İçeriğe atla

Buteyko yöntemi

Buteyko Yöntemi veya Buteyko Nefes Tekniği, başta astım olmak üzere çeşitli rahatsızlıklarda kullanılmak üzere Ukraynalı doktor Konstantin Pavlovich Buteyko (Ukraynaca: Бутейко) tarafından geliştirilen bir grup nefes tekniğini içeren tamamlayıcı tıp terapisi.

Yöntem halen astım, uyku apnesi, horlama, anksiyete bozuklukları ve panik atak gibi rahatsızlıklarda kullanılmaktadır.

Buteyko yönteminin astım tedavisinde etkili olduğu gösterilmekle birlikte yöntemin geniş bir kontrol grubunda test edilmeyişi ve yöntemin neden işe yaradığı konusunda açıklama getirilemeyişi sebebiyle tıp camiasında halen şüphe ile karşılanmaktadır.

Kökleri

Buteyko yöntemi Ukraynalı bilim insanı Konstantin Buteyko'nun 1950'lerde hasta ve sağlıklı insanların nefes alma biçimleri üzerine yaptığı araştırmalar sonucunda geliştirilmiştir. Buteyko, ölümcül veya çok ağır hastaların nefeslerinde hızlanma ve derinleşme eğilimi olduğunu tespit etmiş ve yanlış nefes alma alışkanlıklarının bedende dengisizliğin sebebi olduğu sonucuna varmıştır. Aşırı nefeslenmenin beden üzerindeki negatif etkilerine ilişkin bilimsel araştırmalar da yapan profesör Buteyko solunum sistemi rahatsızlıkları geçiren hastaların nefeslerini düzenleyerek onları tedavi edebileceğini öne sürmüştür.

Metodun etkinliği

Mitchell ve Brisbane adlı iki araştırmacının "Australian Association of Asthma Foundation" tarafından desteklenen 1994 tarihli çalışmalarında Buteyko metonunun klinik olarak etkinliği gösterilmiştir. Brisbane 39 astımlı birey üzerindeki çalışmasında Buteyko solunum tekniğini kullanan grupta hiperventilasyonda ve üç aylık bronkodilatör kullanımında azalma olduğu kaydedilmiştir.

Ancak yöntemin astım ataklarına karşı ilaç tedavisinin yerine kullanılmaması gerektiği ve ilaçlarda azaltıma gidilecekse bunun ancak doktor gözetimi altında yapılması da önerilmektedir.

Kaynakça

  • Alternative Medicine, Vol.1, Thomson & Gale, 2005
  • Yasemin Tokem, Astımlı hastalarda tamamlayıcı ve alternatif tedavi kullanımı, Tüberküloz ve Toraks Dergisi, 2006; 54(2): 189-196

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Astım</span> solunum yolları rahatsızlığı

Astım , küçük bronşların ve bronşiollerin, çeşitli uyaranlara aşırı tepki vermesinin sonucu ortaya çıkan, solunum yolu daralmasına sebep olan kronik bir rahatsızlıktır. Buna hava yollarında iltihap da eşlik eder. Çocukların %10'u, erişkinlerin %6'sı astım hastasıdır. Astım atakları esnasında solunum güç ve hırıltılıdır, çoğu zaman öksürük de vardır. Hastaların bir bölümünde astım, ilaçlarla kontrol altına alınmazsa KOAH hastalığına sebep olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Meme kanseri</span>

Meme kanseri, meme hücrelerinde başlayan kanser türüdür. Akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türüdür. Her 8 kadından birinin hayatının belirli bir zamanında meme kanserine yakalanacağı bildirilmektedir. Erkeklerde de görülmekle beraber, kadın vakaları erkek vakalarından 100 kat daha fazladır. 1970'lerden bu yana meme kanserinin görülme sıklığında artış yaşanmaktadır ve bu artışa modern, Batılı yaşam tarzı sebep olarak gösterilmektedir. Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde görülme sıklığı, dünyanın diğer bölgelerinde görülme sıklığından daha fazladır.

Onkoloji kanserin oluşumu, nedenleri, kalıtımla ilişkisi, tanısı, tedavisi, kanserle ilgili istatisikler ve kanserden korunmayla ilgilenen tıp dalıdır. Kanser bir tümör türüdür, kötü huylu tümörleri ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Dermatoloji</span> Saç, tırnak, deri ve hastalıkları ile ilgilenen tıp alanı

Dermatoloji, cilt hastalıkları ve tedavisiyle ilgilenen tıp dalı. Deri bilimi olarak da adlandırılmaktadır. Saç dökülmesi hangi nedene bağlı olursa olsun eğer bir kişi böyle bir durumdan yakınıyor ise hiç paniğe kapılmadan bir Deri Hastalıkları (Dermatoloji=Cildiye) uzmanına başvurmalıdır. Dermatolog adı verilen uzmanlar teşhisi rahatlıkla koyar ve hastaya uygun bir çözüm yolu önerirler. Bazen çözümün çok basit olabileceği unutulmamalıdır. Dermokozmetik, dermatopatoloji, trikoloji, immünodermatoloji, teledermatoloji bir dermatoloji dallarıdır.

Ailevi Akdeniz ateşi veya eskiden yabancı literatürde Periyodik hastalık veya Ermeni hastalığı, sıklıkla Ermeni, Yahudi, Türk, Orta Doğu Arap toplumlarında ve Japonlarda görülen irsi ateşli hastalıktır. Ailevi Akdeniz Ateşi, tekrarlayan ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı ve eklem ağrısı nöbetleri yapan bir hastalıktır. Nöbetler genellikle 24-48 saat sürer. Hastalarda nöbetler dışında hiçbir belirti yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Uyku apnesi</span>

Uyku apnesi, apne olarak da bilinir. Uyku sırasındaki solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan önemli bir hastalık. Uyku apnesi uykuda hava akımının en az 20 saniye süreyle normal değerinin % 20'sine ve daha altına düşmesi ile tanımlanabilir. Uykudaki solunum duraklamaları sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır ve karbondioksit miktarı artar.

<span class="mw-page-title-main">Panik atak</span> aniden başlayan yoğun korku ve endişe nöbeti

Panik atak; çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, uyuşma veya kötü bir şeyin olacağı hissiyle karakterize; aniden gelen yoğun korku dönemidir. Semptomların şiddeti dakikalar içinde yükselmektedir. Genellikle bir atak yaklaşık 30 dakika sürer, ancak bu süre saniyeler ila saatler arasında değişebilir. Atak sırasında kontrolünü kaybetme korkusu ve göğüs ağrısı da görülebilir. Panik ataklar kişiye fiziksel olarak herhangi bir zarar vermez.

<span class="mw-page-title-main">Epilepsi</span> beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluk

Epilepsi ya da sara, beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan sinirsel bozukluktur. Beynin normal faaliyetlerini sürdürmesini sağlayan elektriğin, aşırı ve kontrolsüz yayılımı sonucu oluşur. Sıklıkla geçici bilinç kaybına neden olur. Epilepsi nöbetleri farklı şekillerde ortaya çıkar. Bazı nöbetlerden önce korku hissi gibi olağan dışı algılamalar ortaya çıkarken, bazı nöbetlerde kişinin ağzı köpürebilir veya kişi yere düşebilir. Bu da kemik kırılması dâhil bazı fiziksel yaralanmalara sebep olabilir.

Alternatif tıp, biyolojik akla yakınlık, test edilebilirlik, tekrarlanabilirlik veya klinik deneylerden elde edilen kanıtlara sahip olmamasına rağmen tıbbın iyileştirici etkilerini elde etmeyi amaçlayan uygulamalara verilen isimdir. Alternatif terapiler tıp biliminin ve bilimsel yöntemin dışındadır ve tanıklık, anekdot, din, gelenek, hurafe, doğaüstü enerjiler, sözde bilim, propaganda, dolandırıcılık veya diğer bilim dışı kaynaklar gibi akıl yürütmedeki hatalara dayanır. Sıklıkla kullanılan terimler New Age tıbbı, sözde tıp, holistik tıp, alışılmışın dışında tıp, marjinal tıp ve şarlatanlıktan az farkla geleneksel olmayan tıptır.

<span class="mw-page-title-main">Safra taşı</span> Safra kesesinde taş oluşumu

Tıpta safra taşları (kolelit) normal veya anormal safra bileşenlerinin büyüme veya birleşme yoluyla vücutta oluşan kristal yapılardır.

<span class="mw-page-title-main">Elektrokonvülsif terapi</span> nöbetlerin elektriksel olarak zihinsel bozukluklardan kurtulmak için uyarıldığı psikiyatrik tedavi.

Elektrokonvülsif terapi (EKT) veya elektroşok tedavisi akıl hastalıklarının tedavisinde uygulanabilen, beyinden elektrik akımı geçirilerek suni epilepsi nöbeti ortaya çıkarılmasına dayanan bir psikiyatri tedavi yöntemidir. Bu tedavide hastanın kafasına genellikle 70 ile 120 volt arasında değişen bir gerilimle 100 milisaniye ile 6 saniye arasında değişen bir sürede yaklaşık 800 miliamper şiddetinde elektrik verilir. Uygulama, hastanın iki şakağından veya kafasının arkasından ve bir taraftaki şakağından yapılabilir. Araştırmalar bileteral EKT'nin tedavide daha etkili olduğunu ancak hafıza kaybı yan etkisi riskinin unileterale göre daha yüksek olduğunu göstermektedir. Tedavi genellikle haftada iki veya üç kez uygulanır ve hastanın semptomları geçene kadar devam edilir. Tedavinin ardından hastalar genellikle ilaçla tedaviye devam ederler ve zaman zaman tekrar EKT alabilirler.

Fitoterapi, bitkilerle doğal tedavi anlamına gelmektedir. Terim ilk olarak Fransız hekim Henri Lenclerc (1870-1953) tarafından La Presce Medical adlı tıp dergisinde kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kortikosteroid</span>

Kortikosteroid, böbrek üstü bezlerinde salgılanan bir steroid hormon türü ve bu hormonların sentetik analoglarına verilen addır. Glukokortikoid olan kortizon ile hidrokortizon kan şekeri seviyesi ve inflamasyon tepkisinde, mineralokortikoid olan aldosteron ise böbrek borucukları düzeyinde, su ve sodyumun geri emilimini ve potasyumun atılımını kolaylaştırarak su mineral dengesinde rol oynarlar.

<span class="mw-page-title-main">Lobotomi</span> beyin cerrahisi işlemi

Lobotomi, lökotomi olarak da bilinen beyin cerrahisi işlemi. Beyindeki ön lobların uçlarındaki prefrontal korteks bağlantıların kesilmesi sonucu uygulanır. İlk başlarda lökotomi denilen bu uygulama, yapılmaya başlandığı 1935 yılından beri tartışmalı bir işlemdir. Ciddi yan etkileri olmasına karşın yirmi yıldan uzun bir süre boyunca psikiyatrik rahatsızlıklar için kullanılmış bir yöntemdir.

<span class="mw-page-title-main">Nöral terapi</span> Genellike agırılı bolgeyde cilt altına yapılan sinir ve otonomik sorunlarda daha etkili olan tedavi yontemidir İnce bir igne ile uygulama yapılır. Çoklu enjeksyon uygulanır

Nöral terapi, Nöral terapi geleneksel olarak uygulanan, ancak tamamlayıcı tıp alanında bilimsel olarak tanınmayan bir yöntemdir. Tedavisi zor veya tedaviye dirençli hastaların ağrılarını gidermeye yarayan bir tamamlayıcı (alternatif) yöntemdir.

Sedasyon, sedatif ilaçlarla hastanın tüm reflekslerinin korunarak, derinliği kontrollü olarak ayarlanabilen uyku hali. Anestezi uzmanı tarafından uygulanan bir yöntemdir.

<span class="mw-page-title-main">Refleksoloji</span>

Refleksoloji, insan vücudundaki organların, el ve ayaklarda sonlanan sinir uçlarına bası uygulanarak, çeşitli rahatsızlıklara yönelik destek tedavi sağlanan tamamlayıcı tıp metodu. Refleksoloji ile, belirli baskı noktalarına çeşitli masajlar yaparak organlardaki bozukluklar iyileştirilmeye çalışılır. Ayaklara uygulanan özel masaj hareketleri ile bedenin belli alanlarında toplanan enerjiyi dağıtarak vücudun kendi kendini tedavi etme yeteneğini harekete geçirme yöntemi olarak tanımlanabilir. 2009'da yapılan randomize kontrollü çalışmanın gözlemlerinden ulaşılan sonuçlara göre

"Bu zamana kadar ulaşılan en iyi sonuçlara göre, Refleksoloji herhangi bir tıbbi durum için etkili (%100) bir tedavi ortaya koyamamıştır."

<span class="mw-page-title-main">Atipik antipsikotik</span>

Atipik antipsikotik (AAP) veya atipik nöroleptik, psikiyatrik durumların tedavisinde kullanılan antipsikotik yatıştırıcı ilaç grubudur. Şizofreni tedavisinde kullanım için bazı atipik antipsikotikler onaylanmıştır. Bazı ilaçlar ise akut mani, bipolar bozukluk, psikotik ajitasyon ve diğer endikasyonlar için kullanılmaktadır. Her iki nesil ilaç grubu da beynin dopamin yolaklarındaki reseptörleri bloke ederler. 2. nesil antipsikotiklerin birinci nesil olanlara göre hastalarda daha az parkinsonizm, vücut sertliği ve istemsiz titreme gibi ekstrapiramidal yan etki oluşturduğu iddia edilmektedir. Ancak The Lancet gibi tıp dergilerinde yayınlanan daha yeni araştırmalarda bu grup ilaçların yan etki profili olarak tipik olanlara göre farklı olmadığı belirtilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kala-azar</span>

Kala-azar hastalığı sıcak ülkelerde görülen, sıtmaya benzer bir hastalıktır. “Dumdum humması” da denir. Kala-azar mikrobu karaciğer, dalak ve kemik iliğinin makrofajlarını enfekte edip orada çoğalabilen hücre içi parazitik bir enfeksiyondur. Hastalık oldukça yüksek bir ateşle başlar ve yükselip alçalarak haftalarca sürer. Bu sırada hastanın dalağı, karaciğeri büyür, hasta günden güne zayıflar, kansızlığa düşer, derisi kararır. Hastalık bir yıl kadar sürer, bu arada hasta bir deri bir kemik kalır verem gibi bir hastalığın da karışması üzerine ölüme sürüklenebilir.

<span class="mw-page-title-main">Sülük tedavisi</span>

Sülük tedavisi (Hirudoterapi), tıbbi sülüklerin kullanıldığı eski bir tıbbi tedavi yöntemidir. Bu tedavi, sülüklerin kan emerken salgıladıkları çeşitli biyokimyasal maddeler aracılığıyla hastalıkları hafifletmeyi amaçlar. Sülüklerin ısırdığı bölgeden kan emmesi, lokal dolaşımı artırır, antikoagülan etkiler gösterir ve bazı inflamatuvar hastalıkların semptomlarını azaltabilir. Sülük tedavisi, binlerce yıldır kullanılan bir yöntem olup, modern tıpta bazı durumlarda alternatif veya tamamlayıcı tedavi olarak kullanılmaktadır.