İçeriğe atla

Burrhus Frederic Skinner

Burrhus Frederic Skinner
Doğum20 Mart 1904(1904-03-20)
Susquehanna, Pensilvanya ABD
Ölüm18 Ağustos 1990 (86 yaşında)
Cambridge, Massachusetts ABD
MilliyetAmerikalı
VatandaşlıkABD
Mezun olduğu okul(lar)Hamilton College
Harvard Üniversitesi
ÖdüllerNational Medal of Science 1968
Kariyeri
DalıPsikoloji, Dilbilim, Felsefe
Çalıştığı kurumlarMinnesota Üniversitesi
İndiana Üniversitesi
Harvard Üniversitesi
EtkilendikleriCharles Darwin
Ivan Pavlov
Ernst Mach
Jacques Loeb
Edward Thorndike
William James
Jean-Jacques Rousseau
Henry David Thoreau
İmza

Burrhus Frederic Skinner (20 Mart 1904 – 18 Ağustos 1990), Amerikalı ruhbilimci, yazar, mucit, sosyal reform savunucusu ve şairdir. Toplum felsefesi ile ilgilenmiştir.[1][2][3][4] 1958 yılından emekli olduğu 1974 yılına kadar Harvard Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olarak görev yapmıştır.[5]

Çalışmaları

Pennsylvania'da doğan Skinner, yüksek okula gidene kadar burada yaşamıştır. "Skinner kutusu" adıyla bilinen deneyiyle öğrenmede edimsel (vasıtalı, operant) koşullanmanın önemini ortaya koymuş, son dönemdeki en önemli psikologlardan biri olmuştur. Psychology Today dergisi, Eylül 1967 sayısında Skinner'ı psikolojiye en önemli katkıları yapan bir psikolog olarak tanımlamıştır. Davranışçı (Bihewyorist) ekolü kendisine daha yakın gören Skinner, toplumların davranışsal kontrolü için özgün bir program geliştirmiş; bebeklerin bakımı için otomatik bir bebek karyolası tasarlamış ve davranış değişikliği tekniklerinin geniş ölçekli kullanımı için çalışmalar yapmıştır. Skinner 1989 yılında hastalanmış ve doktorlar tarafından kendisine lösemi teşhisi konulmuştur. Bunu öğrendikten sonra bile bilimsel çalışmalarını ara vermeksizin sürdüren Skinner, ölmeden saatler önce bile yazmaya devam etmiş ve "Psikoloji Bir Zihin Bilimi Olabilir mi?" isimli makalesini tamamlayamadan 1990 yılında hayata veda etmiştir. "Başarısızlık her zaman hata demek değildir, yeri geldiğinde yapabileceğiniz en iyi şey olabilir. Asıl hata denemekten vazgeçmektir" ve "Eğitim, öğrenip unuttuklarımızdan geri kalanlardır." sözleriyle popüler kültürde de yer edinmiştir.

Davranışçı kurama göre "öğrenme", bireyin davranışındaki gözlemlenebilir bir değişmedir. Uyaran-tepki bağı önemlidir. Skinner'in dil edinim sürecine bakışında da davranışçı kuram etkili olmuştur. Skinner'a göre insan davranışsal koşullar sonucu dili edinir. Diğer dil edinim teorilerinin aksine insanda konuşabilme yetisinin doğuştan varolmadığına inanan Skinner, dil edinim sürecini bir bina yapımına benzetir. Dil öğrenme mekanizmasının yerine olgusal olarak dili kavrama kabiliyetini koyar. Bu bağlamda Skinner dil edinim sürecindeki bir çocuğa "Rastlantısal olarak ortaya çıkan davranışın kazandırıldığı edimsel koşullanmanın edilgen öznesi" olarak bakar.

Edimsel koşullanma için farelerle yaptığı yoksunluk deneyine "Skinner kutusu" denir. Skinner kutusunda manivela ve kırmızı, yeşil ışıklar mevcuttu.

Eserleri

  • The Behavior of Organisms (Organizmaların Davranışı) The Behavior of Organisms: An Experimental Analysis, 1938. ISBN 1-58390-007-1, ISBN 0-87411-487-X.
  • Walden Two, 1948. ISBN 0-87220-779-X (1976'da geliştirilmiş yeni baskı).
  • Science and Human Behavior (Bilim ve İnsan Davranışı), 1953. ISBN 0-02-929040-6. B. F. Skinner Vakfı sitesinde ücretsiz pdf sürümü BFSkinner.org.
  • Schedules of Reinforcement, with Charles Ferster, 1957. ISBN 0-13-792309-0.
  • Verbal Behavior (Sözel Davranış), 1957. ISBN 1-58390-021-7.
  • The Analysis of Behavior: A Program for Self Instruction, James G. Holland ile birlikte, 1961. Bunun basılı metni yok ancak B. F. Skinner Vakfı sitesinde etkileşimli sürümü mevcut. ISBN 0-07-029565-4.
  • The Technology of Teaching (Öğrenme Teknolojileri), 1968. New York: Appleton-Century-Crofts Library of Congress Card Number 68-12340 E 81290
  • Contingencies of Reinforcement: A Theoretical Analysis, 1969. ISBN 0-390-81280-3.
  • Beyond Freedom and Dignity, 1971. ISBN 0-394-42555-3.
  • About Behaviorism (Davranışçılık Hakkında) 1974. ISBN 0-394-49201-3, ISBN 0-394-71618-3.
  • Particulars of My Life: Part One of an Autobiography, 1976. ISBN 0-394-40071-2.
  • Reflections on Behaviorism and Society (Davranışçılık ve Toplum Üzerine Yansımalar), 1978. ISBN 0-13-770057-1.
  • The Shaping of a Behaviorist: Part Two of an Autobiography, 1979. ISBN 0-394-50581-6.
  • Notebooks, edited by Robert Epstein, 1980. ISBN 0-13-624106-9.
  • Skinner for the Classroom, edited by R. Epstein, 1982. ISBN 0-87822-261-8.
  • Enjoy Old Age: A Program of Self-Management, with M. E. Vaughan, 1983.
  • A Matter of Consequences: Part Three of an Autobiography, 1983. ISBN 0-394-53226-0, ISBN 0-8147-7845-3.
  • Upon Further Reflection, 1987. ISBN 0-13-938986-5.
  • Recent Issues in the Analysis of Behavior, 1989. ISBN 0-675-20674-X.
  • Cumulative Record: A Selection of Papers, 1959, 1961, 1972 and 1999 as Cumulative Record: Definitive Edition. This book includes a reprint of Skinner's October 1945 Ladies' Home Journal article, "Baby in a Box," Skinner's original, personal account of the much-misrepresented "Baby in a box" device. ISBN 0-87411-969-3 (paperback)

Kaynakça

  1. ^ Smith, L. D.; Woodward, W. R. (1996). B. F. Skinner and Behaviorism in American Culture. Bethlehem, Pennsylvania: Lehigh University Press. ISBN 978-0-934223-40-9. 
  2. ^ Skinner, B. F. (1948). Walden Two. New York: Macmillan Publishers. ISBN 0-87220-779-X. The science of human behavior is used to eliminate poverty, sexual expression, government as we know it, create a lifestyle without that such as war. 
  3. ^ Skinner, B. F. (1972). Beyond Freedom and Dignity. Vintage Books. ISBN 978-0-553-14372-0. OCLC 34263003. 
  4. ^ "Skinner, Burrhus Frederic". History of Behavior Analysis. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Temmuz 2021. 
  5. ^ Swenson, Christa (May 1999). "Burrhus Frederick Skinner". History of Psychology Archives. 4 Nisan 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

Davranışçılık veya behaviorizm, I. Dünya Savaşı sıralarında bir grup Amerikalı psikoloğun, yapısalcılığa ve işlevselciliğe karşı çıkmaları ve bilincin iç gözlem yöntemi ile incelenmesine kuşku ile bakmaları sonucu ortaya çıkan, bilinç hallerinin değil, davranışların, gözlenebilir durumların incelenmesi gerekliliğini savunan psikoloji kuramı akımıdır.

Sosyobiyoloji, davranışların sahip olmuş olabileceği evrimsel avantajları göz önüne alarak türlerin sosyal davranışlarını açıklamaya çalışan bilimsel disiplinlerin neo-Darwinci bir sentezidir. Başka bir ifadeyle, sosyal davranışın biyoloji, daha spesifik olarak evrimsel biyoloji temelli olarak ele alındığı disiplinlerarası bir çalışmadır. Sosyobiyolojinin konuları etoloji, antropoloji, evrim, zooloji, arkeoloji, popülasyon genetiği, davranışsal ekoloji, evrimsel psikoloji, felsefe gibi birçok disiplinin konuları arasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Deneysel psikoloji</span>

Deneysel psikoloji, psikolojiye doğa bilimleri gözlüğüyle bakar ve onu bilimsel yöntem yardımıyla anlamaya çalışır. Deneysel psikolojinin odaklandığı konular davranışı belirleyen süreçler ve zihinsel yaşamın doğasıdır. Bu dal, psikolojik bilgi birikimini günlük yaşamda karşılaşılan sorunları çözmekte kullanan uygulamalı psikoloji ve zihinsel hastalıkları terapi yoluyla ortadan kaldırmayı amaçlayan klinik psikolojiden ayrılır.

Kişilik psikolojisi, bireylerin kendilerine özgü davranış, düşünce ve duygu biçimleriyle ilgilenir.

Psikodilbilim veya ruhdilbilim, psikolojik süreçlerle dilsel etkenler arasındaki iletişimi çalışan disiplindir. Bu disiplin başat olarak dilin nasıl işlendiği, zihin ve beyinde nasıl temsillendiği ile ilgilenir; yani, insanların dili edinmesini, kullanmasını, anlamasını ve üretmesini sağlayan psikolojik ve nörobiyolojik faktörlerle...

Kabul ve kararlılık terapisi veya KKT klinik davranış analizinin psikoterapide kullanılan bir şeklidir. Kararlılık, davranış değişim stratejileri ile psikolojik esneklik sağlamak için çeşitli şekillerde harmanlanmış kabul ve farkındalık stratrejilerini kullanan kanıta dayalı psikolojik müdahale yöntemleri bütünüdür. Hayes, Wilson ve Strosahl tarafından seksenlerin sonunda geliştirilen bu yaklaşım ilk olarak kapsayıcı uzak durma olarak adlandırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Evrensel dilbilgisi</span>

Evrensel dilbilgisi kuramı Amerikalı dilbilimci ve filozof Noam Chomsky'ye atfedilen ve dilbilim çalışmalarını ilk ortaya atıldığı 1960'lardan bu yana ciddi biçimde etkilemiş bir kuramdır. En basit şekliyle ifade edilecek olursa evrensel dilbilgisi doğuştan getirilen ve bütün insan dillerinde ortak birtakım kuralların varlığını savunan bir kuramdır. Dolayısıyla evrensel dilbilgisi bütün özel dilbilgilerinin uyması gereken bir şema sağlar. Chomsky'ye göre evrensel dilbilgisi, hayvanların aksine insanın dil öğrenebilmesini sağlayan yetiyi açıklamak için öne sürülmüş ana kavramlardan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Pekiştirmeli öğrenme</span>

Pekiştirmeli öğrenme, davranışçılıktan esinlenen, öznelerin bir ortamda en yüksek ödül miktarına ulaşabilmesi için hangi eylemleri yapması gerektiğiyle ilgilenen bir makine öğrenmesi yaklaşımıdır. Bu problem, genelliğinden ötürü oyun kuramı, kontrol kuramı, yöneylem araştırması, bilgi kuramı, benzetim tabanlı eniyileme ve istatistik gibi birçok diğer dalda da çalışılmaktadır.

Psikolojide bir uyaran, bir organizmada duyusal veya davranışsal bir tepki ortaya çıkaran herhangi bir nesne veya olaydır.

Bilişsel davranışçı terapi (BDT) ruh sağlığını geliştirmek amacıyla yapılan bir psikososyal müdahaledir. BDT tipi terapide, bireye fayda sağlamayan bilişsel bozulmalara odaklanır ve bu bilişsel bozulmalar değiştirilmeye çalışılır. Bireyin duygusal denge haline gelmesini ve kendi günlük yaşam problemlerini çözebilmesi için kişisel başa çıkma stratejileri geliştirmesini sağlamayı hedefler. Yöntem depresyon tedavisinde kullanılmak için tasarlanmış olsa da günümüzde anksiyete dahil birçok ruh sağlığı bozukluğunda kullanılmak üzere geliştirilmiştir. BDT bilişsel ve davranışçı psikoterapilerin kanıta dayalı teknik ve stratejilerini birlikte kullanarak psikopatolojileri tedavi etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bobo bebeği deneyi</span> 1961 ve 1963te Albert Bandura tarafından yetişkin bir modelin bir Bobo bebeğine (devrildiğinde kendi kendine kalkan bir oyuncak) saldırganca hareketlerini izledikten sonra çocukların davranışlarını incelediği zaman yapılan deneylerin kolekti

Bobo bebeği deneyi, nüfuzlu bir psikolog olan Albert Bandura tarafından yapılan deneylerin ortak adıdır. 1961 ve 1963 yıllarında bir yetişkin insan modelin Bobo bebeğine saldırgan bir şekilde davranmasını izledikten sonra çocukların davranışını gözlemlemiştir. Deneyin farklı varyasyonları vardır. En dikkate değer deney, insan modelinin ödüllendirildiğini, cezalandırıldığını veya Bobo bebeğini fiziksel olarak taciz etmenin bir sonucu olmadığını gördükten sonra çocukların davranışlarını ölçmekti. Bu deneyler Bandura'nın sosyal öğrenme kuramını test etmek için kullandığı ampirik yöntemlerdir. Sosyal öğrenme kuramı, insanların büyük ölçüde gözlemleyerek, taklit ederek ve biçimlendirerek öğrendiklerini söyler. Bu kuram insanların sadece kendilerinin ödüllendirildikleri veya cezaaman öğrenmediklerini, aynı zamanda başkalarının ödüllendirildiğini veya cezalandırıldığını izleyerek de öğrenebileceklerini gösterir. Bu deneyler önemlidir; çünkü gözlemsel öğrenmenin etkileri ile ilgili daha birçok çalışma ile sonuçlanmıştır. Çalışmalardan elde edilen yeni verilerin, örneğin çocukların şiddet içeren medyayı izleyerek nasıl etkilenebileceğine dair kanıt sunaraktan gerçekçi çıkarımları vardır.

<span class="mw-page-title-main">Psikoloji tarihi</span>

Psikolojinin tarihi, çok eski uygarlıklara uzanmaktadır. Psikoloji "davranış ve zihinsel süreçlerin bilimsel olarak incelenmesi" olarak tanımlanmaktadır. İnsan zihnine ve davranışına felsefi ilgi, Mısır, İran, Yunanistan, Çin ve Hindistan'ın eski uygarlıklarına dayanmaktadır.

Bilişsel devrim, 1950'lerde zihnin ve süreçlerinin disiplinler arası bir çalışması olarak başlayan entelektüel bir harekettir. Daha sonra toplu olarak bilişsel bilim olarak tanınmıştır. İlgili etkileşim alanları psikoloji, dilbilim, bilgisayar bilimi, antropoloji, sinirbilim ve felsefe alanları arasındadır. Kullanılan yaklaşımlar, o zamanın şartlarında geliştirilen yapay zeka, bilgisayar bilimi ve sinirbilim alanlarındadı. 1960'larda, Harvard Bilişsel Araştırmalar Merkezi ve California San Diego Üniversitesi'ndeki İnsan Bilgi İşleme Merkezi, bilişsel bilimin akademik çalışmasını geliştirmede etkili olmuştur. 1970'lerin başında, bilişsel hareket, psikolojik bir paradigma olarak davranışçılığı aşmıştı. Ayrıca, 1980'lerin başında bilişsel yaklaşım, psikoloji alanındaki çoğu dalda baskın araştırma sorgulama hattı haline gelmişti.

Ödül sistemi ; teşvik edicilik özelliği, çağrışımsal öğrenme ve pozitif değere sahip duygulardan sorumlu bir grup nöral yapıdır. Ödül, bir uyaranın iştah (yaklaşma) ve tüketme davranışlarına yol açan çekici ve güdüsel özellikleridir. Ödüllendirici bir uyaran şu şekilde tanımlanmaktadır: "Bizi ona yaklaşmaya ve onu tüketmeye yöneltme potansiyeli olan her uyaran, nesne, olay, aktivite veya durum; tanımı gereği bir ödüldür". Edimsel koşullamada ödüllendirici uyaranlar, olumlu pekiştireç olarak işlev görürler fakat bu ifadenin tersi de doğrudur; olumlu pekiştireçler ödüllendiricidir.

Psikolojide bilişselcilik, 1950'lerde itibar kazanan zihni anlamak için teorik bir çerçevedir. Akım, bilişselcilerin bilişi açıklamayı ihmal ettiğini söylediği davranışçılığa bir yanıttır. Bilişsel psikoloji, adını bilme ve bilgiye atıfta bulunan Latince cognoscere'den almıştır, bu nedenle bilişsel psikoloji, kısmen düşünce ve problem çözme araştırmalarının önceki geleneklerinden türetilen bir bilgi işleme psikolojisidir.

<span class="mw-page-title-main">Psikoterapinin tarihi</span>

Modern, bilimsel psikoloji genellikle 1879'da Wilhelm Wundt tarafından ilk psikolojik kliniğin açılışına dayansa da, zihinsel sıkıntıyı değerlendirmek ve tedavi etmek için yöntemler yaratma girişimleri çok daha önce vardı. Kaydedilen en eski yaklaşımlar, dini, büyüsel ve/veya tıbbi bakış açılarının bir kombinasyonuydu. Bu tür psikolojik düşünürlerin ilk örnekleri arasında Patanjali, Padmasambhava, Rhazes, Avicenna ve Rumi bulunmaktadır.

Davranışçı terapi veya davranışsal psikoterapi, davranışçılık ve/veya bilişsel psikolojiden türetilen teknikleri kullanan klinik psikoterapiye atıfta bulunan geniş bir terimdir. Spesifik, öğrenilmiş davranışlara ve çevrenin veya diğer insanların zihinsel durumlarının bu davranışları nasıl etkilediğine bakar ve davranışçılığın öğrenme teorisine dayanan tekniklerden oluşur: tepkisel veya edimsel koşullanma. Bu teknikleri uygulayan davranışçılar ya davranış analistleri ya da bilişsel-davranışçı terapistlerdir. Objektif olarak ölçülebilir olan tedavi sonuçlarını arama eğilimindedirler. Davranış terapisi, belirli bir yöntemi içermez, ancak bir kişinin psikolojik sorunlarını tedavi etmek için kullanılabilecek çok çeşitli tekniklere sahiptir.

Dil edimi, dilin pratiğe dökülmesi ve uygulanması; edimsel hale gelmesidir. Kısacası bir dilde cümle üretme ve anlama yeteneğidir. Dil edimi, "dil yetisi" ile karşıt olarak tanımlanır; dil yetisi bir konuşmacı veya dinleyicinin dilin yapısı hakkında bilincinin isteği dışında sahip olduğu zihinsel bilgiyi tanımlar. Dil edimi ise konuşmacının bu bilgiyle gerçekte yaptığı, edimsel hale getirdiği performanstır.

Peter Harzem, davranış analizi alanında uzmanlaşmış Türk-Amerikalı bir psikologdu.