İçeriğe atla

Bozgunculuk

Bozgunculuk, çaba gösterilmeden yenilginin kabullenilmesidir. Günlük hayatta bozgunculuk olumsuz bir çağrışıma sahiptir ve psikolojide pesimizm ile bağdaştırılır.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan</span> Güneydoğu Avrupada bir ülke

Yunanistan, resmî adıyla Helen Cumhuriyeti, Güneydoğu Avrupa'da bulunan bir ülkedir. Nüfusu 2022 itibarıyla yaklaşık 10,3 milyon olan ülkenin en büyük şehri ve başkenti Atina'dır. Kuzeybatısında Arnavutluk, kuzeyinde Kuzey Makedonya ve Bulgaristan, kuzeydoğusunda Türkiye, doğusunda Ege Denizi, batısında İyon Denizi, güneyinde Girit Denizi ve Akdeniz ile sınırlanan Yunanistan, Avrupa, Asya ve Afrika'nın kavşağında stratejik bir konumda yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İstiklâl mahkemesi</span> Türk Kurtuluş Savaşı ve cumhuriyetin ilk yıllarında faaliyet gösteren özel mahkemeler

İstiklâl mahkemesi, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında ayaklanma çıkaran ve yağmaya girişenleri, bozguncuları, orduya ait silah ve mühimmatı çalanları, casusları, asker kaçaklarını ve bağımsızlık hareketini engelleme amacıyla propaganda yapanları yargılamak için, çıkarılan özel bir kanunla ilk olarak 18 Eylül 1920 tarihinde kurulan mahkemelerdir. İlk dönem İstiklâl Mahkemeleri, Ankara'daki hariç olmak üzere 17 Şubat 1921 tarihinde kapatıldı. İkinci dönem İstiklâl Mahkemeleri, çalışmalarına 30 Temmuz 1921'de başladı ve 1923'ün Ekim ayına dek faaliyetlerini sürdürdü. Üçüncü ve son dönem İstiklâl Mahkemeleri ise 1923 ile 1927 yılları arasında etkin oldu.

<span class="mw-page-title-main">Habil ve Kabil</span> Adem ve Havvanın ilk oğulları

Tanah'ta, Habil ve Kabil/Kayin, Adem ve Havva'nın ilk iki oğludur. İlk doğan Kabil bir çiftçi, kardeşi Habil ise bir çobandır. Tanah'a göre Kabil, kardeşi Habil'i kıskandığından dolayı ona karşı kin ve nefret beslemiş, en sonunda da kardeşini öldürerek İnsanlık tarihindeki ilk cinayeti işlemiştir. Bunun üzerine YHVH (Tanrı), Kabil'i cehennem azabıyla cezalandırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Fatalizm</span>

Fatalizm, yazgıcılık, kadercilik, tüm eylemlerin ya da olayların evrendeki yasaların boyunduruğunda olduğunu vurgulayan bir felsefi öğretidir. İslam düşüncesinde bu görüşe yakın olan akım Cebriyyedir. Fatalizm pozitivizm ve bilime atıfta bulunurken, cebriyye Tanrıya atıfta bulunur. Fatalizm genel olarak şu anlamlardan herhangi birine gelebilir:

  1. Yapmakta olduğumuz şeyden başka bir şeyi yapmaya gücümüzün olmadığı görüşü. Buna göre, insanın ne geleceği ne de kendi eylemlerini belirlemeye gücü yetmez.
  2. Gelecekteki ya da kaçınılmaz olduğu düşünülen olaylar karşısında boşvermişlik benzeri bir tutum. Friedrich Nietzsche yazgıcılığın bu biçimini Türk yazgıcılığı olarak adlandırır.
  3. Eylemler özgürdür, ancak kaçınılmaz bir sona doğru işler. Bu inanç uzlaşmacı yazgıcılığa çok benzer.
  4. Yazgıcılığı kabullenmek, kaçınılmazlığa direniş göstermekten daha uygundur. Bu inanç bozgunculuğa çok benzer.

Arslan bin Selçuk, Selçuklu hanedanının atası olan Selçuk Bey'in Mikail Bey'den sonraki büyük oğludur. Türkiye Selçuklu Devleti'ni kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın dedesidir.

Yek, Türk ve Altay halk inancında İblis. Yeg veya Yiğ olarak da bilinir. İnsanoğlunu yoldan çıkaran ve kötülüğün simgesi olan varlık. Tanrı'ya isyan etmiştir. Kısa boylu ve güçlü bir varlıktır. Alemin karanlık güçlerini temsil eder. Yerin altında yaşar. Yaka adlı kötü ruh ile de bağlantılıdır. Çak denilen yine Şeytan anlamını içeren sözcük ile de ilişkili görünmektedir. ayrıca bu sözcükle bağlantılı hastalık adları vardır. Yiğ verem, Yiğnik ise dizanteri demektir. Bulgar kültüründe Yaga adlı bir cadı figürü vardır. 'Kötü ruh, şeytanın yarattığı hastalık, zarar verme' gibi anlamları da vardır. Başka sözlüklerde 'ig' ve 'iklig' biçiminde geçen ve hastalık anlamı da bulunur. Maniheizm'de yine şeytan anlamında kullanılmıştır.

<i>Tan</i> (gazete, 1935) 1935-1945 arasında İstanbulda yayımlanan günlük gazete

Tan, 1926-1935 yılları arasında Milliyet ve 1935-1945 yılları arasında Tan adıyla Türkiye'nin İstanbul ilinde yayımlanan, sloganı "Günlük Siyasi Halk Gazetesi" olan sol eğilimli günlük gazete.

<span class="mw-page-title-main">Chlodwig zu Hohenlohe-Schillingsfürst</span> Alman İmparatorluğu’nun üçüncü şansölyesi

Chlodwig Carl Viktor Fürst zu Hohenlohe-Schillingsfürst, Alman imparatorluk şansölyesi, Ekim 1894'ten Ekim 1900'e değin Prusya başbakanı ve İmparator II. Wilhelm'in Chlodwig Amcası. İmparatorun üzerindeki etkisine karşın, aşırılıklarını önleyememiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nisan tezleri</span>

Nisan Tezleri, 1917 Şubat Devrimi ile Rusya'daki Çarlık rejiminin devrilmesi üzerine sürgünde bulunduğu İsviçre’den, Mühürlü Tren ile Rusya’nın başkenti Petrograd’a gelen Bolşevik lider Lenin tarafından ilan edilen ve parti tarafından izlenmesi gereken siyasi hattı anlatan açıklamalar. Tezler daha çok Rusya’nın içinde bulunduğu durumu tahlil etmekte ve Bolşevikler tarafından yapılması gerekenleri sıralamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Antalya</span> Antalya ilinin merkezi olan şehir

Antalya, Antalya ilinin merkezi olan şehirdir. Türkiye'de "turizmin başkenti" olarak görülür. Özellikle yaz aylarında turist sayısı artar.

Yâkût el-Hamevî, 12 ila 13. yüzyılda yaşamış gezgin, coğrafya ve tarih bilgini.

Yanğı balık, "ينكيبَلِغ Yanğı balık" "bir Uygur şehri." şeklinde tanımladığı Uygur ilinde çizdiği haritada işaret etmediği tarihi bir şehirdir.

<span class="mw-page-title-main">Mühürlü Tren</span>

Mühürlü Tren, I. Dünya Savaşı sırasında İsviçre'de sürgünde bulunan Rus Bolşevik lider Lenin ve beraberindekilerin 1917 yılı Şubat Devrimi ile birlikte yıkılan Çarlık rejiminden sonra Rusya'ya dönmelerini sağlayan çok taraflı organizasyonu anlatır. İsviçre sınırından sonra Almanya İmparatorluğu topraklarından geçen devrimcileri taşıyan tren, diplomatik olarak dokunulmaz olduğu ve yolcularının Almanya'da inmesi yasak olduğundan mühürlü tren ismi kullanılmıştır. Yolculuğun sonunda Lenin ve beraberindekiler İsviçre-Almanya-İsveç-Finlandiya üzerinden Sankt-Peterburg'a ulaşmışlardır. Lenin'in Rusya'ya gelişi Rus Devriminin kaderini etkilemiş ve gelir gelmez açıkladığı Nisan Tezleri ile Bolşevikleri iktidarın alınması doğrultusunda yeniden örgütlemiştir. Süreç sonunda Bolşevikler Ekim Devrimi ile iktidarı alacaklardır.

Sözlü saldırı ya da sözlü taciz, birçok ülkede ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir suçtur. Bozgunculuk ve küfrü içerir. Sözlü saldırıları cezalandıran yasalar genellikle devletin toplum üzerindeki baskısını meşru kılan araçlar olarak değerlendirilmektedir.

Karaoğlanlar – Türk ve Altay mitolojisinde Kötülük Tanrıları. Karaerler de denir. Erlik Han'ın oğullarıdırlar. Sayıları dokuzdur. Moğolların "Dokuz Kana Susamış Tanrı"ları ile benzerlik gösterirler. İnsanlara kötülükler getiren kara fırtınalar estirir, kan yağmurları yağdırırlar. Erlik'in sarayının veya yeraltının kapılarını bekledikleri için Kapı Bekçileri diye anılırlar.

  1. Temir Han: Demir Tanrısı.
  2. Karaş Han: Karanlık Tanrısı.
  3. Matır Han: Cesaret Tanrısı.
  4. Şıngay Han: Kargaşa Tanrısı.
  5. Kümür Han: Kömür Tanrısı.
  6. Badış Han: Felaket Tanrısı.
  7. Yabaş Han: Bozgun Tanrısı.
  8. Uçar Han: Haber Tanrısı.
  9. Kerey Han: Arabozuculuk Tanrısı.

Muhittin Baha Pars, Türk gazeteci, avukat, siyasetçi.

Dini terörizm, kendine dinî inanışları zemin aldığını iddia ederek dünyada yapılan her türlü bozgunculuk eylemlerinin genel adıdır. Krallıkların çöküşü ve ulusalcılığın yükselişine tanıklık eden çağdaş dönemde, terörizm daha çok anarşizm ve nihilizm ile devrimci düşüncelere bağlanmıştır. Bununla birlikte, din kaynaklı yıldırı eylemleri 1980'den sonra artış göstermiştir.

<span class="mw-page-title-main">1979 Kâbe Baskını</span>

1979 Kâbe Baskını, 20 Kasım 1979 tarihinde başlayan ve 4 Aralık 1979 tarihine kadar devam eden, Kâbe'de yaşanan silahlı çatışma.

Kur'an İslam'ın birinci kaynağı, Kitâb-ı Mukaddes ise Hristiyanlığın birinci kaynağıdır. Her iki kutsal kitapta da sık sık birbiriyle paralel giden kıssalar vardır.

<i>Servet-i Fünûn</i> 1891-1944 arasında yayımlanan edebi dergi

Servet-i Fünûn, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye'de 1891-1944 yılları arasında yayımlanan sanat ve edebiyat dergisidir. Edebiyât-ı Cedîde topluluğunun yayın organı olan dergi Türk basın tarihinin en uzun süreli ve en etkili dergileri arasındadır. Basım tekniği ve içeriğiyle ön plana çıkan dergi, Türk edebiyatına birçok yeni isim kazandırdı ve Edebiyât-ı Cedîde sonrasında Fecr-i Âtî ve Millî Edebiyat hareketi ile Yedi Meşaleciler topluluğunun yayın organı işlevini 25 Mayıs 1944 tarihine kadar sürdürdü.