Balkar halk kültüründe kurban. Türkçedeki "kurban" sözcüğünün içerdiği anlamdan daha geniş kapsamlıdır. İlahi bir amaçla kesilen veya doğaya salınan hayvan ya da doğaya saçılan yiyecek, içecekler ile tahılları da içerir.

<span class="mw-page-title-main">Irkıl</span>

Irkıl Han - Türk ve Altay mitolojisinde söylencesel Şaman. Arkıl Han olarak da bilinir. Şamanların atası olarak kabul edilir. Yeryüzündeki ilk şamandır. Üç yıl önce ölenleri bile diriltir, körlerin gözünü açar. Anlatıldığına göre o kadar güçlüdür ki, hiçbir tanrıyı tanımaz. Tanrı Ayığ Han onu yanına çağırtarak bu gücü nereden aldığını sorar. O da, hiçbir yüce güç tanımadığını ve yaptıklarının kendi gücü ile olduğunu söyleyerek tanrıya karşı saygısızlık yapar. Bunun üzerine Ayığ Han, Irkıl'ı ateşe attırarak yaktırır. Onun yandığı bu ateş diğer gelecek kamların ruhlarını oluşturur. Türk ayin ve törenlerinin temellerini atan kişi olarak da bilinir.

Tin – Türk ve Altay halk inancında Ruh. Tın olarak da söylenir. İnsan varlığının somutdışı ve nesnesel olmayan kısmı. Soyut varlık. Düşünsel ve duygusal yapı.

<span class="mw-page-title-main">Yer Tanrı</span>

Yer Tanrı - Türk ve Altay halk inancında ve mitolojisinde yeryüzü ilahıdır. Yertengri veya Certenger olarak da söylenir. Bazen kötülükleri ve insani ve nefsani oluşumları temsil eder. Gök Tanrı yanında ikinci planda kalır. İnsan biçimli olarak çok fazla tasvir edilmemiştir. Ancak çoğu zaman dişil bir varlık olarak algılanır. Yeryüzü veya Dünya “Yertinç / Yerdinç” olarak ifade edilir.

Sarkan – Türk, Altay ve Macar mitolojisinde Ejderha Tanrısı. Sarhan şeklinde de söylenir. Sarıkan Han, Şarıhan (Şaruhan) veya Sarık Han olarak da bilinir. Ejderhaları yönetir. Elinde bakır bir değnekle yeraltının dokuzuncu katında yaşar. Macar mitolojisindeki ejderhanın adı Sarkany'dır. Ayrıca bu sözcük, Orta Asya Şamanizminde bir ayağı diğerinden kısa olarak tasvir edilen bir putun adıdır.