İçeriğe atla

Burjuvazi

Edmond Geffroy tarafından çizilen ve Victoria Dönemi burjuva sınıfını tasvir eden bir resim.

Burjuva; köylü, işçi ya da soylu sınıfına dahil olmayıp, sosyal statüsünü ve gücünü, eğitiminden, işveren konumundan ve zenginliğinden alan kentli kişi.[1] Bu kimselerin oluşturduğu sosyal sınıfa burjuvazi denir. Bu kavram Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından yazılan Komünist Manifesto'da "kapitalist orta sınıf"[Not 1] anlamında kullanılmıştır. Zaman zaman eleştirel olarak "materyalist veya basmakalıp uygulamalara sadık" anlamında kullanılır.[1]

Dünya üzerinde gerçekleşen birçok tarihi olayın arkasında burjuvazinin olduğu söylenmektedir. Özellikle mülkiyet hakkına büyük önem veren burjuvalar bu hakkı güvence altına alabilmek için tarih boyunca diğer sınıflarla hep çatışma halinde olmuşlardır. Fransız, Amerikan ve İngiliz Devrimleri, burjuvazinin etkisiyle oluştuğu için burjuvazi devrimleri olarak da anılır. Burjuvazinin ekonomik alanda seçtiği dünya görüşü liberalizmdir. Bu görüşe bağlı olarak burjuvaların sloganı Adam Smith'in söylemi olan "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" olmuştur.

Etimoloji

Burjuva sözcüğü Türkçeye 19. yüzyılda Fransızcadan geçmiştir.[2] Türk Dil Kurumu burjuvaya karşılık olarak kentsoylu sözcüğünü önermiştir.[3]

Burjuva kelimesinin kökeni Latince burgus (kale burcu) sözcüğüne dayanır.[1] Orta Çağ Avrupa'sında kentler surlarla çevrilirdi. Köylüler çoğunlukla surların dışındaki çiftliklerde yaşarlardı. Burjuvalar ise surların içindeki kentte yaşarlardı. Eski Fransızca "burgeois" sözcüğü "şehirde yaşayan" anlamına gelir.[4] Sözcük Fransızcada 1560'larda orta sınıf anlamında kullanılmaya başlanmıştır.[4] 1883 yılında komünist ve sosyalist yazında ise "kapitalist, proletaryayı sömüren herkes" olarak tanımlanmıştır.[4]

Marksizm'de

Marksist terminolojide burjuvazi, kapitalist sistemde üretim araçlarına sahip olup, emekçilerin artı-değerine el koyan sınıf olarak kullanılır.

İngiltere'de başlayan Sanayi Devrimi'nin ardından, burjuvalarla, işçi ve köylü sınıfı çatışmaya başlamıştır. Bunda makinelerin ve fabrikaların artması, önemli rol oynamıştır. Burjuva ile işçi ve köylü sınıfı arasındaki mücadelenin nedenleri, hak ve inisiyatifler ile yönetimde söz sahibi olma iddialarıdır.

Tarihçe

1600 ve 1700'lü yıllardan itibaren dünyada büyük değişimler yaşanmıştır. Bu yıllarda Reform, Rönesans, Fransız İhtilali, Coğrafi Keşifler, Sanayi devrimi hep peş peşe gelmiştir. Bu dönüşüm süreci içerisinde Burjuva sınıfı ortaya çıkmış ve toprağa dayalı güç anlayışını reddetmiştir. Burjuva sınıfı kesinlikle soylu sınıf olmayıp sonradan ticaretle zengin olmuştur. Kendisine atalarından toprak miras kalmamıştır. Kendi yeteneği ve çalışmasıyla zengin olmuştur.[5] Erken dönemlerde Burjuva sınıfı da elde ettiği parayla o günün anlayışına uygun olarak toprak satın almaya çalışmıştır. Daha ileri zamanlarda Burjuvazi asıl gücün toprak değil para olduğunu net bir biçimde kavrayarak toprağa dayalı güç ve mülkiyet anlayışını bütünü ile reddetmiştir. Burjuva sınıfı ülke yönetiminde söz sahibi olmak istemiş, soylu sınıf buna şiddetle karşı çıkmıştır. Bu çatışma bazen düşünsel olarak bazen siyaseten hatta bazen de gerçek anlamda silahlı mücadele şeklinde olmuştur. Soylu sınıf sahip olduğu topraklara geleneksel olarak ve çoğu zaman atalarının mirası olduğu için duygusal bir bağ ile bağlıdır. O dönemki anlayışa göre bu toprakları satmayı asla düşünmez. Ancak soylu (asil) kişi toprak üzerindeki çalışmayı asla kendisi yapmaz. Aristo bugüne ulaşan eserlerinde çalışmanın soylular için iğrenç bir iş olduğunu söylemiştir. Aristo'ya göre bu iğrenç işi ancak köleler ve ayak takımı tabir ettiği toplumun en alt kesimindeki insanlar yapmalıdır.[6] Ülkeyi soylular ve seçkinler sınıfının yönetmesi gerektiğini savunmuş bunun içinde sanatla, siyasetle, bilimle, edebiyatla, müzikle uğraşmaları gerektiğini öne sürmüştür. Fakat bu arada bedensel çalışmayı bıraktıkları için hantallaşıp aşırı kilo alma sorunlarıyla karşılaşacaklardır ve sağlıkları bozulacaktır. Bunun için ise soylu sınıfa spor yapmalarını tavsiye etmiş ve ilk spor salonlarının açılmasına öncülük etmiştir. Sporun ve jimnastiğin yaygınlaşmasına ön ayak olmuştur. Burjuva sınıfı ise emeğini, bedensel çalışmasını da ortaya koyduğu için soylu sınıfın tepkilerine maruz kalmış, hatta aşağılanmıştır. Soylu sınıf ülkeyi yönetimde söz sahibi olmak isteyen Burjuvaziyi baldırı çıplaklar, görgüsüzler olarak nitelemiş ve onları siyasetten, sanattan anlamayan bir kitle olarak görmüştür. Fakat Burjuvazi ilerleyen zamanlarda daha da güçlenmiş ve toplumsal konumunu sağlamlaştırmıştır. Böylece sınıf bilincine ulaşmıştır.Bir örnek vermek gerekirse Burjuva sınıfının güçlenmesi üzerine İngiliz Parlamentosunda zaten var olan Lordlar Kamarası’nın yanı sıra seçim ile oluşturulan Avam Kamarası kurulmuştur. Her ne kadar bütün halkın seçilme şansı var olsa da özellikle ilk dönemlerde Avam Kamarası’nın büyük çoğunluğu zengin tüccarlardan oluşmaktaydı.Diğer bir örnek ise Amerikan Kuzey-Güney iç savaşıdır. Amerika kıtasına sanayileşme kuzeyden girmiş, ABD’de kuzey eyaletleri çok sayıda fabrika kurmuş fakat çalıştıracak işçi bulamamıştır. Avrupa’dan gelen işçiler de yeterli olmamıştır. Bunun üzerine ucuz iş gücü oluşturmak amacı ile köleliğin kaldırılmasını istemişlerdir. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan güneydeki toprak sahipleri buna karşı çıkmıştır. Ellerindeki köleleri kaybetmek istememişlerdir. Böylece bir iç savaş çıkmıştır. Mavi üniformalılar (Yankee’ler, "Yanki" okunur) ve Gri üniformalılar (Dixie'ler, "Diksi" okunur) olarak da bilinen iki ordudan oluşan bu eyaletler savaşı sonunda kuzey galip gelmiş ve kölelik kaldırılmıştır.[7] Özgürleşen köleler karın tokluğuna günlük yevmiye ile uzun çalışma saatleri ile buldukları ilk fabrikaya işçi olarak girmişlerdir. Burjuva sınıfının toprakla duygusal bir bağı yoktur. Toprak onun için sadece yatırım araçlarından birisidir. Gücün parada ve sermaye birikiminde olduğu savunulur. Günümüzde geçerli olarak Dünya'da uygulanan Kapitalizm'e giden süreci başlatmıştır. Sanayi Devriminin gerçekleşmesi ve ticaret yapan Burjuva sınıfının ortaya çıkışıyla birlikte sermaye birikimi meydana gelmiş ve bu duruma uygun olarak Merkantilizm (Ticaretçilik) adı verilen bir politik yaklaşım doğmuştur.

Kaynakça

  1. ^ a b c "bourgeois." Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.
  2. ^ "burjuva." 13 Kasım 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Nişanyan Sözlük. Erişim: 17 Mayıs 2013.
  3. ^ "burjuva." İktisat Terimleri Sözlüğü, 2004. Türk Dil Kurumu. Erişim: 17 Mayıs 2013
  4. ^ a b c "bourgeois." Online Etymology Dictionary. Erişim: 17 Mayıs 2013.
  5. ^ Paravese, Roberto (1939) "Bonifica antiborghese", in Edgardo Sulis (ed.), Processo alla borghesia, Roma: Edizioni Roma, pp. 51–70.
  6. ^ ARİSTOTELES, DEVLET, KÖLELER VE VATANDAŞLIK 8 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Prof.Dr. Abdullah Kıran, Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, Sayı: 44, Kış-2019, (350-359)
  7. ^ Gallagher, Gary (February 21, 2011). Remembering the Civil War (Speech)

Dipnotlar

  1. ^ Batılı dillerde orta sınıf kavramı, işçi sınıfı ile üst sınıf arasındaki grubu tanımlar ve eğitimli profesyonelleri de kapsar.

Kitaplar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Friedrich Engels</span> Alman filozof (1820–1895)

Friedrich Engels, Alman sosyalist, filozof, tarihçi ve siyaset bilimcidir. Aynı zamanda, iş insanı olan Engels'in babasının Salford, Birleşik Krallık, Prusya'nın Barmen şehrinde büyük tekstil fabrikaları vardı. Karl Marx ile birlikte Marksizm'in kurucusu sayılan Engels "ilk marksist" olarak tanımlanmıştır. 1845 yılında kendi gözlem ve araştırmalarına dayanan "1844 Yılında İngiltere'de İşçi Sınıfının Koşulları" isimli yapıtı yayınlanmıştır. Karl Marx'la beraber "Komünist Manifesto"'yu (1848) yazarak komünist kuramın geliştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Sonrasında Karl Marx'a maddi destek sağlayarak "Das Kapital" için yaptığı araştırmalara yardımcı olan Engels, Karl Marx öldükten sonra onun önemli sayılan eserlerinden Das Kapital'in son iki cildini tamamlamıştır. Ayrıca daha sonra Artı-Değer Teorileri ve Kapital'in 4. cildi olarak Karl Kautsky tarafından basılan Marx'ın notlarını düzenlemiştir. 1884 yılında, Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni isimli kitabı yayınlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm</span> Alman filozof Marxın düşüncelerine dayanan devrimci sosyalist akım

Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.

<i>Komünist Manifesto</i> Karl Marx ve Friedrich Engelsin 1848 tarihli yayını

Komünist Parti Manifestosu, Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından ilk olarak 21 Şubat 1848'de Almanca olarak Londra'da yayımlanan yazı, komünizmin ilk bildirgesi.

<span class="mw-page-title-main">Maoculuk</span> Çin lideri Mao Zedungun düşüncelerine dayanan akım

Maoculuk ya da Maoizm, adını Mao Zedong'dan alan, kapitalizmin Avrupa'daki gibi bir gelişme seyri izlemediği Uzak Doğu toplumlarına özgü Marksizm'in pratiği olarak ifade edilebilir. Maoizm, taraftarlarına göre, Marksizm-Leninizm siyaset biliminin 3. nitel aşamasıdır ve kırlardan şehirleri kuşatarak proleterya diktatörlüğüne ulaşabilmenin tek altın anahtarıdır. Maocuların asgari programlarında ise, bağımsızlığın sağlanması ve feodalizmin tasfiyesi vardır.

Ticaret hukuku, hukukun, ticaretle ilişkili tüm mevzuatı kapsayan bir alt dalıdır. İşletmeler, tacirler, bireyler arasındaki ticari ilişkileri, alışverişi ve tarafların haklarını düzenler.

<span class="mw-page-title-main">Proletarya</span> alt sosyal sınıf

Proletarya alt sosyal sınıfı tanımlamak için kullanılan terim, bu sınıfa mensup kişilere proleter denir. İlk olarak oğullarından başka malı olmayan insanları tanımlamak için kullanılan aşağılayıcı bir kelime iken, Karl Marx'tan sonra işçi sınıfını tanımlamak için kullanılan sosyolojik bir terim halini almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Lümpen proletarya</span>

Lümpen, başlangıçta Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından ikinci ünlü ortak çalışmaları Alman İdeolojisi'nde (1854) icat edilen terim.

<span class="mw-page-title-main">Atina (şehir devleti)</span> Yunan anakarasında yer alan antik kent

Atina Uygarlığı, 2500 kilometrekare büyüklüğündeki "Attika yarımadası" üzerinde kurulmuş olup denize yakın ve yalnızca Sefis Nehri tarafından sulanan verimli bir ova üzerinde yer almıştır. Liman olarak şimdiki Pire limanını kullanırlardı. Atina'daki Akropol, ülkenin yönetim merkezi olarak kullanılmıştır. Yaşlılar Kurulu ise az ötede Ares tepesi denen tepede toplantı yaparlardı. Halk Meclisi, Phyx Tepesinin eteklerinde toplantı yaparlardı. Atina uygarlığında bu düzeni sağlayan kral, belgelerde Theseus olarak görülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Nisan tezleri</span>

Nisan Tezleri, 1917 Şubat Devrimi ile Rusya'daki Çarlık rejiminin devrilmesi üzerine sürgünde bulunduğu İsviçre’den, Mühürlü Tren ile Rusya’nın başkenti Petrograd’a gelen Bolşevik lider Lenin tarafından ilan edilen ve parti tarafından izlenmesi gereken siyasi hattı anlatan açıklamalar. Tezler daha çok Rusya’nın içinde bulunduğu durumu tahlil etmekte ve Bolşevikler tarafından yapılması gerekenleri sıralamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Meksika Devrimi</span>

Meksika devrimi (1910-17), 20. yüzyılın ilk büyük devrimi.

<span class="mw-page-title-main">Üretim araçları</span> Varlık oluşturma amacıyla kullanılan insan dışı araçlar

Üretim araçları, somut ve insansız girdilerin -fabrikalar, makineler ve gelir meydana getirmede kullanılan araçlar- üretim sürecinde kullanılması. Marksizm, terim olarak üretim araçları sermaye, toprak, emek ve hammaddeden oluşan ve artık değer üretiminde kullanılan ögelere tekabül eder. Üretim araçlarını elinde tutanlara "kapitalist" ya da "burjuva", kendi emeğini bile bir üretim aracı kullanma yetisinden arındırılmış ve mülk sahibi olmayan insan topluluğuna da "proleterya" denmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bonapartizm</span> Fransız monarşist ideolojisi

Bonapartizm, dar anlamıyla 19. yüzyılda Bonapart Hanedanının iktidarını koruması için izlenen politikaya verilen isimdir. Geniş anlamıyla ise Bonapartizm, güçlü ve merkezî bir devleti savunan asker ve bürokratların izlediği politikaları ifade eder. Bu bağlamda daha çok Marx ile gündeme gelmiştir. Bonapartizmde sivil ve asker bürokratlar devlet yönetiminde bir sınıfın tamamen kaim olmasına mani olur. Bonapartizm, iktidarı emekçilerin alamadığı ama burjuvazinin de alacak kadar palazlanamadığı için siyasal gücünü bürokrasiye devrettiği rejimin adıdır. Marx ve Engels'in 19. yüzyıl ortalarında Fransa'daki rejim hakkındaki tanımlarıdır. Asker, sivil bürokrasi ve küçük burjuva aydınlar ittifakı, burjuvazi adına ama burjuvaziye iktidarı tam olarak teslim etmeden erki elinde tutar.

Devletçilik, devletin ekonomiyi veya sosyal hayatı ya da her ikisini de belirli bir dereceye kadar kontrol etmesi gerektiği inancıdır. Bu anlamıyla devletçilik, anarşizmin tersidir. Devletçilik totalitarist, refah devleti, minarşizm, büyük devlet gibi çeşitli şekillerde olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Küçük burjuvazi</span>

Küçük burjuvazi ya da kentsoylu yarı özerk köylüler ve küçük ölçekli tüccarlardan oluşan bir sosyal sınıfı ifade eden Fransızca bir terimdir.

Antagonist çelişki veya uzlaşmaz çelişki, antagonist, yani zıt olan farklı sosyal sınıflar arasında uzlaşmaz çelişkiyi ifade eden terim. Özellikle Maoist teoride bu çelişkiye sıklıkla atıfta bulunulmuştur.

Feodal sosyalizm, anti-kapitalist toplumsal bir demagoji yardımıyla işçi sınıfını feodal sınıfların yanına çekmeye ve onları feodal sınıfların burjuvaziye karşı savaşımında kullanmaya çalışan eğilim. Bilimsel sosyalizmin aksine, bilimsel yöntemler kullanılmadan literatüre geçirilen bu sosyalizm fikrinde feodal sınıflar, işçi sınıfını kendi sınıf çıkarları gereği kullanmıştır.

Yeni Demokrasi ya da Yeni Demokratik Devrim, Mao Zedong'un "dört sınıf bloku" teorisi kapsamında, Çin Devrimi sonrasında kurulan Çin'deki demokrasi anlayışı ifade eden terim. Bu teoriye göre; devrim sonrası Çin'de gelişecek demokrasi farklı bir yol izleyecek, batılı devletlerde yer alan parlamenter sistem ve liberal ekonomiden farklı olarak, Sovyet türünde bir örgütlenme modeli ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ekonomisi türüne adapte olmuş bir demokrasi türü oluşacaktı. Bu kavramın literatüre girmesinin ardından geçen sürede, Yeni Demokrasi kavramı benzer gerekçeleri ile diğer ülke ve bölgelerde uyarlanmıştır.

Burjuva sosyalizmi veya muhafazakâr sosyalizm, komünizmin kuramsal kurucuları olan Karl Marx ve Friedrich Engels'in sıkça kullandığı siyasal terim.

Barrington Moore Jr. Amerikalı akademisyen, araştırmacı ve siyaset sosyolojisi uzmanıdır.

Marksist sınıf teorisi, bireyin sınıf hiyerarşisi içindeki konumunun üretim sürecindeki rolü tarafından belirlendiğini ileri sürer ve siyasi ideolojik bilincin sınıf konumu tarafından belirlendiğini savunur. Bir sınıf, otak ekonomik çıkarları paylaşan, bu çıkarların bilincinde olan ve bu çıkarları ilerletmek için kolektif eylemde bulunan kişilerdir. Marksist sınıf teorisi içinde, üretim sürecinin yapısı sınıf inşasının temelini oluşturur.