İçeriğe atla

CA19-9

Sialyl-LewisA
Adlandırmalar
sialyl LeA, SLeA, cancer antigen 19-9, CA19-9
Tanımlayıcılar
CAS numarası
3D model (JSmol)
MeSHsialyl+Lewis+A
  • O=C(O)[C@@]1(O[C@H]2[C@@H](O)[C@@H](CO)O[C@@H](O[C@H]3[C@H](O[C@H]4[C@@H](O)[C@H](O)[C@H](O)[C@H](C)O4)[C@@H](CO)OC(O)[C@@H]3NC(C)=O)[C@@H]2O)C[C@H](O)[C@@H](NC(C)=O)[C@H]([C@H](O)[C@H](O)CO)O1
Özellikler
Kimyasal formülC31H52N2O23
Molekül kütlesi820,74 g mol−1
Aksi belirtilmediği sürece madde verileri, Standart sıcaklık ve basınç koşullarında belirtilir (25 °C [77 °F], 100 kPa).
 doğrula (bu nedir? )

Sialil-Lewis A olarak da bilinen karbonhidrat antijeni 19-9 (CA19-9), genellikle hücrelerin yüzeyindeki O- glikanlarına bağlanan bir tetrasakkarit. Antijenin, hücreler arası tanıma süreçlerinde önemli bir rol oynadığı bilinmektedir. Aynı zamanda özellikle pankreas kanseri tedavisinde kullanılan bir tümör markerıdır.[1]

Yapı

CA19-9, Lewis AntigenA'nın siyalillenmiş formudur. Neu5Acα2-3Galβ1-3 [Fuca1-4] GlcNAcβ sekansına sahip bir tetrasakkarittir.

Tıbbi önem

Tümör markeri

Amerikan Klinik Onkoloji Derneği kılavuzları, CA19-9'un kanser, özellikle de pankreas kanseri için bir tarama testi olarak kullanılmasını önermemektedir. Bunun nedeni, testin birçok durumda yanlış negatif vererek kanseri olan kişileri atlaması veya hiç kanseri olmayan kişilerde anormal olarak yükselmiş (yanlış pozitif) değerlerin bulunabiliyor olmasıdır. CA19-9'un ana kullanımı bu nedenle bir pankreas tümörünün CA19-9 salgılayıp salgılamadığını görmektir. Eğer madde tümör tarafından salgılanıyorsa, tümör tedavi edildiğinde seviyelerin düşmesi, hastalık tekrar ederse ise tekrar yükselmesi beklenmektedir.[2] Bu nedenle marker nüks durumunda bir işaretleyici olarak kullanılabilir.

Pankreas kitleleri olan kişilerde, CA19-9, kanser ve dokuyu ilgilendiren diğer hastalıkların ayırt edilmesinde yararlı olabilir.[1][3]

Sınırlamalar

CA19-9, kolorektal kanser, özofagus kanseri ve hepatosellüler karsinom gibi birçok gastrointestinal kanser türünde yükselebilir.[1] Kanser dışında, pankreatit, siroz ve safra kanalı hastalıklarında da yüksek seviyeler gözlemlenebilir.[3] Değer, safra yollarında tıkanma olan kişilerde de yükselebilir.

Kırmızı kan hücrelerinde yer alan bir kan grubu antijeni olan Lewis antijeni A eksikliğine sahip hastalarda (Kafkas ırkı popülasyonunun yaklaşık %10'u), büyük tümörler olsa bile hastalarda CA19-9 herhangi bir hücre tarafından üretilmez.[2][3] Bunun nedeni Lewis antijeni A üretmek için gerekli olan bir fukosiltransferaz enziminin eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

Tarihçe

CA19-9, 1981'de kolon kanseri ve pankreas kanseri olan hastaların serumlarında ilk kez keşfedildi.[4] Kısa bir süre sonra karakterize edilen maddenin, öncelikli olarak müsin tarafından taşındığı bulundu.[5]

Kaynakça

  1. ^ a b c Perkins (2003). "Serum tumor markers". American Family Physician. 68 (6): 1075-1082. 3 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2020. 
  2. ^ a b "ASCO 2006 update of recommendations for the use of tumor markers in gastrointestinal cancer". J. Clin. Oncol. 24 (33): 5313-27. 2006. 28 Aralık 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Haziran 2020. 
  3. ^ a b c "Systematic review of carbohydrate antigen (CA19-9) as a biochemical marker in the diagnosis of pancreatic cancer". Eur J Surg Oncol. 33 (3): 266-70. Nisan 2007. 
  4. ^ "Specific antigen in serum of patients with colon carcinoma". Science. 212 (4490): 53-5. 1981. 
  5. ^ Magnani (15 Haziran 2004). "The discovery, biology, and drug development of sialyl Lea and sialyl Lex". Archives of Biochemistry and Biophysics. 426 (2): 122-31. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Meme kanseri</span>

Meme kanseri, meme hücrelerinde başlayan kanser türüdür. Akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türüdür. Her 8 kadından birinin hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanacağı bildirilmektedir. Erkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat daha fazladır. 1970'lerden bu yana meme kanserinin görülme sıklığında artış yaşanmaktadır ve bu artışa modern, Batılı yaşam tarzı sebep olarak gösterilmektedir. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde görülme sıklığı, dünyanın diğer bölgelerinde görülme sıklığından daha fazladır.

<span class="mw-page-title-main">Akciğer kanseri</span> Akciğer dokularında gelişen bir hastalık

Akciğer kanseri, akciğer dokularındaki hücrelerin kontrolsüz çoğaldığı bir hastalıktır. Bu kontrolsüz çoğalma, hücrelerin çevredeki dokuları sararak veya akciğer dışındaki organlara yayılmaları ile (metastaz) sonuçlanabilir. Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) raporuna göre akciğer kanseri tüm dünyada kanser türleri arasında en sık ölüme neden olan kanser türüdür ve tüm dünyada her yıl yaklaşık 1,6 milyon ölüme neden olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kanser</span> DNA hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalması

Kanserler (Habis tümörler, Malign tümörler), genellikle sürekli ve hızlı büyüyen tümörlerdir. Kapsülleri yoktur, büyürken sınır tanımazlar, çevresindeki dokuların ve damarların içine girerler (invazyon, infiltratif büyüme). Sıklıkla metastaz yaparlar. Tedavi edilmeyen ya da tedavisi gecikmiş kanserler ölümcüldür.

<span class="mw-page-title-main">Histopatoloji</span> Hastalığı incelemek ve teşhis etmek için dokunun mikroskobik incelenmesi

Histopatoloji ya da patolojik histoloji, hastalıklı dokunun histolojik incelenmesinde uzmanlaşan patoloji dalıdır. Anatomik patoloji açısından önemli bir araç olan histopatoloji, aynı zamanda kanser ve diğer hastalıkların doğru ve kesin teşhisi için kullanılır ve bu açıdan çok önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">Prostat kanseri</span> Kanser çeşidi

Prostat kanseri eril üreme sisteminde yer alan bir bez olan prostatta gelişen bir kanserdir. Prostat kanserlerinin çoğu yavaş gelişim gösterir; bununla beraber, görece hızlı gelişim gösterenleri de vardır. Prostat kanseri hücreleri prostattan vücudun diğer kısımlarına, özellikle kemiklere ve lenf düğümlerine yayılabilir. Başlangıçta hiçbir belirti vermeyebilir. İlerleyen aşamalarda ise işemede zorluk, idrarda kan ya da pelviste, sırtta veya işeme sırasında ağrıya sebep olabilir. İyi huylu prostat büyümesi olarak bilinen hastalık da benzer belirtiler verebilir. İleri aşamada ortaya çıkan diğer belirtiler arasında düşük alyuvar hücresi sayısından kaynaklanan yorgunluk hissi sayılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Rahim ağzı kanseri</span> Rahim ağzında meydana gelen kötücül kanser

Serviks kanseri, servikal kanser ya da rahim ağzı kanseri, rahim ağzının malign (kötücül) kanseridir. Serviks kanseri, epitelden köken alan malign tümör, yani karsinomdur. İlk belirtisi vajinal kanama olabilir, ama iyice ilerleyene kadar bir belirti göstermeme durumu da söz konusudur. Tedavisi, erken evrelerde ameliyat, ileri aşamalarda kemoterapi ve radyoterapidir.

Pankreas kanseri, pankreastaki sağlıklı hücrelerin kontrolden çıkıp hızla çoğalmaları sonucu ortaya çıkan hastalık. Pankreasın normalde yağ ve proteinlerin sindirilmesine yardımcı olan enzimlerin üretilmesi ve aralarında insülinin de bulunduğu hormonları salgılamak gibi işlevleri bulunur. Anormal hücreler, pankreasta tümör oluştururlar. Bu kötü huylu hücreler vücudun başka bölgelerine yayılabilirler (metastaz).

Paraneoplastik sendrom bir tümör veya tümörün metastazları ile doğrudan ilgili olmayan, yerleşim yerlerinden uzaktaki, ancak tümörün varlığına bağlı olan ve dolayısı ile tümörün çıkarılmasından sonra gerileyebilen belirti ve bulgularıdır.

Wilms tümörü veya nefroblastom çoğunlukla çocuklarda görülen nadiren yetişkinleri de etkileyebilen bir çeşit böbrek kanseri türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Tümörü infiltre eden lenfositler</span>

Tümörü infiltre eden lenfositler veya tümöre infiltre lenfositler(İngilizce: tumor-infiltrating lymphocytes), urun içine göçmüş ve kan dolaşımından ayrılmış akyuvarlardır. Bunlardan en çok bulunanı T hücreleri olup değişken oranlarda tek çekirdekli bağışık hücreleri, değişik türdeki karışık hücreler(T hücreleri, B hücreleri, doğal öldürücü hücreler, makrofajlar) de bunların içerisindedir.

<span class="mw-page-title-main">Safra kesesi kanseri</span>

Safra kesesi kanseri, nadir görülen bir kanser türüdür. Amerika Birleşik Devletleri'nde yılda 100.000 kişide 2 vakadan az görülmektedir. Özellikle Orta ve Güney Amerika, Orta ve Doğu Avrupa, Japonya ve Kuzey Hindistan'da yaygındır; Ayrıca Amerikan Yerlileri ve Hispaniklerin aralarında bulunduğu bazı etnik gruplarda da yaygındır. Yeterince erken teşhis edilirse, safra kesesi, karaciğerin bir kısmı ve ilgili lenf düğümleri çıkarılarak tedavi edilebilir, ancak en sık karın ağrısı, sarılık ve kusma gibi semptomlar ortaya çıktıktan sonra, yani kanser karaciğer gibi diğer organlara yayılınca teşhis edilir.

Tümör belirteci ya da Tümör markeri, kanserin varlığını veya kanser davranışını(ilerleme veya tedaviye yanıt gibi) belirlemek için kullanılabilen biyobelirteçlere verilen addır.

Onkolojide metastazektomi, bir organdan başlayıp diğer organlara yayılan ikincil tümörler olan metastazların cerrahi olarak rezeksiyonudur.

<span class="mw-page-title-main">Pankreatektomi</span>

Tıpta, pankreatektomi pankreasın tamamının veya bir kısmının cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Bazıları pankreatikoduodenektomi, distal pankreatektomi, segmental pankreatektomi ve total pankreatektomi olmak üzere çeşitli pankreatektomi türleri vardır. Son yıllarda, TP-IAT tıp camiasında oldukça ilgi çekmiştir. Bu prosedürler, benign pankreas tümörleri, pankreas kanseri ve pankreatit gibi pankreasın ilişkili çeşitli durumların tedavisinde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Karın ağrısı</span> mide ağrıları

Karın ağrısı, ciddi ve ciddi olmayan tıbbi durumlarla ilişkili olabilen bir semptomdur.

Kanser nedenleri veya kanser etyolojisi, günümüzde oldukça ilgi çeken konulardan biridir. Tümörlerin oluşumunda etkili çok sayıda faktör vardır. Kanser yapan etkilere 'kanserojen' veya 'karsinojen' denilmektedir. Karsinojen "karsinom doğuran" anlamındadır; kapsamına sarkom girmemektedir. Kanserojen kavramı sarkomları da içine alan tanımlamadır. Karsinojen ve kanserojen nitelemeleri günümüzde eşanlamlı sözcükler gibi kullanılmaktadır. Bazı etkiler doğrudan doğruya kanser yapamadıkları halde, kanserin oluşmasına yardım ederler. Bunlara kokarsinojen (cocarcinogen) denir. Kanserleşmeyi önleyen maddelere antikarsinojen (anticarcinogen) adı verilmiştir. Tümör oluşumunda üç temel neden vardır:

<span class="mw-page-title-main">Tümör mikro çevresi</span>

Tümör mikro çevresi (TME), tümörün etkileşim içerisinde olduğu hücresel ortamdır. Bu hücresel ortam; kanser hücrelerini, stromal dokuyu ve hücre dışı matriksi içeren dinamik bir ağı oluşturmaktadır. TME, tümördeki kanserli olmayan hücreleri ve bu hücreler tarafından ifade edilen, tümör büyümesine katkıda bulunan proteinleri içermektedir. Yapılan çalışmalar, tümör mikro çevresinin kanser tedavilerine direnci artıran kritik bir faktör olduğunu göstermektedir.

Moleküler onkoloji; tümörlerin moleküler düzeyde araştırıldığı ve kanser kimyası ile ilgilenen disiplinler arası bir daldır. Kanser riskinin öngörülmesinden kanserin tedavi edilmesine kadar birçok konuda önemli rol oynamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Testis kanseri</span>

Testis kanseri, erkek üreme sistemi’nin parçası olan testislerde oluşan kanser'dir. Belirtileri, testiste yumru veya testis torbası'nda şişlik veya ağrıyı içerebilir. Tedavi kısırlık ile sonuçlanabilir.

Kanser aşısı, mevcut kanseri tedavi eden ya da kanser gelişimini önleyen bir aşıdır. Mevcut kanseri tedavi eden aşılar, terapötik kanser aşıları veya tümör antijen aşıları olarak bilinir. Aşıların bazıları "otolog" olup, hastadan alınan örneklerden hazırlanır ve o hastaya özgüdür.