Tabgaçlar, Siyenpilerin bir boyu.
Süleyman, Tanah ve Eski Ahit'e göre eski İsrail hükümdarı ve Kral Davut'un oğlu ve halefidir. Birleştirilmiş İsrail ve Yahuda'nın sondan bir önceki hükümdarı olarak tanımlanır. Süleyman'ın hükümdarlığının varsayılan tarihleri MÖ 970-931 arasındadır. Ölümünden sonra oğlu ve halefi Rehav'am kuzey kabilelerine karşı sert bir politika benimseyecek ve sonunda İsrailoğullarının kuzeydeki İsrail Krallığı ile güneydeki Yehuda Krallığı arasında bölünmesine yol açacaktır. Bölünmenin ardından onun soyundan gelenler Yahuda'yı tek başlarına yönetti.
Sidarta Gotama, yaygın olarak Buda olarak bilinir, MÖ 6 veya 5. yüzyılda Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ve Budizm'in kurucusu olduğu düşünülen din adamı. "Buda" bir lakap olup kendisine ölümünden yüzyıllar sonra atfedilmiştir. Sanskritçede "uyanmış kişi" anlamına gelen Buda, peşine düştüğü yaşam ve ölümün ardındaki gerçeğin arayışı sonucu Sidarta Gotama'da oluşan ruhani aydınlanmayı anlatmak için kullanılan bir ünvandır.
Çin mitolojisi, Çin halk ve kültürünün biriktirdiği mitolojik ve efsanevi söylence, inanç ve tarih anlayışın bütününü tanımlar. Oxford'un Asya Mitolojisi Sözlüğü Çin mitolojisini tanımlarken şu ifadeye yer verir:
Çin mitolojisi, ..., tarih, efsane ve mitin bir karışımıdır.
Yasak Şehir, Ming Hanedanı'nından Çing Hanedanı'nın sonuna kadar kullanılmış Çin imparatorluk sarayıdır. Çin'in Pekin şehrinin ortasında bulunmaktadır. Yaklaşık 500 yıl imparator ve hizmetlilerine ev sahipliği yapmış, aynı zamanda Çin hükûmetinin törensel ve politik merkezi olmuştur. 1925'ten beri Saray Müzesi'ni barındırmaktadır.
Geleneksel Çin Tıbbı (GÇT),, Antik Çin'de ortaya çıkıp günümüze dek süregelen ve doğu Asya'da yaygın olarak kullanılan, temeli Dao Evren Anlayışına dayanan hekimlik bilgilerinin tümüne denir. MÖ 2500-300 arasında binlerce yıl boyunca hekim ve çırak ilişkisiyle geliştirilen ve aktarılan bilgi ve deneyimler yığılarak birikmiştir. Qin Hanedanlığı'ndan itibaren ise tüm klasik eserler sistematik bir düzen içinde tekrar yazıya geçirilmiş ve Çin Tıbbı da bu klasikler arasında yer almıştır. Hekimlik alanında Huang Di- Nei Jing adlı eser yazılı en eski tıbbi kaynak olduğu gibi günümüzde de Çin Tıbbı'nda başvuru kitabı olarak kullanılmaktadır. Huang Di, efsanevi bir karakter olarak anlatılsa da özünde bu tıbbı eserin, birçok hekimin deneyim ve yöntemlerinin derlemesi olduğu görüşü hakim dir. Rahatsızlıkların kökeni incelenirken Dao evren anlayışı ilkelerini temel alır. Sinosfer'de binlerce yıldır yaygınca kullanılmaktadır. Çin Tıbbı'nda, akupunktur, Çin Tıbbı bitkileri, Çin Tıbbı beslenmesi, çigong, tuina, kupa çekme, vs. gibi tedavi yöntemleri bir bütün olarak uygulanır. Çin Tıbbı'nın kuramsal yapısını, Çi ve Kan kuramı, Yin Yang ve Beş Unsur karşıtlık ve döngüsellik ilkeleri, Zang Fu Kuramı gibi kök kuramlar üzerine örmüştür.
Konfüçyüsçülük, Ruizm veya Ru klasisizmi olarak da bilinir, antik Çin'de ortaya çıkan bir düşünce ve davranış sistemidir ve çeşitli şekillerde bir gelenek, felsefe, din, hükûmet teorisi veya yaşam biçimi olarak tanımlanır. Konfüçyüsçülük, Çin filozofu Konfüçyüs'ün öğretilerinden, daha sonra Yüz Düşünce Okulu dönemi olarak anılacak bir dönemde gelişti.
Çin felsefesinde Legalizm, bir politik sistemin temellerini içeren felsefedir. İlkbahar ve Sonbahar Dönemi'yle Savaşan Beylikler Dönemi'nde yaygın olan dört felsefe okulundan biriydi. MÖ 770-MÖ 221 yıllarını içine alan bu dönem, Çin'de büyük kültürel mayalanmanın olduğu ve yeni düşünce tarzlarının ortaya çıktığı dönemdir.
Shiji veya "Büyük Tarihçinin Kayıtları" MÖ 109 - MÖ 91 yılları arasında yazılmış tarih konulu eserdir. Sima Qian'ın başyapıtı olan eser, Sarı İmparator zamanından yazarın kendi zamanına kadarki Çin tarihini konu almaktadır. Sarı İmparator'un dönemini geleneksel olarak MÖ 2600 civarı olarak kabul edilmiştir ve tarihîliği tartışmalı olan bu figürü Sima Qian tarihî bir önder olarak bu eserinde ele almıştır. Çin tarihindeki ilk sistematik tarih metni olması hasebiyle, kendisinden sonra büyük gelişme kaydeden Çin tarih yazımı ve nesrini (düzyazısını) büyük oranda etkilemiştir. Etkisi bakımından Herodot ve eseriyle karşılaştırılabilecek bir konumdadır.
Qu Yuan güney Chu asıllı Muharip Devletler Dönemi, Çinli şairi. Eserlerinin çoğunluğu Chu Ci isimli şiir antolojisinde bulunmaktadır.
Sanatın tarihi, insanlar tarafından yapılmış herhangi bir sayıda olabilen manevi, anlatısal, felsefi, sembolik, kavramsal, belgesel, dekoratif, işlevsel vs. amaçlar için yapılan ve görsel estetiğin ön planda olduğu nesnelere odaklanır. Görsel sanatlar, güzel sanatlar ve uygulamalı sanatlar gibi çeşitli şekillerde sınıflandırılabildiği gibi insan yaratıcılığının olduğu veya mimari, heykel, resim, film, fotoğraf ve grafik sanatlar gibi farklı medya formlarına odaklanan alanlarda bu kapsam içerisinde yer almaktadır. Son yıllardaki teknolojik gelişmeler ile video sanatı, bilgisayar sanatı, performans sanatı, animasyon, televizyon ve video oyunları gibi yeni sanat formlarının oluşmasına yol açmıştır.
Çin tarihi, yazılı kaynaklara göre 3500 yıldan fazla geriye uzanmakta olup yazılı Çin tarihi ise MÖ 1500'lerde Shang Hanedanı döneminden başlamaktadır. Çin binlerce yıllık tarihi ile dünyanın en eski medeniyetlerinden biri ve uygarlığın beşiği olarak kabul edilmektedir. Çin uzun tarihi boyunca değişimli olarak birleşik bir devlet olarak veya birçok devlet halinde parçalanmış olarak varlığını sürdürmüştür.
Çin kültürü, modern dünyadaki en eski jeopolitik varlık olan Çin'in topraklarında yer alan, en zenginleri 10.000 yıl öncesine dayanan, çok çeşitli alanlardaki muazzam ve karmaşık başarıları kapsar. Nitekim günümüz Çin, hanedanların ve siyasi rejim değişiklikleriyle Çin Şi Huang'ın M.Ö. 221 yılında kurduğu Çin İmparatorluğu'nun doğrudan vârisi olarak görülebilir. Pratiklerin, nesnelerin ve kavramların etkili bir şekilde yayılmasına olanak sağlayan bu süreklilik, Çin kültürünün belli unsurlarına bölgesel ve tarihsel farklılıkların ötesine geçen genel bir görünüm kazandırmaktadır. Bu unsurlardan bazı örnekler, mandarin rejiminde ve toplumsal ve ailevi ilişkilerin kavranmasında görünebilen Konfüçyüsçü etkiler ya da Çin dünyası genelinde benimsenmiş felsefi veya metafizik kavramların ve dini pratiklerinin kökeninde bulunan Taoizm damgası. Çin İmparatorluğu'nun prestiji, bu ortak kültürünün Uzak Doğu ve Güneydoğu Asya'ya yayılmasına katkıda bulunmasının yanı sıra Çin uygarlığını zenginleştirmiş birçok yabancıyı cezbetmiştir. Diğer kültürel başarılar ancak belli bir bölgeye ya da bir döneme özgüdür. Bu açıdan, Çin kültürünün çeşitli alanlarının 19. yüzyıldan beri Batılı nüfuza ve moderniteye yaklaşma biçimi ve küreselleşmeye karşı göstermeye devam ettiği tepki büyük bir ilgi meselesidir. Çin'in ekonomik gelişimi popüler geleneklere ve sanatlara meydan okumaktadır. Nakış veya tiyatro gibi birçok kültür biçimi kaybolma sürecindedir.
Çin, dünyanın en eski ve sürekli öğreti ve felsefi geleneklerinin beşiği olmuştur. Çin'de batıdaki anlamıyla bire bir örtüşen bir din anlayışı hiç olmamıştır. Milattan önce 6. yüzyıldan itibaren görülmeye başlayan düşünce okulları kendi içinde özgün olarak sürekli gelişmiştir. Bu yüzden Çin'de inanç sistemleri olarak Çin kültürünü tarihi boyunca şekillendiren Konfüçyüsçülük, Taoizm ve çok sonradan gelen Budizm düşünce okulları sıralanır. Bu iç içe geçmiş düşünce okulları kendi aralarında kökten farklı bir evren anlayışı taşımazlar ancak klasik anlamıyla batıda ortaya çıkan Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık dinlerinden kökten ayrıdırlar. Bu düşünce okulları öncesinde de Çin'in hem toplayıcı ve avcı şamanik toplumlarında hem de yerleşik tarım toplumları döneminde kainatın doğuşuyla ilgili anlatılan masal ve efsanelerde evrenin; klasik dinlerde olduğu gibi bir yaratıcı tarafından yaratılmasından çok her şeye hamile olan ve hiçbir şeyin henüz bir biçimi olmadığı karanlık bulamaç bir şeyden doğduğu inançları yer bulmaktadır. Bu bulamaç, karanlık hiçbir nesnenin henüz şekil almadığı ama her şeye hamile olunan bu hale masallarda Hundun, düşünce okullarında Dao denmektedir. Dao'dan Gök ve Yer yani somut ve soyut olan her şey doğar, yin ve yang değişim ilkeleriyle her şey biçim alır ve dönüşür. Günümüzde Kuantum Kuramı'nın kozmogoni görüşleri Çin'de ortaya çıkan bu evren anlayışına daha yakın durmaktadır. Gök uzayı, yer ise yıldızlar, gezegenler gibi yoğun her şeyi temsil etmektedir. Dao düşünce okulunda Gök ve Yerin ham doğası yani kendiliğindenlik hali olan Zìrán (自然)'a uyması çabasız çabayı uygulaması en uygun yönetim olarak anlatılırken, Konfüçyüsçü okullara göre ise Gök ve Yer ilişkisi hiyerarşik ele alınır, erdem ve görevlere önem verilir, dolayısıyla devletin yönetimi ve halk ile ilişkisi buna uymalıdır anlayışı hakim olmuştur. Çin imparatorları, özellikle Konfüçyüs okuluna göre Gök gibi olmalıydılar ve bu yüzden "Göğün Vekaleti"ni (Tianming) talep edip Çin efsanevi ve geleneksel pratiklerine katılırlardı. Yaygın inanç sistemi bu şekilde kendini gösterirken sonraki yüz yıllarda Batıda ortaya çıkan dinler Çin'de yayılmak istemiş olsa da halk arasında bu inanç sistemleri çok rağbet görmemiştir. Ancak günümüzde sayıları fazla olmasa da Çin'de Hristiyanlık ve müslümanlık da yaşamaktadır. 1949 Mao Zedong devriminden beri Çin, bir ateist ve Marksist kurum olan Çin Komünist Partisi tarafından yönetilmektedir. Bu dönemde bilimsel bir zemini olmayan hiçbir görüşe izin verilmedi. Dini hareketler ve kurumlar önce hükûmet kontrolü altına alındı, sonra Kültür Devrimi (1966-1976) sırasında baskıya uğradı. Devrimin yumuşama döneminde geleneksel öğretiler ve sonradan gelen dini örgütlere haklar verilmeye başlanmıştır. Hükûmet henüz beş tane öğreti ve dini resmen tanımaktadır: Budizm, Taoizm, İslam, Protestanlık ve Katoliklik. 21. yüzyılın başında kurumsal idarelerde Konfüçyüsçülük ve Çin halk gelenekleri giderek daha fazla tanınma kazanmaktadır.
Çin sanatı, Çin'de yapılan ya da Çinli sanatçıların yaptığı görsel sanattır. Erken "taş devri sanatı" M.Ö. 10.000 yıllarına dayanır ve çoğunlukla basit çömlekçilik ve heykeller içerir. Bu erken dönemin ardından Çin sanatı, Çin tarihiyle olduğu gibi çoğunlukla yüzlerce sene süren çok sayıda hanedanlık dönemiyle karakterize edilir.
Tu'er Shen veya Tu Shen, eşcinsel kişiler arasındaki aşkı ve cinsel ilişkiyi idare eden bir Çin tanrısıdır. Adı Türkçeye motamot çevirilecek olursa " tavşan tanrı" anlamına gelir. Müritleri onu Ta Yeh olarak isimlendirir.
Chen Klan Atasal Salonu veya Chen Klan Akademisi 72 Chen klanı tarafından 1894'teki Qing Hanedanlığı'ndaki imparatorluk sınavı'lar için küçüklerinin konaklaması ve hazırlanması için Çin'in Guangzhou kentinde inşa edilen akademik bir tapınaktır. Daha sonra Chen Klan'ın Sanayi Kolejine ve ardından orta okullar olarak değiştirildi. Şimdi ise Guangdong Halk Sanatları Müzesine ev sahipliği yapmaktadır. Zhongshan 7. Yolunda Chen Klan Akademi metro istasyonu yanında yer alan Chen Klan Atasal Salonu, dokuz salon ve altı avluya sahip 19 binadan oluşan simetrik bir komplekstir. Güneye bakan kompleks, kuzey-güney ekseni etrafında biçimlendirilmiştir. Yapıda, ahşap oymalar ve çanak çömlek gibi güney Çin sanat eserlerinden oluşan geniş bir koleksiyon vardır. Chen Clan Ataların Salon kompleksi, geleneksel Çin mimarisini ve dekorasyon stilini örnekler ve dünya çapında kültürel ve mimari gelişmeleri etkilemiştir. 1988 yılında "Devletin Koruması Altında Ulusal Öneme Sahip Kültürel Eserler" listesine eklenmiştir.
Sekiz Ölümsüz, Çin mitolojisinde efsanevi xian ("ölümsüzler") grubudur. Her ölümsüzün gücü, yaşam ihsan edebilen veya kötülüğü yok edebilen bir gemiye aktarılabilir. Birlikte, bu sekiz gemiye "Gizli Sekiz Ölümsüz" denir. Çoğunun Tang veya Song Hanedanı'nda doğduğu söylenmektedir. Taocular tarafından saygı görüyorlar ve aynı zamanda laik Çin kültüründe popüler bir unsurdurlar. Penglai Dağı da dahil olmak üzere Bohai Denizi'ndeki beş adadan oluşan bir grupta yaşadıkları söylenmektedir.
Fanyang'ın Lu klanı (范陽盧氏) Doğu Han hanedanlığının sonlarından Song hanedanlığının başlarına kadar etkin olan bir Çin siyasi klanıydı. Zhou hanedanlığı altında bir dükalık devleti olan Qi'deki soylu bir klandan geliyorlardı. Aile adları Lu 盧, Qi'nin yönetici Jiang ailesi tarafından kendilerine verilen tımarın adından türetilmiştir. M.Ö. 386 yılında Tian ailesinden Dük Tai'nin Qi yönetimini Jiang ailesinden almasının ardından Jiang (姜) ailesiyle akraba olan Lu ailesi, kalıtsal tımarlarını ve mülklerini kaybederek diasporada yaşayan bir aile haline geldi. Lu ailesi daha sonra bugünkü Pekin, Tianjin ve Baoding'i kapsayan Fanyang Kumandanlığı'na yerleşmiştir.
Fayuan Tapınağı, Pekin'in merkezinin güneybatı mahallesinde yer alan, şehrin en eski ve en ünlü Budist tapınaklarından biridir.