İçeriğe atla

Boy abdesti

Kontrol Edilmiş

Boy abdesti veya gusül (Arapça: الغسل), İslâm dininde bir dinî gereklilik olarak tüm vücudun yıkanmasıdır. Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı guslü; kuru hiçbir yer bırakmamak üzere bedenin her tarafını yıkama olarak tanımlamıştır.[1]

Suyun olmadığı bir yerde ya da kişiye göre hasta edeceğini düşündüğü soğuk su varsa, kişi Mâide Sûresi, 6. ayetine göre teyemmüm yapabilir, gusül abdesti almış sayılır. Uygun sıcaklıkta su bulduğu zaman teyemmüm geçersiz olur.

Bazı İslam alimleri, gusülde sadece vücudun değil ağız ve burun içinin de yıkanmasının farz olduğunu söylese de Şâfiî gibi mezhebler bunun gerekli olmadığı görüşündeler. Bazı özel durumlarda yerine getirilmesi gereken bu ibadetin terki günahtır ve acizdir.

İslâmiyet öncesi boy abdesti

Diğer dinlerde boy abdesti

Hititler'de cinsel ilişkiden sonra yıkanıldığı bilinmektedir.[2] Yahudilik'in kutsal kitabı Tevrat'ta gusül gerektiğinde yıkanma emredilmektedir.[3] Yahudilik'te hayızlı kadınların gusül almadan mabede girmesi, kutsal şeylere dokunması ve cinsî münasebet[4] yasaktır.[5] Cinsel ilişkiden sonra yıkanma Irak Sâbiîlerlerinde ve Hindu kadınlarında vardır.[6]

Cahiliyye Araplarında boy abdesti

Cahiliyye Arapları bazen cenabetlikten dolayı yıkanmayacaklarına dair yemin ederlerdi.[7] Bedir Savaşı sonrası Ebû Süfyân, Bedir'in intikamını alıncaya kadar gusletmeyi kendisine yasaklamıştır.[8] Müslümanların boy abdesti alırken kullandığı mazmaza, istinşak gibi tabirler İslâmiyet öncesi kullanılan terimlerdir.[9]

Boy abdestinin dini dayanakları

Guslün farz oluşu kitap ve sünnete dayanmaktadır. Kur'an'da ise bu konuda 2 ayet bulunmaktadır ki bu ayetler:

  • Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın. Cünüp iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur, veya yolculukta bulunursanız veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz ki Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır. (Nisâ Sûresi, ayet:43)
  • Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalktığınız zaman, yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı meshedin, iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz temizlenin. Hasta iseniz, yahut yolculukta iseniz, yahut biriniz abdest bozmaktan gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız, su da bulamamışsanız, temiz bir toprağa teyemmüm edin. Bunun için de yüzlerinizi ve ellerinizi o toprakla meshedin. Allah size bir güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve şükredesiniz diye de üzerinizdeki nimetini tamamlamak istiyor. (Mâide Sûresi, ayet:6)[10]

Boy abdestinin farz olduğu durumlar


İslâm


Temel İbâdetler

Yedi şeyden biri sebebiyle gusletmek farz olur: Birleşmeye bağlı olmaksızın meninin şehvetle yerinden ayrılıp dışarı çıkması, zekerin (sünnet edilen yere kadar olan) baş kısmının, canlı bir insanın ön veya arka yollarından birinin içerisine girmesi, ölüyle veya bir hayvan ile birleşme sonucu meninin gelmesi, zekeri kalkık değilken yatıp uyanınca ince bir suya (ıslaklığa) tesadüf edilmesi durumunda, sarhoşluktan ya da baygınken ayıldıktan sonra rastlanılan bir ıslaklığın meni zannedilmesi halinde, hayız ve nifas hallerinde.

Bunlar İslâm'a girmeden önce dahi meydana gelse, (İslâm'a giren şahsın yıkanması gerekir) en doğrusu da budur.

Ölüyü yıkamak ise farz-ı kifayedir.

Boy abdestinin alınışı

İslam dininde boy abdesti aşağıdaki şekilde alınmaktadır. Fakat bu İslam bilginleri tarafından gusülle ilgili hadislerden çıkarılan uygulamalardır. Guslün Kur'anda belli bir yapılış şekli belirtilmemiştir. Keza herhangi temiz bir suda yüzen kişi bile eğer buna niyet etmişse gusletmiş sayılmaktadır.

Gusletmek isteyen bir kimse önce besmele okur ve: "Niyet ettim Allah rızası için boy abdesti almaya" diye niyet eder.[11] Elleri bileklere kadar yıkadıktan sonra edep yerlerini temizler. Bundan sonra sağ avucuyla ağzına üç kere su alır ve her defasında ağzını boğazına kadar gargara şeklinde çalkalar. Oruçlu ise boğazına su kaçmamasına dikkat eder. Sağ avucuyla burnuna, genzine kadar üç defa su çeker, her defasında sol eliyle burnunu temizler. Bundan sonra tıpkı namaz abdesti gibi abdest alır.

Abdest aldıktan sonra önce başına, sonra sağ, daha sonra da sol omuza üçer defa su döker ve vücudunu yıkar. Suyu her döküşte elleriyle vücudunu iyice ovuşturur. İğne ucu kadar kuru yer kalmaksızın vücudun her tarafını güzelce yıkar. Gusülde bıyık, saç ve sakal diplerine suyun iyice işlemesi için ovuşturulur. Göbek boşluğu, küpe delikleri dikkat edilerek yıkanır. Böylece gusül abdesti almış oluruz.

Su olmadığı durumlarda teyemmüm ile boy abdesti alınabilir.

Boy abdestinin farzları

  1. Ağzı yıkamak.
  2. Burnu yıkamak.
  3. Vücudun her tarafinı bir kere yıkamak.
  4. Açılması zor olmayan sünnet derisinin içini yıkamak.
  5. Göbeğin içerisini yıkamak.
  6. Küpe deliği gibi vücudun herhangi bir yerindeki kapanmamış deliği yıkamak.
  7. İster dibine su sirayet etsin ister etmesin erkeğin örgülü saçının içini yıkamak.
  8. Sakalı yıkamak.
  9. Bıyığı yıkamak.
  10. Kaş diplerini yıkamak.
  11. Kadınların tenasül uzuvlarının dış kısımlarını yıkaması.

Boy abdestinin sünnetleri

  1. Yıkanmaya başlamadan önce besmele çekmek.
  2. Besmele ile başlamak.
  3. Niyet etmek.
  4. Elleri bileklere kadar yıkamak.
  5. Avret yerini yıkamak.
  6. Her uzvu üçer defa yıkamak suretiyle namaz abdesti gibi abdest almak ve başa meshetmek.
  7. Vücuduna üç kere su dökmek.
  8. Akarsu içinde yahut akarsu hükmünde bulunan sularda yıkanıyorsa bile sünneti tamamlayacak kadar suda kalmak.
  9. Su dökmeye başından başlamak.
  10. Suyu sağ, daha sonra sol omuzuna dökerek vücudu yıkamak, vücudunu ovuşturmak.
  11. Uzuvları peşpeşe yıkamak.[12]

Kaynakça

  1. ^ TC DİB Web Kütüphanesi[]
  2. ^ Güngör Karaoğuz, Adem'in Çocukları, Konya 2015, s: 202
  3. ^ Tevrat, Levililer, 15;5
  4. ^ Tevrat, Levililer, 15;19
  5. ^ Tevrat, Levililer, 12;4
  6. ^ TDV, İslam Ansiklopedisi, cilt: 14, sayfa: 213
  7. ^ Mehmet Azimli, Cahiliyye'yi Farklı Okumak, 2. basım, s: 86
  8. ^ İbn Hişam, es-Siretu'n-Nebeviyye, Beyrut 1994, V., s: 272
  9. ^ Yaşar Çelikkol, İslam Öncesi Mekke, Ankara 2013, s: 170
  10. ^ "Kuranda gusül". 25 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2011. 
  11. ^ İslam Dergisi, Gusül ve Namaz Abdesti[]
  12. ^ Hasen b. Ammâr Ebu’l-İhlâs el-Vefâî el-Mısrî eş-Şurnbulâlî. Nuru'l-İzah. 22 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bakara Suresi</span> Kuranın 2. suresi

Bakara Suresi, Kur'an'ın ikinci suresidir. Kur'an'ın en uzun suresi olan Bakara Suresi, 286 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Müslüman</span> İslam dinine mensup kimse

Müslüman, İslam dinine mensup kişi demektir. Sünni, Şii ve Mutezili mezhep inancına göre, Allah'a ve Allah'ın birliğine, Muhammed'in Allah'ın peygamberi olduğuna inanan kişilere denir. İslam dininin farklı mezheplerinde Müslüman kavramı üzerine çeşitli farklılıklar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Namaz</span> İslamda farz olan günlük ibadet

Namaz, İslâm'ın şartlarından biri olarak kabul edilen bir ibadettir. Kur'an'da günün belli vakitlerinde abdestle birlikte duaya kalkılması ifadesi bulunur. Kur'an'a göre namaz Allah'ı anarak teslimiyetin gösterildiği bir arınma biçimi ve İbrâhim peygambere öğretilen bir ibadet şeklidir.

<span class="mw-page-title-main">Fatiha Suresi</span> Kuranın ilk suresi

Fatiha Suresi, Kur'an'ın ilk suresidir. Sure, 7 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Şeriat</span> İslamî hukuk

Şeriat, Kur'an âyetleri ile Muhammed'in söz ve fiillerinden oluşan naslardan alimler sınıfının (Fukaha) çıkarımları (istinbat) ile oluşturulan dinî kanunlar toplamıdır. İslam'da ibadetler, muameleler ve cezalarla ilgili tüm kavram ve kuralları kapsar. Tarihsel seyir içerisinde kanun ve kuralların teorik (usul) ve pratik uygulama (füru/fetva) çalışmaları ile ilgilenen ve isimleri öne çıkan kişiler adına belirli toplum ve devlet yönetimlerinin de tercihlerini yansıtan fıkıh mezhepleri ortaya çıkmış, ancak şeriat hiçbir zaman tek başına geçerli bir hukuk sistemi olmamış, Ömer veya Emevilerden itibaren "örfi hukuk" ile birlikte kullanılmıştır. Şeriat’ın "insanlar arası ilişkiler bölümü” 1850’lerden itibaren “İslam hukuku” olarak yeni bir isimle sunulmaya başlanır. İslam hukukunda yer yer modern hukukla benzer argümanlar kullanılmasına rağmen aralarında bir takım temel farklar vardır. İslam'da hukuki argümantasyon olarak -insanların birbirlerinin maddi ve manevi alanlarına girmelerini yasaklayan- hak ve -üst makamın alt grup insanlara dengeli davranmasını içeren- adalet kavramları ön plana çıkarılır. Buna göre amirler emirleri altında bulunan insanların gözetimi ve onlara karşı adaletli olmakla, yönetilenler ise onlara itaatle yükümlüdürler. Adaletten sapan amire itaat edilip edilmeyeceği tartışmalıdır. Ayrıca bu anlayışta insanlar Allah'ın kulları (İbadullah) olmakta, şeriat onlara karşı adaletli davranmayı gerektirse bile eşit davranmayı gerektirmemektedir. Şeriat ile modern hukuk arasındaki farklardan belki de en önemlisi, insanların eşit ve özgür bireyler oldukları temelinde geliştirilen modern hukuktaki insan hakları kavramına karşılık, şeriat anlayışında bireysel özgürlük kavramı bulunmamasıdır. Dinî edebiyat ve söylemlerde sıkça kullanılan özgür irade kavramı günlük yaşam tarzını seçebilmesinde değil, kader karşısında insanın uhrevi sorumluluğu bağlamındaki felsefi tartışmalarda görülür. Kur'an'da 30 ayette tekrarlanan ve İslamcılığın temel motivasyonlarından birisi olan “şeriatta kötü olarak tanımlanan durumlar için güç kullanımı kişilerin ev, elbise, beden ve ibadet–inanç gibi özel alanlarına girmeyi gerektirse bile bu kişilerin (kul) hakkına tecavüz olarak değerlendirilmez.

<span class="mw-page-title-main">Abdest</span> İbadet edebilmek için yapılan temizlik

Abdest, Müslümanların, namaz gibi belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma ve temizliktir. Kur'ana göre her namazın yanında bedensel temizlenme amacıyla belli organları yıkamak (gasil) ve meshetmek şeklinde anlatılır. Suyun abdeste uygun olması önemlidir. Su abdeste tadı, bulanıklığı ve kokusunun olağan olması ile uygun olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Teyemmüm</span>

Teyemmüm, suyun bulunmaması veya zorunluluk nedeniyle kullanılamaması hâlinde abdest veya boy abdesti yerine yapılan bir fiziksel nötrleşme ve ibadete hazırlık faaliyetidir.

Cuma namazı, İslâm dininde cuma günü öğle vakti cemaatle kılınması farz olan iki rekatlık bir namazdır.

<span class="mw-page-title-main">Âl-i İmrân Suresi</span> Kuranın 3. suresi

Âl-i İmrân Suresi, Kur'an'ın 3. suresidir. Sure, 200 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Secde Suresi</span> Kuranın 32. suresi

Secde Suresi, Kur'an'ın 32. suresidir. Sure 30 ayetten oluşur. Sure adını, mü’minlerin Allah’a secde etmelerinden bahseden 15. ayetten almıştır. Mekke döneminin son yıllarında Mü'minun Suresi'nden sonra indirildiğine inanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Zina</span>

Zina, aralarında bir nikâh bağı bulunmayan yetişkin bir erkek ile kadın arasındaki cinsel ilişkidir, ancak efendi-cariye ilişkisinde de nikah bağı yoktur ve onlar zina sayılmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Besmele</span>

Kur'an'da surelerin başında bulunan Besmele, aynı zamanda Neml suresinin 30. ayetinde de geçmektedir. Besmele Tevbe Suresi hariç bütün surelerin başlangıcında yer almaktadır. Genellikle Türkçe olarak "Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla" şeklinde tercüme edilir. Güncel hayatta sıklıkla bazen de Bismillah şeklinde kısaltma olarak kullanılır. İslami inanışta Rahmân ve Rahim Allah’ın Esma-ül hüsnadan sayılan iki adıdır. Birincisi gramer olarak sıfat-ı müşebbehe, ikincisi mübalağa ile ism-i faildir. Sıfat-ı müşebbehe özelliğin devam ve değişmezliğini, ism-i fail ise oluş ve yenilenmeyi ifade eder. Bu bakımdan "Şefkatle merhamet eden Allah'ın adıyla" şeklinde anlaşılır.

Cünüp veya cenâbet, İslam'a göre cinsel ilişkide bulunduğu veya vücudundan meni çıktığı hâlde henüz boy abdesti alarak temizlenmemiş olan (kişi). Bu kavram gündelik konuşmada pis veya hoşlanılmayan kimseleri tanımlamak amacıyla da kullanılır.

Bayram namazı, Ramazan Bayramı veya Kurban Bayramı'nın ilk günü Güneş'in doğmasından yaklaşık 50 dakika geçtikten sonra cemaatle birlikte kılınan namaz. Bayram namazı, Hanefi mezhebine göre vacip diğer mezheplere göre sünnettir.

<span class="mw-page-title-main">Nafile namazlar</span>

Nafile (tatavvu) namazlar, herhangi bir yükümlülüğü olmadan, içten gelerek kılınan namazlardır. Beş vakit namaza bağlı olan sünnetler, ramazan geceleri kılınan teravih namazları, kuşluk namazları, gece namazları başlıca nafile namazlardır.

Tahâret, fıkhi ve İslami bir terimdir. Abdest, gusül ve teyemmüm gibi bazı şer'i eylemlerin sonucunda elde edilir. Ayrıca Şîa fıkhında adına “Mutahhirat” veya “temizleyiciler” denen necis şeylerin giderilmesinde de kullanılır. Necasetten taharet namaz gibi bazı ibadetlerin sahih olma şartlarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Gadîr-i Hum</span> Muhammedin 632 yılında damadı Ali lehine bir beyan içeren vaazı.

Gadîr-i Hum İslam peygamberi Muhammed'in 16 Mart 632 tarihinde vereceği vaaz için Müslümanların toplanmış olduğu tarihsel etkinliktir. Şiilerin ve Arap Alevilerinin inancına göre İslam peygamberi bu vaazinde, Ali bin Ebu Talib'i kendisinden sonra gelecek halef tayin etmiştir. Bu günün hicri yıldönümü Şiiler ve Arap Alevileri tarafından her yıl Gadir-i Hum Bayramı olarak kutlanır.

Tesbihât, İslam dininde genellikle farz namazlardan sonra yapılan zikir ibadeti. Kur'an'dan özel ayetler ile Allah'ı yücelten ve ona şükür arz eden Sübhanallah, Elhamdülillah ve Allahu ekber zikirlerinden ibarettir. Tesbihat'dan sonra dua edilir.

Bu sayfada İslam diniyle ilgili tüm maddelerin dizin halinde gösterilmesi amaçlanmıştır. Bu madde içeriğinde İslam'a ait tüm ilmi terimler, İslam dinine ait olmayıp İslam'daki bakış açısını anlatan terimler, diğer dinlere ait terimlerin İslam'a göre bakış açısını gösteren maddeler listelenmiştir. Kişi adlarını buraya eklemek dizini aşırı kalabalıklaştıracağı için; İslam'da çok önemli yeri olan kişiler haricinde diğer isimler için Vikipedi'de listesi bulunan listelere bakınız.

Hudud "sınırlar, hudutlar, sınırlar" anlamına gelen Arapça bir kelimedir.