İçeriğe atla

Boyama (laboratuvar)

Mikroskop lamı arasına sıkıştırılmış boyalı bir histolojik örnek.

Laboratuvarda boyama, numunelerde genellikle mikroskobik düzeyde kontrastı artırmak için kullanılan tekniktir. Boyalar, histolojide, sitolojide ve hastalıkların mikroskobik düzeyde incelenmesine ve teşhisine odaklanan histopatoloji, hematoloji ve sitopatoloji gibi tıp alanlarında sıklıkla kullanılır. Boyalar biyolojik dokuları (örneğin kas liflerini veya bağ dokusunu vurgulayarak), hücre tiplerini (farklı kan hücrelerini sınıflandırmak) veya tek tek hücreler içindeki organelleri tanımlamak için kullanılabilir.

Biyokimyada boyama, belirli bir bileşiğin varlığını nitelendirmek veya ölçmek için bir substrat maddeye sınıfa özgü (DNA, proteinler, lipidler, karbonhidratlar) boyar madde eklemeyi içerir. Boyama ve floresan etiketleme benzer amaçlar için kullanılabilir. Biyolojik boyama, akış sitometrisinde hücreleri işaretlemek ve jel elektroforezinde proteinleri veya nükleik asitleri işaretlemek için de kullanılır. Işık mikroskopları parlak alan veya epi-floresan aydınlatma kullanarak boyalı örnekleri yüksek büyütmede görüntülemek için kullanılır.

Boyama sadece biyolojik materyallerle sınırlı değildir. Diğer materyallerin yapısını örneğin, yarı kristalli polimerlerin katmanlı yapıları veya blok kopolimerlerin alan yapılarını incelemek için de kullanılabilir;

Boyama örnekleri

Boyama teknikleri türleri [1]
Sıra no. Boyama Tekniği Hazırlık Uygulama Sonuç
1. Basit (Tek renkli) Tek boya ile boyama.

Örneğin Metilen mavisi, Safranin vb.

Mikropları vurgulamak ve hücreyi göstermek için kullanılır

şekiller ve düzenlemeler.

Organizmalar uygulanan boyanın renginde boyanır
2. Negatif (Kabartma) Nigrosin ile karıştırılmış ve yayılmış smear

ince filme

Hücre morfolojisi çalışmaları Organizma boyalı, arka plan siyah
3 Gram Birincil boyama: Filme uygulanan kristal viyole, daha sonra iyot (mordan), alkol (renk giderici) ile işleme tabi tutulur ve safranin ile karşı boyanır. Bakterileri Gram pozitif veya Gram negatif olmak üzere ayırmak amacıyla Gram pozitif mor renkte görünür

Gram negatif pembe renkte görünüyor

4 Asit fast (Ziehl-Neelsen tekniği) Sıcak ZNCF rengi giderilmiş (asit-alkol) ile boyanmış film ve metilen mavisi ile karşıt boyama Aside dirençli bakterilerin renklendirilmesi amacıyla kullanılır Asit dirençli bakteri:Kırmızı

Asit dirençsiz: Mavi

5 Endospor (Dornor yöntemi) Sporlara nüfuz etmek için sabitlenmiş birincil boya Malaşit yeşili ısı; vejetatif hücreler Safranin ile zıt boyanır Altı bakteri türünde endospor varlığını tespit eder Endosporlar: Yeşil

Bitkisel hücreler: Kırmızı

6 Kapsül

A: Hiss yöntemi (Pozitif teknik)

B: Manevallerin tekniği (Negatif)

Bakır sülfat ile muamele sonrası Hiss boyası ile boyama

Kongo kırmızısı ile birlikte bakteriyel süspansiyon bulaşmış ve Maneval boyası uygulanmış

Kapsüller, kapsüllü bakteri hücrelerini çevreleyen berrak bölgeler olarak gözlemlenebilir. Kapsüllerin varlığını göstermek için kullanılır. Kapsül: Açık menekşe/soluk leylak rengi

Bakteriler: Mor kapsül, bakteri hücresi, Koyu arka plana karşı öne çıkıyor

7 Hücre duvarı (Dyar yöntemi) Pozitif yüklü setil piridinyum ve negatif yüklü klorür iyonları oluşturmak üzere ayrışan CPC ile muamele edilen yayma. Pozitif yüklü iyonlar, negatif yüklü hücre duvarında adsorbe edilir. Bakteri hücre duvarını boyar Hücre duvarı: Kırmızı Sitoplazma: Mavi
8 Flagella (Leifson'ın yöntemi) Mordan, boyanmadan önce kamçıyı kalınlaştırır ve Leifson boyası ile boyandığında mikroskobik olarak görünürlüğü artırır Flagella varlığını gösterir Flagella: Kırmızı

Bitkisel hücreler: Mavi

9 Nükleer materyal (Feulgen tekniği) Yayma, DNA'dan pürinleri serbest bırakmak için hidroliz için işlenir, pürinler ise furanozdan aldehite kaymaya neden olur. Aldehit grupları, ilave bileşikler oluşturmak için schiff reaktifi ile reaksiyona girer Hücrede DNA'nın varlığını göstermek. Ancak DNA'nın tespiti için RNA, DNA'yı etkilemeden asit hidrolizi ile seçici olarak yok edilmelidir. Nükleer malzeme- pembemsi mor,

sitoplazma- renksiz

10 Metakromatik granüller (Alberts yöntemi) Yayma, yağları uzaklaştırmak için önce kloroform ile işlenir. Toluidin mavisi ve malakit yeşili gibi katyonik boyalar içeren Alberts boyası boyanır.Toluidin mavisi tercihen granülleri boyarken malakit yeşili sitoplazmayı boyar. Granüller tipik monokromatizma doğasını gösterir, bu granülleri göstermek için kullanılır Granüller: Mavimsi siyah, Sitoplazma: Yeşil
11 Hücre içi lipidler (Burdon yöntemi) Lipitler, Sudan siyahı gibi yağda çözünen boyalarla boyanır. Sudan siyahı uygulandığında boyaları lipitlere geçer ve orada tutulurken sitoplazma safranin ile zıt boyanır. Hücre duvarında, hücre zarında veya yağ globüllerinde lipitlerin varlığını tespit etmek (sitoplazmada PHB) Lipid granülleri: Derin mavi,

Sitoplazma: Açık pembe

12 Polisakkarit (Hotch kuss yöntemi) Polisakkarit, Schiff reaktifleri ile kırmızı renge reaksiyona giren polialdehit oluşturmak için periyodat ile oksitlenir, sitoplazma ise malakit yeşili ile zıt boyanır. Hücrelerde polisakkarit granüllerinin birikimini tespit eder Polisakkarit: Kırmızı

sitoplazma: Yeşil

Kaynakça

  1. ^ Elementary Microbiology Vol - I. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sitoloji</span> Hücreleri inceleyen biyoloji dalı

Sitoloji veya hücre biyolojisi, kökü Yunancadaki kytos, barındırıcı kelimesidir), hücrelerin fizyolojisini, yapısını, içerdiği organelleri, bulunduğu ortamla olan ilişkisini, yaşam döngüsünü, bölünmesini ve ölümünü inceleyen bir bilim dalıdır. Bu işlem hem moleküler hem de mikroskobik ölçüde gerçekleştirilir. Sitoloji araştırmaları, bakteriler ve protozoa gibi tek hücreli organizmalardan, insan gibi çok hücreli organizmalara kadar büyük bir alana yayılır.

<span class="mw-page-title-main">Protein</span> polipeptitlerin işlevsellik kazanması sonucu oluşan canlıların temel yapı birimi

Proteinler, bir veya daha fazla uzun amino asit artık zincirini içeren büyük biyomoleküller ve makromolekül'lerdir. Proteinler organizmalar içinde, hücrelere yapı ve organizmalar sağlayarak ve molekülleri bir konumdan diğerine taşıyarak metabolik reaksiyonları katalizleme, DNA kopyalama, uyaranlara yanıt verme dahil olmak üzere çok çeşitli işlevler gerçekleştirir. Proteinler, genlerinin nükleotit dizisi tarafından dikte edilen ve genellikle faaliyetini belirleyen özel 3D yapıya protein katlanmasıyla sonuçlanan amino asit dizilimlerinde birbirlerinden farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Biyofizik</span> Fiziksel bilimlerdeki yöntemleri kullanarak biyolojik sistemlerin incelenmesi

Biyofizik, biyolojik olayları incelemek için fizikte geleneksel olarak kullanılan yaklaşım ve yöntemleri uygulayan disiplinler arası bir bilimdir. Biyofizik, moleküler seviyeden organizma ve popülasyon seviyesine kadar tüm biyolojik organizasyon ölçeklerini kapsar. Biyofiziksel araştırmalar biyokimya, moleküler biyoloji, fizikokimya, fizyoloji, nanoteknoloji, biyomühendislik, hesaplamalı biyoloji, biyomekanik, gelişim biyolojisi ve sistem biyolojisi ile önemli ölçüde örtüşmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Nanoteknoloji</span> Maddenin atomik kontrolü

Nanoteknoloji, maddenin atomik, moleküler ayrıca supramoleküler seviyede kontrolüdür.

<span class="mw-page-title-main">Radyoterapi</span> Genellikle kanseri tedavi etmek için iyonlaştırıcı radyasyon kullanan terapi

Radyoterapi, iyonlaştırıcı ışın kullanarak kanser hastalığının tedavisidir. Hedef, tümör dokusunu komşu sağlıklı dokuları koruyarak yok edilmesidir. Bu konu ile ilgili anabilim dalına Radyasyon Onkolojisi adı verilir. İyonlaştırıcı ışınların biyolojik etkilerini Radyobiyoloji bilim dalı inceler. Radyoterapi kanser tedavisinde tek başına ya da cerrahi ve/veya kemoterapi ile birlikte kullanılabilir. Cerrahi tedavi ile benzer sonuçlar elde edilen hastalıklarda, organın koruyucu yaklaşım prensibi ile organ kaybı ve ilişkili fonksiyon kaybını önlediğinden tercih edilebilen tedavi yöntemidir.

<span class="mw-page-title-main">Moleküler biyoloji</span> Canlı yapılarını moleküler düzeyde inceleyen bilim dalı.

Moleküler biyoloji, canlılardaki olayları moleküler seviyede inceleyen biyoloji dalıdır.

Hücre bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösterebilen en küçük birimidir. Hücre kelimesi, ; Latince küçük odacık anlamına gelen "cellula" kelimesinden Robert Hooke tarafından türetilmiştir. Hücrenin içerisinde "Solunum, Boşaltım, Beslenme, Sindirim" gibi yaşamsal faaliyetler gerçekleşir.

<span class="mw-page-title-main">Pigment</span>

Pigment ya da boyar madde, suda tamamen veya hemen hemen çözünmeyen renkli bir malzemedir. Bunun tersine, boyalar genelde, en azından kullanımlarının bir aşamasında çözünürdür. Boyalar genellikle organik bileşik pigmentler ise genellikle inorganik bileşikdir. Tarih öncesi ve tarihi değeri olan pigmentler arasında koyu sarı, odun kömürü ve lapis lazuli bulunur. Sanayide olduğu kadar sanatta da kalıcılık ve istikrar istenen özelliklerdir. Kalıcı olmayan pigmentler kaçak olarak adlandırılır. Kaçak pigmentler zamanla veya ışığa maruz kaldıkça solarken bazıları sonunda kararır. Pigmentler boya, mürekkep, plastik, kumaş, kozmetik, gıda ve diğer malzemeleri renklendirmede kullanılır. İmalat ve görsel sanatlarda kullanılan çoğu pigment kuru renklendiricidir ve genellikle ince bir toz hâlinde öğütülür. Boyada kullanım için bu toz, pigmenti askıya alan görece nötr veya renksiz bir malzeme olan bağlayıcıya eklenir ve boyaya yapışkanlık verir. Genellikle aracında çözünmez olan bir pigment ile kendisi bir sıvı olan veya aracında çözünen boya arasında bir ayrım yapılır. Renklendirici, ilgili araca bağlı olarak bir pigment veya bir boya görevi görebilir. Bazı durumlarda pigment, bir metalik tuzla çözülebilir bir boyanın çökeltmesi ile boyadan üretilebilir. Oluşan pigmente göl pigmenti denir. Biyolojik pigment terimi, çözünürlüklerinden bağımsız olarak tüm renkli maddeler için kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Western blot</span>

Western blot immünogenetik, moleküler biyoloji ve diğer moleküler biyoloji dallarında bir doku homojenatı veya ekstraktı numunesi içerisinde spesifik proteinlerin tanımlanmasında yaygın olarak kullanılan bir analitik teknik.

<span class="mw-page-title-main">Trigliserit</span>

Trigliserit ; gliserol (gliserin) ve üç yağ asidinden oluşan bir esterdir. Bitkisel ve hayvansal yağların ana bileşenidir.

<span class="mw-page-title-main">Albümin</span> İnsan ve diğer memeli hayvanların kan plazmasında bulunan en yaygın proteindir.

Kısaca albümin diye de bilinen serum albümini, insan ve diğer memeli hayvanların kan plazmasında bulunan en yaygın proteindir. Kanda bulunan proteinlerin %60'ını oluşturur. Ayrıca, doku sıvılarında, özellikle kas ve deride, az miktarda gözyaşı, ter, mide suları ve safrada da bulunur. Vücuttaki toplam albüminin %30-40'ı kandadır. Yağ asitleri ve çeşitli başka maddeleri kanda taşımasının yanı sıra en önemli işlevi, kan ile doku sıvıları arasında suyun dengelenmesini sağlamaktır.

<span class="mw-page-title-main">Hematoksilin</span>

Hematoksilin, Doğal Siyah 1 ya da C.I. 75290 olarak bilinen madde. Bakkam ağacının odunundan elde edilir. Okside olduğunda mavi-mor renkli hemateini oluşturur. Hematoksilin bu özelliği sayesinde, uygun bir boya sabitleyici ile birilikte kullanılarak, hücre çekirdeğini boyamak için kullanılır. Bu boyama tekniği, normalde saydam olan hücre ve dokuları mikroskop altında incelemede kolaylık sağlar. Hematoksilin ile boyanan yapılara bazofilik denir.

<span class="mw-page-title-main">Eozin</span>

Eozin katrandan elde edilen turuncu-pembe renkli bir boyadır.

<span class="mw-page-title-main">Virüs</span> canlı ve ya cansız arası mikroskobik enfeksiyon etkeni

Virüs, sadece canlı hücreleri enfekte edebilen ve böylece replike olabilen mikroskobik enfeksiyon etkenleri. Virüsler; hayvanlardan ve bitkilerden, bakterilerin ve arkelerin de içinde bulunduğu mikroorganizmalara kadar her türlü canlı şekillerine bulaşabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Histopatoloji</span> Hastalığı incelemek ve teşhis etmek için dokunun mikroskobik incelenmesi

Histopatoloji ya da patolojik histoloji, hastalıklı dokunun histolojik incelenmesinde uzmanlaşan patoloji dalıdır. Anatomik patoloji açısından önemli bir araç olan histopatoloji, aynı zamanda kanser ve diğer hastalıkların doğru ve kesin teşhisi için kullanılır ve bu açıdan çok önemlidir.

Aptamerler, spesifik hedef moleküllerine bağlanabilen peptid molekülleri veya oligonükleik asitlerdir. Aptamerler genelde rastgele düzenlenmiş geniş havuzlardaki dizilerden oluşturulmuştur ve mRNA'nın yapısında da bulunur. Aptamerler temel araştırmalar ve klinik amaçlar için makromoleküler ilaçlar olarak kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Hoechst boyası</span>

Hoechst boyaları floresans mikroskopisinde ve akış sitometresinde DNA'yı işaretlemek için kullanılan floresan boyalardandır. Bu boyalar DNA'yı işaretlediği için, ayrıca mitokondrileri boyamakta da kullanılır. bis-benzimid türü olan bu boyalardan iki tanesi yaygın olarak kullanılır: Hoechst 33258 ve Hoechst 33342.

Hematoksilen - Eozin Boyama, rutin incelemelerde ve patoloji laboratuvarlarında vazgeçilmez bir histolojik boyama tekniğidir. Temel prensibi, mavi-mor renk veren hematoksilen ile, pembemsi kırmızı renk veren eozin'in hücreleri boyamasıdır.

Kalsiyum görüntüleme tekniği hücre, doku ya da ortamdaki kalsiyum (Ca2+) durumunu görüntülemek amacıyla kullanılan bir bilimsel teknik. Kalsiyum görüntüleme teknikleri floresan özelliği taşıyan, fakat Ca2+ ile bağlandığında floresan özelliği değişen kalsiyum belirteçlerinden faydalanır. İki temel tip kalsiyum belirteci mevcuttur: kimyasal belirteçler ve genetik olarak kodlanmış belirteçler. Kalsiyum görüntüleme, canlı hayvanlarda hücre içi kalsiyumu optik olarak görüntülemek için kullanılabilir. Bu teknik geniş çapta hücre tipinin ve sinir devrelerindeki yüzlerce gliya hücrelerinin ve sinir hücrelerinin sinirsel aktivite görüntüleme çalışmalarına izin verir.

<span class="mw-page-title-main">Floresan in situ hibridizasyon</span> kromozomun belli bölgelerini işaretlemek amacıyla floresan problar kullanan bir genetik inceleme tekniği

Floresan In Situ Hibridizasyon (FISH), bir genetik inceleme tekniği olarak kromozomun belli bölgelerini işaretlemek amacıyla floresan problar kullanan bir genetik inceleme tekniğidir. Biyomedikal araştırmacılar tarafından 1980'li yılların başlarında geliştirilmiştir ve belli kromozomlardaki DNA dizisinin varlığı ya da yokluğunu saptama amacıyla kullanılmıştır. Floresan probun kromozomda bağlandığı konumu incelemek amacıyla floresan mikroskopi ile incelenir. FISH sıklıkla genetik danışma, tedavi düzenlenmesi ve mikroorganizmalarının varlığını belirlemek amacıyla kullanılır. Ayrıca belirli RNA hedeflerinin doku örneklerinde,dolaşan tümör hücrelerinde tespit edilmesinde kullanılabilir. Genel olarak, hücrelerdeki gen ekspresyonunun yer ve zaman olarak belirlenmesini sağlar.