İçeriğe atla

Boy ayrımcılığı

Boy ayrımcılığı veya boyculuk, boya dayanan ayrımcılık veya önyargıdır. İlkece toplum içinde boyu "normal" karşılanan uzunlukta olmayan insanlara yönelik uygulanır. Araştırmalar boy ayrımcılığının genellikle zorbalık şeklinde ortaya çıktığını göstermiştir.[1][2]

Kavramsallaştırma

Boyculuk terimi literatüre Saul Feldman tarafından 1971'de yazdığı bir makaleyle kazandırılmış[3][4] ve Time dergisi tarafından yaygınlaştırılmıştır.[5]

Boyculuk terimi, cinsiyetçilik gibi ayrımcılık ifade eden terimlerin halk arasında sıklıkla kullanılmaya başlanmasından nasibini almıştır.[6] Boy ayrımcılığı kısa boylu insanlara cüce, uzun boylu insanlara ise sırık denmesi şeklinde gerçekleşebilir.[7]

Kaynakça

  1. ^ Judge, A. T.; Cable, D. M. (2004). "The Effect of Physical Height on Workplace Success and Income: Preliminary Test of a Theoretical Model" (PDF). Journal of Applied Psychology. 89 (3). ss. 428-441. doi:10.1037/0021-9010.89.3.428. PMID 15161403. 3 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 16 Aralık 2020. 
  2. ^ Persico, Nicola; Postlewaite, Andrew; Silverman, Dan (2004). "The Effect of Adolescent Experience on Labor Market Outcomes: The Case of Height" (PDF). Journal of Political Economy. 112 (5). ss. 1019-53. doi:10.1086/422566. 18 Kasım 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2013. 
  3. ^ Feldman, Saul. "The presentation of shortness in everyday life—height and heightism in American society: Toward a sociology of stature Paper". Presented at the meeting of the American Sociological Association. Chicago, Il. 1971.
  4. ^ heightism, n." OED Online. June 2003. Oxford University Press. September 2006.
  5. ^ "Heightism.(Behavior)". Time. 98 (14). 4 Ekim 1971. s. 82. 
  6. ^ Shapiro, Fred R. (Bahar 1985). "Historical Notes on the Vocabulary of the Women's Movement". American Speech. 60 (1). ss. 3-16. doi:10.2307/454643. JSTOR 454643. 
  7. ^ The Tall Book: A Celebration of Life from on High, Arianne Cohen - 2009

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kuş</span> kanatlı, iki ayaklı, sıcakkanlı, yumurtlayan ve tüylü omurgalı hayvanlar

Kuş; tüyleri, dişsiz gagaları, yumurtladıkları sert kabuklu yumurtalar yoluyla üreyen, yüksek metabolizma hızına sahip, dört odacıklı kalpleri ve hafif ama güçlü bir iskelet yapısına sahip, Aves sınıfını oluşturan sıcakkanlı omurgalı hayvanlar grubudur. Tüm dünyada yaygın olarak yaşayan kuşların boyutları arı sinek kuşunda 5 cm ila deve kuşunda 2,75 m arasında değişir. On bin kadar yaşayan kuş türü bulunur ve bunların yarısından fazlasını ötücü kuşlar oluşturur. Kuşların türlere göre farklılık gösteren kanatları vardır ve kanatsız olduğu bilinen tek grup kivi kuşu ve soyları tükenmiş olan moa ile fil kuşudur. Ön ayakların evrimleşerek kanatlara dönüşmesi kuşlara uçma yeteneği sağlamış ancak daha sonra yine evrimin devam etmesiyle penguenler, deve kuşları ve adalarda endemik olan bazı türler uçma yeteneğini kaybetmişlerdir. Kuşların sindirim ve solunum sistemleri de uçma yeteneğine uyum sağlamıştır. Özellikle deniz kuşları ve bazı su kuşları gibi kuşlar ayrıca evrimleşerek yüzme yeteneği de kazanmıştır.

Biseksüellik, hem erkeklere hem de kadınlara veya birden fazla cinsiyete yönelik romantik veya cinsel çekim ya da cinsel davranıştır.

<span class="mw-page-title-main">Aspirin</span> ağrı, ateş ve iltihaplanmayı azaltmak için kullanılan bir ilaç

Asetilsalisilik asit (ASA) olarak da bilinen aspirin, ağrı, ateş ve/veya inflamasyonu azaltmak için ve antitrombotik olarak kullanılan nonsteroid antiinflamatuar bir ilaçtır (NSAID). Aspirinin tedavi etmek için kullanıldığı spesifik inflamatuar durumlar arasında Kawasaki hastalığı, perikardit ve romatizmal ateş yer alır.

<span class="mw-page-title-main">İnsan</span> embriyodan yetişkine kadar Homo cinsinin mevcut benzersiz türü olan Homo sapiensin herhangi bir üyesi

İnsan ya da modern insan, primatların en yaygın türüdür. İki ayaklılığı ve yüksek zekâsıyla karakterize edilen büyük insansı maymun olan insan, çeşitli ortamlarda gelişip son derece karmaşık araçlar geliştirmiş, karmaşık toplumsal yapılar ve medeniyetler oluşturmuştur. İnsanlar son derece sosyaldir; tek bir insan, ailelerden ve yaşıt gruplarından şirketlere ve siyasi devletlere kadar iş birliği yapan, farklı ve hatta rekabet eden sosyal grupların çok katmanlı bir ağına ait olma eğilimindedir. Bu nedenle, insanlar arasındaki sosyal etkileşimler, her biri insan toplumunu destekleyen çok çeşitli değerleri, sosyal normları, dilleri ve gelenekleri oluşturmuştur. İnsanlar aynı zamanda son derece meraklıdır: Olguları anlama ve etkileme arzusu, insanlığın bilim, teknoloji, felsefe, mitoloji, din ve diğer bilgi çerçevelerindeki gelişimini motive etmiştir; insanlar aynı zamanda antropoloji, sosyal bilimler, tarih, psikoloji ve tıp gibi alanlar aracılığıyla da kendilerini incelerler.

<span class="mw-page-title-main">Kalp krizi</span> Kalbin bir kısmına kan akışının kesilmesi

Kalp krizi, kalp enfarktüsü ya da akut miyokard enfarktüsü, kan akımının azalması veya durması sonucunda koroner arterlerden birinde meydana gelen enfarktüs ile karakterize edilir. Tipik belirtiler arasında, sıklıkla sol omuz, kol veya çeneye yayılan, göğüs kemiğinin arkasında (retrosternal) göğüs ağrısı veya rahatsızlığı bulunur. Bu ağrı, bazen mide yanması gibi algılanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Yaz saati uygulaması</span> Periyodik olarak saatlerin belirli bir miktarda değiştirilmesi

Yaz saati uygulaması (YSU), herhangi bir ülkede veya bölgede gün ışığından, sabahları daha az, öğleden sonra daha çok yararlanmak üzere, periyodik olarak, saatlerin belirli bir miktarda değiştirilmesidir. Genellikle, bu uygulama kapsamında saatler ilkbahar başlangıcında bir saat ileri, sonbaharda ise bir saat geri alınır. Çağdaş yaz saati uygulaması ilk defa 1895 yılında Yeni Zelandalı bir böcekbilimci olan George Vernon Hudson tarafından önerildi. O günden sonra birçok ülke bu uygulamayı benimseyerek kullanmaya başladı. Bununla birlikte, yaz saati uygulamaları ülkeler arasında farklılık gösterebilir.

<span class="mw-page-title-main">Majör depresif bozukluk</span> Düşük benlik saygısı ve normalde eğlenceli aktivitelere ilgi veya zevk kaybı ile birlikte her şeyi kapsayan düşük ruh hali

Majör depresif bozukluk, majör depresyon veya klinik depresyon, en az iki hafta boyunca, farklı türden günlük hadise ve tecrübeler karşısında, sabit bir şekilde düşük ruh halinde bulunulması ile karakterize edilen bir zihinsel hastalıktır. Hastalık, tıbbi teşhisi ancak bir uzman tarafından konulabilecek bir hastalıktır. Hastalık, halk arasında kullanılan depresif olma durumu ile alakalı olmayıp, bu ruh hallerinden her yönden ve tamamen ayrılan bir hastalık türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Beklenen yaşam süresi</span>

Beklenen yaşam süresi bir canlının ortalama ne kadar yaşadığını ortaya koyan istatistiki bir ölçüttür.

<span class="mw-page-title-main">Frank Macfarlane Burnet</span> Avustralyalı virolog (1899 – 1985)

Frank Macfarlane Burnet, genellikle Macfarlane veya Mac Burnet olarak bilinir. Avustralyalı virolog. Bağışıklık sistemi ile ilgili çalışmalarıyla bilinir. 1960 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü kazanılmış immün tolerans gösteren ve klonal seleksiyon teorisinin geliştirilmesi ile ilgili çalışmaları için kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Peter Medawar</span> İngiliz-Brezilyalı biyolog (1915 – 1987)

Sir Peter Brian Medawar, Brezilyalı/İngiliz biyolog. Graft reddi ve kazanılmış immün tolerans ile ilgili keşifleri organ nakli uygulamalarında önemli bir yer edinmiştir. 1960 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'ne Sir Frank Macfarlane Burnet ile birlikte layık görüldü.

Fiziksel çekicilik, bir insanın fiziksel özelliklerinin estetik açıdan güzel nitelendirildiği durumu ifade eder. Bu ifade çoğu zaman cinsel çekiciliği veya arzu edilebilirliği ima eder. Bir insanın başka bir insandan etkilenmesine neden olan birçok sebep vardır ve fiziksel çekicilik bunlardan biridir. Fiziksel çekicilik bütün kültürlerde ortak olan evrensel bir bakışı içerdiği gibi kültürel ve sosyal farklılıklar ve öznel tercihleri de içerir.

Ateistlere karşı ayrımcılık, diğer kişiler tarafından ateist olarak imlenerek zulüm görmek ve ayrımcılığa uğramaktır. 13 farklı ülkede ateist olanlar idam ile cezalandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Haplogrup Q-M242 (Y-DNA)</span>

Haplogrup Q-M242 veya kısaca Haplogrup Q insanlarda görülen bir Y-DNA haplogrubu türü.

Proteus etkisi, çevrimiçi sanal oyun içindeki bireyin davranışlarının, kendi avatarının görsel özellikleri ile ilişkili olarak değişmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu değişim, o sanal ortama dahil diğer kullanıcıların bu karakterlerle tipik bir biçimde eşleştirdiği davranışlar hakkındaki bilgiden kaynaklanmaktadır. Değişken (protean) sıfatına benzer olarak, kavramın ismi Yunan tanrısı Proteus'un şekil değiştirme yeteneğine yapılan bir imadır. Proteus etkisi ilk kez 2007 Haziranında Stanford Üniversitesi'nde Nick Yee ve Jeremy Bailenson tarafından kullanılmıştır.

Nepotizm, kayırmacılık veya akraba kayırma, öznel ve adil olmayan şekilde yapılan ayrımcılık.

Aşağıda, ülke veya coğrafi bölgeye göre ortalama yetişkin insan boyu oranları bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kladogram</span> ortak kökene sahip organizma grupları arasındaki ilişkileri göstermek için kullanılan diyagram

Kladogram, canlılar arasındaki evrimsel ilişkileri göstermek için kladistikte kullanılan diyagramlardır. Atalar ile soyundan gelenlerin nasıl ilişkili olduklarını ve ne kadar değiştiklerini göstermediğinden ötürü bir kladogram evrim ağacı değilse de birçok evrim ağacı tek bir kladogramdan çıkarılabilir. Kladogram farklı yönlerde dallanarak uzayan ve en son ortak atası olan bir grup organizma olan kladlarda sonlanan ve dal adı verilen çizgilerden oluşur. Çok çeşitli kladogram şekilleri olsa da hepsinin ortak özelliği diğer çizgilerden dallanan çizgilerdir. Çizgiler dallandıkları noktaya kadar izlenebilirler. Bu bağlantı noktaları üstündeki taksonlar tarafından paylaşılan ortak özellikleri gösterdiği sonucuna varılmış varsayımsal ataları temsil eder. Bu varsayımsal ata farklı özelliklerin, adaptasyonların ve diğer evrimsel özelliklerin evrimleşme sırası hakkında ipuçları verebilir. Her ne kadar böyle kladogramlar geleneksel olarak morfolojik özellikler temelinde şekillendirildiyse de DNA ve RNA dizileme verileri ile birlikte işlemsel filogenetik artık kladogramların oluşturulmasında tek başına ya da morfolojik özelliklerle bir arada kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kronik böbrek hastalığı</span>

Kronik böbrek hastalığı, böbrek yapısında veya işlevinde 3 aydan uzun süreli anormalliklerin görüldüğü bir rahatsızlıktır.

<span class="mw-page-title-main">Viridiplantae</span>

Viridiplantae, yaklaşık 450.000-500.000 tür içeren ve hem karasal hem de sucul ekosistemlerde önemli roller oynayan ökaryotik canlılar grubudur. Öncelikle sucul olan yeşil algler ve içlerinden çıkan kara bitkilerinden oluşurlar. Yeşil algler, geleneksel sınıflandırmada kara bitkilerini içermez ve bu da yeşil algleri parafiletik bir grup yapar. Kara bitkilerinin yeşil alglerin içinden çıktığının anlaşılmasından bu yana, bazı yazarlar bitkileri de yeşil alglere atıyorlar. Hücre duvarlarında selüloz bulunan hücrelere ve klorofil a ve b içeren ve fikobilin içermeyen siyanobakterilerle endosimbiyozdan türetilen birincil kloroplastlara sahiptirler.

<span class="mw-page-title-main">Parafili (filogenetik)</span>

Taksonomide eğer bir grup en son ortak atası ve soyundan gelenlerin tamamını içeriyor ama genellikle bir ya da iki monofiletik alt grubu kapsamıyorsa bu grup dışarıda bırakılan alt gruplara nazaran parafiletik olarak adlandırılır. Parafiletik bir grup bir klad ya da ortak ata ile birlikte soyundan gelen tüm türlerin yer aldığı bir tür grubu olan monofiletik bir grup olamaz. Parafiletik grubun bir ya da daha fazla üyesi, dışarıda bırakılan grup ya da gruplara, parafiletik gruptan daha yakın akrabadır. Terim filogenetikte ve dilbilimde yaygın olarak kullanılır. Parafiletik gruplar sinapomorfiler ve simplesiomorfilerin birleşimi ile tanımlanırlar.