İçeriğe atla

Bulimia nervoza

Bulimia nervoza
Diğer adlarBulimia
Bulimia sonucu üst ön dişlerin içinde mine kaybı (asit erozyonu)
UzmanlıkPsikiyatri, klinik psikoloji
BelirtilerKısa bir süre içinde büyük miktarda yemek yemek, ardından kusma veya laksatifler, genellikle kilo normal kalır[1][2]
KomplikasyonDişlerin parçalanması, depresyon, anksiyete, madde bağımlılığı, intihar[2][3]
NedenleriGenetik ve çevresel faktörler[2][4]
TanıKişinin medikal geçmişine bağlı olarak[5]
Ayırıcı tanıAnoreksi, tıkınırcasına yeme bozukluğu, Kleine-Levin sendromu, borderline kişilik bozukluğu[5]
TedaviBilişsel davranışçı terapi[2][6]
İlaçSeçici serotonin geri alım inhibitörü, trisiklik antidepresan[4][7]
PrognozTedavi ile 10 yılda hastaların yarısında iyileşme[4]
Sıklık3.6 milyon (2015)[8]

Bulimia nervoza veya kısaca bulimiya bir yeme bozukluğudur. Bulimik atak sırasında normal insanlardan fazla yerler. Bu yeme işlemini genellikle yalnız kaldıklarında çok hızlı bir şekilde gerçekleştirmeye çalışırlar. Daha sonra yediklerinin kilo almasına neden olmaması için aşağıdakilerden birini yapar:

  • kusma (isteyerek kusma)
  • uygun olmayan bir şekilde laksatif, lavman, diüretik veya diğer ilaçların kullanımı,
  • yoğun egzersiz.

Tanı ölçütleri:

  • Yineleyen tıkınırcasına yeme nöbetleri
  • Yeme kontrolünün kalkması
  • Kilo almaktan korunmak için kusma nöbetinin gerçekleşmesi
  • Egzersiz yapma veya yemek yememe gibi çözümlere başvurma
  • Vücudunun biçimi ve ağırlığından etkilenme

Sebepleri

Bulimia yiyecekten çok derin psikolojik meseleler ve yoğun bir kontrolsüzlük duygusudur. Yeme-çıkarma olayı ağırlaşabilir, daha sık ve kontrolsüz bir hale gelebilir. Kişilerin bu yeme-çıkarması psikolojik sorunları çözemeyeceklerini düşünmelerinden ve kilo takıntıları olmasından da kaynaklanmaktadır. Kustuktan sonra kendilerini rahat hissedeceğini düşünürler ve bilerek çok yemeye başlarlar. Nasıl olsa yedikten sonra kusacaklardır. Bulimiklerin kendilerine güvenlerini yitirmiş kişiler oldukları da unutulmamalıdır. Kendilerini vücut ölçüleriyle kanıtlamaya ve sevdirmeye çalışırlar. Ne kadar zayıf olurlarsa o kadar takdir edilecekleri düşüncesi kanısındadırlar.

Semptomları

  • Vücut ağırlığının sürekli değişmesi
  • Parmaklarda yara
  • Boğazında yara (kusmaktan kaynaklı)
  • Depresyon ve anksiyete

Bulimia nervozanın olası sonuçları

Bulimik misiniz?

Kendinize aşağıda yer alan soruları sorun. "Evet" yanıtını verdiğiniz her bir soru sizin bulumiya ya da başka bir yeme bozukluğu hastalığına olan yatkınlığınızı gösterir.

  • Vücut görünüşünüz ve kilonuza karşı takıntılı mısınız?
  • Yiyecekler ve diyetler hayatınızda büyük bir öneme mi sahip?
  • Yemeye başladığınızda kendinizi durduramayacağınızı düşünüyor ve korkuyor musunuz?
  • Daha önce hiç kendinizi rahatsız hissedene kadar çok yediniz mi?
  • Yedikten sonra suçluluk, utanç ve/veya depresif hissediyor musunuz?
  • Kilonuzu kontrol etmek için kusma ya da müshil ilaçlarından kullanıyor musunuz?

Yedikten sonra kusma ya da müshil ilaçları kilo almanızı engellemez ve kilonuzu korumanıza yardım etmez!

Müshil ilaçları veya kusma, yenilen yiyeceklerden alınan kalorinin atılmasını sağlamaz, bu nedenle genellikle bu çözüme yönelen kişilerde zamanla kilo alımı görülür. Yeme eyleminin hemen ardından kusma işlemi gerçekleşse bile zaten en iyi ihtimalle, yenilenin ancak %50'si gibi bir kısmı vücuttan atılabilir ki bu genelde %50'yi bile bulmaz; çünkü sindirim, zaten yiyeceklerin ağza girmesiyle başlar ve normal sürecinde vücuttan atılana kadar devam eder. İshal yapıcı ilaçlar bağırsaklara zarar vermekten başka yiyeceklerin vücuttan direkt atılması konusunda çok daha başarısızdırlar ve bu yolla yiyeceklerin ancak %10'u kadar bir miktarı vücuttan atılabilir. Kustuktan ya da ishal yapıcı ilaçları içtikten sonra tartıda kilonuzun azaldığını görüyor olabilirsiniz; ama bu gördüğünüz rakam vücudunuzdan atılan yüklü miktarda sudan başka bir kaybın rakamı değildir.[9]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "The changing "weightscape" of bulimia nervosa". The American Journal of Psychiatry. 169 (10): 1031-6. Ekim 2012. doi:10.1176/appi.ajp.2012.12010147. PMC 4038540 $2. PMID 23032383. 
  2. ^ a b c d "Bulimia nervosa fact sheet". Office on Women's Health. 16 Temmuz 2012. 19 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Haziran 2015. 
  3. ^ "Epidemiology of eating disorders: incidence, prevalence and mortality rates". Current Psychiatry Reports. 14 (4): 406-14. Ağustos 2012. doi:10.1007/s11920-012-0282-y. PMC 3409365 $2. PMID 22644309. 
  4. ^ a b c "Bulimia nervosa". BMJ Clinical Evidence. 2010: 1009. Temmuz 2010. PMC 3275326 $2. PMID 21418667. 
  5. ^ a b American Psychiatric Association (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (Fifth bas.). Arlington, VA: American Psychiatric Publishing. ss. 345-349. ISBN 978-0-89042-555-8. 
  6. ^ "A systematic review of evidence for psychological treatments in eating disorders: 2005-2012". The International Journal of Eating Disorders. 46 (5): 462-9. Temmuz 2013. doi:10.1002/eat.22103. PMID 23658093. 
  7. ^ "Current pharmacotherapy options for bulimia nervosa and binge eating disorder". Expert Opinion on Pharmacotherapy. 13 (14): 2015-26. Ekim 2012. doi:10.1517/14656566.2012.721781. PMID 22946772. 
  8. ^ "Global, regional, and national incidence, prevalence, and years lived with disability for 310 diseases and injuries, 1990-2015: a systematic analysis for the Global Burden of Disease Study 2015". Lancet. 388 (10053): 1545-1602. Ekim 2016. doi:10.1016/S0140-6736(16)31678-6. PMC 5055577 $2. PMID 27733282. 
  9. ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Nisan 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Nisan 2011. 
Sınıflandırma
Dış kaynaklar


İlgili Araştırma Makaleleri

Çölyak hastalığı ; bağırsaklardaki besin emilimini sağlayan villus denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir sindirim sistemi hastalığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Parkinson hastalığı</span> beynin alt kısımlarındaki gri cevher çekirdeklerinin bozukluğuna bağlı bir sinir sistemi hastalığıdır

Parkinson hastalığı (PH) veya kısaca Parkinson, başlıca merkezî sinir sisteminin etkilendiği, uzun süreli bir nörodejeneratif hastalıktır ve hem motor hem de motor olmayan sistemleri etkiler. Semptomlar genellikle yavaş yavaş ortaya çıkar ve hastalık ilerledikçe motor olmayan semptomlar daha yaygın hale gelir.

<span class="mw-page-title-main">Panik atak</span> aniden başlayan yoğun korku ve endişe nöbeti

Panik atak; çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, uyuşma veya kötü bir şeyin olacağı hissiyle karakterize; aniden gelen yoğun korku dönemidir. Semptomların şiddeti dakikalar içinde yükselmektedir. Genellikle bir atak yaklaşık 30 dakika sürer, ancak bu süre saniyeler ila saatler arasında değişebilir. Atak sırasında kontrolünü kaybetme korkusu ve göğüs ağrısı da görülebilir. Panik ataklar kişiye fiziksel olarak herhangi bir zarar vermez.

<span class="mw-page-title-main">İshal</span> gevşek veya sıvı bağırsak hareketleri

İshal veya diyare, bir günde en az üç kez gevşek, sıvı veya sulu bağırsak hareketlerinin olması durumudur. Genellikle birkaç gün sürer ve sıvı kaybı nedeniyle dehidrasyona neden olabilir. Dehidrasyon belirtileri genellikle cildin normal gerginliğini kaybetmesi ve sinirli davranışlarla başlar. Bu durum daha şiddetli hale geldikçe idrara çıkmada azalma, cilt renginde kayıp, hızlı kalp atışı ve yanıt vermede azalmaya kadar ilerleyebilir. Sadece anne sütüyle beslenen bebeklerde gevşek ancak sulu olmayan dışkı normaldir.

<span class="mw-page-title-main">Bulantı</span> tıbbi semptom veya durum

Bulantı veya mide bulantısı bazen kusma dürtüsü olarak algılanan yaygın bir huzursuzluk ve rahatsızlık hissidir. Ağrılı olmamakla birlikte, uzun sürmesi halinde zayıflatıcı bir semptom olabilir ve göğüste, karında veya boğazın arkasında rahatsızlık hissi olarak tanımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kabızlık</span> dışkının seyrek veya zor tahliyesi ile karakterize bağırsak işlev bozukluğu

Kabızlık, bağırsak hareketlerinin seyrekleşmesine veya dışkılamanın zor olmasına neden olan bağırsak işlev bozukluğudur. Dışkı genellikle sert ve kurudur. Diğer semptomlar arasında karın ağrısı, şişkinlik ve sanki dışkılama tam olarak tamamlanmamış gibi bir his yer alabilir.

<span class="mw-page-title-main">Kusma</span> mide içeriğinin tipik olarak ağız yoluyla, istemsiz ve zorla dışarı atılması

Kusma, mide içeriğinin ağızdan ve bazen de burundan istemsiz ve güçlü bir şekilde dışarı atılmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Antidepresan</span> Majör depresif bozukluk ve anksiyete gibi rahatsızlıkları tedavi etmek için kullanılan psikiyatrik ilaçlar

Antidepresanlar, majör depresif bozukluk gibi bazı duygudurum bozukluklarını, bazı anksiyete bozukluklarını ve bazı kronik ağrı durumlarını tedavi etmek için kullanılan ilaçlardır. Antidepresanların yaygın yan etkileri arasında ağız kuruluğu, kilo alımı, baş dönmesi, baş ağrısı, cinsel işlev bozuklukları ve duygusal körelme bulunur. Antidepresanlar, çocuklar, ergenler ve genç yetişkinler tarafından alındığında intihar düşüncesi ve davranışı riskinde artışa neden olabilir. Antidepresanların özellikle ani bir şekilde kesilmeleri sonucunda, antidepresan yoksunluk sendromu ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Baş ağrısı</span> rahatsızlık

Baş ağrısı, başta ve bazen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrı. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen hemen tüm insanlar değişik nedenlerle baş ağrısından muzdarip olurlar.

Yeme bozuklukları, yetersiz ya da aşırı gıda alımı içerebilen, diğer yandan ruhsal etkilere dayanan ve fiziksel sonuçlara yol açabilen bir hastalıktır. ABD'de 5 ila 10 milyon kadın ve 1 milyon civarında erkeğin yeme bozukluğundan etkilenmiş olduğu tahmin edilmektedir. DSM-IV-TR ’nin tanı ölçütlerine göre yeme bozuklukları; Anoreksia nervosa, bulimia nervosa, atipik yeme bozukluğu olarak üçe ayrılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Anksiyete bozukluğu</span> günlük durumların aşırı, mantıksız bir kaygıya sebep olduğu bilişsel bozukluk

Anksiyete bozuklukları, belirgin ve kontrol edilemeyen anksiyete ve korku duyguları ile karakterize edilen bir grup zihinsel bozukluklardır. Bu durumlar, bireylerin sosyal, mesleki ve kişisel işlevselliğini önemli ölçüde bozar. Anksiyete, huzursuzluk, alınganlık, kolay yorulma, konsantrasyon güçlüğü, kalp hızında artış, göğüs ağrısı, karın ağrısı gibi fiziksel ve bilişsel belirtilere yol açabilir ve belirtiler bireyler arasında değişiklik gösterebilir.

Aleksitimi ya da duygu körlüğü, duyguları tanımlama ve açıklama konusunda subklinik yetersizlik ile karakterize olan bir kişilik oluşumudur. Aleksitiminin temel özellikleri; duygusal farkındalıkta, sosyal bağlılıkta ve kişilerarası ilişkilerde bozukluk olarak sıralanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Ortoreksiya nervoza</span>

Ortoreksiya nervoza, kısaca ortoreksi, kişinin sağlıklı beslenmesi hakkında aşırı kaygıya sahip olması ile karakterize edilen önerilmiş bir yeme bozukluğu. Durumdan etkilenen kişilerde, kişinin beslenmesi ve sağlığı hakkında tekrar eden beklenmedik düşüncelerin olması, hastanın kirlendiğini veya pislendiğini sanması, aşırı kuralcılık veya bir tören misali yemek yeme gözlemlenebilir. Ortorektik kişilerde yapılan araştırmalara göre yemeğin hazırlanması esnasında kullandığı malzemeler ve hazırlanış metodunda kaygı duyduğu, bundan dolayı farklı yiyeceklerin ve içeceklerin karıştırılmasını reddetmektedir. Bu durumun nedeni yemeğin hazırlanış şeklidir. Ortoreksi, durum için geliştirilmiş testlerle tespit edilebilmektedir. Hastalık literatürde ilk defa Steven Bratman tarafından 1997 senesinde isimlendirilmiştir.

Gece yeme sendromu, gecikmiş bir sirkadiyen gıda alımı paterni ile karakterize bir yeme bozukluğudur. Aşırı yeme bozukluğu ile bir dereceye kadar komorbidite olmasına rağmen, gece tüketilen yiyecek miktarının nesnel olarak büyük olması gerekmediği veya gıda alımı üzerinde kontrol kaybı olmaması nedeniyle aşırı yemekten farklıdır. İlk olarak 1955 yılında Albert Stunkard tarafından tanımlanmıştır ve şu anda DSM-5'in belirtilen diğer beslenme veya yeme bozukluğu kategorisine dahil edilmiştir. Araştırma tanı kriterleri önerilmiştir ve akşam hiperfajisi ve/veya gece uyanışı ve haftada iki veya daha fazla kez yiyecek alımını içerir. Kişi, parasomnia uyku ile ilişkili yeme bozukluğundan (SRED) ayırt etmek için gece yeme konusunda farkındalığa sahip olmalıdır. İlişkili beş semptomdan üçü mevcut olmalıdır: sabahları iştahsızlık, geceleri yemek yeme dürtüsü, geceleri uykuya dalmak için birinin yemek zorunda kalması, depresif ruh hali ve/veya uyku güçlüğü.

Bir yiyecek bağımlılığı veya yeme bağımlılığı, lezzetli yiyeceklerin kompulsif tüketimi ile karakterize edilen davranışsal bir bağımlılıktır . Bu yemekler insanlarda ve diğer hayvanlarda ödül sistemini belirgin şekilde olumsuz sonuçlarla etkinleştirir.

Çocuk ve ergen psikiyatrisi, çocuklarda, ergenlerde ve ailelerinde ruhsal bozuklukların tanı, tedavi ve önlenmesine odaklanan bir psikiyatri dalıdır. Psikiyatrik bozuklukların gelişimini ve seyrini etkileyen biyopsikososyal faktörleri ve çeşitli müdahalelere verilen tedavi yanıtlarını araştırır. Çocuk ve ergen psikiyatristleri, pediatrik popülasyondaki ruhsal bozuklukları tedavi etmek için öncelikle psikoterapi ve/veya ilaç kullanır.

Klozapin bir psikiyatrik ilaçtır ve ilk atipik antipsikotiktir. Şizofreni ve şizoaffektif bozukluklar dahil olmak üzere belirli ruh hali veya zihinsel bozuklukları tedavi etmek için kullanılır. Türkiye'de Clonex ismiyle satılır.

<span class="mw-page-title-main">Trisiklik antidepresan</span> öncelikle antidepresan olarak kullanılan kimyasal bileşikler

Trisiklik antidepresanlar (TCA'lar), öncelikle antidepresan olarak kullanılan ve depresyonun yönetimi için önemli olan bir ilaç sınıfıdır. SSRI'nın yanında ikinci basamak ilaçlardır. TCA'lar 1950'lerin başında keşfedilmiş ve on yıl sonra pazarlanmıştır. Üç atom halkası içeren kimyasal yapılarından dolayı böyle adlandırılırlar. Dört atom halkası içeren tetrasiklik antidepresanlar (TeCA'lar), yakından ilişkili bir antidepresan bileşik grubudur.

<span class="mw-page-title-main">Sezgisel yeme</span>

Sezgisel yeme, vücudun açlık ve tatmin olmaya dair ipuçlarına verdiği tepkiye odaklanan bir yemek yeme yaklaşımıdır. Yaygın diyetler aksine bireyin "kilo kontrolü"ne odaklanması yerine yiyeceklerle pozitif bir ilişki geliştirmesini amaçlar. Sezgisel yeme, insanların diyet yapma, fiziksel sağlık, zihinsel ve sosyal olarak iyi olma hali hakkındaki görüşlerini değiştirerek tüm bunlara bütünsel bir yaklaşımla bakılabilmesini aşılamayı amaçlar. Bununla birlikte, yiyecekler, fiziksel aktivite ve bedene karşı olumlu bir tutum ve ilişki oluşturmaya yardımcı olur.

Hayvan psikopatolojisi, hayvanlardaki zihinsel veya davranışsal bozuklukların incelenmesidir.