İskitler veya yayıldıkları doğu bölgelerindeki isimleri ile Sakalar, MÖ 8. yüzyıl ile MS 3. yüzyıl arasında Avrupa'nın doğusu ile Orta Asya'da, Tanrı Dağları ve Fergana Vadisi'ni de içine alan bölgelerde yaşamış, Tuva ve (Altay-Sayan) kökenli, Doğu Avrasya-Batı Avrasya kültür ve genetik bileşenlerini içerdiği varsayılan heterojen göçebe halktır. İskitler için tarih boyunca Grek kaynaklarında Skuthēs (Σκύθης), Asur kaynaklarında Aşguzai, Fars kaynaklarında Sakā ve Çin kaynaklarında Sai tabirleri kullanılmıştır.
Sparta Antik Yunanistan'ın Lakonya bölgesindeki öne çıkan bir şehir devletiydi. Söz konusu şehir devleti, antik dönemde Lakedemon olarak bilinirken, Sparta ismi Peloponez'in güneydoğusunda bulunan Lakonya bölgesindeki Evrotas Nehri'nin kıyısındaki ana yerleşim bölgesi için kullanılan bir isimdi. Sparta, MÖ 650'lerde Antik Yunanistan'daki baskın askeri kara kuvveti hâline gelmiştir.
VII. Kleopatra Filopator MÖ 51ʼden 30ʼa kadar Mısır Ptolemaios Krallığıʼnın kraliçesi ve son etkin hükümdarıydı. Batlamyus hanedanının mensubu olan Kleopatra, Makedonyalı Yunan generali ve Büyük İskenderʼin refakatçisi olan Soterʼin soyundan gelmekteydi. Kleopatraʼnın ölümünden sonra Mısır, Roma İmparatorluğuʼnun eyaleti haline gelmiştir; bu da Akdenizʼdeki son Helenistik devlet ve İskenderʼin hükümdarlığından bu yana süren çağın sonuna işaret etmektedir. Yerli dili Yunanca olmasına rağmen, Mısır dilini öğrenen ve kullanan tek Batlamyus hükümdarıydı.
Keltler Tarih öncesi ve İlk Çağ döneminde Avrupa'da yaşayan ve günümüzde altı ulustan oluşan bir halktır. Dört bin yıl kadar önce Keltler, anavatanları olan Orta Avrupa'dan göç ederek özellikle Büyük Britanya Adaları'na, İspanya'ya ve Galya'ya yerleştiler.
İtalik diller, bilinen ilk üyeleri MÖ 1. milenyumda İtalyan Yarımadası'nda konuşulmuş olan bir Hint-Avrupa dil ailesi koludur. Eski dillerinin en önemlisi, milattan önce diğer İtalik halkları fetheden Antik Roma'nın resmi dili olan Latinceydi. Diğer İtalik diller; MS ilk yüzyıllarda, konuşanları Roma İmparatorluğu'nda asimile olduğundan ve Latinceye kaydıklarından dolayı yok oldu. MS 3. ve 8. yy. arasında Halk Latincesi, günümüzde ana dil olarak konuşulan tek İtalik dil grubu olan Latin (Romen) dillerine ayrıldı, ayrıca Edebi Latince de hayatta kaldı. Latincenin yanında bilinen diğer antik İtalik dilleri; Faliskçe, Umbriyaca ve Oskanca ve Güney Pikencedir. Yarımadada konuşulmuş ve sınıflandırması tartışmalı olan diğer İtalik diller Venetçe ve Sikulcadır. Uzun zaman önce yok olmuş bu diller, yalnızca arkeolojik bulgulardaki birkaç yazıttan bilinmektedir.
Cermenler, bugünkü Almanya, Avusturya, Bohemya ve Cermanya'da MÖ 3. yüzyıldan 9. yüzyıla kadar yaşayan halk veya bu halktan olan kimse.
Daçya (Dacia) eski bir coğrafi isimdir. Daçyalıların yaşadıkları toprakları kapsar. Daçya Balkanlarda kuzeyde Karpat dağları, güneyde Tuna nehri, batıda Tisa nehri, doğuda ise Dinyester nehri ile sınırlıydı. Ülkenin dörtte biri ormanlıktır ve sadece onda birlik bir bölümü çıplak dağlardan ve sulardan oluşmuştur. Başkenti Sarmizegetusa idi. Ahalisi genellikle Traklara mensup kabul edilir.
Kuşanlar, Hindistan’ın kuzeyinde M.Ö. 2. yüzyılın ikinci yarısında hüküm sürmüş bir hanedan. Batılı kaynaklarda Sogdiana ve Bactria, Çin kaynaklarında ise Tai Hsia diye adlandırılan, bugün Afganistan'ın kuzey kesiminde Ceyhun Irmağı ile Hindukuş Dağları arasında kalan bölgenin Orta Asya kavimleri istilası sonucunda, M.Ö. 3. yüzyılda kurulmuş olan Grek Baktriya Krallığı çökmüş ve yerine M.S. 1. yüzyılda yerli kayıtlara göre Kuşan, Çin kaynaklarına göre ise Ta-Yüeh-chih adında kurulan devlettir. Kuşanlar, Yüeçi Konfederasyonun beş bölümünden biriydi, ve yüksek ihtimalle İrani veya Tohar, Ön Hint-Avrupalı Kansu'dan göç eden ve eski Baktriya'ya yerleşen göçebe insanlardır. Kuşanlar ilk dönemler muhtemelen idari işlerde Yunancayı kullanıyorlardı, ancak kısa sürede Bactrian dilini kullanmaya başladılar. Kurucu hanedanın Türk kökenli olduğuna dair çeşitli iddialar da vardır. Öyle ki bir Keşmir tarihçisi olan Kalhana’nın Rajatarangini’sinde zikredilen “Turushkanvaya” ismidir. Grandhara bölgesinde Türk asıllı krallar olduğundan bahseder.
Atropatena veya Medya Atropatena, MÖ 4. yüzyılda çoğu bugünkü İran Azerbaycanı ve İran Kürdistanı olarak bilinen bölgede kurulmuş ve başkenti Gazaka kenti olmuş eski bir krallık. Günümüzdeki Azerbaycan'ın tarihi adı Atropatena'dan kaynaklanmıştır.
Tarih öncesi dönemde Balkanlar 44.000 yıl önce ilk kez Üst Paleolitik dönemde Homo sapiens’lerin bölgede ortaya çıkmasıyla başlar. Tarihöncesi dönemin sonu ise ilk kez yazılı metinlerin Antik Yunan’da ortaya çıktığı MÖ 8. yüzyıl olduğu kabul edilir. Bölgedeki prehistorik süreç Üst Paleolitik, Holosen, Orta Taş Çağı, Neolitik Devrim, Proto Hint-Avrupalılar, Tarihöncesi periyotları olarak adlandırılan alt dönemlerden oluşur ancak bu dönemler arasındaki geçiş görecelidir. Örneğin bazı yorumlara göre prehistorik dönem Bronz Çağı Antik Yunan dönemindeki Girit Uygarlığı, Miken Uygarlığı, Trak Uygarlığı, Limni Uygarlığı ve Veneti Uygarlığı’nı kapsarken, bazılarına göre kapsamamaktadır. Başka bir yoruma göre Balkan bölgesinde Tarihöncesi dönemin en son aşaması olan Tarihöncesi dönem Homeros ile başlamıştır. Her halükarda Prehistorik dönem 5. yüzyılda Herodot’tan önce sona erdiği kabul edilmektedir.
Getae İngilizce telaffuz: [ˈdʒiːtiː] ya da İngilizce telaffuz: [ˈgiːtiː] ya da Gets, Günümüzde Bulgaristan'ın kuzeyi ile Romanya'nın güneyinde, Aşağı Tuna'nın her iki tarafında yerleşmiş birçok Trak kabilesine verilen isimdir. Hem tekil Get hem de Getae Yunanca exonym kelimesinden türemiştir, bölge Karadeniz sahilinde bulunan Yunan kolonilerinin hinterlandıydı. Bu durum bu halkın erken tarihlerde Antik Yunanlar ile temas kurmasına neden olmuştu.
Dioecesis Daciarum, modern batı Bulgaristan, orta Sırbistan, Karadağ, kuzey Arnavutluk ve kuzey Kuzey Makedonya bölgelerinden oluşan geç Roma İmparatorluğu dioecesis'i. Başkenti Serdica ve Illyricum praetoria idaresine bağlıydı.
Galatya veya Galatiya günümüz Türkiye'sinin Ankara ve Eskişehir illerini kapsayan, orta Anadolu tepeliklerinde bulunan antik bir bölgedir. Galatya, M.Ö. 279'da Balkanlara göçlerinin ardından, 3.yy.'da Trakya'dan buraya göç edip yerleşen Galya kabilelerinden ismini almıştır. Romalı tarih yazıcıları tarafından bu bölge Doğu Galya ve yerlileri Galli olarak adlandırılmıştır.
Çernyahov kültürü yahut Sântana de Mureș kültürü, MS 2 ila 5. yüzyıllar arasında günümüz Ukrayna, Romanya, Moldova ve Belarus'un bir kısmı olmak üzere, Karadeniz'in batı ve kuzeyinde bulunan bu Doğu Avrupa ülkelerinin topraklarına tekabül eden yerlerde tespit edilmiş bir arkeolojik kültürdür. Kalıntıların Sarmatlar, Slavlar, Gotlar ve Daçyalılar gibi halkların kültürel karışımı sonucu ortaya çıktığı tahmin edilmektedir.
Kurda, Kuzey Mezopotamya'da hüküm sürmüş eski bir krallık veya şehir devletiydi. Akkad kralı Naram-Sin MÖ 23. yüzyılda Dicle Nehri'nin ötesinde bulunan Subartu topraklarına yaptığı askeri seferlerde bu şehirden bahsetmiştir. MÖ 18. yüzyıl civarında çeşitli Mari tabletleri, Kurda'dan bağımsız bir krallık olarak bahseder, bazen Babilliler ile ittifak halinde iken bazen de Mariler ile ittifak halinde olmuşlardır. Ayrıca Tell Fekheriye tabletleri Asur kralları I. Şalmaneser ve I. Tukulti-Ninurta'nın bu şehri Mitannilerden aldığını yazmaktadır.
İmparatorluğun tarihi boyunca değişkenlik gösteren Roma İmparatorluğu'nun sınırları, askeri yollar ve bunlarla bağlantılı kaleler, doğal sınırlar ve imparatorluğun ötesindeki ülkeler ile topraklarını birbirinden ayıran insan yapımı tahkimatların bir birleşimi olarak oluşturuldu.
Roma Galyası, MÖ 1. yüzyıldan MS 5. yüzyıla kadar Roma yönetimi altında bulunan Galya'yı ifade eder.
Romanya'da Erken Orta Çağ, 270'lerde Roma askeri birliklerinin ve yönetiminin Daçya eyaletinden çekilmesiyle başladı. Sonraki bin yıllık süreçte, çoğu günümüz Romanya'sını oluşturan yaklaşık on tarihi bölgeden yalnızca ikisini veya üçünü kontrol eden bir grup halk toplanmaya başladı. Bu dönemde toplum ve kültür, köklü değişimlere uğradı. Roma'nın geri çekilmesiyle Daçya'da ve 400 yıl sonra bugünkü Romanya topraklarında yer alan diğer Roma eyaleti olan Küçük İskitya'da şehir hayatı sona erdi. 450'li yıllardan itibaren hızlı çömlekçi çarklarında yapılan ince kaplar ortadan kalktı ve el yapımı çömlekçilik değer kazandı. Mezar ayinlerinde gömme, baskın hâle gelene kadar kremasyondan define değişimler meydana geldi ve defin, 10. yüzyılın sonuna kadar yaygın olarak kullanılıyordu.
Horus'un dört oğlu, Antik Mısır dininde dört tanrıdan oluşan bir gruptu. Esasen mumyalanmış bedenlere eşlik eden dört kanopik kavanozun kişileştirmiş halleridir. Kalp, ruhu cisimleştirdiği düşünüldüğü için bedenin içinde bırakılmıştır. Beyin, sadece mukusun kaynağı olduğu düşünüldüğü için metal kancalarla çıkarılıp atılmıştır. Mide, karaciğer, kalın bağırsaklar ve akciğerler çıkarılıp, mumyalanıp kanopik kavanozlara kondu. Mumyalayıcıların bu ritüelden saptığı zamanlar da oldu: 21. Hanedan döneminde iç organları mumyalayıp sardılar ve onları vücuda geri koyup, kanopik kavanozları boş bıraktılar.
Yamhad; Halep, Suriye merkezli eski bir Sami krallığıdır. Krallık, MÖ 19. yüzyılın sonunda ortaya çıkmış ve sınırlarını genişletmek için hem askeri hem de diplomasi gücüne güvenen Yamhad Hanedanı kralları tarafından yönetilmiştir. Krallık, kuruluşundan itibaren sınır komşuları Mari, Qatna ile Asur'un saldırılarına direnmiş ve I. Yarim-Lim'in eylemleriyle döneminin en güçlü Suriye krallığına dönüşmüştür. MÖ 18. yüzyılın ortalarında, güneyi hariç Suriye'nin çoğu, ya doğrudan mülk olarak ya da vassallık yoluyla Yamhad'ın yetkisi altına girmiştir. Yaklaşık bir buçuk yüzyıl boyunca Yamhad; Kuzey, Kuzeybatı ve Doğu Suriye'ye egemen ve Mezopotamya'da Elam sınırındaki küçük krallıklar üzerinde nüfuz sahibi olmuştur. Krallık, Hititler tarafından yok edilmiş ve ardından MÖ 16. yüzyılda Mitanni tarafından ilhak edilmiştir.