İçeriğe atla

Brankial kemer

Bir kuzey turnasının solungaçlarını destekleyen solungaç kemerleri

Brankial kemerler ya da solungaç kemerleri, balıklarda solungaçları destekleyen bir dizi kemikli "ilmek"dir. Solungaçlar omurgalıların ilkel bir haline ait olduğundan, tüm omurgalı embriyoları faringeal kemerler geliştirir, ancak bu kemerlerin nihai kaderi taksonlar arasında değişir. Çeneli balıklarda, ilk kemer çeneye, ikincisi hyomandibular komplekse dönüşür, arka kemerler de solungaçları destekler. Amfibiler ve sürüngenlerde, solungaç kemerleri de dahil olmak üzere birçok yapı kaybolur, bu da sadece oral çeneler ile hyoid düzeneğin kalmasına neden olur. Memelilerde ve kuşlarda, hyoid düzenek daha da yalın hale gelmiştir.

Tüm bazal omurgalılar solungaçlarla nefes alır. Solungaçlar kafanın hemen arkasında bulunur ve yemek borusundan dışarı açılan bir dizi açıklığın arka kenarına komşuluk yaparlar. Her solungaç, kıkırdaklı veya kemikli solungaç kemeri ile desteklenir.[1] Kemikli balıklarda üç çift kemer, kıkırdaklı balıklarda beş ila yedi çift kemer ve ilkel çenesiz balıklarda yedi çift kemer vardır. Kordalı akrabalarının 50 çiftten fazla solungaca sahip olduğu göz önüne alınırsa, omurgalıların atalarının çok daha fazla brankial kemere sahip olduğu sonucuna varılacağı açıktır.[2]

Amfibilerde ve bazı ilkel kemikli balıklarda, larvalar solungaç kemerlerinden dallanan dış solungaçlara sahiptir. Bunlar yetişkinlikte küçük kalır ve işlevleri balıklarda gerçek solungaçlar ve çoğu amfibiyende akciğerler tarafından gerçekleştirilir. Bazı amfibiler, yetişkinlikte dış larva solungaçlarını korurlar, balıklarda görülen karmaşık iç solungaç sistemi, tetrapodların evriminin çok erken bir evresinde geri dönülmez bir şekilde kaybolmuştur.[3]

Fonksiyonları

Brankial sistem tipik olarak solunum ve/veya beslenme için kullanılır. Birçok balık türünde ön solungaç kemerifaringeal çenelere farklılaşmıştır, genellikle av öğelerine uygun(etobur siyah sazanda geniş, ezici dişlere kıyasla etobur mürenlerde uzun, keskin dişler) özel faringeal dişleri vardır. Amfibi ve sürüngenlerde, hyoid kemer benzer nedenlerle farklılaşmıştır. Genellikle yanakla pompalama için kullanılır. Ayrıca av yakalama için dil çıkarmada görev alır. Bukalemunlar veya solungaçsız semenderlerin bazıları gibi son derece özelleşmiş balistik dil hareketlerine sahip türlerde, hyoid sistemi bu amaç için oldukça farklılaşmıştır. Ayrıca genellikle emerek beslemenme mekanizmasını kullanan türlerde hipertrofiktir. Yılan ve monitör kertenkeleleri gibi, dili tamamen duyusal bir organa dönüşmüş türler genellikle çok kısıtlı bir hyoid sistemine sahiptir.

Bileşenleri

İlkel düzende brankial kemerler sağ ve solda birer tane olmak üzere olarak 7 (bazen 8) çifttir, dorsalden ventrale doğru sırasıyla: Faringobrankial, epibrankial, keratobrankial, hipobrankial ve bazibrankial. Faringobrankial kemerler nörokranyum ile eklem yaparken, sol ve sağ bazibrankial kemerler birbirine bağlanır (genelde tek kemik olacak şekilde kaynaşırlar). Hyoid sistemin bir parçası olduklarında, kemiklerin isimleri "brankial" yerine "hyal" olacak şekilde değiştirilir, böylece "keratobrankial" "keratohyal" olur.

Amniyotlar

Amniyotların solungaçları yoktur. Solungaç kemerleri, embriyonik gelişim sırasında faringeal kemerler olarak oluşur ve çene, tiroid bezi, larinks, columella (memelilerde stapes'e karşılık gelir) ve memelilerde malleus ve incus gibi temel yapıların gelişmesine öncü olur.[2]

Kaynakça

  1. ^ Thomas Scott (1996). ABC Biologie (İngilizce). De Gruyter. ISBN 978-3-11-010661-9. 
  2. ^ a b Romer, A.S. (1949): The Vertebrate Body. W.B. Saunders, Philadelphia. (2nd ed. 1955; 3rd ed. 1962; 4th ed. 1970)
  3. ^ Clack, J. A. (2002): Gaining ground: the origin and evolution of tetrapods. Indiana University Press, Bloomington, Indiana. 369 pp

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kordalılar</span> hayvan şubesi

Kordalılar, sırt iplikliler veya kordatlar olarak da bilinir, tulumlularda (Tunicata) yaşamın belirli bir evresinde, omurgalılar (Vertebrata) ve kafatassızlarda (Cephalochordata) ise bütün yaşam süresince vücuda desteklik yapan bir notokordaya, yutağa, solungaç yarıklarına, sırt tarafında ortası boş sinir şeridine ve kuyruğa sahip hayvan şubesidir.

<span class="mw-page-title-main">Balık</span> solungaç taşıyan, tetrapod olmayan ve suda yaşayan omurgalı hayvan

Balıklar poikloterm olan, neredeyse sadece suda yaşayan ve solungaçları ile solunum yapan, soğuk kanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen omurgalı hayvanlardır. Bazı türler canlı doğurarak ürer. Mesela tatlı su balıklarından Lepistes'in yumurtaları anne karnında çatlar ve canlı doğum gerçekleşir. Çiklitgillerde ise kuluçka süresi dişinin ağzında gerçekleşir. Ağzında yumurtaları çeviren, mantarlaşmasını engelleyen dişi yumurtalar çatlayana hatta yavrular serbestçe yüzmeye başlayana kadar onları ağzındaki kesesinde korur. Balıklar su yaşamındaki en önemli varlıklardan bir tanesidir. Nehir, göl, akarsu, okyanus ve denizlerde bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Omurgalılar</span> kordalılar alt şubesi

Omurgalılar, hayvanlar aleminin kordalılar şubesine ait bir alt şubedir.

<span class="mw-page-title-main">Kemikli balıklar</span>

Kemikli balıklar, iskeletleri kemik yapıda ve dentin kökenli elemanlar bulunan balıkları içeren bir omurgalı üst sınıf. Vücutları çeşitli şekillerde olabilir. Vücutları üzerindeki pullar sikloid, ktenoid veya ganoid tiptedir. Kuyruk yüzgeçleri genellikle homoserk yapıdadır, ancak çeşitli gruplarda farklılık gösterebilir. Yine farklı gruplarda, diğer yüzgeçlerde görülen yapısal değişiklikler, sistematik açıdan önem taşır.

<span class="mw-page-title-main">Amfibiler</span> dört üyeli sınıf

İki yaşamlılar ya da iki yaşayışlılar, amfibiler, amfibyumlar, amniyotik yumurtaya sahip olmayan, değişkensıcaklı, derisi çıplak ve nemli, göğüs kemiği hiçbir zaman kaburgalarla bağlanmamış, çoğu ses çıkarabilen, omurgalı hayvan sınıfı. Sınıf, Gymnophiona, Anura ve Caudata olmak üzere 3 takımdan oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Solungaç</span>

Solungaç, su hayvanlarının solunum organı. Suda çözünmüş oksijenin kana alınmasını ve kandaki karbondioksitin atılmasını sağlayacak yapıdadır. Solunum yüzeyinin kıvrılması ve dallanması ile meydana gelirler. Solungaç solunumu, sürekli suda yaşayan omurgasız hayvanlarda, balıklar ve kurbağa larvalarında görülür. Amfiyoksüsta bağırsağın ön kısmı genişlemiş ve birçok yarıkla delinerek solungaç sepeti denilen kan damarlarıyla zengin özel bir organ halini almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dolaşım sistemi</span> hayvanlarda kan dolaşımını sağlayan organ sistemi

Dolaşım sistemi veya kardiyovasküler sistem maddelerin vücuttaki dolaşımını sağlayan organ sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Gerçekçeneliler</span> omurgalı infra şubesi

Gerçekçeneliler ya da çeneliler, gerçek çeneleri ve çift halde üyeleri bulunan omurgalı grubudur. Gnathostomata, yaşayan tüm omurgalıların %99'unu oluşturan yaklaşık 60.000 türden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">İhtiyozor</span> soyu tükenmiş sürüngen takımı

İhtiyozorlar, Mezozoik dönemde yaşamış deniz sürüngenleriydi. Köpekbalıklarına veya yunuslara benzerlerdi. Bazıları korunmuş derinin izlenimlerine sahip birçok ihtiyozor fosili bulundu. Bunlar, Ichthyosaurus gibi gelişmiş ihtiyozorların, üçgen bir sırt yüzgeci, iki çift kürek benzeri yüzgeç ve bir köpekbalığınınki gibi çatallı, dikey bir kuyruğa sahip olduğunu göstermektedir. Uzun, çıtçıtlı çeneler ve konik dişler, ihtiyozorların balık ve kalamar yediğini gösterir. Küçük ihtiyozorlar sadece yaklaşık 3 ft uzunluğundayken, Triyas ve erken Jura'dan dev ihtiyozorlar 65 ft uzunluğa ulaştı ve onları pliosaur devlerinden sonra en büyük ikinci deniz sürüngenleri haline getirdi. İhtiyozorlar Kretase'de zaten nadirdi ve Mesozoyik'in sonuna kadar hayatta kalamadı.

<span class="mw-page-title-main">Memelilerin evrimi</span>

Daha fazla bilgi için: Yaşamın evrimsel tarihi

<i>Tiktaalik</i> dört üyeli benzeri et yüzgeçli balık

Tiktaalik, yaklaşık 375 milyon yıl önce, Geç Devoniyen döneminde yaşamış et yüzgeçlilerden monospesifik bir cinstir ve dört üyelilere benzer birçok özelliğe sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Suda solunum</span>

Suda solunum suda yaşayan hayvanların sudan oksijen elde ettikleri biyolojik süreçtir.

<span class="mw-page-title-main">Dentisyon</span>

Dentisyon, dişlerin gelişimi ve ağızdaki konumlanması ile alakalıdır. Daha teknik şekilde ifade edilirse, belirli bir yaşta belirli bir türün dişlerinin karakteristik düzeni, cinsi, sayısıdır. Başka bir deyişle, bir hayvanın dişlerinin sayısı, tipi ve morfo-fizyolojisi konularını ele alır.

<span class="mw-page-title-main">Farengeal arklar</span>

Faringeal (farengeal) arklar ya da Brankiyal arklar, baş-boyun gelişmesindeki başlangıç noktalarıdır. Baş-boyun oluşmasında birincil etkinliği olan faringeal arklar, intrauterin yaşamın 4. haftasında, nöral krest hücrelerinin bölgeye göçüyle birlikte birlikte belirmeye başlar. Kafa tabanı ve boyun bölgesi 7.haftada şekillenir. Embriyonun kafa bölgesindeki mezenkimal doku, birbirlerinden yarıklarla ayrılmış olan arklar (tümsekler) oluşur. Mezodermden oluşan arkların iç yüzlerinde endoderm, dış yüzlerindeyse ektorderm bulunur. Nöral krest hücrelerinin proliferasyonu ve mezodermal hücrelerin yoğunlaşmasıyla, her arkın ortasında kıkırdak dokusu oluşur. Tümsek niteliğindeki oluşumlara faringeal ark, bunları birbirinden ayıran dış yüzdeki çöküntülere ise faringeal yarık adı verilir. İç yüze bakıldığında, faringeal arkları birbirlerinden ayıran oluşumların farinksin yan duvarlarında beliren keseler olduğu görülür. İlk evrede 6 ark vardır. Beşinci ark ortaya çıkısından kısa bir süre sonra involüsyon geçirerek silinir. Her arkta, o arka özgü biri motor, öteki sensitif iki sinir dalı, arter-ven ikilisi, kıkırdak dokusu ve kas bileşenleri vardır. Bu bileşenlere, yüz dokuları, dil, dudaklar, çeneler, damak, farinks, salgı bezleri ve bu bölgeleri innerve eden sinirler de katılır. Çene-yüz (maksillofasiyal) malformasyonların büyük bir bölümü 1. ve 2. faringeal arklardaki sapmalardan kaynaklanır.

<span class="mw-page-title-main">Balıkların evrimi</span> omurgalıların evrimi

Balıkların evrimi, yaklaşık 530 milyon yıl önce Kambriyen patlaması sırasında başladı. Bu süre zarfında erken kordalılar kafatasını ve omur sütununu geliştirerek ilk kranatlara ve omurgalılara yol açtı. İlk balık soyları ya da çenesiz balıklara aitti. İlk örnekler; Haikouichthys adlı bir kraniat cinsini de içeriyordu. Geç Kambriyen Dönemi'nde yılan balığı gibi çenesiz olan balık Konodontlar ve küçük, zırhlı balıklar (ostracodermler), ilk defa ortaya çıktı. Çoğu çenesiz balık yok oldu; ancak taşemenler eski çeneli balıklara yaklaşabildi. Taşemenler yılan balığını da içeren Yuvarlak ağızlılar grubuna aitti ve bu grup diğer agnathanlardan erken bölünmüş olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Akciğerin evrimi</span>

Akciğerin evrimi, oksijence fakir sularda yaşayan kemikli balıkların akciğerlerini geliştirmesinin evrimsel sürecini açıklar. Hava soluma, sudan karaya geçiş ve tetrapodların evrimi açısındam kritik bir olaydır. Omurgalı akciğeri, ilkel kemikli balıklarda bulunan bir progenitör yapıdan kaynaklanmıştır. Metabolik olarak üretilen CO₂'e duyarlı olan ve akciğer ventilasyonunu metabolik taleple eşleştirmek için solunum kaslarını ritmik olarak aktive eden nöral substratların kökeni henüz bilinmemektedir. “Öksürük” olarak tanımlanan, in vivo ve in vitro olarak Lamprey'de meydana gelen, belirli bir periyodik merkezi olarak oluşturulan ritmin, CO₂'e karşı merkezi duyarlılık tarafından modüle edildiği bulundu. Bu, tetrapodlarda nefes almanın evrimi için kritik olan elementlerin, akciğerin evriminden önce en temel omurgalı atalarında mevcut olduğunu göstermektedir. Bilim insanları, tüm omurgalılarda nefes alma evriminin, bu kritik temel unsurlardan türetilen eksaptasyonlar yoluyla gerçekleştiğini düşünmektedir.

Kordalıların evrimi, Kambriyen dönemde erken ikincil ağızlılardan başlamış bir süreçtir. Pek çok bilim insanı, kordalıların 590 milyon yıl önce ortaya çıktığını iddia ediyor. Bu tür ilk temsilciler yumuşak gövdeliydi ve bu nedenle zayıf bir fosil kaydı bıraktı. Bilinen en eski kordalı fosillerin, yaklaşık 530 milyon yıl öncesine tarihlenir, bunlar Myllokunmingia, Haikouichthys ve Zhongjianichthys gibi, Myllokunmingiidae familyasına atanmış çenesiz balıklardır. Yunnanozoon lividum ve Haikouella gibi yaşlı hayvanların kordalı olarak kabul edilip edilmemesi gerektiği konusunda anlaşmazlık var. Kapsamlı bir omurgalı fosil kaydı ise yaklaşık 400 milyon yıl önce (Devoniyen) başlar.

Omurgalıların evrimi, 665 milyon yıl önce ortaya çıktığı düşünülen hayvanlardan, kökeni Kambriyen dönem'e dayanan kordalıların omurga geliştirmesini ve ana omurgalı gruplarının oluşumunu konu alır.

<i>Archaeothyris</i> bazal sinapsid cinsi

Archaeothyris, Geç Karbonifer döneminde yaşamış ve Nova Scotia'dan bilinen soyu tükenmiş bir ophiacodontid sinapsit cinsidir. 306 milyon yıl öncesine tarihlenen Archaeothyris, Echinerpeton adı verilen daha az bilinen bir sinapsid ile birlikte bilinen en eski tartışmasız sinapsidlerdir. Adı 'eski pencere' (Yunanca) anlamına gelir ve kafatasındaki açıklığa, bunun erken bir sinapsit olduğunu gösteren temporal fenestraya atıfta bulunur. Yine Nova Scotia'dan Protoclepsydrops biraz daha eskidir, ancak çok parçalı malzemelerle bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Ostrakoderm</span>

Ostrakodermler Paleozoyik Zaman'ın zırhlı çenesiz balıklarıdır. Terim, parafiletik veya polifiletik olduğu ve bu nedenle tek bir evrimsel soya karşılık gelmediği için, güncel sınıflandırmalarda kullanılmamaktadır. Bununla birlikte, terim hala zırhlı çenesiz balıkları basit bir şekilde gruplandırmanın gayri resmi bir yolu olarak kullanılmaktadır.