Buz çekirdeği örneği matkaptan alınmıştır. Fotoğraflayan Lonnie Thompson, Byrd Polar Research Center.
Bir buz çekirdeği, tipik olarak bir buz tabakasından veya yüksek bir dağ buzulundan çıkan bir çekirdek örneğidir. Buz, yıllık kar tabakalarının artan birikiminden oluştuğundan alt tabakalar üst tabakalardan daha eskidir ve bir buz çekirdeği yıllar boyunca buz formunda kalmıştır. Çekirdekler el maktapları (sığ delikler için) veya güçlendirilmiş matkaplarla delinir; 3.2 km'nin üzerindeki derinliklere ulaşabilirler ve 800 bin yaşındaki buzları içerebilirler.
İçinde kalan buzun ve malzemenin fiziksel özellikleri, çekirdeğin yaş aralığı üzerindeki iklimi yeniden yapılandırmak için kullanılabilir. Farklı oksijen ve hidrojen izotoplarının oranları, eski sıcaklıklar hakkında bilgi sağlar ve küçük kabarcıklar içinde hapsedilen hava, karbondioksit gibi atmosferik gazların seviyesini belirlemek için analiz edilebilir. Büyük bir buz tabakasında ısı akışı çok yavaş olduğu için, sondaj sıcaklığı geçmişteki bir başka sıcaklığın göstergesidir. Bu veriler mevcut tüm verilere en uygun iklim modelini bulmak için birleştirilebilir.
Buz çekirdeğindeki kirlilikler yere bağlı olabilir. Kıyı bölgelerinin deniz tuzu iyonları gibi deniz kaynaklı materyalleri içermesi daha olasıdır. Grönland buz çekirdekleri, soğuk çöllerin rüzgârla temizlendiği, geçmişte soğuk ve kuru dönemlerle ilişkilendirilen rüzgarla üflenmiş toz katmanları içerir. Doğal kökenden ya da nükleer denemelerden oluşan radyoaktif elementler buz tabakalarını tarihlendirmek için kullanılabilir.
Çöl, Yerküre'de yer alan ana biyom tiplerinden birisidir. Çöl, yıllık 250 mm'den az yağış alan bölgeler için kullanılan bir terimdir.
Buz, suyun donmuş haline verilen addır. Oda koşullarında 0 °C ve altında bulunur. Buzun yoğunluğu suyun yoğunluğundan az olduğu için su üstünde yüzebilir.
Asya'nın kuzeyinde yer alan Sibirya, 12.800.000 km²'lik yüzölçümüyle Rusya'nın yüzde 60'tan fazlasını kaplar. Batıda Ural Dağları'ndan doğuda Büyük Okyanus'a kadar uzanır. Kuzeyinde Arktik Okyanusu vardır. Sibirya'nın güneyinde, batıdan doğuya doğru, Kazakistan, Moğolistan ve Çin yer alır. Sibirya'nın nüfusu yaklaşık 40 milyondur.
İklim, bir yerde uzun bir süre boyunca gözlemlenen sıcaklık, nem, hava basıncı, rüzgâr, yağış, yağış şekli gibi meteorolojik olayların ortalamasına verilen addır. Hava durumundan farklı olarak iklim, bir yerin meteorolojik olaylarını uzun süreler içinde gözlemler. Bir yerin iklimi o yerin enlemine, yükseltisine, yer şekillerine, kalıcı kar durumuna ve denizlere olan uzaklığına bağlıdır. İklimi inceleyen bilim dalına klimatoloji adı verilir. İklim türleri, sıcaklık ve yağış rejimi gibi durumlara bakılarak sınıflandırılabilir. Ancak günümüzde en çok kullanılan sınıflandırma sistemi, aslen Wladimir Köppen tarafından geliştirilmiş olan Köppen iklim sınıflandırmasıdır.
Deniz seviyesi, atmosfer ile deniz yüzeyinin birleştiği yükseklik. Deniz seviyesi, Dünya'nın bir veya daha fazla su kütlesinin ortalama yüzey seviyesidir. Yeryüzündeki tüm yüksekliklerin ve denizaltındaki tüm derinliklerin tanımlanmasında kullanılan referans seviyedir. Deniz seviyeleri birçok faktörden etkilenebilir ve jeolojik zamanlar içerisinde büyük farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Dünya üzerindeki herhangi bir bölgenin deniz seviyesi; gel-git, atmosfer basıncı ve rüzgâr gibi nedenlerle kısa süreli değişiklikler gösterir. Kısa vadedeki değişimler ise Dünya'nın iklim değişikliklerine bağlıdır. Örneğin; 20. yüzyılda mevcut deniz seviyesindeki yükselmenin küresel ısınmadan kaynaklandığı varsayılmaktadır. Deniz seviyesinin ölçülmesi; devam eden iklim değişikliğine ilişkin ön görüler sunabilir. Bu değişimler nedeniyle deniz seviyesini, deniz yüzeyinin uzun vadedeki tüm hareketlerinin ortalaması alınarak hesaplanmış olan ortalama deniz seviyesi şeklinde tanımlamak daha doğru olur. Ortalama deniz seviyesi, uluslararası şekilde MSL kısaltması ile gösterilir. Türkçe yayınlarda zaman zaman ODS kısaltması kullanılır.
Karasal iklim ya da kara iklimi, deniz etkisinden uzak yerlerde görülen bir iklimdir. Kışlar soğuk ve karlı geçer, yazlar ise genellikle sıcak ve kuraktır.
Buzul çağı ya da buz çağı, Dünyanın ve atmosferinin sıcaklığının uzun süren dönem boyunca azalarak kıtasal, kutup ve alp buzullarının genişlemesi ve varlığını sürdürmesidir. Dünyanın iklimi, gezegende buzulların olmadığı sera dönemleri ile buzul çağları arasında gidip gelir. Dünya halen Kuvaterner buzullaşması içindedir. Buzul çağındaki soğuk iklimin bireysel darbeleri buzul dönemi ve buzul çağındaki aralıklı sıcak dönemlere ise buzullararası denir.
Yağış, hava kütlelerinin soğuk bir hava tabakası ile karşılaşarak, soğuk bir yerden geçerek ya da yükselerek soğuması sonucunda içerisindeki su buharının yoğuşarak sıvı veya katı halde yeryüzüne inmesi olayıdır. Plüvyometre adı verilen bir âletle ölçülür. Yıllık yağış miktarı mm, cm ve m olarak, günlük yağış miktarı ise kg/m² ile ifade edilir. Yıllık toplam yağış miktarının bir alanda oluşturduğu yükseklik baz alındığı için uzunluk birimleriyle ifade edilir. Birçok farklı formda meydana gelebilir, bunlar yağmur, kar, graupel, dolu ve sulusepkendir.
Kutup iklimi, Dünya'nın sürekli olarak karlar ve buzlarla kaplı olan kutup bölgelerinde görülen iklim tipidir. Kuzey Kutbu çevresinde, Grönland Adası'nın iç kısımlarında ve Antarktika'da etkilidir.
Paleoklimatoloji, doğrudan ölçümlerin alınmadığı iklimlerin incelenmesidir. Araçsal kayıtlar Dünya tarihinin yalnızca küçük bir bölümünü kapsadığından, eski iklimin yeniden inşası, doğal çeşitliliği ve mevcut iklimin evrimini anlamak için önemlidir. Paleoklimatoloji, kayalar, tortular, sondaj delikleri, buz tabakaları, ağaç halkaları, içinde korunmuş verileri elde etmek için Dünya ve yaşam bilimlerinden çeşitli PROXY yöntemlerini kullanır. Vekilleri tarihlendirme teknikleriyle birleştirilen bu paleoiklim kayıtları, Dünya atmosferinin geçmiş durumlarını belirlemek için kullanılır.
Batı Antarktika buz tabakası, Transantarktik Dağları'nın batısında uzanan ve Batı Antarktika'yı kaplayan Antarktika kıtasal buz tabakasının bir bölümüdür.
Kuvaterner'de İklim Değişmeleri'ne ve Kuaterner'de görülen iklim bilgilerine paleoklimatoloji verilerini kullanarak ulaşalır. Kuaterner, içinde bulunduğumuz zamandan 2.58 milyon yıl önce başlamış olan ve hala devam eden jeolojik devirdir. Paleoklimatoloji; tüm dünya tarihi ölçeğinde yapılan iklim değişiklikleri çalışmasıdır. Öncelikle kaya tortuları, buz tabakaları, mercan kabukları ve fosillerin içinde korunmuş verileri elde etmek için dünya ve yaşam bilimleri çeşitli yöntemler kullanır; daha sonra bu verileri dünyanın çeşitli iklim bölgelerinde atmosferik sistemin son durumlarını belirlemek için kullanır.
Erken Dryas Devri,, son Buzul Maksimumunun (LGM) 20.000 BP civarında geri çekilmeye başlamasından sonra kademeli iklim ısınmasını geçici olarak tersine çeviren geç buzullar arası dönemden sonra buzul koşullarına geri dönmesidir. Bir gösterge cinsi olan Alp-tundra kır çiçeği Dryas octopetala'nın adını almıştır. Yaprakları bazen İskandinavya'nın göl çökelleri gibi geç buzul ve genellikle mineralojenik zengin çökellerde bol miktarda bulunur.
Oksijen izotopu, oksijeninin iki izotopu arasındaki oranın hassas ölçümü üzerine kuruludur. Bu izotoplar; en yaygın olan O16 ile bu izotoptan daha ağır olan O18 izotopudur. Daha hafif olan O16 izotopu okyanuslarda daha kolay buharlaşır. Bu nedenle yağış, (böylelikle oluşturabileceği buzullar) O16 bakımından zenginleşir. Bu durum daha ağır olan O18 izotopunun, okyanus sularında daha büyük konsantrasyonlarda kalmasına neden olmaktadır. Böylece, buzulların geniş alanları kapladığı dönemlerde daha hafif olan O16 izotopu daha fazla miktar buzullarda bulunur ve bu nedenle de deniz suyundaki O18 konsantrasyonu artar. Tam tersi durumlarda ise; buzul çağı buzullarının önemli ölçüde azaldığı daha sıcak olan buzul çağları arası dönemlerde ise daha fazla O16 denize döner ve bu nedenle okyanus suyundaki O18 oranı O16'ya kıyasla düşer.
Buzullar arası dönem, buzul çağındaki art arda buzul dönemlerini ayıran binlerce yıllık sıcak küresel ortalama sıcaklığın jeolojik bir aralığıdır. Mevcut Holosen yaşlı buzullar arası oluşum yaklaşık 11.700 yıl önce Pleistosen'in sonunda başladı.
Grönland Buzul Çekirdeği Projesi çok uluslu, bir Avrupa araştırma projesidir. Avrupa Bilim Vakfı tarafından organize edilmiştir. Fon, 8 ülke ve Avrupa Birliği'nden gelmiştir. 1989 yılında Grönland buzul tabakasının zirvesi sondaj alanı olarak seçilmiş ve 1992 yazında yapılan çalışmalarda ana kayaya kadar ulaşan 3029 metre derinliği esas alınmıştır. Bu çalışmanın amacı, elde edilen buz çekirdeğini analiz etmek buzda depolanan çevresel ve özellikle iklimsel değişiklikler hakkında geniş spekturumlu bilgileri ortaya çıkarmaktır.
Pleistosen ya da Pleyistosen, genellikle halk dilinde Buz Devri olarak adlandırılan, yaklaşık 2.580.000 ila 11.700 yıl öncesini kapsayan jeolojik çağdır. Dünyanın en son tekrarlanan buzullaşma dönemidir. Pleistosen'in sonu, son buzul döneminin sonuna ve arkeolojide kullanılan Paleolitik çağın sonuna karşılık gelir. Pleistosen, Kuvaterner Döneminin ilk dönemi veya Senozoik Çağın altıncı dönemidir. ICS zaman ölçeğinde, Pleistosen üç aşamaya ayrılır. Bunlar;
Gelasiyen,
Kalabriyen,
Çibanyen Bu uluslararası alt bölümlere ek olarak, çeşitli bölgesel alt bölümler sıklıkla kullanılır.Pleistosen'i alt bölümlere ayırmak için çeşitli şemalar.
Buz örtüsü veya örtü buzulu, 50.000 km²'den büyük buzulsal buz kütlesi. Dünya üzerine yayılmış olan büyük boyutlardaki buz tabakalarıdır. Bu tabakalar genelde yüksek kutuplarda bulunur ve etrafında yüzeyin yüksekliği azalmaktadır. Örtü buzulları yüksek kutuplarda bulunan volkanik adalar, vadiler ve dağları kaplar. Örtü buzulları, yüzeylerinde bulunan buzun tabakalarının aşındırılması ve yerleştirilmesi sonucu oluşan yüksekliği ile önemli bir geçiş noktası oluştururlar. Örtü buzulları, aşırı soğuk iklim koşulları nedeniyle etrafında pek çok bitki ve hayvan türünün yaşamasına olanak vermezler.
Dansgaard-Oeschger olayları, son buzul döneminde 25 kez meydana gelen hızlı iklim dalgalanmalarıdır. Bazı bilim adamları, olayların yarı periyodik olarak meydana geldiğini ve tekrarlama süresinin 1.470 yılın katları olduğunu söylüyor; ancak bu tartışılıyor. Holosen sırasında karşılaştırılabilir iklim döngüsü, Bağ olayları olarak adlandırılır.
Holosen'de gerçekleşen iklim değişikliklerini anlamak amacıyla yapılan en önemli çalışma, Kuzey Atlantik'te derin deniz tortulları ve buzul girdileri üzerindeki incelemelere ve sonuçlarına dayanmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre Holosen ’deki iklim dalgalanmaları ile geçici olarak bağlantılı Kuzey Atlantik buz rafting olaylarından Bond Dönemi olarak bahsedilir. Buz raftingi, çeşitli malzemelerin buzla taşınması olayıdır. Buz raftingi bugün de meydana gelmektedir ancak etkisi önemli ölçüde daha az ve ölçülmesi çok daha zordur. Büyük buzdağlarının erimesi, genellikle buzul deniz tortusu olarak adlandırılan çeşitli büyüklükteki tortuları raflara ve daha derin deniz alanlarına yatırır. Bu tür 8 olay tespit edilmiştir ve Columbia Üniversitesi'ndeki Lamont-Doherty Yeryüzü Gözlemevi'nden Gerard C. Bond, 1997'de Geç Pleistosen ve Holosen'de 1470 yıllık iklim döngüleri teorisini ve Kuzey'deki buz akıntısının petrolojik izlerine dayanan teorisini öne sürmesiyle bu 8 dönem, Bond dönemleri olarak adlandırılmıştır.
Bu sayfa, bu Vikipedi makalesine dayanmaktadır. Metin, CC BY-SA 4.0 lisansı altında mevcuttur; ek koşullar uygulanabilir. Görseller, videolar ve sesler kendi lisansları altında mevcuttur.