İçeriğe atla

Bozdoğan Kemeri

Bozdoğan Kemeri
Bozdoğan Kemerinin Atatürk Bulvarı’ndan görünüşü
Harita
Diğer ad(lar)Valens Su kemeri
KonumFatih, İstanbul, Türkiye
Koordinatlar41°1′12″K 28°57′36″D / 41.02000°K 28.96000°D / 41.02000; 28.96000
TürüKemer köprü

Bozdoğan Kemeri ya da başka adı ile Valens Su kemeri (Yunanca: Άγωγός του ὔδατος, Agōgós tou hýdatos; anlamı: "su kemeri"), Romalılar tarafından İstanbul'da yaptırılan su kemeri. Roma imparatoru Valens tarafından 4. yüzyılın sonlarında tamamlandı. Farklı dönemlerde Osmanlı Sultanları tarafından restore ettirilen su kemeri, şehrin önemli tarihî eserlerinden birisidir. Orta Çağ'da, kentin su ihtiyacını karşılayan su kemerlerinin en önemlilerindendir.

Konumu

Su kemeri İstanbul Fatih'te, bugün İstanbul Üniversitesi'nin bulunduğu tepe ile Fatih Camii'nin bulunduğu tepe arasında uzanmaktadır. Valens su kemerinin günümüzde ayakta kalan bölümü orijinal uzunluğundan 50 metre daha kısa olan 921 metrelik bölümüdür.[1] Atatürk Bulvarı, tıpkı tipik bir viyadükte olduğu gibi su kemerini taşıyan ayakların arasından geçerek devam etmektedir.

Tarihi

Roma İmparatorluğu Dönemi

Valens su kemerinin doğu ucu.

O zamanki adı Bizans olan şehrin su rezerv sisteminin inşası İmparator Hadrianus döneminde başladı.[2] I. Konstantin zamanında şehrin yeniden yapılanması ve büyümesiyle birlikte hızla artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için sistemin daha da genişletilmesine gerek duyuldu.[3]

Su kemeri, suyunu Kâğıthane ile Marmara Denizi[4] arasında kalan tepelerin yamaçlarından alan ve Trakya'nın tepelik bölgelerinden başkente kadar uzanarak şehrin su ihtiyacını karşılayan geniş su kemeri ve kanallar sisteminin - toplam uzunluğu 250 kilometreye kadar uzanan bu sistem antik dönemde yapılmış benzer sistemlerin en büyüğüdür - en son noktasında yer almaktadır. O zamanlar şehre gelen bu su, toplam kapasitesi 1 milyon metre küpten fazla olan üç açık ve Yerebatan Sarnıcı gibi yüzden fazla yeraltı sarnıcında depolanmaktaydı.[5]

Su kemerinin yapımı kayser I. Konstantin'ín hükmettiği 306 ve 337 yılları arasında başlatılmış, 378 yılında kayser Valens tarafından tamamlanmıştır. Valens su kemerinin adı kendisinden gelmektedir. Su kemeri o zaman Kapitolyum'un bulunduğu üçüncü tepe (bugün İstanbul Üniversitesi'nin bulunduğu yer) ile Havariyun Kilisesi'nin bulunduğu dördüncü tepe (bugün yıkılarak yerine Fatih Camii'sinin inşa edildiği yer) arasındaki vadide uzanmaktadır.[6] Söylentiye göre, Procopius isyanı sırasında çöken Kalkedon duvarının taşları kullanılarak yapılan su kemeri,[6] 373 yılında dönemin valisi Klearchos tarafından Theodosius Forumu'nda, Yunan Mitolojisinde su perisi olarak geçen Nemflere ithaf edilerek törenle hizmete sokulmuştur.[6]

382 yılında yaşanan şiddetli kuraklıktan sonra I. Theodosius tarafından Belgrad Ormanlarından şehre su taşıyan yeni bir su kemeri yaptırdı (Theodosius Su kemeri).[3] II. Theodosius döneminde, Valens su kemerinin suyunun Zeuksippos Banyolarına ve İmparatorluk Sarayına dağıtımı sağlandı. Muhtemelen bir depremde zarar gördükten sonra, Yerebatan ve Binbirdirek Sarnıçlarıyla bağlantılarını da tamamlatan Roma İmparatoru I. Justinianus tarafından restore ettirilen su kemeri son olarak ikinci bir su kemeri yaptıran II. Justinus tarafından 576 yılında tamir ettirilmiştir.[6][7]

626 yılındaki Avar kuşatması sırasında sur dışında kalan kısmının bir bölümü yıkılarak su iletimi kesilen su kemeri, ancak 758 yılındaki büyük kuraklık zamanında V. Konstantinos tarafından yıkılan yerlerinin onartılmasıyla tekrar su iletilebildi.[6] İmparator şehrin su rezerv sisteminin tamamını, Anadolu'dan ve Yunanistan'dan getirttiği işçiler vasıtasıyla Patrikios'a onarttırdı.[6]

Su kemerinin diğer bakım çalışmaları II. Basileios (1019'da) ve III. Romanos döneminde gerçekleştirilmiştir.[4][8] Su kemeri ile ilgilenen son Bizans İmparatoru I. Andronikos'tur.[7] Ne Latin İmparatorluğu döneminde ne de Palaiologus hanedanı zamanında herhangi bir bakımdan geçmeyen su kemeri, şehrin nüfusunun 40-50 binlere kadar düşmesi üzerine eski önemini yitirmiştir.[4] Fakat, buna rağmen Kastilyalı bir sefir olan Ruy Gonzáles de Clavijo'nun 1403'te Timur'u ziyareti dolayısıyla güzergahında bulunan İstanbul'dan geçerken belirttiğine göre o tarihte su kemeri hâlâ aktif olarak kullanılmaktadır.[6]

Osmanlı Dönemi

Valens Su kemerinin Günümüzdeki Hali

Fatih Sultan Mehmet'in, İstanbul'u fethinden(1453) sonra, Eski Saray'a ve daha sonra Topkapı Sarayı'na da su sağlayacak olan rezerv sisteminin tamamı onarıldı ve kuzeydoğudan çekilen yeni bir hatla birleştirildi. 1509'da meydana gelen Büyük İstanbul Depreminde Şehzade Camii yakınlarındaki bölümü zarar gören su kemeri yıkılan kısımları kısa bir süre sonra tekrar inşa edildi. Aslına uygun bir restorasyon yapılmadığı için bu olay daha sonra caminin görünümünü engellediği için su kemerinin kısaltıldığı iddialarına neden oldu. II. Bayezid dönemi boyunca tamiratına devam edilen su rezerv sistemine yeni bir hat daha eklendi.[8] 16. yüzyılın ortalarında, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Şehzade Camii'nin yanında bulunan 47-51'inci su kemerleri Gotik tarzda yeniden restore edildi ve yine aynı dönemde Mimar Sinan tarafından Belgrad Ormanlarından gelen su su kemerine bağlatılarak kullanılmaya devam edildi.[4] Artan su miktarıyla birlikte Haliç kıyısında bulunan Kırkçeşme bölgesine su iletimi sağlandı ve yine bu bölgeye birçok çeşme yaptırıldı.[4]

II. Mustafa zamanında 41 - 45'inci su kemerleri asıllarına uygun biçimde restore ettirilmiştir. Eserde bulunun 1696/1697 tarihli bir kitabede bu olay yad edilmektedir.[8] II.Mustafa'nın halefi III. Ahmet döneminde şehrin su rezerv sistemi tekrar tamirattan geçirilmiştir.[8] 1912'de Fatih Camii tarafında kalan kısmında 50 metrelik bir bölüm çökmüştür.[4] Aynı dönemde su kemerlerinin doğu ucuna bir dağıtım merkezi yaptırılmıştır.[4]

Yapısal özellikleri

Deniz seviyesinden 63 metre yukarıda bulunan Bozdoğan Su kemerinin uzunluğu 971 metre, yüksekliğinin maksimuma ulaştığı noktanın yerden yüksekliği 29 metre ve eğimi 1:1000'dir.[6] 1 - 40'ıncı, 46 - 51'inci su kemerleri İmparator Valens döneminde tamamlanmış, 41 - 45. kemerler Sultan II. Mustafa ve 52 - 56. kemerler Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde eklenmiştir.[9] 18 - 73. kemerler çift, diğerleri ise tek katlıdır.[6][9]

Bozdoğan Kemeri'nin temelleri günümüz yer seviyesinin yaklaşık 5.4 - 6.0 m. altında bulunmaktadır.[10] Ayrıca yeni gerçekleştirilen jeofizik ölçümler sonucunda Bozdoğan Kemeri'nin Atatürk Bulvarı'nı kestiği yaklaşık 40 m.'lik kısımda ortalama 3 metre derinlikte kemer ayağına bağlı pervazların bulunduğu da kanıtlanmıştır.[10]

Dümdüz bir yol şeklinde uzanan kemerlerin orijinal yapısı, Fatih Camii'sinin inşası sırasında bilinmeyen nedenlerden dolayı bükülmüştür.[11] Düzenli bir duvarcılığa sahip olmayan yapıda kesme taşlar ve tuğlalar kullanılmıştır.[6] İlk katında düzgün dörtgen taş blokların kullanıldığı yapının üst katları 4 - 7'gen taşların çimento ve demir mengeneler vasıtasıyla birbirlerine kenetlenmesi ile oluşturulmuştur.[11] kemerlerin genişliği 7.75 metre ile 8.24 metre arasında değişmektedir.[6] Sütunların kalınlığı 3.70 metre ve kavisler 4 metre genişliğindedir.[11]

Kuzeydoğu ve kuzeybatıdan gelen sular surun dışında Edirnekapı yakınlarında birleşmekteydi.[1] Su kemerlerinin doğu ucunda dağıtım tesisi bulunmakta ve Ayasofya'ya kadar uzanarak İmparatorluk Sarayı civarını beslemekteydi.[11] 1950'lerde kemerdeki günlük su debisi 6.120 metreküptü[11] ve Bizans döneminde şehir için önemli sayılan iki yol, kemerlerin doğu bölümünde kesişmekteydi.[11]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Özel
  1. ^ a b Mamboury, 196
  2. ^ Evans, p. 30
  3. ^ a b Mamboury, 193
  4. ^ a b c d e f g Mamboury, 202
  5. ^ Evans, p.31
  6. ^ a b c d e f g h i j k Müller-Wiener, 273
  7. ^ a b Mamboury, 194
  8. ^ a b c d Müller-Wiener, 274
  9. ^ a b Eyice, 78
  10. ^ a b "Arşivlenmiş kopya". 16 Ocak 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Kasım 2009. 
  11. ^ a b c d e f Mamboury, 203
Genel
  • Raymond Janin (1950). Constantinople Byzantine. Paris: Institut Français d'Etudes Byzantines.
  • Mamboury, Ernest (1953). The Tourists' Istanbul. Istanbul: Çituri Biraderler Basımevi.
  • Semavi Eyice (1955). Istanbul. Petite Guide a travers les Monuments Byzantins et Turcs. Istanbul: Istanbul Matbaası.
  • Gülersoy, Çelik (1976). A guide to Istanbul. Istanbul Kitaplığı.
  • Müller-Wiener, Wolfgang (1977). Bildlexikon zur Topographie Istanbuls: Byzantion, Konstantinupolis, Istanbul bis zum Beginn d. 17 Jh. Tübingen: Wasmuth. ISBN 978-3-8030-1022-3.
  • Evans, J.A.S. (1996). The Age of Justinian: The Circumstances of Imperial Power. Routledge.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Fatih</span> İstanbul ilçesi (Avrupa Yakası)

Fatih, tarihî yarımada (Suriçi) olarak da bilinen, İstanbul şehrinin kurulup geliştiği bölgenin tamamını kaplayan ve şu anda İstanbul ilinin merkez ilçesidir. Valilik, büyükşehir belediye başkanlığı, emniyet müdürlüğü ve şehrin vergi dairesi gibi kurumların yer alıyor olması sebebiyle İstanbul'un merkezi sayılır. Güneybatıdan Zeytinburnu, kuzeybatıdan Eyüpsultan ilçeleri; kuzeyden Haliç, doğudan İstanbul Boğazı ve güneyden Marmara Denizi ile çevrilidir.

<span class="mw-page-title-main">Yerebatan Sarnıcı</span> İstanbulda bulunan tarihi su deposu

Yerebatan Sarnıcı İmparator loustinianos (527-565) döneminde İstanbul'da şehrin su ihtiyacını karşılamak üzere 526-527 senelerinde yaptırılmış kapalı su sarnıcıdır.

<span class="mw-page-title-main">Konstantinopolis</span> İstanbulda Sarayburnu ve çevresine (Fatih) tekabül eden tarihî şehir, Doğu Roma ve daha sonra Osmanlı İmparatorluğunun başkenti

Konstantinopolis veya Kostantiniyye, Roma İmparatorluğu (330–395), Bizans İmparatorluğu, Latin İmparatorluğu (1204–1261) ve Osmanlı İmparatorluğu'na (1453–1922) başkentlik yapmış tarihî bir şehir. Günümüzde şehir, Atatürk'ün inkılaplarından biri olarak 1928'de Latin harflerine geçilmesi sonrası, kentin Türkçe adının Latin harfleriyle yazılmış hali olan İstanbul olarak adlandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kalenderhane Camii</span> İstanbulda bir cami

Kalenderhane Camii ya da eski adıyla Theotokos Kyriotissa Kilisesi, İstanbul'un Vefa semtinde Doğu Roma döneminden kalma bir yapıdır. Bozdoğan Kemeri'nin en doğu ucunun güneyinde yer alır. Doğu Ortodoks Kilisesi formundadır. 18. yüzyılda Osmanlı'lar tarafından camiye çevrilmiştir. Yüksek olasılıkla kilise ilk durumunda Theotokos Kyriotissa'ya adanmıştı. Yapı, Yunan haçı kemerli Bizans kilisesi örneğinin var olan birkaç örneğinden birini temsil eder. Plan ve üslup özelliklerine göre binanın 9. veya 10. yüzyıla ait olduğu varsayılır.

<span class="mw-page-title-main">Sultanahmet Meydanı</span> İstanbulda tarihi bir meydan

Sultanahmet Meydanı, İstanbul'un Fatih ilçesinin Binbirdirek mahallesinde bulunan tarihî bir meydan. Bizans İmparatorluğu döneminde Konstantinopolis'teki adı Hipodrom, Osmanlı İmparatorluğu zamanında ise Atmeydanı olarak adlandırıldı. Şehrin en önemli meydanlarından birisi olan alanın içerisinde Roma sirki, bugün Sultanahmet Camiinin olduğu noktada ise Büyük Saray bulunmaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Fenari İsa Camii</span> İstanbul Fatihte bir cami

Fenari İsa Camii, Molla Fenari Camii ya da eski adıyla Lips Manastırı Kilisesi, İstanbul'da, eskiden Ortodoks kilisesi olarak kullanılırken Türklerin şehri ele geçirmesi ile birlikte camiye çevrilen bir ibadethanedir.

<span class="mw-page-title-main">Theodosius Forumu</span> Doğu Roma İmparatorluğu meydanı

Theodosius Forumu veya Teodosyüs forumu bugün kısmen Beyazıt Meydanı'nın olduğu alana tekabül eden Doğu Roma İmparatorluğu meydanıdır. Bu bölgeye bir forum yapılması ilk olarak bu alanın I. Konstantin zamanında şehrin sınırları içine katılmasıyla beraber kararlaştırılmıştır. I. Theodosius döneminde Roma’daki Trajan Forumu’ndan ilham alınarak yoğun bir şekilde yapılaştırılmış ve bu dönem sonrası Theodosius Forumu olarak isimlendirilmiştir. Forumun büyüklüğü tam belli olmasa da şehrin en büyük forumu olduğu tahmin edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kefeli Camii</span>

Kefevi Camii(ya da Kefevi Mescidi), eskiden Aziz Noel Baba Katolik Kilisesi veya Manuil Manastırı, İstanbul'un Fatih ilçesinde bulunan tarihi bir cami. Aslında 9 yüzyılda inşa edilen bir Bizans kilisesi iken Osmanlı padişahı IV. Murat döneminde, Recep Paşa tarafından 1630 yılında camiye çevrilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Şerefiye Sarnıcı</span> Şerefiye Sarnıcı, İstanbul’un tarihi yarımada içerisinde bulunan en eski su yapılarından birisidir

Şerefiye Sarnıcı veya Theodosius Sarnıcı İstanbul'un Fatih ilçesinde, Tarihi Yarımada’da bulunan pek çok Bizans Dönemi sarnıcından biridir. Divan Yolu Caddesi, Piyer Loti Caddesi, Boyacı Ahmet Sokak ve Dostluk Yurdu Sokak’ın sınırlandırdığı yapı adasının güneyinde yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Sancaktar Hayrettin Camii</span> İstanbulda, Osmanlı İmparatorluğu döneminde camiye çevrilen bir manastır

Sancaktar Hayrettin Camii (Sancaktar Hayreddin Mescidi) ya da Azize Gastria Manastırı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde camiye çevrilen bir manastırdır. Bugün cami olarak kullanılan bölüm bir manastır kompleksinin yalnızca ayakta kalan küçük bir bölümü olduğu sanılmaktadır. Bu manastırın adının ne olduğu konusunda kesin kabul görmemiş değişik görüşler bulunmaktadır. Yapının Gastrion Manastırı'nın bir parçası olduğu düşünülse de, adı geçen manastırın fazla doğusunda olması nedeniyle bu görüş herkes tarafından kabul görmemektedir. İstanbul'da Komnenos ve Paleologos dönemi Bizans mimari yapıtlarının küçük bir örneğidir.

<span class="mw-page-title-main">Aspar Sarnıcı</span>

Aspar Sarnıcı veya Büyük Sarnıç, İstanbul ilinin Fatih ilçesinin Balat mahallesinde yer alan tarihi bir sarnıçtır. Karagümrük'teki Aetios Sarnıcı ve Kocamustafapaşa'daki Hagios Mokios Sarnıcı'yla birlikte İstanbul'daki üç açık hava sarnıcından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Hagios Mokios Sarnıcı</span>

Hagios Mokios Sarnıcı veya Altımermer Çukurbostanı, İstanbul'un Fatih ilçesinde, Altımermer semtinde; Ziya Gökalp Sokak ve Cevdet Paşa Caddesi arasında yer alır. İstanbul'un 7. Tepesinin yüksek noktasında bulunan bir Bizans sarnıcıdır.

<span class="mw-page-title-main">Bukoleon Sarayı</span> saray

Bukoleon Sarayı ya da Latince Bucoleon Konstantinopolis'te Bizans sarayı.

<span class="mw-page-title-main">Kasımağa Mescidi</span> İstanbulda bir mescit

Kasımağa Mescidi; ayrıca Kâsım Bey Mescidi, İstanbul'da Osmanlı İmparatorluğu tarafından camiye çevrilmiş eski bir Bizans yapısıdır. Ne son restorasyon sırasında yapılan araştırmalar ne de Orta Çağ kaynakları, kökenine ve olası işlevine ilişkin tatmin edici bir cevap vermez. Küçük binanın, ana kilisesi Osmanlı döneminde Odalar Camii olarak bilinen, ilişkisi de belirsiz bir bina olan Bizans kompleksinin ve manastırın bir parçası olması muhtemeldir. Yapı, Konstantinopolis'teki Bizans mimarisinin küçük bir örneğidir.

<span class="mw-page-title-main">Ese Kapı Camii</span>

Ese Kapı Camii, aynı zamanda İngilizce "Mosque of the Gate of Jesus” anlamına gelen "Isa Kapi Camii", İstanbul'da bulunan bir Osmanlı camisidir. Bina aslında bilinmeyen bir Bizans Doğu Ortodoks kilisesiydi.

Bozdoğan Su Kemeri ile Burmalı Minare Mescidi arasında yer alan, su kemerinin bitişiğinde ve günümüzde Kalenderhane Camii'nin olduğu alanda bulunan Bizans Dönemi hamam kalıntılarıdır. MS.4.yüzyıl sonu ile 5.yüzyıl başlarında inşa edilmişlerdir.Belki de çifte hamam olarak nitelendirilebilecek tesisin 6.yüzyıln ortalarına doğru kısmen kullanımdan çıkmış olabileceği düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Şeyh Süleyman Mescidi</span>

Şeyh Süleyman Mescidi, İstanbul'daki Doğu Ortodoks Pantokrator Manastırı'nın bir parçası olan eski bir Bizans binasından dönüştürülmüş bir camidir. Bizans döneminde kullanımı belirsizdir. Küçük bina, Konstantinopolis'teki Bizans orta dönem mimarisinin küçük bir örneğidir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Otel Sarnıcı</span> İstanbulun Fatih ilçesindeki bir sarnıç

Antik Otel Sarnıcı, İstanbul'un Tarihi Yarımadasında bulunan pek çok antik sarnıç yapısından biridir. Fatih ilçesine bağlı Beyazıt semtinde Mimar Kemalettin Mah. Sekbanbaşı Sokak, No:6'da yer alan Antik Otel'in bodrum katında bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul mimarisi</span> İstanbul mimarisine genel bakış

İstanbul mimarisi, şehrin tüm semtlerinde silinmez bir iz bırakan birçok etkiyi yansıtan yapıların geniş bir karışımını tanımlar. Şehrin antik kısmı hala kısmen, şehri istiladan korumak için İmparator II. Theodosius tarafından 5. yüzyılda yaptırılan Konstantinopolis Surları ile çevrilidir. Kent içindeki mimari, Bizans, Ceneviz, Osmanlı ve modern Türkiye kaynaklarından gelen bina ve yapıları içermektedir. Kentin mimari açıdan önemli birçok varlığı vardır. İstanbul, uzun tarihi boyunca kültürel ve etnik bir eritme potası olarak ün kazanmıştır. Sonuç olarak şehirde gezilecek çok sayıda tarihi cami, kilise, sinagog, saray, kale, kule ve sarnıçlar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Aetios Sarnıcı</span>

Aetios Sarnıcı Bizans döneminde Konstantinopolis şehrinde önemli bir su deposuydu. Bir zamanlar en büyük Bizans sarnıçlarından biri olan bu yer günümüzde futbol stadyumu olarak kullanılmaktadır. 1928'den beri 'Karagümrük stadyumu' veya Vefa Stadyumu, 'Vefa stadyumu' olarak bilinir.