İçeriğe atla

Broca afazisi

Ekspresif afazi
Broca's area and Wernicke's area

Broca afazisi olarak da bilinen ekspresif afazi, anlama genel olarak bozulmadan kalmasına rağmen, dil üretme yeteneğinin (sözlü, manuel,[1] veya yazılı ) kısmen kaybolması ile karakterize edilen bir afazi türüdür.[2] Ekspresif afazisi olan bir kişi normalden daha çok efor sarf ederek konuşma sergileyecektir. Konuşması genellikle önem arz eden kelimeleri içerir, ancak edatlar ve bağlaçlar gibi gerçek bir anlama sahip olmayıp, sadece dilbilgisel işleve sahip kelimeleri içermez.[3] Bu "telgraf konuşması" olarak bilinir. Kişinin amaçladığı mesaj hala anlaşılabilir, ancak cümleleri dilbilgisel olarak doğru olmayacaktır. Çok şiddetli ekspresif afazi formlarında, bir kişi sadece tek kelimeli ifadeleri kullanarak konuşabilir.[4][5] Ekspresif afazide tipik olarak anlama yetisi, karmaşık dilbilgisini anlamada zorluk nedeniyle hafif ila orta derecede bozulmuştur.

Broca bölgesi gibi beynin ön bölgelerine alınan hasardan kaynaklanır.[6] Genel olarak afazi olarak bilinen daha geniş bir hastalık ailesinin bir dalıdır. Ekspresif afazi, hastaların semantik önemi olmayan ve genellikle anlama ile ilgili problemleri olan ama dilbilgisel cümlelerde konuşabildikleri reseptif afazi'nin tam zıttıdır.[3][7] Ekspresif afazi, bir hastanın konuşma üretmek için dil ve ağız kaslarını düzgün bir şekilde hareket ettirememesi ile karakterize edilen dizartriden de farklıdır. Ekspresif afazi ayrıca, konuşma için motor planları oluşturma ve dizilememe ile karakterize bir motor bozukluk olan konuşma apraksisinden de farklıdır.[8]

Sebepleri

Yaygın sebepler

Daha az yaygın sebepler

Yaygın sebepler

Ekspresif afazinin en yaygın görülen sebebi inmedir. İnme, beynin bir bölgesinde görülen ve genellikle damarda kan pıhtılaşması veya damar tıkanıklığından kaynaklanan hipoperfüzyon nedeniyle ortaya çıkar. Afazi çeşitleri, inme hastalarının %34 ile %38'inde görülür.[10] Ekspresif afazi, inmeden kaynaklanan yeni afazi vakalarının yaklaşık %12'sinde görülür.[11]

Çoğu vakada ekspresif afazi, beynin Broca bölgesinde veya bu bölge çevresinde yaşanan bir felçten kaynaklanır. Broca bölgesi, dil baskın yarım küredeki premotor korteksin alt kısmında yer alır ve motor konuşma hareketlerini planlamaktan sorumludur. Bununla birlikte, beynin diğer bölgelerinde felç geçiren hastalarda da ekspresif afazi vakaları görülmüştür.[8] Klasik ekspresif afazi semptomları olan hastalar genel olarak akut beyin lezyonlarına sahipken, daha büyük, yayılmış durumdaki lezyonları olan hastalarda global afazi olarak adlandırılabilecek veya sınıflandırılmamış çeşitli semptomlar görülmektedir.[10]

Ekspresif afazi ayrıca beyin travması, tümör, beyin kanaması ve ekstradural apseden de kaynaklanabilir.[12]

Serebral lateralizasyonu anlamak, beynin hangi bölgelerinin hasar gördüğünde ekspresif afaziye neden olduğunu anlamak açısından önemlidir. Geçmişte, dil üretimi alanının sol ve sağ elini kullanan bireyler arasında farklılık gösterdiğine inanılıyordu. Eğer bu doğru olsaydı, Broca'nın sağ yarım küredeki homolog bölgesine verilen zararın, solak bir bireyde afaziye yol açması gerekirdi. Yakın zamandaki çalışmalar, solak bireylerin bile tipik olarak sadece sol yarım kürede dil fonksiyonlarına sahip olduklarını göstermiştir. Bununla birlikte, sol elini kullanan bireylerin sağ yarım kürede dil hakimiyetine sahip olma olasılığı daha yüksektir.[6]

Yaygın olmayan sebepler

Ekspresif afazinin daha az yaygın nedenleri arasında primer otoimmün fenomen yer alır. Paraneoplastik bir sendrom olarak kansere ikincil olabilen otoimmün fenomen, özellikle diğer psikiyatrik bozukluklar ve fokal nörolojik bozukluklarla beraber ortaya çıktığında bazı afazi vakaları için birincil hipotez olarak listelenmiştir. Paraneoplastik afaziyi tanımlayan birçok vaka raporu mevcuttur ve bazı spesifik raporlar anlamlı afaziyi tanımlama eğilimindedir.[13][14][15][16][17] Çoğu vakada mikrometastaz hesaba katılmasa da, bazı paraneoplastik afazi vakalarının, aslında vokal motor bölgelerindeki oldukça küçük metastazlardan kaynaklanıyor olması muhtemeldir.

Nörodejeneratif hastalıklarla birlikte de afazi görülebilir. Alzheimer hastalığı, akıcı afazi veya ekspresif afazi ile ortaya çıkabilir. Ekspresif afazinin eşlik ettiği Creutzfeldt-Jakob hastalığı vaka raporları da mevcuttur.[18][19]

Ekspresif afazi akıcı afazinin aksine, akıcı olmayan afazi olarak sınıflandırılır.[20] Tanı vaka bazında yapılır, çünkü lezyonlar genellikle çevredeki korteksleri de etkiler ve afazisi olan hastalar arasında belirtiler oldukça değişkendir.[21]

Beyin hasarı sebebiyle tedavi edilen bir hastada genellikle afazi tanısını koyan ilk kişi doktordur. Beyindeki lezyonun varlığını ve yerini belirlemek için kullanılan rutin süreçler manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve bilgisayarlı tomografi (BT) taramalarıdır. Doktor, hastanın dili anlama ve dil üretme yeteneğinin kısa bir değerlendirmesini tamamlayacaktır. Daha ileri tanı koymak için ise doktor hastayı daha kapsamlı bir değerlendirmeden geçmek üzere bir dil-konuşma patoloğuna yönlendirecektir.

Broca afazisi olan bir hastayı teşhis etmek için yaygın olarak kullanılan bazı test ve prosedürler vardır. Batı Afazi Bataryası (Western Aphasia Battery-WAB) bireyleri alt testlerdeki puanlarına göre sınıflandırır; kendiliğinden konuşma, işitsel anlama, tekrarlama ve adlandırma.[8] Boston Diagnostik Afazi Muayenesi (Boston Diagnostic Aphasia Examination- BDAE), kullanıcılara hangi spesifik afaziye sahip olabileceklerini bildirebilir, lezyonun yerini belirleyebilir ve mevcut dil yeteneklerini değerlendirebilir. Porch İletişim Yeteneği Endeksi (Porch Index of Communication Ability - PICA) afazi olan hastaların potansiyel iyileşme sonuçlarını tahmin edebilir. Yaşam kalitesi ölçümü de önemli değerlendirme araçlarından biridir.[22] Afazi ile Yaşama Değerlendirmesi (Assessment for Living with Aphasia - ALA) ve Yaşamdan Memnuniyet Ölçeği (Satisfaction with Life Scale - SWLS) gibi testler, terapistlerin birey için önemli ve anlamlı becerileri hedeflemesine olanak tanır.

Resmi değerlendirmelere ek olarak, hasta ve aile görüşmeleri gayet geçerli ve önemli bilgi kaynaklarıdır. Hastanın daha önceki yaşantısına ait hobileri, ilgi alanları, kişiliği ve mesleği gibi faktörler, sadece terapi sürecini etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda iyileşme süreci boyunca hastayı motive de edebilir.[23] Hasta görüşmeleri ve gözlemleri, profesyonellerin hasta ve ailenin önceliklerini öğrenmesine ve hastanın tedavi sürecinde ne kazanmayı umduğunu belirlemesine olanak tanır. Hastanın gözlemleri de tedaviye nereden başlanacağının belirlenmesinde yararlı olabilir. Hastanın mevcut davranışları ve etkileşimleri, terapiste danışan ve danışanın bireysel ihtiyaçları hakkında daha fazla bilgi verecektir.[8] Hasta ile ilgili diğer bilgiler hastanın tıbbi kayıtlarından, doktorlardan, hasta yönlendirmelerinden ve hemşirelerden alınabilir.

Konuşamayan, işaret dili kullanan hastalarda tanı genellikle hastanın tanıdıklarıyla olan görüşmelere dayanır ve beyindeki hasar öncesi ve sonrası işaret üretimindeki farklılıkları not eder.[24] Bu hastaların birçoğu, dil üretimleri sekteye uğredığından, iletişim kurmak için işaret dilini kullanmak yerine dilsel olmayan jestlere güvenmeye başlayacaktır.

İlaç tedavisi

Aktif konuşma terapisine ek olarak, farmasötikler de ekspresif afazi için yararlı bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmiştir. Bu çalışma alanı nispeten yenidir ve konu ile ilgili yeni araştırmalar yapılmaya devam etmektedir.

Aşağıdaki ilaçların afazi tedavisinde kullanılması önerilmiştir ve bu ilaçların etkinliği kontrol çalışmaları ile araştırılmıştır.

  • Bromokriptin – Katekolamin sistemleri üzerinde etkilidir[25]
  • Pirasetam – Çalışma mekanizması tam olarak anlaşılamamıştır, ancak büyük bir olasılıkla kolinerjik ve glutamaterjik reseptörlerle etkileşime girmektedir
  • Kolinerjik ilaçlar (Donepezil, Aniracetam, Bifemelane ) – Asetilkolin sistemlerine etki eder
  • Dopaminerjik psikostimülanlar : (Deksamphetamin, Metilfenidat )

En fazla etki, serebral plastisiteyi artırabilen ve dil işlevini iyileştirmeye yardımcı olabilen pirasetam ve amfetamin tedavilerinde görülmüştür. İnme sonrası tedaviye hemen başlandığı durumlarda, pirasetamın en etkili madde olduğu gözlemlenmiştir, ancak kronik vakalarda kullanıldığında çok daha az etkili olmuştur. [26]

Bazı çalışmalarda bromokriptin maddesinin, terapi ile birlikte kullanıldığında sözel akıcılığı ve kelime hatırlama yeteneğini arttırdığı gösterilmiştir.[25] Kullanım alanı ise akıcı olmayan afazi ile sınırlı görünmektedir.[27]

Donepezil, kronik afazi vakalarında etkili olma eğilimi göstermiştir.[27]

Hiçbir çalışma, herhangi bir ilacın afazi tedavisi için etkili bir tedavi olduğuna dair çürütülemez kanıtlar bulmamıştır.[25] Ayrıca, hiçbir çalışma herhangi bir ilacın dil geri kazanımına özgü çalıştığını göstermemiştir.[27] Dil fonksiyonlarının iyileştirilmesi ve diğer motor fonksiyonların iyileştirilmesindeki ilaç etkinliği karşılaştırıldığında, iyileşmenin, sinir ağlarının küresel plastisitesindeki artıştan kaynaklandığı ortaya çıkmıştır.

Tarihçesi

Ekspresif afazi tarihte ilk olarak Fransız nörolog Paul Broca tarafından tanımlanmıştır. Broca, yaşadıkları süreçte ekspresif afazi tanısı almış kadavraların beyinlerini inceleyerek, dil yeteneğinin, beynin frontal lobundaki ventroposterior bölgesinde yer aldığı sonucuna varmıştır. Paul Broca'nın keşfinin en önemli yönlerinden biri, ekspresif afazinin, ağzın kelime üretme yeteneğinin kaybından değil, beynin dil üretme yeteneğinin kaybından kaynaklandığının anlaşılmış olmasıydı.[6]

Paul Broca'nın keşifleri, beyindeki Wernicke bölgesi olarak bilinen bölgeyi tanımlayan Alman nörolog Carl Wernicke'nin de otopsi sonrası afazi hastalarının beyinlerini incelediği dönemde yapıldı. Her ikisinin de keşifleri, belirli beyin fonksiyonlarının, beynin belirli bir bölgesinde yer aldığını belirten lokalizasyon kavramına katkıda bulunmuştur. Her ikisi de afazi alanına önemli katkılarda bulunurken, dil üretemeyen afazi hastaları ve dili kavrayamayan afazi hastaları arasındaki farklılıklara dikkat çeken Carl Wernicke olmuştur.[6] Dil üretimi ve dilin algılanışı arasındaki bu farklılık, ekspresif afazi ve akıcı afazi arasındaki temel farklılıktır.

  1. ^ Hicoka (1 Nisan 1998). "The neural organization of language: evidence from sign language aphasia". Trends in Cognitive Sciences. 2 (4). ss. 129-136. 
  2. ^ "Broca's Aphasia - National Aphasia Association". National Aphasia Association (İngilizce). 11 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2017. 
  3. ^ a b An Introduction to Language. Boston, MA: Wadsworth, Cengage Learning. 2014. ss. 464-465. ISBN 978-1133310686. 
  4. ^ ASHA.org
  5. ^ Appendix: Common Classifications of Aphasia. (n.d.). Retrieved from http://www.asha.org/Practice-Portal/Clinical-Topics/Aphasia/Common-Classifications-of-Aphasia/ 17 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. ^ a b c d Neuroscience. fourth. Sinauer Associates, Inc. 2008. ISBN 978-0-87893-742-4. 
  7. ^ Nakai (2017). "Three- and four-dimensional mapping of speech and language in patients with epilepsy". Brain. 140 (5). ss. 1351-1370. 
  8. ^ a b c d Introduction to Neurogenic Communication Disorders. St. Louis, MO: Mosby. 2007. ISBN 978-0323045315. 27 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mayıs 2020. 
  9. ^ Marienfeld (Haziran 2010). "Expressive Aphasia as a Presentation of Encephalitis with Bartonella henselae Infection in an Immunocompetent Adult". The Yale Journal of Biology and Medicine. 83 (2). ss. 67-71. 
  10. ^ a b Bakheit (2007). "The rate and extent of improvement with therapy from the different types of aphasia in the first year of stroke". Integumentary Rehabilitation. 21 (10). ss. 941-949. 
  11. ^ Pedersen (2004). "Aphasia after stroke: Type, severity, and prognosis - The Copenhagen aphasia study". Cerebrovascular Diseases. 17 (1). ss. 35-43. 
  12. ^ Commondoor, R. (2009). "Transient Broca's Aphasia as Feature of an Extradural Abscess". Pediatric Neurology. 40 (1). ss. 50-53. 
  13. ^ McKeon (Nisan 2013). "Paraneoplastic and Other Autoimmune Disorders of the Central Nervous System". The Neurohospitalist. 3 (2). ss. 53-64. 
  14. ^ Yeung (5 Ağustos 2014). "Expressive aphasia in a patient with chronic myelomonocytic leukemia". SpringerPlus. Cilt 3. s. 406. 
  15. ^ Will (24 Nisan 2012). "Paraneoplastic Limbic Encephalitis with NMDA Receptor (NR1) Antibodies in Breast Cancer (S08.007)". Neurology (İngilizce). 78 (1 Supplement). ss. S08.007. 28 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mayıs 2020. 
  16. ^ Paraneoplastic Syndromes (İngilizce). Oxford University Press, USA. 22 Ağustos 2011. ISBN 9780199772735. 
  17. ^ Lancaster (Nisan 2015). "Continuum: The Paraneoplastic Disorders". Continuum (Minneapolis, Minn.). 21 (2 0). ss. 452-475. 
  18. ^ Mahboob (14 Şubat 2018). "Creutzfeldt-Jakob Disease Presenting as Expressive Aphasia and Nonconvulsive Status Epilepticus". Case Reports in Critical Care. Cilt 2018. s. 5053175. 
  19. ^ "Primary Progressive Aphasia - National Aphasia Association". National Aphasia Association (İngilizce). 13 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Kasım 2018. 
  20. ^ "Common Classifications of Aphasia". www.asha.org (İngilizce). 28 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Kasım 2017. 
  21. ^ "Aphasia FAQ's". 7 Kasım 2017. 6 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mayıs 2020. 
  22. ^ "The Diagnosis of Aphasia". 15 Haziran 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mayıs 2020. 
  23. ^ "Aphasia". 6 Mart 2017. 5 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mayıs 2020. 
  24. ^ Marshall (15 Haziran 2004). "Aphasia in a user of British Sign Language: Dissociation between sign and gesture". Cognitive Neuropsychology. 21 (5). ss. 537-554. 
  25. ^ a b c Xavier (2007). "Pharmacotherapy of aphasia: Myth or reality?". Brain and Language. 102 (1). ss. 114-125. 
  26. ^ Berthier 2005.
  27. ^ a b c Berthier (2009). "Memantine and constraint-induced aphasia therapy in chronic poststroke aphasia". Annals of Neurology. 65 (5). ss. 577-578. 
Sınıflandırma


İlgili Araştırma Makaleleri

Agnozi, duyusal bilgiyi işleme yetersizliğidir. Genellikle özel bir duyu ya da hafıza kaybının olmadığı durumlarda nesneleri, kişileri, sesleri, şekilleri, kokuları tanıma yeteneğinin kaybıdır.

<span class="mw-page-title-main">Beyin kanaması</span> Beyni besleyen damarlardan bir veya birkaçının hastalık veya darbe sonucu zedelenip kanaması

Beyin kanaması, beyni besleyen damarlardan bir veya birkaçından dışarı kan sızması sonucu, kanla beslenen bölgenin çalışamaz duruma gelmesidir. Bu durum aniden oluşabilmektedir ve genellikle yüksek tansiyon hastalarında görülebilmektedir. Beyin kanaması sonucu hastada felç, inme meydana gelebilmektedir.

Pierre Paul Broca Fransız hekimi ve antropolog.

Landau-Kleffner sendromu (LKS) ya da infantil edinsel afazi, edinsel epileptik afazi, konvülsif bozukluk ile afazi, oldukça ender görülen, ani ya da kademeli afazi oluşumu ve elektroensefalogram (EEG) anormallikleri gösteren bir çocukluk dönemi nörolojik sendromdur. LKS, beynin anlam ve konuşma yetilerini kontrol eden bölgelerini etkiler. Bozukluk genellikle beş ile yedi yaş arasındaki çocuklarda ortaya çıkar. Tipik olarak LKS olan çocuklar normal gelişim gösterir ama sonradan dil becerilerini yitirir. Bu sendromdan etkilenenlerin çoğu klinik anlamda nöbet geçirirken, bazıları yalnızca elektrografi sırasında fark edilen nöbet geçirir.

<span class="mw-page-title-main">Temporal lob</span> İnsanların beyninde bulunan dört lobdan biri

Temporal lob, memelilerin beynindeki serebral korteksin dört ana lobundan biridir. Temporal lob, memeli beyninin her iki serebral hemisferindeki lateral fissürün altındadır.

Broca alanı veya Broca bölgesi insansı beynin ses üretimiyle bağlantılı işlevleri yürüten bir bölgesidir.

Afazi (Türkçe: söz yitimi), beynin bazı bölgelerinde meydana gelen işlev bozukluğu sonucu ortaya çıkan konuşma, konuşulanı anlama, tekrarlama, okuma-yazma gibi becerilerin gerçekleştirilememesi sorunu.

<span class="mw-page-title-main">Sinirdilbilim</span>

Sinirdilbilim, sinir dil bilimi, beyin dil bilimi ya da nörolinguistik; insan beyninde dil kavraması, üretimi ve edinilmesini denetleyen sinirsel mekanizmalara ilişkin çalışmaları kapsayan akademik alandır. Disiplinlerarası bir alan olarak sinir dil bilimi; sinir bilimi, dil bilimi, bilişsel bilim, iletişim bozuklukları ve nöropsikoloji gibi dallardan yöntemler ve teorilerden faydalanır. Birçok farklı geçmişi olan sinir dil bilimi araştırmacıları, bu alana çeşitli deneysel tekniklerin yanı sıra büyük oranda farklılık gösteren teorik bakış açıları getirmiştir. Sinir dil bilimi dalında yapılmış çalışmalar ağırlıklı olarak ruh dil bilimi (psikolinguistik) ve kuramsal dil biliminden kaynaklanan modellerin kullanımıyla şekillendirilmiş ve beynin ruh ile kuramsal dil bilimi dallarında dilin üretimi ve kavrayışı için şart olduğu önerilen işlemleri nasıl uyguladığını araştırmaya odaklanır. Sinir dil bilimcileri, beynin dil ile ilgili bilgileri işleme almak için kullandığı işlevbilimsel mekanizmaları araştırır ve afaziyoloji, beyin görüntüleme, elektrofizyoloji ve bilgisayar modellemesini kullanarak dilbilimsel ve ruhdilbilimsel teorileri değerlendirirler.

Bilişsel nöropsikoloji, beynin yapısı ve işlevinin belirli psikolojik süreçlerle nasıl ilişkili olduğunu anlamayı amaçlayan bilişsel psikolojinin bir dalıdır. Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçlerin yeni anılar saklama ve üretme, dil üretme, insanları ve nesneleri tanıma, akıl ve problem çözme yeteneğimizin bilişsel yeteneklerimizden nasıl sorumlu olduğunu inceleyen bilimdir. Bilişsel nöropsikoloji, normal bilişsel işlevsellik modellerinin çıkarımını sağlamak amacıyla beyin hasarı veya nörolojik hastalığın bilişsel etkilerini incelemeye özel bir vurgu yapar. Kanıtlar, beyin bölgelerinde eksiklik gösteren ve çift ayrışma sergileyen hastaların beyin hasarlı bireysel vaka çalışmalarına dayanmaktadır. Çifte ayrışma iki hasta ve iki görevi içerir. Bir hasta bir görevde bozulmuş, diğerinde normal iken diğer hasta ilk görevde normal, diğerinde ise bozulmuştur. Örneğin, A hastası basılı sözcükleri okumada başarısız olmasına rağmen konuşulan sözcükleri normal şekilde anlıyor olabilir. Öte yandan B hastası yazılı sözcükler anlamada normal ve konuşulan sözcükleri anlamada başarısız olacaktır. Bilim insanları bu bilgiyi, sözcük anlama için nasıl tek bir bilişsel modülün olduğunu açıklamak için yorumlayabilirler. Bunun gibi çalışmalardan araştırmacılar, beynin farklı alanlarının son derece uzmanlaşmış olduğunu ortaya koyuyor. Bilişsel nöropsikoloji, beyin hasarlı hastalarla da ilgilenen bilişsel sinirbilimden ayırt edilebilir, ancak bilişsel süreçlerin altında yatan sinirsel mekanizmaları ortaya çıkarmaya odaklanmıştır.

Bilişsel nörobilim, odak noktası mental süreçlerde görev alan beyindeki sinirsel bağlantılar olmak üzere, genel anlamda bilişin altında yatan biyolojik süreçleri inceleyen bilim alanıdır. Bilişsel aktivitelerin beyindeki sinirsel devreler tarafından nasıl etkiilendiği veya kontrol edildiği sorularını ele alır. Bilişsel nörobilim, hem nörobilim hem de psikolojinin bir dalıdır ve davranışsal nörobilim, bilişsel psikoloji, fizyolojik psikoloji ve duyuşsal nörobilim gibi disiplinlerle örtüşür. Bilişsel nörobilim, bilişsel bilimdeki teorilere, nörobiyoloji ve hesaplama modellemesine dayanan kanıtlara dayanır.

Bilişsel nöropsikoloji, beynin yapısı ve işlevinin belirli psikolojik süreçlerle nasıl ilişkili olduğunu anlamayı amaçlayan bilişsel psikolojinin bir dalıdır. Bilişsel psikoloji, zihinsel süreçlerin yeni anılar saklama ve üretme, dil üretme, insanları ve nesneleri tanıma, akıl ve problem çözme yeteneğimizin bilişsel yeteneklerimizden nasıl sorumlu olduğunu inceleyen bilimdir. Bilişsel nöropsikoloji, normal bilişsel işlevsellik modellerinin çıkarımını sağlamak amacıyla beyin hasarı veya nörolojik hastalığın bilişsel etkilerini incelemeye özel bir vurgu yapar. Kanıtlar, beyin bölgelerinde eksiklik gösteren ve çift ayrışma sergileyen hastaların beyin hasarlı bireysel vaka çalışmalarına dayanmaktadır. Çifte ayrışma iki hasta ve iki görevi içerir. Bir hasta bir görevde bozulmuş, diğerinde normal iken diğer hasta ilk görevde normal, diğerinde ise bozulmuştur. Örneğin, A hastası basılı sözcükleri okumada başarısız olmasına rağmen konuşulan sözcükleri normal şekilde anlıyor olabilir. Öte yandan B hastası yazılı sözcükler anlamada normal ve konuşulan sözcükleri anlamada başarısız olacaktır. Bilim insanları bu bilgiyi, sözcük anlama için nasıl tek bir bilişsel modülün olduğunu açıklamak için yorumlayabilirler. Bunun gibi çalışmalardan araştırmacılar, beynin farklı alanlarının son derece uzmanlaşmış olduğunu ortaya koyuyor. Bilişsel nöropsikoloji, beyin hasarlı hastalarla da ilgilenen bilişsel sinirbilimden ayırt edilebilir, ancak bilişsel süreçlerin altında yatan sinirsel mekanizmaları ortaya çıkarmaya odaklanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Orta serebral arter</span>

Orta beyin atardamarı ya da diğer adıyla orta serebral arter (MCA) beynin dış yüzeyinde sylvian yarık içerinde seyrederek beynin dış yüzeyinin büyük kısmını besler. Bu arter internal karotid arterden çıkar. Direkt olarak Willis poligonunun yapısına katılmaz. Önce anterior serebral arter ve arkada posterior komünikan arter ile posterior serebral arter ile dolaylı bağlantı içerisindedir.

Wernicke alanı, Wernike'nin konuşma alanı olarak da adlandırılır, serebral korteksin konuşmaya bağlı olan iki bölümünden biridir, diğeri Broca'nın alanıdır. Dilin üretiminde yer alan Broca'nın aksine, yazılı ve sözlü dilin anlaşılmasında rol oynar. Geleneksel olarak, sağ elini kullananların yaklaşık% 95'inde ve sol elini kullananların %60'ında sol yarıküre olan baskın serebral yarımkürede üstün temporal girusta yer alan Brodmann bölgesi 22'de bulunduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Beyin asimetrisi</span> Beynin asimetrik olması

İnsan nöroanatomisinde, beyin asimetrisi en az iki farklı şekilde görülebilir:

<span class="mw-page-title-main">İfade afazisi</span>

Broca afazisi olarak da bilinen ifade afazisi, anlama genel olarak bozulmadan kalmasına rağmen, dil üretme yeteneğinin kısmen kaybolması ile bilinen bir afazi türüdür. İfade afazisi olan bir kişinin konuşması normalden çok daha zahmetlidir. Konuşması genellikle önem arz eden kelimeleri içerir ancak edatlar ve bağlaçlar gibi gerçek bir anlama sahip olmayıp sadece dilbilgisel işleve sahip kelimeleri içermez. Bu "telgraf konuşması" olarak bilinir. Kişinin amaçladığı mesaj hala anlaşılabilir ancak cümleleri dilbilgisel olarak doğru olmayacaktır. Çok şiddetli ifade afazisi çeiştlerinde, bir kişi sadece tek kelimeli ifadeleri kullanarak konuşabilir. İfade afazisinde tipik olarak anlama yetisi, karmaşık dilbilgisini anlamada zorluk nedeniyle hafif ila orta derecede bozulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Reseptif afazi</span>

Reseptif afazi, duyusal afazi veya arka afazi olarak da bilinen Wernicke afazisi, bireylerin yazılı ve sözlü dili anlamakta zorlandıkları bir afazi türüdür. Wernicke afazisi olan hastalar, tipik konuşma hızında, düzgün bir söz dizilimi olan ve zahmetsiz bir akıcı konuşma gösterirler. Yazma da tıpkı konuşma gibi içerik veya anlamdan yoksun olma eğilimindedir. Çoğu durumda, Wernicke afazisi olan bireylerde motor kusurlar (hemiparezi) oluşmaz. Bu nedenle, çok fazla anlamı olmayan büyük miktarda konuşma üretebilirler. Wernicke afazisi olan kişiler genel olarak konuşmalarındaki hatalarını ve anlamsızlığın farkında değildirler. Genellikle en belirgin dil eksikliklerinin bile farkına varmazlar.

<span class="mw-page-title-main">Kafa travması</span>

Kafa travması, kafatası veya beyinde travma sonrası gerçekleşen herhangi bir yaralanmadır. Travmatik beyin hasarı ve kafa travması terimleri tıp literatüründe sıklıkla birbirinin yerine kullanılmaktadır. Kafa yaralanmaları çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Kafa yaralanmaları kaza, düşme, fiziksel saldırı veya trafik kazaları gibi birçok nedenle olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Öğrenme güçlüğü</span> Öğrenme problemi

Öğrenme güçlüğü, öğrenme bozukluğu veya özel öğrenme güçlüğü, okuma, yazma, dinleme, konuşma, ilişkilendirme veya matematik alanlarından birinde veya daha fazlasında ortaya çıkan öğrenme problemlerine verilen nörolojik bir bozukluktur. İnsanların ne gördüğü ve ne işittiğini yorumlama yeteneğini hem de beynin farklı bölümlerinden gelen bilgiyi ilişkilendirme yeteneğini etkileyen bir grup sınırlılıktır. Bu sınırlılıklar sözlü ve yazılı dilde güçlükler, koordinasyon, kendini kontrol etme ya da dikkat gibi birçok şekilde ortaya çıkabilir. Öğrenme güçlüğü olan bireylerin zeka skalası normal veya normal üstüdür; normalin altında olan bireyler öğrenme güçlüğü sınıfından ayrılarak zihinsel yetersizlik sınıfına dahil olurlar. Öğrenme güçlüğü tek bir bozukluk olmayıp bir grup bozukluğu ifade eder ve ortak bir tanımı yoktur. Birçok disiplinlerce farklı tanımlamalar yapılmıştır.

Primer progresif afazi (PPA), dil yeteneklerinin yavaş ve aşamalı olarak bozulduğu bir tür nörolojik sendromdur. Diğer afazi türlerinde olduğu gibi, PPA'ya eşlik eden semptomlar sol yarıkürenin hangi kısımlarının önemli ölçüde hasar gördüğüne bağlıdır. Bununla birlikte, diğer afazilerin çoğundan farklı olarak PPA, beyin dokusundaki sürekli bozulmadan kaynaklanır ve bu da erken semptomların daha sonraki semptomlara göre çok daha az zararlı olmasına yol açar. PPA'lı kişiler yavaş yavaş konuşma, yazma, okuma ve genel olarak dili anlama becerilerini kaybederler. Sonunda neredeyse her hasta dilsizleşir ve hem yazılı hem de sözlü dili anlama yeteneğini tamamen kaybeder. Her ne kadar ilk başta diğer zihinsel işlevler sağlam kalırken yalnızca dil yeteneklerinde bozulma olarak tanımlansa da, artık PPA'lı kişilerin çoğu olmasa da çoğunun hafıza bozukluğu, kısa süreli hafıza oluşumu ve yürütücü işlevler kaybı yaşadığı kabul edilmektedir. İlk kez 1982 yılında M. Marsel Mesulam tarafından ayrı bir sendrom olarak tanımlanmıştır. Primer ilerleyici afazilerin, frontotemporal lober dejenerasyon (FTLD) bozuklukları ve Alzheimer hastalığı spektrumu ile klinik ve patolojik bir örtüşmesi vardır. Bununla birlikte, PPA, Alzheimer hastalığından etkilenenlerin aksine, PPA'lı kişilerin genellikle kendilerine bakma, işlerini sürdürme ve ilgi alanlarını ve hobilerini takip etme becerilerini sürdürebilmeleri nedeniyle Alzheimer hastalığıyla eşanlamlı olarak kabul edilmez.

Psikolojide logore veya logorrhoea aşırı söz ve tekrarlamaya neden olan ve tutarsızlığa neden olabilen bir iletişim bozukluğudur. Logore bazen akıl hastalığı olarak sınıflandırılır, ancak daha yaygın olarak akıl hastalığının veya beyin hasarının bir belirtisi olarak sınıflandırılır. Bu rahatsızlık sıklıkla Wernicke afazisinin bir belirtisi olarak rapor edilir; beynin dil işleme merkezindeki hasar ben-merkezli konuşmada zorluk yaratır.