İçeriğe atla

Cam asansör

Cam asansör (veya cam yürüyen merdiven); kadın egemen mesleklerdeki erkeklerin kariyerlerinde kadınlara kıyasla daha kolay bir şekilde yükselmelerini ifade eden sosyolojik bir terimdir.[1]

Kadınların, kadın mesleği olarak görülen hemşirelik, öğretmenlik gibi çalışma alanlarında üst düzey yönetici olma veya terfi alma yolunda kariyer basamaklarını "normal bir merdivenden" çıkarken, erkeklerin "camdan bir yürüyen merdiven" veya "cam asansör" vasıtasıyla daha kolay ve daha hızlı bir şekilde yükselmesi metaforuna dayanır.

Kavram, 1992 yılında ABD'li sosyolog Christine L. Williams tarafından "Cam Asansör: "Kadın" Mesleklerinde Erkekler İçin Gizli Avantajlar" başlıklı makalede kullanılmıştır.[2] Williams araştırması için 1985- 1991 yılları arasında, ABD’nin 4 büyük şehrinde hemşireler, ilkokul öğretmenleri, kütüphaneciler ve sosyal hizmet uzmanlardan oluşan 99 kişi ile görüşmüş ve erkeklerin işlerine terfi gibi konularda daha avantajlı olduğunu ortaya koymuştur.[3] Williams bu araştırmasıyla kadın egemen mesleklerde erkeklerin, erkek egemen alandaki kadınlarla benzer problemleri yaşadığına dair teoriyi çürütmüş ve erkeklerin pembe yakalı işlerde bir cam tavanla değil, mesleki gelişimlerini ve terfilerini kolaylaştırıcı "cam asansör" ile karşılaştıklarını ifade etmiştir.

Williams, yirmi yıl sonra cam asansör olgusunu yeniden ele almış; 2013 yılında yayımlanan makalesinde daha önce ortaya attığı kavramın iki önemli sınırlılığını tespit etmiştir: Birincisi, "cam asansörle yükselme imkanı her erkek için geçerli değildir (cinsel yönelim, ırk ve etnik grup temelinde azınlık grupta olan erkekler cam asansörle yükselme avantajından yoksundur)"; ikincisi, "cam asansör, sadece istikrarlı iş ve öngörülebilen kariyer adımları gibi artık iş piyasasında var olmayan bazı özelliklere sahip işyerleri için geçerli bir kavramdır."[4]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Sebahattin Yıldız; Fidan Alhas; Önder Sakal; Harun Yıldız (2016). "Cam Uçurum: Kadın Yöneticiler Cam Tavanı Ne Zaman Aşar?". Ankara Üniversitesi SBF Dergisi. 71 (4). Ankara Üniversitesi. ss. 1119-1146. doi:10.1501/SBFder_0000002425. Erişim tarihi: 4 Mart 2021. 
  2. ^ Alev Sökmen; Semra Akar Şahingöz (2017). "Kadın Çalışanlarda Cam Tavan Yansıtıcılarından Kurum İkliminin, İş Tatmini ve İşten Ayrılma Niyetine Etkisi: Otel İşletmelerinde Bir Araştırma" (PDF). İşletme Araştırmaları Dergisi. 9 (1). ss. 113-133. doi:10.20491/isarder.2017.237. ISSN 1309-0712. Erişim tarihi: 4 Mart 2021. 
  3. ^ Bayat, İrep; Baykal, Beril (31 Aralık 2021). "Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığının Yarattığı Engeller: Çalışma Yaşamında Varolmaya Çalışan Kadın". Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 23 (3): 745-762. doi:10.26745/ahbvuibfd.990887. 2 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Şubat 2023. 
  4. ^ Williams, Chrisinte L. (Ekim 2013). "The Glass Escalator, Revisited: Gender Inequality in Neoliberal Times, SWS Feminist Lecturer". Gender & Society. 5 (27). 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Feminizm</span> İdeoloji

Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Cinsiyet</span>

Cinsiyet, erillik ve dişilik arasında farklılık gösteren özellikler aralığı veya bağlama göre, bu özellikler biyolojik cinsiyeti ve cinsiyete dayalı toplumsal yapıları kapsayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Transseksüellik</span> kişinin kendisini farklı bir cinsiyet kimliğinde hissetmesi veya cinsiyet değiştirmesi

Transseksüellik, kişinin, kendisini atanmış cinsiyetine ait hissetmeyerek farklı bir cinsiyet kimliğini benimsemesi durumudur. Transseksüellik, kişinin cinsiyet kimliğini belirtir, bu sebeple cinsel yönelim ile karıştırılmamalıdır. Transseksüel bir kişi heteroseksüel, homoseksüel, aseksüel ya da biseksüel gibi cinsel yönelimlere sahip olabilir.

Cinsiyetçilik, kişinin cinsiyetine veya toplumsal cinsiyetine dayalı önyargı veya ayrımcılıktır. Cinsiyetçilik herkesi etkiler. Basmakalıplarla ve toplumsal cinsiyet rolleriyle bağlantılıdır, ve bir cinsiyetin veya toplumsal cinsiyetin doğası gereği diğerinden üstün olduğu inancını içerebilir. Aşırı cinsiyetçilik kadın düşmanlığını, cinsel tacizi, tecavüzü ve diğer cinsel şiddet biçimlerini teşvik edebilir. Cinsiyet ayrımcılığı cinsiyetçiliği kapsayabilir. Bu terim, insanlara cinsiyet kimlikleri veya toplumsal cinsiyet veya cinsiyet farklılıklarına dayalı ayrımcılık olarak tanımlanmaktadır. Cinsiyet ayrımcılığı özellikle işyeri eşitsizliği açısından tanımlanmaktadır. Sosyal veya kültürel gelenek ve normlardan ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsiyetler arası ücret farkı</span>

Cinsiyetler arası ücret farkı, Türkiye İstatistik Kurumu'nun tanımına göre erkekler ve kadınlar arasındaki ücret farkının erkek ücreti içindeki yüzdesidir. Avrupa Birliği'nin tanımı göre ise erkek ve kadınların ortalama brüt saatlik ücretleri arasındaki farkın, erkeklerin ortalama brüt saatlik ücreti içindeki yüzdesidir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsiyet eşitsizliği</span>

Cinsiyet eşitsizliği, bireylerin cinsiyetlerine göre maruz kaldıkları eşit olmayan davranışlar, tutumlar ve algıları anlatmak için kullanılan bir kavramdır. Kökeni, toplumsal cinsiyet rollerindeki farklılıklardır. Cinsiyet sistemleri genellikle kesin hatlarla ikiye ayrılmış ve hiyerarşik yapıya sahiptir; cinsiyet ikiliği sistemleri günlük yaşamın sayısız boyutunda kendini gösteren eşitsizlikleri yansıtabilmektedir. Cinsiyet eşitsizliği deneysel temellere dayandırılmış ya da toplumsal olarak kabul edilmiş ayrıcalıklardan kaynaklanır.

<span class="mw-page-title-main">Pembe yakalı işçi</span>

Pembe yakalı işçi, bakım odaklı kariyer alanında ya da tarihsel olarak kadınların işi olduğu düşünülen alanlarda çalışan birini ifade eder. Bu, güzellik endüstrisindeki işleri, hemşireliği, sosyal çalışmayı, öğretimi, sekreterlik çalışmasını veya dadı gibi meslekleri içerebilir. Bu işler erkekler tarafından da doldurulabilse de, genellikle kadın egemenliği altındadırlar ve beyaz yakalı işçi veya mavi yakalı işçilerden önemli ölçüde daha az ödeme alabilirler.

Kraliçe arı sendromu, özellikle erkek egemen işlerde, üst kademelerdeki kadınların kimisinde gözlenen hemcinsleri ile arasına mesafe koyma ve onları desteklememe eğilimini ifade eder.

Cinsiyet kimliği, kişinin kendi cinsiyetine ilişkin kişisel duygusudur. Cinsiyet kimliği, bir kişinin atanmış cinsiyetiyle ilişkili olabilir veya ondan farklı olabilir. Çoğu bireyde, cinsiyetin çeşitli biyolojik belirleyicileri, bireyin cinsiyet kimliğiyle uyumludur ve tutarlıdır. Cinsiyet ifadesi tipik olarak bir kişinin cinsiyet kimliğini yansıtır, ancak bu her zaman böyle değildir. Bir kişi, belirli bir toplumsal cinsiyet rolüyle tutarlı davranışlar, tutumlar ve görünümler ifade etse de, bu tür ifadeler mutlaka cinsiyet kimliklerini yansıtmayabilir. Cinsiyet kimliği terimi, 1964 yılında psikiyatri profesörü Robert J. Stoller tarafından icat edildi ve psikolog John Money tarafından popüler hale getirildi.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet sosyolojisi</span> sosyolojinin alt dalı

Toplumsal cinsiyet sosyolojisi, kadın ve erkek arasındaki farkılılıkların kültürel ve toplumsal olarak nasıl kurulduğunu, kadın ve erkeğin sosyal yapı içindeki durumlarını, kadınlık ve erkeklik kimliğinin oluşum sürecini inceleyen sosyoloji alt dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hipergami</span>

Hipergami, sosyal bilimlerde kendisinden daha yüksek kast veya sosyal statüye sahip bir eşle evlenen bir kişinin eylemi veya uygulaması için kullanılan bir terimdir.

Cinsiyet tarafsızlığı, politikaların, dilin ve diğer sosyal kurumların rolleri insanların cinsiyetine göre ayırt etmekten kaçınması gerektiği fikridir. Bu, bir cinsiyetin diğerinden daha uygun olduğu sosyal roller olduğu izleniminden kaynaklanan ayrımcılığı önlemek içindir. Tarih boyunca cinsiyet eşitliğindeki eşitsizlik, pazarlama, oyuncak, eğitim ve ebeveynlik teknikleri dahil olmak üzere toplumun birçok yönü üzerinde önemli bir etkiye sahip olmuştur. Son yıllarda toplumsal cinsiyet tarafsızlığını artırmak için kapsayıcı dili kullanmaya ve eşitliği savunmaya toplumsal bir vurgu yapılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Cam tavan</span>

Cam tavan, toplumda kadınların ve/veya azınlık grubu oluşturan kişilerin maruz kaldıkları ve mevcut hiyerarşik düzende belli bir seviyenin üstüne yükselmelerine engel olan soyut ayrımcılığı ifade eden bir metafordur.

Eşit işe eşit ücret, aynı iş yerindeki kişilere eşit ücret verilen işçi hakları kavramıdır. Çoğunlukla cinsiyete dayalı ücret farkı ile ilgili olarak cinsel ayrımcılık bağlamında kullanılır. Eşit ücret, temel ücret, aylık dışı ödemeler, ikramiyeler ve ödenekler dahil olmak üzere tüm ödeme ve yardımlarla ilgilidir. Bazı ülkeler, eşit ücret konusunda diğerlerinden daha hızlı hareket etti.

Feminist teoride, heteroataerkillik veya cisheteroataerkillik, cis erkeklerin ve heteroseksüellerin, cis dişilerin ve diğer cinsel yönelimlerin ve cinsiyet kimliklerinin üzerinde yetkiye sahip olduğu sosyopolitik bir sistemdir. Bu terim, kadınlara yönelik ayrımcılıkla LGBTQ bireylere yönelik ayrımcılığın aynı cinsiyetçi sosyal ilkeden kaynaklandığını vurgular.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet kalıp yargısı</span>

Toplumsal cinsiyet kalıp yargısı, farklı cinsiyetlere mensup bireylerin özellikleri ve davranışlarının neler olduğu ve toplumda bu cinsiyetler için uygun veya arzu edilir olarak kabul edilen tutum ve davranışların neler olduğu hakkında o cinsiyetin tüm bireylerine genelleştirilen fikirlerdir.

Cam uçurum, ekonomik kriz veya şirket performansındaki gerileme gibi riskli ve zor koşullarda kurumlardaki yöneticilik pozisyonlarına kadınları getirme eğilimidir.

Sağlık mesleklerinde cinsiyet ayrımcılığı, kadın klinisyenlere karşı aşağılayıcı ve saldırgan yorumlar, düşük ücret ve ağırlıklı olarak erkek akranlardan gelen diğer ayrımcı eylemler yoluyla sözlü olarak ifade edilen tüm önyargı kültürünü ifade eder. Bu kadınlar, tıp alanında büyük ölçüde erkeklerin hakimiyeti altında olan güç konumlarının yanı sıra işe alım sürecinde sergilenen ve terfilerle de sınırlı olmayan ilk önyargıların bir sonucu olarak çalışma ortamlarında zorluklarla karşılaşıyorlar.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet eşitliği</span> tüm cinsiyetlerin haklara, kaynaklara, fırsatlara ve korumalara eşit erişimi

Toplumsal cinsiyet eşitliği, erkek ve kadının kamusal ve özel yaşamın tüm alanlarına eşit ve yetkinleştirilmiş şekilde katılımını ifade eden bir insan hakları kavramıdır.

İş hayatında kadın olma konusu, “Toplumsal Cinsiyet” ve “Kadın Çalışmaları” gibi alanlar içerisinde değerlendirme konusu yapılan bir başlıktır. Ataerkilliğin olduğu toplumlarda, üretime katılım erkeklerin sorumluluk alanı olarak görülürken, kadınlar “çocuk doğurmak, sağlıklı şekilde büyütmek ve evin düzenini korumak” ile sorumlu görülür. Bu anlayışın bir sonucu olarak, “kadınların çalışma hayatında geri planda kalması” söz konusudur.