Cadı, birçok din ve mitolojide kötü amaçlara hizmet ettiğine ve doğaüstü güçleri olduğuna inanılan kişidir. Popüler kültürde siyah pelerinli, sivri başlıklı, süpürgesiyle uçan bir kadın figürü resmedilir. Türkiye'de farklı ağızlarda "cazı", "cazi" ya da "cazi kari" olarak da bilinir.
Cadı Kazanı, Arthur Miller'ın 1952'de yazdığı bir oyundur.
Salem cadı mahkemeleri, Massachusetts'e bağlı kontluklarda Şubat 1692 ile Mayıs 1693 arasında gerçekleştirilen ve sonrasında cadılık ile suçlanan bir grup insan için sulh yargıçları tarafından yönetilen yerel mahkemeler ile devam eden duruşmalara denir.
Sarah Solart Salem cadı mahkemeleri sırasında suçlanan ilk kadınlardan biri. 17. yüzyılın sonundaki Salem cadı avı kurbanları gibi dini bağnazlığın tehlikesini simgeleyen isimlerden biridir.
Cadı olduğu gerekçesiyle idam edilenler listesi, büyük çoğunluğu 15. ve 18. yüzyıl arasında Avrupa'da organize edilen cadı avlarında idam edilen kişileri sıralar. En yoğun cadı avı dönemi 1560-1630 yılları arasında gerçekleşti. 1420'ye kadar cadılık suçlamasıyla yürütülen soruşturmalar kara büyü (maleficium) denilen, doğa üstü güçleri sayesinde diğer kişilere zarar verme konseptiyle gerçekleştiriliyordu ve 15. yüzyılın erken dönemlerine kadar cadılık şeytan ile ilişkilendirilmiyordu. Bu tarihten sonra hem organize bir şekilde cadı avlarına girişildi hem de cadılık direkt olarak Satanizm ile ilgili bir olay olarak kabul edildi. 16. yüzyılda belli bölgelerde cadı avlarında bir azalma olduysa da 17. yüzyılda yeniden artış yaşandı. Yeni Çağ'da Avrupa'da gerçekleştirilen en önemli cadı mahkemeleri İspanya'daki Bask cadı mahkemeleri, Almanya'daki Fulda cadı mahkemeleri, Werdenfels kontluğu cadı mahkemeleri, Trier cadı mahkemeleri ve Bamberg cadı mahkemeleri, Würzburg cadı mahkemeleri, İskoçya'daki North Berwick cadı mahkemeleri ve İsveç'teki Torsåker cadı mahkemeleridir. Avrupa'daki cadı avları 17. yüzyılda kolonilere de sıçramıştır. Bunlardan en büyüğü 1692-93'te gerçekleşen Salem cadı mahkemeleridir.
Anna Göldi Avrupa'da cadılık suçlamasıyla başı kesilerek idam edilmiş son kişi olan İsviçreli kadın. 2007 yılında İsviçre parlamentosu tarafından mahkemenin adli bir hata olduğuna kadar verildi ve ölümünden 226 yıl sonra aklandı. 2007 yılında adına bir vakıf kuruldu; 2010 yılında ise öldürüldüğü yer olan Glarus'ta Anna Göldi müzesi açıldı.
Lisbet Nypan cadılık suçlamasıyla öldürülen Norveçli kadın. Norveç'teki en tanınmış cadı avı kurbanlarından biridir. Aynı zamanda, Norveç'te cadılık suçlamasıyla idam edilen sondan ikinci kadındır.
Janet Boyman, Jonet Boyman veya Janet Bowman, cadılık suçlamasıyla idam edilen İskoç kadındır. Aleyhindeki dava 1570'te başladığı hâlde 1572'de yargılanmış ve idam edilmiştir. İddianamesi, Lizanne Henderson akademisyenler tarafından İskoçya'daki büyücülük ve peri inancının en eski ve en kapsamlı kaydı olarak tarif edilmiştir. Boyman'ın cadılıkla suçlanma nedeni ise devlet idarecilerinin ölümlerini öngördüğünü iddia etmesiydi.
Elspeth Reoch, cadı olduğu öne sürülen ve bundan ötürü ölüm cezasına çarptırılarak öldürülen bir İskoçtur. Caithness'de doğdu ancak çocukluğunu Orkney anakarasına gideceği tarihe kadar Lochaber'deki bir adada akrabalarıyla geçirdi. O zamanlar İskoçya'nın yargı çevresi içerisinde olan Orkney Adaları'nda büyücülük, yürürlükteki 1563 İskoç Büyücülük Yasası'na göre ölüm cezası gerektiren bir suçtu.
Erken Modern İskoçya'da cadı mahkemeleri, 16. yüzyılın başlarından 18.yüzyılın ortalarına kadar süren, büyücülük suçlarını konu alan yasal kovuşturmalardır. Bu mahkemeler, Erken Modern Avrupa'da yürütülen cadı mahkemelerinin bir parçasıydı. Orta Çağ'ın sonlarında büyücülük ile oluşturulan zararlar için mahkemeler yürütüldü, ancak 1563 Büyücülük Yasası'nın geçirilmesiyle hem büyücülük hem de cadılarla iletişime geçilmesi idamla cezalandırılabilecek suçlar hâline geldi. Yeni yasanın yürürlüğe girmesinin ardından yürütülen ilk büyük mahkemeler dizisi, 1589’da başlayan ve Kral VI. James'in hem “mağdur” hem de araştırmacı olarak önemli roller oynadığı Kuzey Berwick cadı mahkemeleriydi. VI. James büyücülükle ilgilenmeye başladı ve 1597’de Daemonologie adlı tezinde cadı avlarını savunan bir metin yayımladı. Ancak sonrasında kuşkuya kapıldı ve şüpheleri giderek arttı. Bunun sonucunda davaları azaltmak için önlemler aldı.
Orkney'deki büyücülüğün kökeni muhtemelen sekizinci yüzyıldan itibaren takımadalar üzerindeki Norsemen yerleşimine dayanmaktadır. Erken modern döneme kadar sihirli güçler genel yaşam tarzının bir parçası olarak kabul edildi, ancak İskoçya anakarasında cadı avları başladı ve 1563 İskoç Cadılık Yasası cadılık veya cadılara danışmayı ölümle cezalandırılacak bir suç haline getirdi. Büyücülükten yargılanan ve infaz edilen ilk Orcadialılardan biri, 1594'te Allison Balfour'du. Balfour, yaşlı kocası ve iki küçük çocuğu, kendisinden bir itiraf elde etmek için iki gün boyunca şiddetli işkenceye maruz kaldı.
Allison Balfour ya da Margaret Balfour, cadı olduğu öne sürülerek çarptırıldığı ölüm cezası sonucu öldürülen bir İskoçtu. 1594'te gerçekleştirilen cadılık davası, en çok bahsedilen İskoç büyücülük vakalarından biridir. Balfour'un yaşadığı İskoçya'nın Orkney Adaları'ndaki Stenness bölgesinde, o dönem yürürlükte olan 1563 İskoç Cadılık Yasası'na göre büyücülük, ölüm cezası gerektiren bir suçtu.
Isobel Gowdie, 1662 yılında Nairn yakınlarındaki Auldearn'da büyücülük yaptığını itiraf eden bir İskoç kadındı. Yaşı ya da hayatı hakkındaki bilgiler kısıtlıdır, muhtemelen olağan uygulamalar doğrultusunda idam edilmiş olsa da, durumun böyle olup olmadığı ya da bir rençperin karısı olarak eski hayatının belirsizliğine geri dönmesine izin verilip verilmediği kesin değildir. Görünüşe göre şiddetli işkence kullanılmadan elde edilen ayrıntılı ifadesi, cadı avları döneminin sonunda Avrupa büyücülük folkloruna dair en kapsamlı bilgilerden birini sağlamaktadır.
Karşı-Reformasyon ve Avrupa din savaşları sırasında kabaca %80'ini kadınların ve çoğunluğunu 40 yaşının üzerinde insanların oluşturduğu yaklaşık 50.000 kişi büyücülük suçlaması nedeniyle yargılandı ve kovuşturmalar 1580-1630 yılları arasında tepe noktasına ulaştı.
1649-50'deki Büyük İskoç Cadı Avı, İskoçya'daki bir dizi cadı mahkemelerini ifade etmektedir. Erken modern İskoçya'da tespit edilen beş büyük avdan biridir ve muhtemelen tek bir yıl içinde en çok infaza tanık olunmuştur.
1661-62 Büyük İskoç Cadı Avı, Nisan 1661'den itibaren on altı aylık bir süre boyunca İskoçya'nın tamamında gerçekleştirilen bir dizi cadı avıydı. En az 660 kişi büyücülük ve çeşitli diyabolizma suçlamalarından yargılandı.
Silvia Federici, Marksist feminist, radikal feminist ve anarşist gelenekten gelen felsefeci, kuramcı ve akademisyendir. New York'taki Hofstra Üniversitesi'nde sosyal bilimler profesörü olarak görev yapmaktadır.
Connecticut'ta Cadı Mahkemeleri, Conneticut'ın 17. yüzyıldaki cadı davaları, Salem, Massachusetts'a göre uzun bir süre gölgede kalmıştır. Bunun nedeni Salem ve Massachusetts'ta ki davaların daha çok sayıda ve daha çok ses getirmesidir. Ancak Connecticut'takiler, Salem'den kırk yıl önce, New England'daki ilk cadılık denemeleri arasındaydı. Mary Johnson'ın 1648'de Wethersfield'daki cadılık itirafı, kolonilerde türünün ilk örneğiydi. Toplamda, Connecticut'ta 43 büyücülük vakası duyuldu ve bunlardan 16'sı idamla sonuçlandı. Wethersfield, 1648 ile 1668 arasında belgelenmiş dokuz suçlama ve üç idam ile hikâyenin başladığı yerdir.
Malleus Maleficarum, 1486 yılında Dominikan Tarikatı rahibi Heinrich Kramer (Institoris) tarafından yazılmış demonoloji literatürünün en ünlü kitabı. 1519 tarihli Nürnberg baskısında kitabın yazarları Heinrich Kramer ve Jacob Sprenger olarak verilmesine rağmen yapılan son çalışmalar kitabın yazarının Heinrich Kramer olduğunu ortaya koymaktadır.
Monica Paulus, Papua Yeni Gine Dağlık Bölgesi'nden bir insan hakları aktivisti. "Yayla Kadınları İnsan Hakları Savunucuları Ağı" ve "Büyücülük Şiddetini Durdurun" kurucu ortaklarından biridir ve çabalarını büyücülük veya büyücülükle suçlanan kadınları korumaya yoğunlaştırır.