İçeriğe atla

Bugut Yazıtı

Bugut Yazıtı günümüzde Çeçerleg Müzesi'nin bahçesinde sergilenmektedir.

Bugut Yazıtı, Arhangay Aymag'daki Bayn Tsagaan Gol (Kutsal Beyaz Göl) civarında yer alan Bugut Dağı'nın[not 1] 10 km doğusunda, Birinci Türk Kağanlığı zamanından kalma bir anıt mezar külliyesinde bulunan iki dilli bir yazıt.

1956 yılında Moğol bilim insanı Ts. Dorjsüren tarafından bulunmuş ve toprak altından kaplumbağa kaidesiyle birlikte çıkarılıp Arhangay Aymag'ın şehir merkezindeki Çeçerleg Müzesi'nin bahçesine koyulmuştur.

Yazıt

Yazıtın uzunluğu 198 cm, genişliği 72 cm ve eni 20 cm'dir. Üzerine oturtulduğu kaplumbağa kaidenin uzunluğu ise 47 cm'dir.

Yazıtın üç yüzü Soğd harfleriyle Soğdca yazılmış metinlerle kaplıdır. Soğdca metin, genel olarak yazıtın Brahmi harfleriyle yazılan yüzündeki metne kıyasla daha iyi korunmuş olmasına rağmen yazıtın üst kısımları kırık olduğu için üst kısımları ve her satırın başlangıcındaki kelimeler okunamamaktadır. Bir yüzü de Brahmi harfleriyle, bazı araştırmacılar tarafından Ruanruan dilinde yazıldığı iddia edilmesine rağmen henüz tam olarak bilinmeyen bir dilde yazılmış bir metni ihtiva etmektedir. Brahmi harfli metin Soğdca metne göre daha kötü ve yıpranmış durumdadır.

Yazıtın tepeliğinde yer alıp bir kısmı kırık olan ve bir yaratığı tasvir eden kabartmayla alakalı olarak ise Ts. Dorjsüren, Kljaštornyj, Cengiz Alyılmaz gibi birtakım araştırmacılar bunun kurttan süt emen bir çocuğu gösterdiğini iddia etmişlerse de Ōsawa Takashi buna karşı çıkıp bunun Çin veya Budist kültürüne ait bilinmeyen bir mitolojik hayvanı/yaratığı gösterdiğini öne sürmüştür.

Yazıt, uzun yıllardır Çeçerleg Müzesi'nin bahçesinde açık alanda, sert hava koşullarına karşı herhangi bir koruma tedbiri uygulanmaksızın sergilendiğinden ciddi tahribata uğramış, yer yer tabakalaşıp dökülmeler olmuş ve üzerindeki yazıların çoğu çıplak gözle okunamayacak hâle gelip silinmiştir.

Anıt mezar külliyesi

Bugut Yazıtı'nın keşfedildiği anıt mezar külliyesinin büyüklüğü ise kuzey-güney tarafı 40 m x doğu-batı tarafı 50 m'dir. Bu alanın ortasında, yıkılmış bir tapınağa ait ahşap sütunlar, çatı kiremitleri ve parçalanmış Tang dönemi Çin keramikleri hâla yerde görünür vaziyettedir. Bu buluntulardan hareketle burada damı Çin tarzında olan bir barkın inşa edilmiş olduğu düşünülmektedir. Bu barkın duvar dolgusu 59 m x 30 m ebatlarında olup içerisinde 4,5 m genişliğinde ve 2 m derinliğinde bir hendek bulunmaktadır.

Yazıtın kendisi duvarların içinde 7,5 m x 7,5 m ebatlarında, katmanlı taşlardan yapılmış ve kare şeklindeki bir sunak masasının üzerinde bulunmuştur.[1] Sunak masasına ait taşlar da parçalanmıştır. Burası hem tarihi sürecin etkisiyle hem de Ts. Dorjsüren ve V. E. Voitov tarafından herhangi bir koruma uygulanmadan yapılan kazılar sebebiyle harabeye dönmüştür. Sondaj usûlüyle yapıldığı düşünülen bu kazılar neticesinde künkler, tuğlalar, döşemeler ve beyaz mermerden yapılmış birçok eser tanınmayacak şekilde parçalanmıştır.

Günümüzde barkın duvarlarına ve temeline ait taş, tuğla ve künkler geniş bir alana saçılmış hâldedir. Bugut anıt mezar külliyesinde bugün tespit edilebilir durumdaki balbalların sayısı 232’dir. (Bir başka kaynağa göre sadece 6 tanedir.) Balballar, 101. balbaldan sonra hafif bir kavis çizdikten sonra tekrar doğuya doğru ilerlemektedir. Balballar sağa sola devrilmiş hâlde olup hiç taş heykel bulunmamaktadır. Hiç taş heykel bulunmaması burayı İkinci Türk Kağanlığı zamanından kalma anıt mezar külliyelerinden ayırmaktadır.

Üzerine yapılan çalışmalar

İlk araştırma Moğol-Sovyet Ortak Epigrafya Araştırması çerçevesinde 1968 ve 1969 yıllarında S. G. Kljaštornyj ve V. A. Livšic tarafından yapılmıştır. İkili, bu çalışmanın sonuçlarını 1971'de Rusça,[2] 1972'de İngilizce[3] olarak yayımlayıp bu yazıtın Soğd harfleriyle Soğdca yazılmış bir metin olduğunu ilk kez tespit ettiler. Ayrıca yazıtın Mahan Tegin isimli bir Türk prensi adına dikildiğini iddia ettiler. İlerleyen yıllarda 1986 yılının yazında, Moğol-Sovyet Ortak Arkeolojik Araştırma heyetinden Rus arkeolog V. E. Voitov, Moğol arkeolog D. Bayar ve G. Menes anıt mezar külliyesinde ortak kazı çalışması gerçekleştirmişlerdir. 1996 yılında Japon Millî Eğitim Bakanlığı'nın destek vermesiyle Ōsawa Takashi, tarih enstitüsünden Ayudai Ochir ve Osaka Üniversitesi'nden Prof. Dr. Takao Moriyasu'nun başkanlığındaki Japon-Moğol Ortak Epigrafya Araştırma Heyeti 1997 yılında anıt mezar külliyesinde incelemeler yapıp yazıtın estampajını çıkarmışlardır.[4] 1999 yılında Soğd dili uzmanı Yoshida Yutaka yazıtın yeni bir okumasını Japonca olarak yayımlamıştır. İleriki yıllarda bu çevirisine ilave, katkı ve düzeltiler de yayımlamıştır. Ōsawa Takashi 2006 yılında Bichees II adındaki Japon-Moğol Ortak Epigrafya Araştırma Heyeti'ni kurarak mezkur yılın yazında tekrar bu yazıtı incelemiştir. Alexander Vovin, Étienne de la Vaissière, Dieter Maue ve Mehmet Ölmez'den oluşan araştırma ekibi, 22–24 Ağustos 2014 tarihleri arasında Bugut Yazıtı'nı inceleyip 3D teknoloji vasıtasıyla tarayıp fotoğraflamıştır. Bu materyaller üzerinden 2019 yılında Yoshida Yutaka yazıtın Soğdca metninin yeni bir yayınını,[5] Alexander Vovin de Brahmi harfli metnin ilk okuma denemesini yayımlamıştır.[6]

Yazıtın içeriği

Bugut Yazıtı'nın Soğdca yazılmış yüzünün bir fotoğrafı.

Genel olarak yazıtta Tatpar Kağan'ın ve onun oğlu Umna Kağan'ın kağanlıklarının meşruiyetinden ve Umna'nın, tahta çıktıktan kısa süre sonra kağanlığı teslim ettiği kuzeni Nivar Kağan ile birlikte babası Tatpar için tertib ettikleri cenaze merasiminden bahsedilmektedir. Dikiliş tarihiyle alakalı olarak yazıtın Tatpar Kağan'ın ölümünden hemen sonra 581 veya 582 yılında dikildiği düşünülmektedir. Bunun yanında yazıtta kaydedilen bazı kelimeler yazıtın ehemmiyetini artırmaktadır.
Türk adı: Şu ana kadar tespit edilebildiği kadarıyla günümüze orijinal hâliyle ulaşıp da Türk adının geçtiği en eski yazılı belge Bugut Yazıtı'dır. Kelime yazıtta tr-’wkt (Türkler) şeklinde geçmektedir.
Aşinas: Türk Kağanlığı'nı kurup yöneten kabilenin adı Çin kaynaklarında A-shi-na (Aşina) şeklinde geçmekteyken Bugut Yazıtı'nda bu isim Aşinas şeklinde geçmektedir Aşinas kelimesi Karabalgasun Yazıtı'nda da tespit edilmiş olup[7] Ōsawa Takashi'ye göre Khor Asgat Yazıtı'nda da[8] geçmektedir. Kelimenin sonunda bulunan fazladan s harfinin ne olduğu hakkında farklı görüşler ileri sürülmüştür. Fakat kelimenin manasının ne olduğu, etimolojik kökeni hususlarında olduğu gibi burada da bir fikir birliği bulunmamaktadır. Bu fikirlerden birisi s harfinin çokluk eki olduğu yönündedir.
Özel isimler: Bugut Yazıtı'nın Soğdca metninin Kljaštornyj ve Livšic tarafından 1971'de Rusça 1972'de İngilizce olarak yayımlanmasıyla birlikte birçok Türkolog bu yayınların güvenilirliğini, sahihliğini tetkik etmeden esas almış ve bu da Türk Kağanlığı'nın tarih yazımında bazı kavramların, isimlerin yanlış şekilde yerleşmesine sebep olmuştur. Bunlardan biri de 4. Türk kağanı Tatpar Kağan'ın (t’tp’r γ’γ’n) isminin yanlış olarak Taspar Kağan (t’sp’r γ’γ’n) şeklinde okunmasıdır. 1997'de Moğolistan'a düzenlenen Japon-Moğol ortak araştırma seferinde Yoshida Yutaka yazıtın estampajını çıkarmış ve Kljaštornyj ile Livšic'in okumalarında birçok hata olduğunu ortaya koymuştur. Söz konusu kağanın isminin Orta Çağ Çincesi ile okunuşu da (*d’ât b’wât) Taspar kelimesinden ziyade Tatpar kelimesini çağrıştırmaktadır. Hüis Tolgoy Yazıtı'nda da bu isim Tadpar şeklinde geçmektedir. Yine mezkur ikilinin βγβwmyn kelimesini Bumin Kağan olarak okumalarının hatalı olup bunun aslında mγ’ wmn’ x’γ’n şeklinde okunması gerektiği ve 5. kağan olan Umna Kağan'ı kastettiği anlaşılmıştır. Misaller arttırılabilir.

Yazıt metni

Aşağıda verilen Bugut Yazıtı'nın Soğdca metninin transliterasyonu ve tercümesi, yazıt hakkında yapılan en son çalışmadan alınmıştır.[5]

Bugut Yazıtı'nın Soğdca metninin transliterasyonu:
B–1 (Yazıtın sol yüzü)
1. (r)ty (mwn’)k nwm (sn)k’ ’wst’t δ’r-’nt tr-’wkt ’(’)šy-n’s kwtr(’)’tt ’xšy-wn’k[]
2. ’Y-(K) [ZKn] (mz’yx) m(wx)’n x’γ’n y’rwkc ’ḤY n(w)-’’r x’γ’n ’wr-kwp-’r cr-’’cw mγ’’
3. t’(tp)’r (x’γ’n) wsn wy’(βr)t ’ḤRZY nwkr ZK βγy mwx’n x’γ’n ’PZY βγy mγ’ t’t(p)[’r]
4. x’γ’n (c)[nn x](wr)-sn(y) k’w xwr-tx(y)z pr(m) prw ’nγt’k ’βc’npδ ’xwšwy-n’tt wm’t[’nt]
B–2 (Yazıtın arka yüzü)
1. [ ] (rt)y pr (m)[yw? srδ βγy mwx’n x’γ’n pr’yt Z]Y k’w βγy s’r pwr-sty rty nw(k)r k’w (•)[ ]
2. [ ]( •••••••••• cr-’’)(c)w mγ’ t’(t)[p’r x’γ’n tk’yn]t š’δp-y-t tr-xw-’nt xwr-γ’p-cy-nt tw-δwnt (s’t)[]
3. [ZKn βγy mγ’ t’tp’r ](x’γ’n w’n)kw pt[škw’](tw δ)[’rnt ’PZ]Y tw(’) xwy-štr ’ḤY mwx’n x’γ’n pr’y-t rty n’
4. [-wyt ’krty ’ḤRZY 21? srδ ’β](t)kšpw (xšy-)’t δ’(r)[t ZY n’β](cy)h šy-r’k p’rtw δ’rt rty ms ’kδry tγw βγy mγ’
5. t(’tp’r) x[’γ’n w’](δ)[y nyδ r]ty [ ](•) (’β)tkšpw ’nγwncy-δ xšy-’ ZY n’βcy-h p’r rty nw[kr]
6. β(γ)y m(γ)’ [t]’t(p’r x’γ’n ms ••)[ ptš](k)w’n ptγwštw δ’rt rty xr-(γw)šk srδy (xwt’)w (’)k(rt)[y]
7. (rty) 10s srδ xšy-(’)[t δ’rt rty? βγy] (mγ’?)[ t’tp’r x’]γ’n k’w (βγ)y-št s’r pwrst rty py-štrw š’δp-y-t trx(w)[’nt]
8. xwrγ(’)pcy-(nt)s[ ]t (••••••••••)[ ](’’βr)-’δtw δ’rnt rty nwkr mγ’ wmn’ x’γ’n w’δy nšyδ(t)[w]
9. δ[’](rnt r)t[y ](k•••)[βγy mγ’ wmn’ ](x’)γ’n pr(m’tw) δ’r-t (MN) ’BY mγ’ t’tp’r x’γ’n wsn RB(k’)
10. [ ](•••)[ ](’)krty (r)[t](y) m(s) prm’(’)tw δ’r(t) RBkw nwm snk’ ’wst rty ’YK nw(m)
11. [snk’ ’ḤRZY ](pts)[’r? cw ZKn ’wrkw](p’r) βγy mγ’ t’(t)p’r x’γ’n tk’y-nt ’cw npyšnt cw βrnp’š(nt)
12. [ ](cw)[ š’δ](pyt) cw xwr-(γ’pcy-)nt cw (ms) wkwrt cw n’βcy-’kh ’(st)[’nt?]
13. [ ](•) β’r-’k ’sp’δy-’(n) pr’y(w) ’βt my-δ ’xšt δ’r-’nt
14. [ ](t) (ptxw)stw δ’r-’nt rty cy-mnt pyštr(w ms?) Okunamıyor
15. [ nwm s](nk’ pr)m’tw δ’r-(nt) ’(ws)t rty c’n’w δw’ xšywnk
16. [ ](t)[ ](r’’)tw δ’r-(nt rty) ’sky-s’r r[’](δy) m’tnt rty
17. [ ] (xwt)y ’yt δ’r-nt rty (wr’š yw)yδ’n s(p’)δ m(zyx?)
18. [ ](•)’ n(sm)y ZY [’n]y wys(pw) ’ytδ’r-(nt) r[ty]
19. [ ]’k δw’ x(’γ’n) šy(r’w) m(r)[ ]
B–3 (Yazıtın sağ yüzü)
1. [ šyr’](k) γr-’m’k krtk [’’β](r)y-(n)t rt[y ]
2. [ pry]myδ srδ šyr’k γr’mk krtk ’’βry-n[t ]
3. [ ]•••••t ’PZY (•••• n’βcyh?) mrtx(m’)k ’št’t ’ḤRZ-Yβγ m(.)[ ]
4. [ ](•• mr)δ βγ(’nyk) np’xšt-n(w)m (snk’) wmγ’’ ’y-ry mγ(’)[ ]
5. [ ] Okunamıyor.

Türkçe tercümesi:
(B–1: 1–3) Bu kanun taşını[not 2] Türklerin Aşinas boyundan hükümdarlar dikti. Büyük Muḳan Kağan'ın kardeşi, Yaruka/Yarukç[not 3] (olan) Nivar Kağan, Urkupar Çraçu[not 4] Maġa Tatpar Kağan için konuştuğunda (veya yaptığında) ...
(B–1: 3–4) Bundan sonra, ilahî Muḳan Kağan ve ilahî Maġa Tatpar Kağan doğudan batıya kadar bütün dünyanın hükümdarıydılar.
(B–1: 5 + B–2: 1) Ve [...] ondan sonra, ilahî [Muḳan Kağan] ... ve [kaplan? yılında (570 yılı) ilahî Muḳan Kağan öldü v]e Tanrı'nın yanına döndü.
(B–2: 1–5) Sonra, [... Urkupar? Çraçu] Maġa Tatpar Kağan'ın [prens]leri, şadapıtlar, tarḫvanlar, ḫurḫapçinler, tudunlar, hepsi? [Maġa Tatpar Kağan'a hitap ederek (dediler ki)]: “Sizin ağabeyiniz olan Muḳan Kağan vefat etti. Ve o bütün dünyaya hükmetti[not 5] ve [21 sene?][not 6] boyunca [halkı] iyi besledi. Şimdi yine siz ilahî Maġa Tatpar Kağan da [tahta çıkınız? ... ve] bu şekilde bütün dünyaya hükmediniz ve halkı besleyiniz.”
(B–2: 5–7) Ve sonra, ilahî Maġa Tatpar Kağan da (tavsiyeyi) dinleyip kabul etti ve tavşan yılında (571 yılı) hükümdar oldu. Ve 10 sene (veya 11) hüküm sürdü. [Ve] sonra ilahî Maġa Tatpar Kağan tanrıların yanına döndü (öldü).
(B–2: 7–9) Daha sonra şadapıtlar, tarḫvanlar, ḫurḫapçinler, [...] (onlar) [vaziyeti] tartıştılar? Sonra onlar, Maġa Umna Kağan'ı tahta geçirdiler.
(B–2: 9–10) Ve [... Maġa Umna] Kağan, babası Maġa Tatpar Kağan için büyük bir [tapınak? yapılmasını emretti. Ve tapınak (veya mezar)] yapıldığında bu sefer de yüce kanun taşının dikilmesini emretti.
(B–2: 10–14) Sonra kanun [taşı] [yapıldığında? (veya dikildiğinde) ...] Sonra Urkupar ilahî Maġa Tatpar Kağan'ın prensleri, torunları, büyük torunları, [...] şadapıtlar, ḫurḫapçinler, akrabalar veya orada (ne kadar) halk varsa [...] atlı askerlerle birlikte yedi gün boyunca yas tuttular.[not 7] [...] onlar [evcil hayvanları?] öldürdüler.
(B–2: 14–16) Ve bundan sonra yine [...] onlar [kanun taşının] dikilmesini emrettiler. Ve iki hükümdar [...] onlar ağladılar. Ve doğuya (veya yukarıya) doğru yoldaydılar (takip ettiler?).
(B–2: 16–18) Ve [...] onlar kendileri [...] aldılar. Ve büyük [...] ordusu? ve onlar diğerlerinin hepsini aldılar.
(B–2: 18–19) Ve ... iki kağan [...] iyi [...]
(B–3: 1) ... O hazinenin [iyice] birikmesine? şükretti?
(B–3: 2) [... bu] yılda o, hazinenin iyice birikmesine şükretti?.
(B–3: 3) [...] ve [...] seksen kişiden (oluşan) kalabalık. Ve efendimiz! [...]
(B–3: 4) [...] kutsal kanun yazılı taş burada Umaga İli Maġa [... yazdı?]
(B–3: 5) Okunamıyor.

Aşağıda verilen Bugut Yazıtı'nın Brahmi harfli metninin transliterasyonu ve tercümesi kesin olmayıp geçici niteliktedir. İleride yapılacak çalışmalar ile mevcud metnin değişebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Bugut Yazıtı'nın Brahmi harfli metninin geçici transliterasyonu[6] (Yazıtın ön yüzü):
1. ... [Tad]par Muɣan qaɣan sa-nām (?) čig-dü
2. ... + + bī + +-tu [Ta]dpar qa čoɣ-nar o]ro-[ɣa]-ǰu + +
3. ... [di]gi-n qa-n (h)ert[e] k[ü] + + [q]u[ri]-r ndü-t[i]-ǰü qapa bar-ǰu gle-lü[pe]-r kü
4. ... +-čU-d-pAr dar-p-ta taɣa a[y]u-?-?C[-voice]-ču
5. ... + + + ɣačar (h)aru tar-ǰu ǰar-n[] + +
6. ... [puru]pu tal-u-ǰa-r/ǰu Ašvar-un [ordu]-da + +
7. ... -tU + + -Un ǰ[ar]-va-r ǰan[ti-ǰu]
8. ... [qa]-d [h]ab[V]-ča Xa + me[de-ǰ]ü + + + +
9. ... -nAr pü[ne]ken pü[ker]-ner Tadpar t[ala]-
10. ... -[q]uy nabu-d bo[tuɣ]ńa-s qoń[i]y [i]r[e-y]
11. ... [qa]ɣan-u +-gtīr ǰal[va-y] Tadpar +?
12. ... -či[l]i[A]-’Āt ken (h)irg[e]-č …
13. ... pa[ra-n] qora-pī kebi[r] qaǰar[-a](?)
14. ... o[l-ɣa-ba] kü čekēr-d [a]-qsa +
15. ... + -t[U] + küǰü-tü ke[n-ü] ɣ[a]r-[pa]r
16. ... + + -lA kö[be’ü-d] [ge]l[e]-r[ü]n dA + ×ıɣ +
17. ... + -d-[U]n te[mē] iŋi-ner [a]č[i]-sar-ǰu
18. ... + + + bül[e]-k[ü]-per [qa]-d [qa]ɣan
19. Tamamen aşınmış.
20. Tamamen aşınmış.
21. ... + tir + + ...
22. ... + bakro
23. ... ra pars?
24. Tamamen aşınmış.

Geçici Türkçe tercümesi:
1. ... [Tad]par ile Muġan Kağan birlikte otururlarken (veya ikamet ederlerken) ...
2. ... Tadpar Kağan asilzadeleri içeri aldı ve ...
3. ... daha önce ölen kağan ... var güçleriyle bir toplantı/meclis meydana getirip kendilerini içeri kapattılar ve konuştular.
4. ... düşmanlar [belli bir sosyal grubun] mensupları tarafından mağlup edildiğinde, [onlar] korktular ve ...
5. ... arazinin (veya ülkenin?) arkasına yayılmak için acele ettiler.
6. ... gerçek şu ki onlar birlikte ağır bir şekilde yağmalandılar/Onlar ağır bir şekilde yağmalandı ve İşbara'nın [kampında] ...
7. ... birlikte ... [o?] ... elçilerine vurdu?/saldırdı? ...
8. ... [prens]leri alarak ... biliyor ...
9. ... Tadpar öküzleri ve tilkileri ele geçirecek
10. ... nabu?, deve buzağıları [ve] koyunlar olacak ... geldi ve ...
11. ... kağanın ... birleştiriyor, Tadpar
12. ... N'yi V'ye çevirdikten sonra insanlardan ...
13. ... insanlar ... bozkır topraklarındaki zehir ...
14. ... almak için yapıldı ... ve boştu ...
15. ... tarafından ... kimin güçlü elleriyle ...
16. ... X yap! Oğulların dediği gibi ...
17. ... erkek ve dişi develere ...leri/ları yükleyip ve ...
18. ... çalkalayarak, prensler [ve] kağan ...
19. Tamamen aşınmış.
20. Tamamen aşınmış.
21. Tercümesi imkansız.
22. Tercümesi imkansız.
23. ... kaplan?/Fars?
24. Tamamen aşınmış.

Ayrıca bakınız

Notlar

  1. ^ Bugut kelimesi; geyik manasına gelen buku/bugu kelimesi ile +t çokluk ekinin birleşmesinden oluşmakta ve Moğolca'da geyikler manasına gelmektedir.
  2. ^ Bu kelime yazıtta nom sank (nwm (sn)k’) şeklinde geçmekte olup kanun taşı, hukuk taşı, dinî nizam taşı gibi farklı manalar verilmiştir.
  3. ^ Kelimenin manası ve doğru okunuşu bilinmemektedir. Yazıtta y’rwkc veya n’rwkc şeklinde geçmektedir.
  4. ^ Yazıtta ’wrkwp’r ve cr’’cw şeklinde geçen kelimelerin hangi dilden geldikleri ve manaları bilinmemekte olup Tatpar Kağan'ın kağan olmadan önceki isimleri oldukları düşünülmektedir.
  5. ^ Soğdca metinde bütün dünya ifadesi için kullanılan ’βtkšpw kelimesi Soğdca'da dünyanın yedi iklimi demektir.
  6. ^ Buradaki 21 sene ibaresi Mongolküre Yazıtı'nda geçen “rty 21 srδ ’xš’wn δ’r” (O, krallığı 21 sene boyunca tuttu.) şeklindeki cümleye dayanılarak rekonstrükte edilmiştir.
  7. ^ Yazıtın bu kısmında geçen cümlelere paralel olarak Çin kaynağı Zhoushu'da Türklerin, bir cenaze olduğunda yedi kere yas tuttuklarına ve ölen kişinin bulunduğu çadırın etrafında ata binmiş hâlde yedi kere dönerek tur attıklarına ilişkin kayıtlar yer almaktadır.

Kaynakça

Genel
Özel
  1. ^ "Монголын түүхийн тайлбар толь". mongoltoli.mn. 6 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Kasım 2020. 
  2. ^ Kljaštornyj, Sergej G.; Vladimir, A. Livšic (1971). "Sogdijskaya nadpic' iz Buguta". ss. 121-146. 
  3. ^ Kljaštornyj, Sergej G.; Vladimir, A. Livšic (1972). "The Sogdian Inscription of Bugut Revised". Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae. 26 (1). Akadémiai Kiadó. ss. 69-102. 
  4. ^ Moriyasu, T. & T. Hayashi (1999), Buguto Iseki (Bugut site), In. Moriyasu & Ochir, p. 121.
  5. ^ a b Yutaka, Yoshida (2019). "Sogdian Version of the Bugut Inscription Revisited". Journal Asiatique. 307 (1). ss. 97-108. doi:10.2143/JA.307.1.3286342. 3 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ a b Vovin, Alexander (2019). "Groping in the Dark: The First Attempt to Interpret the Bugut Brāhmī Inscription". Journal Asiatique. 307 (1). ss. 121-134. doi:10.2143/JA.307.1.3286344. 11 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ T. Moriyasu & Y. Yoshida, “Mongoru kokunai Toketsu Uiguru jidai iseki-hibun chōsa kanpō [A preliminary Report on the Recent Survey of Archaeological Sites and Inscriptions from the Turkic and Uighur Period in Mongolia]” (Japonca), Nairiku ajia gengo no kenkyū [Studies on the lnner Asian Languages] XIII, Chūo yūrashia gaku kenkyūkai [The Society of Central Eurasian Studies], 1998, s.15
  8. ^ Takashi, Ōsawa (2010). "Revisiting Khöl-Asgat Inscription in Mongolia from the Second Turkic Qaghanate". Studies on the Inner Asian Languages. ss. 1-73. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Orhun Yazıtları</span> 8. yüzyıla tarihlenen Göktürk yazıtları

Orhun Yazıtları, Göktürk Yazıtları ya da Köktürk Yazıtları, Eski Türkçe (𐰆𐰺𐰴𐰣∶𐰖𐰔𐱃𐰞𐰺𐰃) olan, Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile II. Köktürk Kağanlığı döneminde Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Birçok kişi ilk Türkçe yapıt olarak bilse de ilk Türkçe yapıt Çoyr Yazıtıdır. Orhun yazıtları Türkçenin tarihsel süreçteki gramer yapısı ve bu yapının değişimiyle ilgili bilgiler verdiği gibi Türklerin devlet anlayışı ile yönetimi, kültürel ögeleri, komşuları ile soydaşlarıyla olan ilişkileri ve sosyal yaşantısıyla ilgili önemli bilgiler içermektedir.

Soğdca, Soğutça veya Soğdakça, Orta Asya'da yer alan Soğdiana'da ve Çin'deki Soğd göçmen gruplarının yaşadığı bazı bölgelerde kullanılmış bir Doğu İran dili.

<span class="mw-page-title-main">Orhun Vadisi</span> Vadi

Orhun Vadisi Moğolistan’ın göbeğinde, başkent Ulan Batur’dan 370 km uzaklıkta Orhun Nehrinin etrafında bulunmaktadır. Orhun Vadisi 2004 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınmıştır. Orhun Vadisinin tarih açısından büyük önemi vardır. Uygur Kağanlığı ve bir zamanlar dünyanın en büyük imparatorluğu olan Moğol İmparatorluğu'nun başkentleri Orhun Vadisi’ndedir. Bu yüzden Orhun Vadisi Hun İmparatorluğu, Göktürk Kağanlığı, Uygur Kağanlığı ve Moğol İmparatorluğu’na ait arkeolojik kalıntılar, eski kent ve yerleşim merkezlerinin enkazları, yazılı ve dikil taşlar, mezarlar ve Budist tapınaklarının bulunduğu, çok sayıda tarihi bilgi içeren kültürel bir miras olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kül Tigin Yazıtı</span> 8. yy.da yazılmış Göktürk Yazıtlarının bir bölüm

Kül Tigin Yazıtı veya Kül Tigin Kitabesi, Bilge Kağan'ın kardeşi, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın yöneticisi Kül Tigin'in ölümü üzerine MS 732'de Orhun Vadisinde diktirilmiş yazıt.

<span class="mw-page-title-main">Tonyukuk Yazıtı</span> 8. yy’da yazılmış Göktürk Yazıtları’nın bir parçası

Tonyukuk Yazıtları ya da uluslararası literatürdeki adıyla bulunduğu yere nisbetleBain Tsokto Yazıtları, Orhun Irmağı vadisinde 8. yüzyılda yazılıp dikilmiş olan Göktürk Yazıtlarından birisidir. Moğolistan'ın başkenti Ulan Bator'un ilçesi Nalayh'ta Bayan Tsokto adlı yerde bulunmuştur.

GökTürkçe, Göktürk Türkçesi, Köktürk Türkçesi veya KökTürkçe, Türkçenin bilinen ve yazılı metinleri ele geçirilebilen en eski dönemine verilen isimdir. Eski Türkçe adlı dönemin ilk kısmını oluşturur. Devamında Eski Uygur dönemi yaşanmıştır.

İlteriş Kağan, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın kurucusu. Bilge Kağan ve Kül Tigin'in babasıdır. M.S. 681-693 yılları arasında egemenlik yapmıştır. 2022'de kendisi adına yazılan bir yazıt bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Aşina</span> Boy

Aşina, Türk veya Kök Türk bir Göktürk soyu, Göktürk Kağanlığı'nın kurucu boyudur. Efsaneye göre Aşina soyu bir dişi kurttan türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Çoyr Yazıtı</span> 7. yüzyılda oluşturulmuş ilk Türk yazıtı

Çoyr Yazıtı, Çöyr Yazıtı ya da Çoyren Bengi Taşı, İkinci Göktürk Kağanlığı dönemi, 7. yüzyılda 6 dizelik bir bengi taş olarak dikilmiş şimdiye dek bulunan en eski Türk yazıtıdır. Moğolistan’ın Dornogovı aymağı (köy) Çöyr demiryolu istasyonundan 15 km kuzeydoğu yönünde, Urga-Kalgan yolunun doğusunda, Sansar-Ula dağının güney eteklerindeki kurgan yerinde 1928’den önce Jamtsarano Tseeveen ve Sendsüren tarafından bulunmuştur. 682-691 yılları arasına ait olduğu düşünülür. Kimi görüşlere göre Çoyr yazıtı, Türkler'e ait en eski metinler olarak kabul edilen Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtlarından daha eski olup; Türkçenin tarihlendirilen en eski yazıtıdır.

<span class="mw-page-title-main">Buyruk Kağan</span>

İltigin Buyruk Kağan veya Nili Kağan, Batı Göktürk Kağanlığı'nın Türk Kağanlığı'ndan ayrıldığı yıllarda yaşamış, 599'da Tulan Kağan'ın ölmesiyle tahtı ele geçirmeye çalışan Göktürk kağanıdır. Buyruk, İli havzası'nda Türk Kağanlığı'nın parçalandığı yıllarda "kağan" unvanı ile hüküm sürmüştür. Ancak hiçbir zaman Batı Göktürk tahtının egemenliğini tam anlamıyla ele geçiremediği düşünülmektedir; bunun için ilk Batı Göktürk kağanı olarak daha çok oğlu Arslan Taman Kağan bilinmektedir. Hakkındaki bilgiler Çin kaynakları ve Soğdca yazılan Moğolküre Yazıtı'ndan elde edilmiştir. Ayrıca Buyruk Kağan'ın Doğu Roma İmparatoru Mauricius'a yazdığı mektup, Türk edebiyatındaki bilinen ilk mektup örneklerinden biridir.

Toy ya da kengeş, İslamiyet öncesinde Türk devletlerinde devlet işlerinin görüşülüp ve tartışıldığı aynı zamanda yasama, yürütme ve yargı yetkisini kullanan meclistir. XIII. yüzyılın ortalarından itibaren Türkçe kaynaklarda geçmeye başlayan kurultay kelimesi, toy yerine kullanılmaya başlanmış ve toy sadece yemekli eğlenceler için kullanılan bir kelime hâline gelmiştir.

Taryat Yazıtları ya da Terhin Yazıtları, Moğolistan'ın Arhangay ilinin Doloon Mod bölgesindeki Terhin Irmağı'nın yakınlarında bulunan Orhun alfabesi ile yazılan Uygur yazıtlarıdır. Bu yazıt Uygur kağanı Bayan Çor Kağan tarafından sekizinci yüzyılın ortalarında taşa işletilmiştir.

Ongin Yazıtı veya Ongi Yazıtı, 1891 yılında Nikolay Yadrintsev tarafından bulunmuştur. Yazıt, Vasili Radlof tarafından 1895 ve 1896'da üç estampaja dayanarak yayınlanmıştır. Moğolistan'daki Ongin Irmağı yakınlarında bulunduğu için bu adla anılan yazıt, bu ırmağın bir kolu olan Taramel'in yanında, Koşo Saydam Gölü'nün 160 km güneyindedir. Manitu Dağı dolaylarında bulunmakta bulunan bu yazıt Bilge İşbara Tamgan Tarkan adlı bir Türk beyi adına dikilmiştir. Yazıtta İlteriş Kağan ile Kapgan Kağan'ın adları geçmektedir. Yazıt, 8. yüzyılda dikilmiştir. Yazıt, Vasili Radlof ve Vilhelm Thomsen tarafından incelenmiştir. Yazıt üzerinde en çok ses getiren çalışma ise 1957 yılında Gerard Clauson yapmıştır. Türkiye'de ilk kez Hüseyin Namık Orkun tarafından yayınlanan yazıt, günümüzde Moğolistan'da Övörhangay Aymag'ın merkezinde Arvaiheer'deki müzede bulunmaktadır.

Bömbögör Yazıtı, Moğolistan'da Bayanhöngör aymağı, Bömbögör somunun kuzeybatısındaki Şiveni Herem bölgesinde bulunan bir Göktürk yazıtıdır. Mezar kompleksi bir tümsek, bir dikili taş ve taş çitlerden oluşur. Yazıt, Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü'nde görevli bilim insanlarının Govi-Altay ve Bayanhöngör aymağında yaptığı keşif gezileri sonucunda bulunmuştur. Yazıt metninin fotoğrafı ve taslak kopyası, bulunmasının hemen ardından yayımlanmıştır. Yazıt metnini ilk kez Moğol bilim insanı Ts. Battulga, ikinci kez de Japon bilim insanı S. Kosetu, üçüncü ve son kez de Türk bilim insanı Hatice Şirin yayınlamıştır.

Yorçı Yazıtı ya da Çagan Obuga Yazıtı, 1998 yılında, Çin sınırları içerisinde bulunan İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde Baotou Şehri'ne bağlı Darhan Moominggan yerleşim alanı Çagan Obuga Köyü, Holbugatu Hosigu mevkiinde bir çoban tarafından bulunmuş bir Göktürk yazıtıdır. Yazıtın bulunduğu bölgede yapılan araştırma ve incelemeler, buranın İkinci Göktürk Kağanlığı'nın önemli idari merkezlerinden biri olduğunu göstermektedir. İkinci Göktürk Kağanlığı dönemine ait kağanlık sarayı kalıntıları, kurganlar, anıt mezarlar, heykeller ve Yorçı Yazıtı'nın üzerindeki damga ve tasvirler de bu görüşü desteklemektedir. Yazıt üzerinde ilk incelemeler 2004 yılında Baotou'daki yerel tarih araştırmacıları tarafından yapılmıştır.

Göktürk adıyla da bilinen Türk Kağanlığı, Aşina ailesi yönetimindeydi. Bu ailenin kağanlık, yabguluk gibi üst görevler yapan üyeleri aşağıda gösterilmiştir. Renkli kutular kağanları gösterir. Buna göre;

<span class="mw-page-title-main">Hüis Tolgoy Yazıtı</span>

Hüis Tolgoy Yazıtı, 1975 yılında D. Navaan tarafından Moğolistan'ın Bulgan bölgesinde bulunan tek dilli ve iki taş parçadan oluşan bir yazıttır. Yazıtın keşfi Türkiye'de Nejat Diyarbekirli tarafından yazıtın içeriği ve dili hakkında bilgi vermeden iki fotoğrafla duyurulmuştur. N. Bazilhan 2005 yılındaki çalışmasında yazıt hakkında bilgi vermiştir. Yazıt üzerinde Moğol-Japon araştırma ekibinin yaptığı çalışmalar 2009'da Ōsawa Takashi, Suzuki Kōsetsu ve R. Munkhtulga tarafından yayımlanmıştır. Türk Kağanlığı zamanından kalma yazıt, ön-Moğol diliyle yazılmış olup Bugut Yazıtı'nın Brahmi yüzündeki Moğolca kısımla birlikte şu anda Moğol diliyle yazıldığı bilinen en eski metinlerdir. Moğol dilinin en eski belgesi olarak bilinen Yisünge Anıtı'ndan 650 yıl kadar daha eskidir. Yazıttaki 11 satırlık metin Brahmi alfabesinin bir çeşidi olan Türkistan Brahmi harfleriyle dikey olarak yazılmış olup kelimeleri ayıran yatay işaretlerle sağdan sola devam etmektedir. Yazıtın dili; Alexander Vovin, Étienne de la Vaissière, Dieter Maue ve Mehmet Ölmez'den oluşan ekibin, yazıtın 3D teknoloji kullanılarak taranması, fotoğraflanması amacıyla 18 Ağustos 2014'ten 28 Ağustos 2014'e kadar düzenledikleri ortak sefere kadar bilinmiyordu. Yazıt dilinin belirli morfolojik özellikleri sebebiyle Hint-Avrupa veya Türk dilinden ziyade ön-Moğol dili olduğu varsayılıyordu. Sanskrit ve Brahmi dillerinde uzman olan Dieter Maue Brahmi harfli yazıtı deşifre ederek yazıttaki dilin Ruanruanların dili olduğunu ortaya çıkarmıştır. Birinci taşa göre daha harap durumda olan ikinci taştaki yazılar ise henüz çözülememiştir. Sonradan yazıtı analiz eden Alexander Vovin Hüis Tolgoy yazıtının dilinin Güney Kitan dilinden ziyade arkaik Moğolcaya benzediğini belirtmiştir. Mehmet Ölmez ortak seferin ayrıntıları üzerinde duran bir makale yayınlarken Étienne de la Vaissière ise yazıta tarihçi perspektifinden yaklaşmış ve yazıtın 7. yüzyılın ortalarında Tiele (Tegreg) topluluklarını idare eden Uygur lideri Pusa adına yazıldığını öne sürmüştür. Yazıt deşifre edilinceye kadar Moğolistan Arkeoloji Enstitüsü'nün deposunda tutulurken dilinin ön-Moğol dili olduğunun anlaşılması üzerine Moğolistan'ın bağımsızlık günü kutlamaları arifesinde Moğolistan devlet adamlarının, milletvekillerinin ve bilim insanlarının katılımının eşliğinde yazıtın anıt eser olarak açılışı gerçekleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Karabalgasun Yazıtı</span> 9.YYa dayanan Uygur yazıtı

Karabalgasun Yazıtı veya Kitabesi, MS 808-821 yılları arasında, 8. Uygur Kağanı'nın hüküm sürmüş olduğu dönemde Eski Türkçe, Soğdca ve Çince dillerinde yazılmış üçdilli bir yazıt. Kitabe, günümüz Moğolistan sınırları içerisinde bulunmakta olup konu açısından kağanın ve öncüllerinin askeri başarıları ile Maniheizm dinine geçişlerini ve desteklerini içermektedir. Yazıt, içerisinde bahsi geçen olayların pek çoğu sadece kendisinde bulunmasından ötürü "Uygur Kağanlığı tarihi ile Çin ve Orta Asya'da Maniheizm araştırmaları için en önemli kaynaklarından biri" olarak tanımlanmıştır.

Nomgon külliyesi, II. Göktürk Kağanlığı'nın kurucusu İlteriş Kutluğ Kağan'a ait olduğu düşünülen Güney Moğolistan'da Nomgon ovasında inşa edilmiş külliye. Külliye, Türk Akademisi ile Moğol Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü'nün ortak çalışması sonucunda Ağustos 2022'de keşfedildi.

Kutlug Kağan Yazıtı, İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nın kurucusu İlteriş Kağan’a ait olduğu düşünülen yazıttır. 2019'da Arhangay'daki Nomgon Ovası'nda çalışmalarına başlayan Türk Akademisi ile Moğolistan Arkeoloji Enstitüsünden bilim insanları, Temmuz 2022'de başlayan çalışmalarında m.s. 700. yıla ait yaklaşık 250 metrekarelik bir kurganda yapılan kazıda keşfettikleri külliyede ağustos ayında iki yüzü Göktürkçe ve bir yüzü Soğdca yazılmış bir taş bulmuştur. Yazıtın İkinci Göktürk Kağanlığı'nı yeniden canlandıran Kül Tigin ve Bilge Kağan'ın babası İlteriş Kağan adına dikildiği sonucuna varılmıştır. İlk araştırmalarda yazıtın üzerinde "Tanrı", "Türk", "Kutlug", "tümen" gibi bir dizi kelime tespit edilmiştir. "Türk" adının ilk kez geçtiği Göktürk döneminin en eski yazılı anıtı olarak kabul edilmektedir.