Yargı, yasal anlaşmazlıkları/uyuşmazlıkları karara bağlayan ve yasal davalarda yasayı yorumlayan, savunan ve uygulayan mahkemeler sistemidir.
Dava, bir hakkın, devlet kanalıyla devletin organları olan mahkemeler vasıtasıyla kullanılmasıdır. Dava; asli ve feri olur. İhtilaflı ve ihtilafsız veya ceza davası, hukuk davası, idari dava, amme (kamu) davası, şahsi dava olarak da tarif edilir. Tek başına dava sözcüğü, sıklıkla hukuk davalarını işaret eder.
Jim Crow yasaları, 19. ve 20. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'nin güney eyaletlerinde çıkartılmış ırksal ayırmacı (segregationist) yerel yasalardır. Yasalar, ABD'deki yeniden yapılanma döneminde Siyahilerin elde etmiş olduğu politik ve ekonomik kazançlara karşı çıkartılmıştır. Yasalar, Afroamerikalılar ile Beyazların sosyal ve politik hayatta ayrı kurumları kullanmalarını amaçlamış ve "ayrı, ama eşit" yasal doktrini ile temellendirilmişti.
Duruşma, yargılamalarda iddia ve savunma makamlarının delillere dayanarak tartıştıkları sürece denir. Ayrıca taraflar arasında doğan uyuşmazlıklar gene mahkemelerdeki duruşmalarda karara bağlanır.
Danıştay; Türkiye'nin idari yargı organıdır. İdari davaların bakıldığı mercidir. Aldığı kararlara yürütme uymak zorundadır.
Montgomery Otobüs Eylemi 1955 yılında Alabama eyâletinin Montgomery şehrindeki toplu taşımacılık sisteminde uygulanan ırkçılık politikasına başkaldırmak için başlatılmış sosyal ve politik bir protestoydu. Mücadele 5 Aralık 1955'ten 21 Aralık 1956'ya kadar sürdü ve sonuçta Birleşik Devletler Yüksek Mahkemesi Montgomery'deki ırkçı kanunlarının anayasaya aykırı olduğunu açıkladı.
Thurgood Marshall, ABD Yüksek Mahkemesi'nin ilk siyah üyesi. Brown-Topeka Eğitim Kurulu Davası'nda (1954) avukat olarak ABD Yüksek Mahkemesi önünde yaptığı başarılı savunma sonucunda devlet okullarında ırk ayrımcılığının anayasaya aykırı olduğu kabul edilmiştir.
Kitzmiller Dover Okul Bölgesine Karşı 2005 yılında Dover, Pensilvanya, Amerika Birleşik Devletleri'nde görülen dava. ABD'de akıllı tasarımın okullarda öğretilmesine karşı gelen ilk davadır. Okul bölgesinin içeriğe katmak istediği, akıllı tasarımı savunan kitabın adının Pandalar ve İnsanlar olmasında ötürü, dava aynı zaman Dover Panda Davası olarak da bilinir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.
Kuzey Kıbrıs'ın devlet yapısı, Kuzey Kıbrıs cumhuriyetle yönetilmekte olup yarı başkanlık sistemi bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı aynı zamanda devlet başkanı, başbakan ise hükûmetin başkanıdır. Çok partili sistem uygulanmaktadır. Yürütme yetkisi hükûmetin elindedir. Yasama yetkisi ise hükûmetle beraber Cumhuriyet Meclisi'ne aittir.
ABD'deki sivil haklar hareketi ırk ayrımı sistemini muhafaza eden yasaları feshettirerek Siyah Amerikalılar için sivil haklar bakımından eşitliğin kurulmasını amaç olarak alan hareket idi. Protestan papaz ve şiddetsiz direniş savunucusu Martin Luther King bu hareketin önde gelen şahsiyetlerindendir.
One, Inc. v. Olesen 355 U.S. 371, Amerika Birleşik Devletleri'nde LGBT haklarına ilişkin tanımlayıcı ABD Yüksek Mahkemesi kararıdır. Mattachine Society'nin daha küçük bir bölümü olan ONE, Inc., geyleri destekleyen ve 1953'te yayım hayatı başlayan "ONE: The Homosexual Magazine" isimli bir dergi basıyordu. ABD Posta Bakanlığı ile Federal Soruşturma Bürosu'nun öncülük ettiği bir taciz kampanyasının ardından Los Angeles Postane Müdürü, Cornstock yasaları doğrultusunda derginin Ekim 1954 sayısının müstehcen ve gönderilemez olduğunu bildirdi.
Birleşik Devletler'in federal yönetimi, Amerika Birleşik Devletleri'ni oluşturan 50 eyaletin ait olduğu anayasal cumhuriyetin millî yönetimidir. Federal hükûmet, üç organdan oluşur: yasama, yürütme ve yargı. Bu organlar ve onların güçleri Amerika Birleşik Devletleri Anayasası içinde belirtilmiştir. Güçler hakkında daha çok ayrıntı, Kongre tarafından yürürlüğe konulan kanunlarda belirtilir.
Kanunların anayasaya uygunluklarının genel mahkemeler tarafından denetlenmesi.
Amerika Birleşik Devletleri Yüce Mahkemesi, en üst düzey temyiz mahkemesi ve kararlarıyla ABD Anayasası'nı yorumlayan organ. Açılan davalar çerçevesinde devletin ulusa, eyaletin eyalete ve hükûmetin yurttaşa karşı yetkilerinin sınırlarını belirler.
Ekonomik ayrımcılık, ekonomik faktörlere dayalı ayrımcılıktır. Bu faktörler arasında iş bulunabilirliği, ücretler, mal ve hizmetlerin fiyatları ve/veya bulunabilirliği ve iş için azınlıklara sağlanan sermaye yatırım fonu miktarı sayılabilir. Bu, işçilere, tüketicilere ve azınlıklara ait işletmelere karşı ayrımcılığı içerebilir. Bu, tekelcilerin farklı alıcılara ödeme isteklerine göre farklı fiyatlar talep etme uygulaması olan fiyat ayrımcılığı ile aynı şey değildir.
Amerika Birleşik Devletleri'nde ırk ayrımcılığı, ABD çapında barınma, sağlık hizmeti, eğitim, iş bulma ve ulaşım gibi toplumsal hizmet veya tesislerden ırklara göre farklı yararlanma sistematiklerinin belirlenmesini anlatır. Terim genel olarak Afroamerikalıların beyazlardan fiziki zor eliyle veya yasal olarak ayrılmasını anlatsa da diğer etnik azınlıkların yaşadığı ayrımcılığı da içerir. Genel olarak fiziksel ayrımlar anlatılsa da örneğin ırklararası evliliğe karşı alınan önlemler gibi farklı yönleri de bulunabilir. ABD Silahlı Kuvvetlerinde 1948 yılına kadar siyahiler beyazların bulunduğu birliklere alınmayıp ayrı şekilde idare edilseler de başlarında beyaz komutanlar bulunurdu. Toplumsal hayatta Afroamerikalıların uyması gereken düzenlemeler kamusal hayatta yer almakta, nerede yürüyebilecekleri, yiyip içebilecekleri veya dinlenebilecekleri belirlenmiş durumdaydı. Ayrımcılığa dair hukuk de jure olarak 1964 Medeni Haklar Yasasıyla garanti altına alınmış olsa da de facto olarak ayrımcılık günümüzde hala sürmektedir.
Separate but equal, Amerika Birleşik Devletleri anayasa hukukunda ayrı ama eşit bir hukuki doktrin bulunuyordu; buna göre ırk ayrımcılığı, sözde kanun kapsamında tüm insanlara "eşit koruma" garanti eden Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'nın On Dördüncü Değişikliğini ihlal etmiyordu. Doktrine göre, her ırka sağlanan olanaklar eşit olduğu sürece, eyalet ve yerel yönetimler hizmetlerin, tesislerin, kamuya açık konaklama yerlerinin, barınma, tıbbi bakımın, eğitimin, istihdamın ve ulaşımın ırka göre ayrılmasını talep edebilirdi; eski Konfederasyonun eyalet genelindeki durumda zaten böyleydi. Bu ifade 1890 tarihli bir Louisiana yasasından türetilmiştir, ancak yasa aslında "eşit ama ayrı" ifadesini kullanmıştır.
Plessy - Ferguson, 163 US 537 (1896), ırk ayrımcılığı yasalarının, her ırk için tesislerin kalitesi eşit olduğu sürece ABD Anayasasını ihlal etmediğine karar veren dönüm noktası niteliğinde bir ABD Yüksek Mahkemesi kararıydı; bu doktrin "ayrı ama eşit" olarak bilinmeye başlandı". Karar, 1877'de Yeniden Yapılanma döneminin sona ermesinden sonra Güney Amerika'da kabul edilen ırk ayrımcılığını yeniden tesis eden birçok eyalet yasasını meşrulaştırdı. Güneyde yasal olarak uygulanan bu tür ayrımcılık 1960'lara kadar sürdü.