İçeriğe atla

Bursa Nutku

Bursa Nutku, Bursa'da Türkçe ezan okunmasına karşı bir protesto gerçekleşmesi üzerine şehre giden Mustafa Kemal Atatürk'ün, kendisi ve heyeti için 6 Şubat 1933 akşamı verilen yemek sırasında yaptığı iddia edilen konuşmadır.[1]

Mustafa Kemal'in olay karşısında yeterince duyarlı davranmadığını düşündüğü yetkililere ve gençlere kızgınlıkla akşam yemeğinde böyle bir konuşma yaptığı, ilk defa olaydan 14 yıl sonra Rıza Ruşen (Yücer) adlı genç bir gazetecinin yazdığı "Atatürk'e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra" kitabında anlatılmıştır.[1] Metin, 20 Haziran 1949'da İzmir'de yapılan Demokrat Parti (DP) İkinci İl Kongresi'nde Celal Bayar tarafından Şeref Balkanlı'ya verilip onun tarafından okunmuş[2] ve bu kongrede okunduktan sonra kamuoyunun ilgisini çekerek daha sonraki yıllarda da sık sık gündeme gelmiştir.[1]

Söz konusu konuşmanın gerçekten yapılmadığı konusunda öne sürülen iddialar vardır.[1] Metnin Mustafa Kemal tarafından söylenip söylenmediği de çeşitli dönemlerde kamuoyunca tartışılmış; bu sözlerin anarşiyi teşvik ettiği öne sürülmüş; hatta Bursa Nutku adlı metni okuyan, bastıran ve dağıtanlar hakkında, halkı kanunlara karşı gelmeye teşvik iddiası ile dava açılmıştır. Konu hakkında mahkeme tarafında Türk Tarih Kurumuna yapılan başvuru sonucunda nutkun gerçek olduğu anlaşılmıştır. Konuşma yapıldıktan hemen sonra çeşitli gazetelerde de yayınlanmıştır.

Arka plan

Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde başlayan ibadet dilinin Türkçeleştirilmesi tartışmaları ve denemelerine sahip çıkan Cumhuriyet kadroları, 1932 yılının Ramazan ayında başlattıkları dinde reform girişimlerinin bir sonucu olarak Türkiye'de ezan Türkçe okunmaya başlanmıştı.[3] Türkçe ezan-kamet uygulaması, halkın devrimlere ve devrim yasalarına karşı fiili tavır gösterdikleri konularından birisi oldu. Uygulama, 1933 yılında çeşitli kentlerde protesto edildi. İlk ciddi tepki ise Bursa'da görüldü.

Protesto yürüyüşü

1 Şubat 1933'te Bursa Ulu Cami'de Türkçe ezan okumak istemeyen ve göreve gelmeyen müezzinin yerine cemaattten Topal Halil adlı kişi Arapça ezan okumuş ve Kazanlı Tatar İbrahim adlı şahıs tarafından Arapça kamet getirmişti.[3] Cemaat içinde bulunan bir sivil polisin müdahalesinden sonra cemaatten bir grup sloganlar ve tekbir sesleri ile yürüyüşe geçti; Evkaf Müdürlüğü önüne giderek İstanbul ve diğer şehirlerde olduğu gibi Bursa'da da Arapça ezan okunmasını istedi. Ardından eylemlerine Vilayet önünde devam eden ve o sırada binada bulunmayan valiyi bekleyen grup, polis müdahalesi ile dağıtıldı ve birçok kişi gözaltına alındı.[3] Gözaltına alınan kişiler ertesi gün serbest bırakıldı ancak bu kararı veren hakim ve savcı görevden uzaklaştırıldı; ayrıca Müftü işten el çektirildi. Daha önce serbest bırakılan kişiler yeniden tutuklandı. Ulu Cami hatibi İstanbul'da tutuklanarak Bursa'ya gönderildi.[3]

Mustafa Kemal'in Bursa'ya gidişi

O sırada yurt gezisinde olan Mustafa Kemal, olayı 3 Şubat'ta İzmir'de öğrenmiştir. Dönemin belediye başkanı Ali Muhiddin Dinçsoy, Mustafa Kemal'e telgraf çekerek yaşananları "Bursa'da irticai ayaklanma oldu" şeklinde bildirmişti. Derhal Bursa'ya gitmek üzere hazırlanan Mustafa Kemal, 4 Şubat'ta Afyonkarahisar'a vardı ve İsmet Paşa ile buluşarak 5 Şubat'ta sabaha karşı otomobille Bursa'ya ulaştı.[3] Ertesi gün Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanı da Bursa'ya gelerek incelemeler yaptı. Olayın düşünüldüğü kadar büyük olmadığı anlaşıldı. Bakanlar aynı gün Ankara'ya dönerek Bakanlar Kuruluna konu ile ilgili bilgi verdiler.[3]

O akşam, Çekirge yolu üzerinde bulunan bir köşkte verilen akşam yemeğinde cemaatin yürüyüşü ile ilgili olarak "Bursa gençliği olayı hemen bastıracaktı, fakat zabıtaya ve adliyeye olan güveninden ötürü..." şeklinde bir söz sarf edilmesi üzerine sinirlenen Mustafa Kemal'in konuşmakta olan kişinin sözünü keserek "Bursa Nutku" diye anılan konuşmayı yaptığı ifade edilmiştir.

Sert ifadelerin yer aldığı konuşmanın ardından geçen sürede yumuşayan Mustafa Kemal, 6 Şubat'ta Bursa'dan ayrılmadan önce Anadolu Ajansı'na verdiği demeçte olayın çok da önemli olmadığı şeklinde kanaatini açıklamış; Bursa olayı ile ilgili soruşturma 13-14 Şubat'ta sona ermiştir. Olayla ilgili beş kişi ikişer yıl, yedi kişi birer yıl, yedi kişi de beş ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.[3]

Nutkun yayınlanması

1947 yılında "Atatürk'e Ait Birkaç Fıkra ve Hatıra" adlı kitabı yayımlayan Rıza Ruşen Yücer, on dört sene önce genç bir gazeteci iken yemeğe katıldığını, Mustafa Kemal'in bir çırpıda söylediği sözleri not ettiğini ifade etmiş ve yıllardır sakladığını söylediği bu nota kitabında yer vermiştir.

Nutuk; I. Cildi 1945'te Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü tarafından yayımlanan Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri adlı kaynakta yer almamıştır[1]

Nutukla ilgili tartışmalar

İlk kez 1947'de Rıza Ruşen Yücer'in kitabında yer alan ve "Bursa nutku" olarak adlandırılan konuşma metni, 1 Temmuz 1949 günü Demokrat Partili Şeref Balkanlı tarafından partinin İzmir İl Kongresi'nde Celal Bayar'ın isteği üzerine okundu. Ertesi gün Demokrat İzmir gazetesinin birinci sayfasında yayımlandı. Bu kongreden sonra kamuoyunun dikkatini çeken nutkun ilk cümlesi 1954'te Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nin cephesine yazılmıştır.[4]

Bursa Nutku, 10 Kasım 1957'de Dünya; 1958 yılında 19 Mayıs günü Ulus gazetesinde yayımlandı. Ulus gazetesinde yayımlanmasının ardından şaibeli bir metin olduğu öne sürüldü ve Ulus Gazetesi hakkında soruşturma başlatıldı;[5] Başbakan Adnan Menderes'in baskısı ile soruşturmaya son verildi.[1]

Böyle bir nutkun mevcut olup olmadığı 1963 yılında Senatör Özel Şahingiray tarafından ve Millî Eğitim Bakanı İbrahim Öktem'in yanıtlaması talebiyle Senatoya getirildi. Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Afet İnan "dönemin tanık ifadeleri dikkate alınarak, bu sözlerin mealen Atatürk tarafından söylendiği anlaşılmaktadır" şeklinde yanıt verdi.[4]

Böyle bir nutkun var olup olmadığı konusu Ege Üniversitesi Fikir ve Sanat Kulübü'nün yayımladığı bir broşürde Bursa Nutkuna yer verilmesi üzerine 1966'da yeniden gündeme geldi. Bornova Cumhuriyet Başsavcılığı, Nutku kullanarak halkı kanunlara itaatsizliğe teşvik ettiği iddiasıyla kulübün kapatılması için dava açmıştı. Adalet Partisi genel başkanı Süleyman Demirel metnin Atatürk'e aidiyetinin ispatlanması gerektiğini ifade etmiş ve Cumhuriyet Senatosu'nda oluşturulan bilirkişi heyeti, böyle bir nutkun var olup olmadığının tespiti için Türk Tarih Kurumu'ndan görüş istemiştir.[1] Türk Tarih Kurumu "bu sözlerin Atatürk'ün 1933 Şubat'ında Bursa'da yaptığı konuşmadan mealen alınmak suretiyle çeşitli tarihlerde basılmış olduğu kanaatine oybirliğiyle varılmıştır" şeklinde görüş bildirmiştir.[4]

1975 yılında Cafer Tanrıverdi adlı kişinin yazılı metin olarak nutku Kayseri'de halka dağıtması konuyu tekrar gündeme getirdi. Bursa Nutku’nu kullanarak halkı kanunlara itaatsizlik etmeye teşvik ettiği gerekçesiyle açılan ve Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen davada, bilirkişiye başvuruldu. Dönemin Türk Tarih Kurumu Başkanı Enver Ziya Karal ve Öğretim Üyesi Sami N. Özerdim mahkemeye Bursa Nutku metninin Atatürk'e ait olduğuna dair görüş ve belge sundular. Mahkeme, sadece bu bilirkişilerin görüşü paralelinde karar aldı.[6] Bursa Nutku bu karardan sonra serbestçe okunur, basılıp dağıtılır oldu.

Bursa Nutku Anıtı

Bursa Nutku Sonsuzluk Anıtı.

Bursa Nutku'nun 77. yılı olan 2010'da Bursa'nın Nilüfer ilçesindeki Gençlik Parkı'na (Üç Fidan Parkı) "Bursa Nutku Sonsuzluk Anıtı" adlı anıt yapılmıştır. Rengin Solmaz Sönmez'in eseri olan anıt,[7] ay ve yıldızla bütünleşmiş sonsuzluk sembolünü içerir; Atatürk ilke ve devrimleri ile Cumhuriyet değerlerinin Türk gençliği tarafından sonsuza kadar yaşatılacağını ifade eder.[8]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g Hür, Ayşe. "Türkçe Ezan, Bursa Olayı ve Bursa Nutku". http://www.radikal.com.tr. Radikal gazetesi, 8 Şubat 2015. 11 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2016.  |website= dış bağlantı (yardım)
  2. ^ Ecevit, Rahşan. "Atatürk Rejim ve Devrimlerinin Gereğinde Nasıl Korunacağının Yolunu Göstermiştir". http://www.milliyet.com.tr. Milliyet gazetesi, 18 Nisan 2008. 21 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2016.  |website= dış bağlantı (yardım)
  3. ^ a b c d e f g Dikici, Alil. "İbadet Dilinin Türkçeleştirilmesi Bağlamında Türkçe Ezan Denemesi ve Buna Gösterilen Tepkiler" (PDF). http://ataturkilkeleri.istanbul.edu.tr. Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, Sayı 10, Yıl 2006. 15 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 18 Ekim 2016.  |website= dış bağlantı (yardım)
  4. ^ a b c Gobi, Serhat. "Bugün de Bu: Bursa Nutku". http://www.egemeclisi.com. Ege Meclisi, 6 Şubat 2016. 13 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2016.  |website= dış bağlantı (yardım)
  5. ^ Kahramanoğlu, İnan. "Tayyip Bursa Nutku'ndan neden korktu?". http://www.turksolu.com.tr. 7 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ekim 2016.  |website= dış bağlantı (yardım)
  6. ^ "Atatürk'ün Bursa Nutku (Tanık ve Belgelerle), Reşit Ülker, Cumhuriyet Gazetesi Kitapları"
  7. ^ "Rengin Solmaz Sönmez / Resim ve heykel sanatçısı". Bursa.com. 6 Ağustos 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2022. 
  8. ^ "Bursa Nutku Anıtı - Nilüfer". www.gidilmeli.com. 5 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Kemal Atatürk</span> Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı

Mustafa Kemal Atatürk, Türk mareşal, devlet adamı, yazar, Türk Kurtuluş Savaşı'nın başkomutanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanıdır. Türkiye'yi laik, sanayileşen bir ulusa dönüştüren kapsamlı ilerici reformlar üstlenmiştir. İdeolojik olarak sekülarist ve milliyetçi politikaları ve sosyo-politik teorileri Kemalizm olarak tanınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Türk Dil Kurumu</span> Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla oluşturulmuş kamu kurumu

Türk Dil Kurumu (TDK), Türkçeyi incelemek ve Türkçenin gelişmesi için çalışmak amacıyla 12 Temmuz 1932'de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan kurumdur. Türkiye'nin başkenti Ankara'da yer alan kurum, Türk dili üzerine çalışmaların yapılıp yayımlandığı bir merkezdir. Türk Dil Kurumu 1955'ten başlayarak çeşitli dallarda ödüller verdi. Ödüller her yıl 26 Eylül Dil Bayramı'nda Ankara'da yapılan törenle sahiplerine verilirdi. Ödül verilen dallar farklı yönetmeliklere göre zaman zaman değişirdi. 1983'te Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine alındıktan sonra Türk Dil Kurumu ödülleri kaldırıldı. Günümüzde "Türk Diline Hizmet Ödülleri"ni vermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de cumhuriyetin ilanı</span> 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye devletinin yönetim biçiminin cumhuriyet olarak belirlenmesi

Cumhuriyetin ilanı, hukukî olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923 günü gerçekleşen oturumunda Mustafa Kemal'in hazırladığı anayasa değişikliği teklifinin kabul edilmesiyle Türk devletinin yönetim şeklinin cumhuriyet olarak belirlenmesidir.

Türkçe ezan, Türkiye'de bir dönem resmî olarak ezan okumak için Türkçenin kullanılmasıydı. Arapça kullanımı 1932 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle Diyanet tarafından yasaklandı ve 18 yıl sonra 16 Haziran 1950'de yasak kaldırıldı.

<span class="mw-page-title-main">Gençliğe Hitabe</span> Mustafa Kemal Atatürkün gençlere seslenişi

Gençliğe Hitabe, Mustafa Kemal Atatürk tarafından Cumhuriyet Halk Fırkasının II. Büyük Kongresi'nde, Nutuk adlı eserini meydana getiren konuşmasının sonunda 20 Ekim 1927 günü Türk gençliğine hitap etme amacıyla söylenen metindir. Nutuk'un sonuç bölümünü meydana getirir.

<span class="mw-page-title-main">Onuncu Yıl Nutku</span> Mustafa Kemal Atatürkün söylevi

Onuncu Yıl Nutku, Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. yılı kutlamalarında 29 Ekim 1933 tarihinde Ankara Hipodromu'nda verilen nutuktur.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Armağan</span> Türk yayımcı, İslamcı komplo teorisyeni ve yazar

Mustafa Armağan, Türk yayımcı, İslamcı komplo teorisyeni ve yazar. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye yakın tarihi konusundaki tarihsel revizyonist yayımlarıyla tanınır.

<span class="mw-page-title-main">Cevat Abbas Gürer</span> Türk asker ve siyasetçi

Mehmet Cevat Abbas Gürer, Türk asker, siyasetçi, Mustafa Kemal Paşa’nın başyaveri, Meclis-i Mebûsan ve TBMM I., II., III., IV. ve V. dönem Bolu milletvekili.

Mustafa Kemal Atatürk'ün yayınladığı bildiriler, yaptığı konuşmalar ve söylevleridir.

<i>Nutuk</i> (Mustafa Kemal Atatürk) Mustafa Kemal Atatürkün CHP 2. Olağan Kurultayı sırasında 1919-1927 yılları arasında gerçekleşen olayları anlattığı konuşması

Nutuk, Mustafa Kemal Atatürk'ün 3 aylık bir süre içinde tamamladığı ve 15-20 Ekim 1927 tarihlerinde Cumhuriyet Halk Fırkası'nın İkinci Büyük Kurultayında kürsüden okuduğu eserdir. Eser, Türkiye tarihinin 1919-1927 yılları arasındaki 9 yıllık bir sürecinde, özellikle Millî Mücadele'de yaşanan olayları anlatan önemli tarihî bir kaynaktır ve Türkiye'nin bu dönemle ilgili en temel resmî tarih kaynağı olma niteliğindedir.

<span class="mw-page-title-main">Ruşen Eşref Ünaydın</span> Türk gazeteci, siyasetçi ve diplomat

Mehmet Ruşen Ünaydın, Türk gazeteci, yazar, siyasetçi ve diplomat. Türk Dil Kurumu ve Galatasaray'ın kurucularından biridir.

Mimar Sinan Anıtı, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Binası bahçesinde yer alan büyük Türk mimarı Sinan'ın mermer heykeli. İlk Mimar Sinan anıtıdır.

<span class="mw-page-title-main">Zafer Anıtı (Ankara)</span> Ankarada bulunan bir anıt

Zafer Anıtı, Ankara'nın Altındağ ilçesindeki Ulus Meydanı'nda bulunan, Anadolu’daki Millî Mücadele’nin hatırasını yaşatmak üzere 1927'de yapılmış anıttır.

<span class="mw-page-title-main">29 Ekim Cumhuriyet Bayramı</span> Türk ulusal bayramı

Cumhuriyet Bayramı, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet yönetimi ilan etmesi anısına her yıl 29 Ekim günü Türkiye'de ve Kuzey Kıbrıs'ta kutlanan bir millî bayramdır. 1925 yılında çıkarılan bir yasa ile ulusal (millî) bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Onur Anıtı</span> Samsunun İlkadım ilçesindeki atlı Atatürk heykeli

Onur Anıtı, Samsun'un İlkadım ilçesindeki Atatürk Parkı'nda yer alan ve şehrin simgesi hâline gelen anıttır. Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı noktaya dikilen anıt Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı sayılan bu anı simgelemektedir.

<i>Ne mutlu Türküm diyene</i>

"Ne mutlu Türk'üm diyene", Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1933 yılındaki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında verdiği Onuncu Yıl Nutku'nun son cümlesidir.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı</span> Atatürkün dinî inanışı

Mustafa Kemal Atatürk'ün dinî inancı tartışma konusu olmuştur. Kimi araştırmacılar onun dine ilişkin söylemlerinin dönemsel olduğunu vurgulamakta ve bu konuyla alakalı olumlu görüşlerinin 1920'lerin başlarıyla kısıtlı olduğunu belirtmektedirler. Atatürk'ün dinî inancı hakkında farklı kaynaklar, farklı çıkarımlarda bulunmuştur. Bazı kaynaklar Müslüman olduğunu iddia ederken, bazı kaynaklar deist veya ateist ya da agnostik olduğunu iddia etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bursa Atatürk Anıtı</span>

Bursa Atatürk Anıtı, Bursa valiliği tarafından heykeltıraş Nijat Sirel'e yaptırılmış ve Bursa Hükûmet Meydanı'na 1931 yılında dikilmiş anıttır.

<span class="mw-page-title-main">Atatürk kişi kültü</span> Mustafa Kemal Atatürk üzerine kurulu kişi kültü

Atatürk kişi kültü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün kişiliği, fikirleri ve siyaseti etrafında, yaşadığı dönemde oluşmaya başlamış ve daha çok ölümünden sonra takipçileri tarafından oluşturulmuş bir kişi kültüdür.

<span class="mw-page-title-main">1932'de Türkiye</span> Olaylar listesi

Bu maddede, 1932 yılında Türkiye'de gerçekleşen olaylar yer almaktadır.