Skuamöz hücreli karsinom (SCC) ya da yassı hücreli karsinom bir kanser çeşidi olan karsinomun alttiplerinden olup birçok organdan köken alabilir. Bu organlardan birkaçı; cilt, akciğer, dudak, ağız, mesane, vajina, serviks olup örnekler artırılabilir.
Akne (sivilce), yüz, omuzlar, sırt ve göğüsteki yağ bezleriyle ilgili bir deri hastalığı. Fransızca kökenli olduğu belirtilen akne sözcüğü Türkçede sivilce ve sızanak olarak da ifade edilmektedir.
Çil (ephelis), beyaz derili insanlarda çok sık karşılaşılan, pigmentli, birkaç milimetre çapında, açık kahverengi-kırmızımsı minik lekelerdir. Genellikle sarışın veya kızıl saçlı çocuklarda görece sık görülen melanin pigmenti birikimidir. özellikle güneşte kaldıklarında daha sık görülür. Güneşin az görüldüğü bölgelerde, kış aylarında silinirler ya da belli belirsizdirler ; ilkbahar ve yaz aylarında yeniden belirirler. Çillerdeki melanin üreten hücrelerin (melanositler) sayısı normaldir; ancak, melanin üretiminin fazla olduğu saptanır.
Melanin, suda erimeyen genellikle kahverengi-sarı, fazla yoğunlaştığı bölgelerde kara renkli bir pigmenttir. Doğadaki üç kahverengi pigmentten biridir; öteki ikisi lipofuscin ve hemosiderin’dir. Gözün irisinde mavi ya da yeşil renkli olabilir.
Güneş yanığı, derinin güneş ışığına kısa sürede ve aşırı miktarda maruz kalması sonucunda meydana gelen bir rahatsızlık. Dalga boyu 300 nanometre civarında olan ultraviyole ışınları buna sebep olur. Işığa maruz kalan deri önce en dış tabakasını kalınlaştırarak ışığın tesirinden kendini korumaya çalışır. Hemen ardından deriye rengini veren bir pigment olan Melanin yapımını arttırır. Derinin rengi bu pigmentin artmasından dolayı koyulaşır. Işığa maruz kalma daha da uzarsa 1-24 saat içinde rahatsızlık belirtileri kendini göstermeye başlar. Belirtiler hafif bir kırmızılıktan derinin balonlaşmasına kadar değişir.
Albinizm ya da akşınlık, derideki melanositlerin melanin pigmentini üretebilmeleri için gerekli olan tirosinaze (tyrosinase) enziminin eksikliğinin sonucu ortaya çıkan doğumsal bir hastalıktır. Bu hastalığa albinizm, hastalara ise albino denir.
Ultraviyole (UV) veya morötesi; dalga boyu görünür ışıktan kısa, ancak X-ışınlarından uzun olan bir elektromanyetik radyasyon şeklidir. Güneş ışığında bulunur ve Güneş'ten çıkan toplam elektromanyetik radyasyonun yaklaşık %10'unu oluşturur. Ayrıca elektrik arkları, Çerenkov radyasyonu, cıva buharlı lambalar, bronzlaşma lambaları ve siyah ışık gibi kaynaklar tarafından üretilir. Uzun dalga boylu UV fotonları atomları iyonize edecek enerjiye sahip olmadığı için iyonlaştırıcı bir radyasyon olarak kabul edilmese de, kimyasal reaksiyonlara neden olabilir ve birçok maddenin parlamasına neden olabilir. Kimyasal ve biyolojik etkiler de dahil olmak üzere pek çok pratik uygulama, UV radyasyonunun organik moleküllerle etkileşime girmesinden türer. Bu etkileşimler emilimi veya ısıtma dahil moleküllerdeki enerji durumlarının ayarlanmasını içerebilir.
UV ile meydana gelen mutasyonları içeren hücreler, mavi spektrum içeren görünür ışığa maruz bırakıldıklarında, geriye dönüşüm yapıp düzelir. Bu olaya fotoreaktivasyon denir.
Ozonosfer veya ozon tabakası, stratosferin üst kısmında bulunan tabakadır. Ozon tabakası Güneş'ten gelen morötesi ışınlardan olan UV-B ve UV-C gibi zararlı ışınları tutar. Ozon tabakasının bu işlevi hayati açıdan çok önemlidir çünkü UV-B ve UV-C ışınları ölümcüldür.
Solaryum makinesi, morötesi ışınım (ultraviyole) yayarak kozmetik olarak bronzlaşma sağlayan makinedir. Tipik olarak yayılan ışınım %97 UVA ve %3% UVB'dir. Çoğu solaryum makinesi fosfor içeren floresan lambalar kullanarak güneşe benzer UV yayarak çalışır. Daha küçük olan ve genellikle evde kullanılan solaryum makineleri ise genel olarak 12 ila 28 watt arasında 100 lamba içerirken, solaryum salonlarında bulunan makineler ise her biri 100 ila 200 watt arasında olan 24 - 60 arası lamba kullanır.
Vitiligo, derideki melanin pigmentinin azalması ya da yokluğu nedeniyle ortaya çıkan soluk lekelerdir. Derisi koyu renkli olan bireylerde daha belirgindir. Açık renkli derisi olan bireylerde güneş etkisiyle bronzlaşmada belirginleşirler. Lekeler farklı büyüklüktedir. Eller, bilekler, ağız ve göz çevresi derisi, anüs ve dış genital organların derisi vitiligonun en sık rastlandığı alanlardır. Yerel albinizm olarak bilinir.
Amele yanığı bir güneş yanığı türüdür. Vücudun bir kısmının giysi, saç, şapka vb. şekillerde güneş ile temasının kesilmesi ve diğer bir kısmının güneşe maruz kalması sonucu ortaya çıkar. Halk arasında amele yanığı denmesinin sebebi, işçilerin güneş altında, atlet gibi iş giysileriyle yanmalarından kaynaklanır. Şık bir görüntü olarak kabul edilmez. Biçimsiz ve orantısız bir yanma türüdür. Ciltteki renk farkını kapatmak için, amele yanığı olan yerler havlu, tişört gibi şeylerle kapatılıp, rengi değiştirilmek istenen yerler açık bırakılarak güneşlenilebilir. Uzun saçtan kaynaklanan ensedeki, alın, kulaklardaki vs. beyazlık ise saçın toplanmasıyla veya kestirilmesiyle ortaya çıkar ve bunun da tek çözümü saçın toplanılarak veya düzgün bir ense tıraşıyla güneşlenilmesidir.
İyonlaştırıcı olmayan radyasyon, bir atomdan veya molekülden bir elektronu tamamen koparabilmek için atomları veya molekülleri iyonlaştırabilecek yeterli enerji taşıyan kuantumlara sahip olmayan herhangi bir elektromanyetik radyasyon türüdür. Elektromanyetik radyasyon, maddenin içinden geçerken yüklü iyonlar üretmez. Yalnızca, bir elektronu daha yüksek enerji seviyesine çıkaran uyarım için yeterli enerjiye sahiptir. İyonlaştırıcı olmayan radyasyondan daha yüksek bir frekansa ve daha kısa dalga boyuna sahip olan iyonlaştırıcı radyasyon birçok kullanım alanına sahiptir, ancak sağlık için bir tehdit olabilir. İyonlaştırıcı radyasyona maruz kalmak yanıklara, radyasyon hastalıklarına, kansere ve genetik hastalıklara sebep olabilir. İyonlaştırıcı radyasyon kullanmak, iyonlaştırıcı olmayan radyasyon kullanılırken genelde gerekli olmayan dikkatli ve özenle alınmış radyolojik korunma önlemleri gerektirir.
İnsanda cilt rengi esasen vücuttaki melanin miktarına bağlıdır. Cilt rengi siyahtan beyaza kadar değişken bir şekildedir ve evrimsel nedenleri tam olarak belli olmasa da cilt renginin insanın genetiğinden kaynaklandığı bilinmektedir. İnsan cildinin en üst tabakası renksizdir. Melanin cildin 1. ve 2. tabakalarında bulunur ve cilde rengini verir. İnsan vücuduna renk veren melanin pigmentleri güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınlarına karşı kişiyi korur ve pigmentler insan vücudunda sıcak ve güneşli bölgelerde daha çok salgılanır, bu yüzden sıcak bölgelerde deri rengi daha koyudur. Melanin pigmentlerinin salgılanmasından genler sorumludur. Bu yüzden ekvatora yakın bir yere giden bir kimsenin cilt renginin bir anda koyulaşması ve kişinin siyahi olması imkânsızdır. Aynı şekilde belirtilen kişinin çocukları da siyahi olamaz. Bunun için çok uzun yılların geçmesi gerekir. Bu süreç içerisinde, coğrafya koşulları kişinin gen havuzuna işleyerek gelecek nesillerin kademeli olarak siyahlaşmasını sağlar. Açık olan cilt rengi aşırı güneş ışığına maruz kalmanın sonucunda kararabilir. Cilt rengi bazı kültürlerde hâlen çok önemlidir ve sosyal statüyü belirler.
Melanom,, melanositlerden kaynaklanan malign bir kanser türüdür. Melanositler koyu renkli bir pigment olan melanin üreten hücrelerdir ve cilt renginden sorumludurlar. Genellikle deride bulunurlar ancak bağırsaklar ve göz gibi vücudun diğer bölgelerinde de bulunabilirler. Bu yüzden Malign Melanom, melanosit içeren vücudun herhangi bir bölümünden kaynaklanabilir.
Krem veya Nemlendirici, içerisinde bulunan etkin maddenin, taşıyıcı olan yağ, mum gibi maddelere karıştırılmasıyla hazırlanan ve güneş, yağmur vb. dış etkenlerden korunması amacıyla yüzeysel olarak kullanılan ilaçlar ile koyu kıvamlı kozmetik maddelere verilen isimdir. Ayrıca sarı rengin bir tonuna da ‘krem’ adı verilir.
Optik radyasyon elektromanyetik spektrumun bir parçasıdır. Ultraviyole radyasyona (UV), insan için görülebilen ışık spektrumuna (VIS) ve kızılötesi radyasyona (IR) ayrılır. 100 nm ve 1mm dalga boyu arasında değişir. Bu aralıktaki elektromanyetik dalgalar optik yasalarına uyar - örneğin lenslerle odaklanabilir ve kırılabilirler-.
Ultraviyole mikrop öldürücü ışınlama (UVGI) mikroorganizmaların nükleik asitleri yok edip DNA'larını bozarak hayati hücresel işlevleri yerine getiremez hale getirip öldürmek veya etkisizleştirmek için kısa dalga boylu ultraviyole ışığı kullanan dezenfeksiyon yöntemidir. UVGI gıda, hava ve su arıtma gibi çeşitli uygulamalarda kullanılır.
Xeroderma pigmentosum (XP), ultraviyole (UV) ışığının neden olduğu DNA hasarını onarma yeteneğinin azaldığı genetik bir hastalıktır. Semptomlar güneşte birkaç dakika kaldıktan sonra şiddetli güneş yanığı, güneşe maruz kalan bölgelerde çillenme, kuru cilt ve cilt pigmentasyonundaki değişiklikleri içerebilir. İşitme kaybı, zayıf koordinasyon, zihinsel işlev kaybı ve nöbetler gibi sinir sistemi sorunları da ortaya çıkabilir. Komplikasyonlar arasında yüksek cilt kanseri riski vardır. Beyin kanserleri gibi diğer kanserler için daha yüksek bir risk olabilir.
Güneş kremi, cildimizi güneşin zararlı ultraviyole (UV) ışınlarından korumak için kullanılır. Güneş kremleri, UVA ve UVB ışınlarının sebep olduğu cilt hasarını önlemeye yardımcı olur. Güneş kremleri, etkilerine göre kimyasal ve fiziksel olarak iki ana kategoriye ayrılmaktadır: Kimyasal güneş kremleri, cilde uygulandığında UV ışınlarını emerek zararsız enerjiye dönüştüren organik bileşenler içerir. Fiziksel güneş kremleri ise, cilt üzerinde bir bariyer oluşturarak ışınların yansıtılmasını sağlayan inorganik bileşenlerden oluşur.